1. 26.
    0
    kanser, hücrelerde dna'nın hasarı sonucu hücrelerin kontrolsüz veya anormal bir şekilde büyümesi ve çoğalmasıdır. günde vücudumuzda(dna'da) yaklaşık 10000 mutasyon olmasına rağmen immün sistemimiz her milisaniye vücudumuzu tarar ve kanserli hücreleri yok eder.
    kanser vücut hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde üreyerek komşu dokuları işgal etmesi (invazyon) veya kaynağını aldığı organdan daha uzak bir yere, kan veya lenf yoluyla yayılması (metastaz) ile oluşan bir hastalıktır. hücreler dna replikasyonları esnasında meydana gelen bozulmalar nedeniyle yapı değiştitirler. normal vucut hücre ve dokuları, orijinal büyüklük ve yapılarını korurken kanser hücreleri saldırgan bir tablo çizerler.
    kanser potansiyeli olan hücrelerin en önemli özelliği "onkogen" içermesi yani bulunduğu dokudan tamamen farklı bir yeni bir hücre olacak şekilde bozulma potansiyeli olmasıdır. bu hücreler kanser dönüşümünü tamamladığında, alınan patoloji örneklerinde bu hücrelerin kökenini tanımlamak neredeyse imkânsızdır.
    bir kanser hücresi oluştuğunda vücudun bağışıklık sistemi bu yabancı hücreyi tanır ve parçalar. bu sayede vücutta oluşan binlerce kanser hücresi bağışıklık sistemi tarafından yok edilir. her hücrede, onkogenlerin aktivasyonunu baskılayan antionkogenler (tümör baskılayıcı gen) bulunmaktadır. antionkogenlerin kaybolması veya inaktive olması durumunda onkogen aktivitesine izin verilmiş olur. bunu da kanserin oluşumu izler. vucutta mutasyona uğrayan hücrelerin ancak çok küçük bir kısmı kansere yol açar. bunun bir çok nedeni vardır:
    mutasyon gösteren hücrelerin yaşama kabiliyetleri normal hücrelere göre daha azdır. bu yüzden ölürler.
    mutasyon gösteren hücrelerin pek çoğunda bile hâlâ aşırı büyümeyi önleyen normal geridönüm kontrol düzeneği("tümör baskılayıcı genler") bulunur. bu yüzden hayatta kalabilen mutant hücrelerin çok azı kanserli hücreye dönüşür.
    sıklıkla, kanser potansiyeli taşıyan bu hücreler büyüyüp kanser oluşturmadan önce vucudun bağışıklık sistemi tarafından yok edilirler.
    bu olay şöyle açıklanmaktadır:
    mutant hücrelerin çoğu değişikliğe uğramış genleri nedeniyle kendi içlerinde anormal protein oluştururlar. bu anormal proteinler vucudun bağışıklık sistemini uyararak antikor yapımına veya kanserli hücreye karşı duyarlılık kazanmış lenfositlerin oluşmasına neden olarak kanserli hücrenin yok edilmesini sağlarlar. ( bu olayı destekleyen bir gerçek de organ trasnplantasyonu nedeniyle immünsupresif tedavi gören hastalarda kanser riskinin beş kat artmasıdır.
    bağışıklık sisteminin etkinliğini bozan durumlar kanseri hazırlayıcı etmenler (predispozan) olarak bilinir. bağışıklık sistemi tarafından yok edilmemiş olan bu hücreler konrolsüz biçimde üreyerek bulundukları dokuyu işgal ederler. sadece o dokuyla sınırlı kalmayıp komşu dokulara da yayılırlar(invazyon). kan ve lenf dolaşımı yoluyla vucudun ilgisiz bölgelerine de taşınabilirler. (metastaz)
    kanser başlangıcı olan alanda en önemli özellik kitlenin çevre dokulara girift, yapışık olmasıdır. i̇yi huylu (benign) tümörler genellikle sınırları belirgin kitlelerdir. ancak kötü huylu (malign) tümörler sınırları belirsiz ve çevre dokuya sıkıca yapışık halde bulunurlar. i̇lk evrelerde genellikle ağrısızdırlar.
    kanser oluştuğu yani köken aldığı dokuya göre adlandırılır.
    kanser hücreleri civarlarındaki doku lara ulaşarak, kan dolaşımı, lenf sistemi ya da vücut boşlukları ve yüzeyleri yollarıyla vücudun diğer taraflarına yayılırlar. buna metastaz denir.
    vücudumuzda kontrolsuz olarak büyüyen kötü huylu tümörlere kanser denir. kanserler iyi huylu ve kötü huylu olmak üzere iki kısma ayrılır. kötü huylu tümörler başka dokulara ve organlara yayılma (metastaz) özelliği gösterirler
    Tümünü Göster
    ···
  2. 27.
    0
    am
    ···
  3. 28.
    0
    @1 copy paste terk
    ···
  4. 29.
    0
    kufreden ve terbiyesiz linkler paylasan insanları cok kınıyorum. burada kucuklerimiz de var, bunları gorup etkilenebilir, annelerini ve kızkardeslerini cinsel iliski yasanılabilir varlıklar olarak gorebilirler.bu tur seyleri burada en fazla pm ile pasylasınız, olmadı msnlesin,o imkan da var. sozluğun adını duyup tıklayıp oylesine bakanlar da var ve mhtemelen cocuk yastalar cunku buradakilrin arkadasları onlar da.
    rekoru ben kırıcam olm.
    hıc de garipsemedim <3
    ···
  5. 30.
    0
    @2 rahatça gibmiş beyler bence rekora gitmeyelim
    ···
  6. 31.
    0
    kanser, hücrelerde dna'nın hasarı sonucu hücrelerin kontrolsüz veya anormal bir şekilde büyümesi ve çoğalmasıdır. günde vücudumuzda(dna'da) yaklaşık 10000 mutasyon olmasına rağmen immün sistemimiz her milisaniye vücudumuzu tarar ve kanserli hücreleri yok eder.
    kanser vücut hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde üreyerek komşu dokuları işgal etmesi (invazyon) veya kaynağını aldığı organdan daha uzak bir yere, kan veya lenf yoluyla yayılması (metastaz) ile oluşan bir hastalıktır. hücreler dna replikasyonları esnasında meydana gelen bozulmalar nedeniyle yapı değiştitirler. normal vucut hücre ve dokuları, orijinal büyüklük ve yapılarını korurken kanser hücreleri saldırgan bir tablo çizerler.
    kanser potansiyeli olan hücrelerin en önemli özelliği "onkogen" içermesi yani bulunduğu dokudan tamamen farklı bir yeni bir hücre olacak şekilde bozulma potansiyeli olmasıdır. bu hücreler kanser dönüşümünü tamamladığında, alınan patoloji örneklerinde bu hücrelerin kökenini tanımlamak neredeyse imkânsızdır.
    bir kanser hücresi oluştuğunda vücudun bağışıklık sistemi bu yabancı hücreyi tanır ve parçalar. bu sayede vücutta oluşan binlerce kanser hücresi bağışıklık sistemi tarafından yok edilir. her hücrede, onkogenlerin aktivasyonunu baskılayan antionkogenler (tümör baskılayıcı gen) bulunmaktadır. antionkogenlerin kaybolması veya inaktive olması durumunda onkogen aktivitesine izin verilmiş olur. bunu da kanserin oluşumu izler. vucutta mutasyona uğrayan hücrelerin ancak çok küçük bir kısmı kansere yol açar. bunun bir çok nedeni vardır:
    mutasyon gösteren hücrelerin yaşama kabiliyetleri normal hücrelere göre daha azdır. bu yüzden ölürler.
    mutasyon gösteren hücrelerin pek çoğunda bile hâlâ aşırı büyümeyi önleyen normal geridönüm kontrol düzeneği("tümör baskılayıcı genler") bulunur. bu yüzden hayatta kalabilen mutant hücrelerin çok azı kanserli hücreye dönüşür.
    sıklıkla, kanser potansiyeli taşıyan bu hücreler büyüyüp kanser oluşturmadan önce vucudun bağışıklık sistemi tarafından yok edilirler.
    bu olay şöyle açıklanmaktadır:
    mutant hücrelerin çoğu değişikliğe uğramış genleri nedeniyle kendi içlerinde anormal protein oluştururlar. bu anormal proteinler vucudun bağışıklık sistemini uyararak antikor yapımına veya kanserli hücreye karşı duyarlılık kazanmış lenfositlerin oluşmasına neden olarak kanserli hücrenin yok edilmesini sağlarlar. ( bu olayı destekleyen bir gerçek de organ trasnplantasyonu nedeniyle immünsupresif tedavi gören hastalarda kanser riskinin beş kat artmasıdır.
    bağışıklık sisteminin etkinliğini bozan durumlar kanseri hazırlayıcı etmenler (predispozan) olarak bilinir. bağışıklık sistemi tarafından yok edilmemiş olan bu hücreler konrolsüz biçimde üreyerek bulundukları dokuyu işgal ederler. sadece o dokuyla sınırlı kalmayıp komşu dokulara da yayılırlar(invazyon). kan ve lenf dolaşımı yoluyla vucudun ilgisiz bölgelerine de taşınabilirler. (metastaz)
    kanser başlangıcı olan alanda en önemli özellik kitlenin çevre dokulara girift, yapışık olmasıdır. i̇yi huylu (benign) tümörler genellikle sınırları belirgin kitlelerdir. ancak kötü huylu (malign) tümörler sınırları belirsiz ve çevre dokuya sıkıca yapışık halde bulunurlar. i̇lk evrelerde genellikle ağrısızdırlar.
    kanser oluştuğu yani köken aldığı dokuya göre adlandırılır.
    kanser hücreleri civarlarındaki doku lara ulaşarak, kan dolaşımı, lenf sistemi ya da vücut boşlukları ve yüzeyleri yollarıyla vücudun diğer taraflarına yayılırlar. buna metastaz denir.
    vücudumuzda kontrolsuz olarak büyüyen kötü huylu tümörlere kanser denir. kanserler iyi huylu ve kötü huylu olmak üzere iki kısma ayrılır. kötü huylu tümörler başka dokulara ve organlara yayılma (metastaz) özelliği gösterirler
    Tümünü Göster
    ···
  7. 32.
    0
    wagner in kitaplarında kendimden çok şey buluyorum binler. özellikle otoloji ve yabancılaşma bağbında ışık tuttuyor bana.
    ···
  8. 33.
    0
    ananın seviyesine inme zaaaa xdxd

    oh bunu da yaptım ya amk
    ···
  9. 34.
    0
    Türkiye Adalet Akademisi tarafından düzenlenen program kapsamında, isveç Adalet Akademisi Müdür Yardımcısı Sayın Ms. Marit BERGENDAHL ve isveç Mahkemeler idaresi Uluslararası ilişkiler Ofisi Yetkilisi Mr. Carl-Johan BREITHOLTZ ile beraberindeki isveç Hâkim Adaylarından oluşan 5 kişilik heyet, 7 Temmuz 2010 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ni ziyaret etmiştir. Türkiye Adalet Akademisi Başkanvekili Sayın Sami Sezai Ural’ın refakat ettiği isveç Heyeti, Anayasa Mahkemesi Genel Sekreter Vekili Sayın Doç.Dr.Ali KARAGÜLMEZ ve Raportör Sayın Hakan ATASOY tarafından karşılanmıştır.

    Karşılama sonrası yapılan görüşmede, Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşu, yapısı, işleyişi, uluslararası ilişkileri ve bilgi teknolojileri altyapısı hakkında bilgiler verilen heyete, Mahkememiz gezdirilmiştir. Daha sonra Anayasa Mahkemesi Üyesi Sayın Recep KÖMÜRCÜ’yü makamında ziyaret eden heyet, progrdıbına devam etmek üzere Mahkememizden ayrılmıştır.am züt meme
    ···
  10. 35.
    0
    Viva Zapata, 1952 ABD yapımı biyografik dramatik western filmdir. Filmin adı ispanyolca'da Yaşasın Zapata anldıbına gelmektedir. Senaryosunu Pulitzer ve Nobel Edebiyat Ödüllü Amerikalı yazar John Steinbeck'in, Edgecumb Pinchon'ın 1941 yılında yayımladığı Zapata the Unconquerable (Yenilmez Zapata) adlı biyografik kitabına dayandırarak yazdığı (bu durum jenerikte belirtilmemiştir) filmi Elia Kazan yönetmiş başlıca rollerinde Marlon Brando, Jean Peters ve Anthony Quinn oynamışlardır. Yapımcılığını Darryl F. Zanuck'un üstlendiği filmin özgün müziğini Alex North bestelemiş, siyah beyaz görüntülerini ise Joseph MacDonald çekmiştir.

    Film 1910'dan 1917'ye kadar süren Mekgiba Devrimi'nin en önemli kişiliklerinden biri olan köylü lider Emiliano Zapata'nın, Mekgiba'nın gaddar diktatörü Porfirio Díaz'ın yozlaşmış ve baskıcı rejimine karşı başlattığı mücadelenin öyküsünü anlatmaktadır. Filmin tanıtım sloganı şöyledir: "Efsane olmuş bir haydut!... Mekgiba'nın beyaz atlı kaplanının kükreyen öyküsü" 1953'te Anthony Quinn'in "en iyi yardımcı aktör" Oscar'ını kazandığı Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi töreninde film 4 dalda daha ödüle aday gösterilmişti. Bunlar "En iyi aktör" (Marlon Brando), "en iyi senaryo" (John Steinbeck), "en iyi müzik" (Alex North) ve "en iyi dekor" ödülleriydi.
    ···
  11. 36.
    0
    wingarduim lewiosa seviye!
    ···
  12. 37.
    0
    evimde evcil am besliyorum
    ···
  13. 38.
    0
    kanser, hücrelerde dna'nın hasarı sonucu hücrelerin kontrolsüz veya anormal bir şekilde büyümesi ve çoğalmasıdır. günde vücudumuzda(dna'da) yaklaşık 10000 mutasyon olmasına rağmen immün sistemimiz her milisaniye vücudumuzu tarar ve kanserli hücreleri yok eder.
    kanser vücut hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde üreyerek komşu dokuları işgal etmesi (invazyon) veya kaynağını aldığı organdan daha uzak bir yere, kan veya lenf yoluyla yayılması (metastaz) ile oluşan bir hastalıktır. hücreler dna replikasyonları esnasında meydana gelen bozulmalar nedeniyle yapı değiştitirler. normal vucut hücre ve dokuları, orijinal büyüklük ve yapılarını korurken kanser hücreleri saldırgan bir tablo çizerler.
    kanser potansiyeli olan hücrelerin en önemli özelliği "onkogen" içermesi yani bulunduğu dokudan tamamen farklı bir yeni bir hücre olacak şekilde bozulma potansiyeli olmasıdır. bu hücreler kanser dönüşümünü tamamladığında, alınan patoloji örneklerinde bu hücrelerin kökenini tanımlamak neredeyse imkânsızdır.
    bir kanser hücresi oluştuğunda vücudun bağışıklık sistemi bu yabancı hücreyi tanır ve parçalar. bu sayede vücutta oluşan binlerce kanser hücresi bağışıklık sistemi tarafından yok edilir. her hücrede, onkogenlerin aktivasyonunu baskılayan antionkogenler (tümör baskılayıcı gen) bulunmaktadır. antionkogenlerin kaybolması veya inaktive olması durumunda onkogen aktivitesine izin verilmiş olur. bunu da kanserin oluşumu izler. vucutta mutasyona uğrayan hücrelerin ancak çok küçük bir kısmı kansere yol açar. bunun bir çok nedeni vardır:
    mutasyon gösteren hücrelerin yaşama kabiliyetleri normal hücrelere göre daha azdır. bu yüzden ölürler.
    mutasyon gösteren hücrelerin pek çoğunda bile hâlâ aşırı büyümeyi önleyen normal geridönüm kontrol düzeneği("tümör baskılayıcı genler") bulunur. bu yüzden hayatta kalabilen mutant hücrelerin çok azı kanserli hücreye dönüşür.
    sıklıkla, kanser potansiyeli taşıyan bu hücreler büyüyüp kanser oluşturmadan önce vucudun bağışıklık sistemi tarafından yok edilirler.
    bu olay şöyle açıklanmaktadır:
    mutant hücrelerin çoğu değişikliğe uğramış genleri nedeniyle kendi içlerinde anormal protein oluştururlar. bu anormal proteinler vucudun bağışıklık sistemini uyararak antikor yapımına veya kanserli hücreye karşı duyarlılık kazanmış lenfositlerin oluşmasına neden olarak kanserli hücrenin yok edilmesini sağlarlar. ( bu olayı destekleyen bir gerçek de organ trasnplantasyonu nedeniyle immünsupresif tedavi gören hastalarda kanser riskinin beş kat artmasıdır.
    bağışıklık sisteminin etkinliğini bozan durumlar kanseri hazırlayıcı etmenler (predispozan) olarak bilinir. bağışıklık sistemi tarafından yok edilmemiş olan bu hücreler konrolsüz biçimde üreyerek bulundukları dokuyu işgal ederler. sadece o dokuyla sınırlı kalmayıp komşu dokulara da yayılırlar(invazyon). kan ve lenf dolaşımı yoluyla vucudun ilgisiz bölgelerine de taşınabilirler. (metastaz)
    kanser başlangıcı olan alanda en önemli özellik kitlenin çevre dokulara girift, yapışık olmasıdır. i̇yi huylu (benign) tümörler genellikle sınırları belirgin kitlelerdir. ancak kötü huylu (malign) tümörler sınırları belirsiz ve çevre dokuya sıkıca yapışık halde bulunurlar. i̇lk evrelerde genellikle ağrısızdırlar.
    kanser oluştuğu yani köken aldığı dokuya göre adlandırılır.
    kanser hücreleri civarlarındaki doku lara ulaşarak, kan dolaşımı, lenf sistemi ya da vücut boşlukları ve yüzeyleri yollarıyla vücudun diğer taraflarına yayılırlar. buna metastaz denir.
    vücudumuzda kontrolsuz olarak büyüyen kötü huylu tümörlere kanser denir. kanserler iyi huylu ve kötü huylu olmak üzere iki kısma ayrılır. kötü huylu tümörler başka dokulara ve organlara yayılma (metastaz) özelliği gösterirle
    Tümünü Göster
    ···
  14. 39.
    0
    elekro gitarlarda bulunan manyetikler çelik tellerdeki titreşimleri algılayarak ses bağilı olsuğu ses sistemine iletir bu şekilde titreşim algılanabilir ses dalgalarına donüşür
    peq yukseltemedim ama neyse gibtir et
    ···
  15. 40.
    0
    am züt meme
    ···
  16. 41.
    0
    kanser, hücrelerde dna'nın hasarı sonucu hücrelerin kontrolsüz veya anormal bir şekilde büyümesi ve çoğalmasıdır. günde vücudumuzda(dna'da) yaklaşık 10000 mutasyon olmasına rağmen immün sistemimiz her milisaniye vücudumuzu tarar ve kanserli hücreleri yok eder.
    kanser vücut hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde üreyerek komşu dokuları işgal etmesi (invazyon) veya kaynağını aldığı organdan daha uzak bir yere, kan veya lenf yoluyla yayılması (metastaz) ile oluşan bir hastalıktır. hücreler dna replikasyonları esnasında meydana gelen bozulmalar nedeniyle yapı değiştitirler. normal vucut hücre ve dokuları, orijinal büyüklük ve yapılarını korurken kanser hücreleri saldırgan bir tablo çizerler.
    kanser potansiyeli olan hücrelerin en önemli özelliği "onkogen" içermesi yani bulunduğu dokudan tamamen farklı bir yeni bir hücre olacak şekilde bozulma potansiyeli olmasıdır. bu hücreler kanser dönüşümünü tamamladığında, alınan patoloji örneklerinde bu hücrelerin kökenini tanımlamak neredeyse imkânsızdır.
    bir kanser hücresi oluştuğunda vücudun bağışıklık sistemi bu yabancı hücreyi tanır ve parçalar. bu sayede vücutta oluşan binlerce kanser hücresi bağışıklık sistemi tarafından yok edilir. her hücrede, onkogenlerin aktivasyonunu baskılayan antionkogenler (tümör baskılayıcı gen) bulunmaktadır. antionkogenlerin kaybolması veya inaktive olması durumunda onkogen aktivitesine izin verilmiş olur. bunu da kanserin oluşumu izler. vucutta mutasyona uğrayan hücrelerin ancak çok küçük bir kısmı kansere yol açar. bunun bir çok nedeni vardır:
    mutasyon gösteren hücrelerin yaşama kabiliyetleri normal hücrelere göre daha azdır. bu yüzden ölürler.
    mutasyon gösteren hücrelerin pek çoğunda bile hâlâ aşırı büyümeyi önleyen normal geridönüm kontrol düzeneği("tümör baskılayıcı genler") bulunur. bu yüzden hayatta kalabilen mutant hücrelerin çok azı kanserli hücreye dönüşür.
    sıklıkla, kanser potansiyeli taşıyan bu hücreler büyüyüp kanser oluşturmadan önce vucudun bağışıklık sistemi tarafından yok edilirler.
    bu olay şöyle açıklanmaktadır:
    mutant hücrelerin çoğu değişikliğe uğramış genleri nedeniyle kendi içlerinde anormal protein oluştururlar. bu anormal proteinler vucudun bağışıklık sistemini uyararak antikor yapımına veya kanserli hücreye karşı duyarlılık kazanmış lenfositlerin oluşmasına neden olarak kanserli hücrenin yok edilmesini sağlarlar. ( bu olayı destekleyen bir gerçek de organ trasnplantasyonu nedeniyle immünsupresif tedavi gören hastalarda kanser riskinin beş kat artmasıdır.
    bağışıklık sisteminin etkinliğini bozan durumlar kanseri hazırlayıcı etmenler (predispozan) olarak bilinir. bağışıklık sistemi tarafından yok edilmemiş olan bu hücreler konrolsüz biçimde üreyerek bulundukları dokuyu işgal ederler. sadece o dokuyla sınırlı kalmayıp komşu dokulara da yayılırlar(invazyon). kan ve lenf dolaşımı yoluyla vucudun ilgisiz bölgelerine de taşınabilirler. (metastaz)
    kanser başlangıcı olan alanda en önemli özellik kitlenin çevre dokulara girift, yapışık olmasıdır. i̇yi huylu (benign) tümörler genellikle sınırları belirgin kitlelerdir. ancak kötü huylu (malign) tümörler sınırları belirsiz ve çevre dokuya sıkıca yapışık halde bulunurlar. i̇lk evrelerde genellikle ağrısızdırlar.
    kanser oluştuğu yani köken aldığı dokuya göre adlandırılır.
    kanser hücreleri civarlarındaki doku lara ulaşarak, kan dolaşımı, lenf sistemi ya da vücut boşlukları ve yüzeyleri yollarıyla vücudun diğer taraflarına yayılırlar. buna metastaz denir.
    vücudumuzda kontrolsuz olarak büyüyen kötü huylu tümörlere kanser denir. kanserler iyi huylu ve kötü huylu olmak üzere iki kısma ayrılır. kötü huylu tümörler başka dokulara ve organlara yayılma (metastaz) özelliği gösterirler
    Tümünü Göster
    ···
  17. 42.
    0
    (bkz: en kral laf sokmalar)
    ···
  18. 43.
    0
    kanser, hücrelerde dna'nın hasarı sonucu hücrelerin kontrolsüz veya anormal bir şekilde büyümesi ve çoğalmasıdır. günde vücudumuzda(dna'da) yaklaşık 10000 mutasyon olmasına rağmen immün sistemimiz her milisaniye vücudumuzu tarar ve kanserli hücreleri yok eder.
    kanser vücut hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde üreyerek komşu dokuları işgal etmesi (invazyon) veya kaynağını aldığı organdan daha uzak bir yere, kan veya lenf yoluyla yayılması (metastaz) ile oluşan bir hastalıktır. hücreler dna replikasyonları esnasında meydana gelen bozulmalar nedeniyle yapı değiştitirler. normal vucut hücre ve dokuları, orijinal büyüklük ve yapılarını korurken kanser hücreleri saldırgan bir tablo çizerler.
    kanser potansiyeli olan hücrelerin en önemli özelliği "onkogen" içermesi yani bulunduğu dokudan tamamen farklı bir yeni bir hücre olacak şekilde bozulma potansiyeli olmasıdır. bu hücreler kanser dönüşümünü tamamladığında, alınan patoloji örneklerinde bu hücrelerin kökenini tanımlamak neredeyse imkânsızdır.
    bir kanser hücresi oluştuğunda vücudun bağışıklık sistemi bu yabancı hücreyi tanır ve parçalar. bu sayede vücutta oluşan binlerce kanser hücresi bağışıklık sistemi tarafından yok edilir. her hücrede, onkogenlerin aktivasyonunu baskılayan antionkogenler (tümör baskılayıcı gen) bulunmaktadır. antionkogenlerin kaybolması veya inaktive olması durumunda onkogen aktivitesine izin verilmiş olur. bunu da kanserin oluşumu izler. vucutta mutasyona uğrayan hücrelerin ancak çok küçük bir kısmı kansere yol açar. bunun bir çok nedeni vardır:
    mutasyon gösteren hücrelerin yaşama kabiliyetleri normal hücrelere göre daha azdır. bu yüzden ölürler.
    mutasyon gösteren hücrelerin pek çoğunda bile hâlâ aşırı büyümeyi önleyen normal geridönüm kontrol düzeneği("tümör baskılayıcı genler") bulunur. bu yüzden hayatta kalabilen mutant hücrelerin çok azı kanserli hücreye dönüşür.
    sıklıkla, kanser potansiyeli taşıyan bu hücreler büyüyüp kanser oluşturmadan önce vucudun bağışıklık sistemi tarafından yok edilirler.
    bu olay şöyle açıklanmaktadır:
    mutant hücrelerin çoğu değişikliğe uğramış genleri nedeniyle kendi içlerinde anormal protein oluştururlar. bu anormal proteinler vucudun bağışıklık sistemini uyararak antikor yapımına veya kanserli hücreye karşı duyarlılık kazanmış lenfositlerin oluşmasına neden olarak kanserli hücrenin yok edilmesini sağlarlar. ( bu olayı destekleyen bir gerçek de organ trasnplantasyonu nedeniyle immünsupresif tedavi gören hastalarda kanser riskinin beş kat artmasıdır.
    bağışıklık sisteminin etkinliğini bozan durumlar kanseri hazırlayıcı etmenler (predispozan) olarak bilinir. bağışıklık sistemi tarafından yok edilmemiş olan bu hücreler konrolsüz biçimde üreyerek bulundukları dokuyu işgal ederler. sadece o dokuyla sınırlı kalmayıp komşu dokulara da yayılırlar(invazyon). kan ve lenf dolaşımı yoluyla vucudun ilgisiz bölgelerine de taşınabilirler. (metastaz)
    kanser başlangıcı olan alanda en önemli özellik kitlenin çevre dokulara girift, yapışık olmasıdır. i̇yi huylu (benign) tümörler genellikle sınırları belirgin kitlelerdir. ancak kötü huylu (malign) tümörler sınırları belirsiz ve çevre dokuya sıkıca yapışık halde bulunurlar. i̇lk evrelerde genellikle ağrısızdırlar.
    kanser oluştuğu yani köken aldığı dokuya göre adlandırılır.
    kanser hücreleri civarlarındaki doku lara ulaşarak, kan dolaşımı, lenf sistemi ya da vücut boşlukları ve yüzeyleri yollarıyla vücudun diğer taraflarına yayılırlar. buna metastaz denir.
    vücudumuzda kontrolsuz olarak büyüyen kötü huylu tümörlere kanser denir. kanserler iyi huylu ve kötü huylu olmak üzere iki kısma ayrılır. kötü huylu tümörler başka dokulara ve organlara yayılma (metastaz) özelliği gösterirle
    Tümünü Göster
    ···
  19. 44.
    0
    http://bit.ly/cccinciccc
    ···
  20. 45.
    0
    kanser, hücrelerde dna'nın hasarı sonucu hücrelerin kontrolsüz veya anormal bir şekilde büyümesi ve çoğalmasıdır. günde vücudumuzda(dna'da) yaklaşık 10000 mutasyon olmasına rağmen immün sistemimiz her milisaniye vücudumuzu tarar ve kanserli hücreleri yok eder.
    kanser vücut hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde üreyerek komşu dokuları işgal etmesi (invazyon) veya kaynağını aldığı organdan daha uzak bir yere, kan veya lenf yoluyla yayılması (metastaz) ile oluşan bir hastalıktır. hücreler dna replikasyonları esnasında meydana gelen bozulmalar nedeniyle yapı değiştitirler. normal vucut hücre ve dokuları, orijinal büyüklük ve yapılarını korurken kanser hücreleri saldırgan bir tablo çizerler.
    kanser potansiyeli olan hücrelerin en önemli özelliği "onkogen" içermesi yani bulunduğu dokudan tamamen farklı bir yeni bir hücre olacak şekilde bozulma potansiyeli olmasıdır. bu hücreler kanser dönüşümünü tamamladığında, alınan patoloji örneklerinde bu hücrelerin kökenini tanımlamak neredeyse imkânsızdır.
    bir kanser hücresi oluştuğunda vücudun bağışıklık sistemi bu yabancı hücreyi tanır ve parçalar. bu sayede vücutta oluşan binlerce kanser hücresi bağışıklık sistemi tarafından yok edilir. her hücrede, onkogenlerin aktivasyonunu baskılayan antionkogenler (tümör baskılayıcı gen) bulunmaktadır. antionkogenlerin kaybolması veya inaktive olması durumunda onkogen aktivitesine izin verilmiş olur. bunu da kanserin oluşumu izler. vucutta mutasyona uğrayan hücrelerin ancak çok küçük bir kısmı kansere yol açar. bunun bir çok nedeni vardır:
    mutasyon gösteren hücrelerin yaşama kabiliyetleri normal hücrelere göre daha azdır. bu yüzden ölürler.
    mutasyon gösteren hücrelerin pek çoğunda bile hâlâ aşırı büyümeyi önleyen normal geridönüm kontrol düzeneği("tümör baskılayıcı genler") bulunur. bu yüzden hayatta kalabilen mutant hücrelerin çok azı kanserli hücreye dönüşür.
    sıklıkla, kanser potansiyeli taşıyan bu hücreler büyüyüp kanser oluşturmadan önce vucudun bağışıklık sistemi tarafından yok edilirler.
    bu olay şöyle açıklanmaktadır:
    mutant hücrelerin çoğu değişikliğe uğramış genleri nedeniyle kendi içlerinde anormal protein oluştururlar. bu anormal proteinler vucudun bağışıklık sistemini uyararak antikor yapımına veya kanserli hücreye karşı duyarlılık kazanmış lenfositlerin oluşmasına neden olarak kanserli hücrenin yok edilmesini sağlarlar. ( bu olayı destekleyen bir gerçek de organ trasnplantasyonu nedeniyle immünsupresif tedavi gören hastalarda kanser riskinin beş kat artmasıdır.
    bağışıklık sisteminin etkinliğini bozan durumlar kanseri hazırlayıcı etmenler (predispozan) olarak bilinir. bağışıklık sistemi tarafından yok edilmemiş olan bu hücreler konrolsüz biçimde üreyerek bulundukları dokuyu işgal ederler. sadece o dokuyla sınırlı kalmayıp komşu dokulara da yayılırlar(invazyon). kan ve lenf dolaşımı yoluyla vucudun ilgisiz bölgelerine de taşınabilirler. (metastaz)
    kanser başlangıcı olan alanda en önemli özellik kitlenin çevre dokulara girift, yapışık olmasıdır. i̇yi huylu (benign) tümörler genellikle sınırları belirgin kitlelerdir. ancak kötü huylu (malign) tümörler sınırları belirsiz ve çevre dokuya sıkıca yapışık halde bulunurlar. i̇lk evrelerde genellikle ağrısızdırlar.
    kanser oluştuğu yani köken aldığı dokuya göre adlandırılır.
    kanser hücreleri civarlarındaki doku lara ulaşarak, kan dolaşımı, lenf sistemi ya da vücut boşlukları ve yüzeyleri yollarıyla vücudun diğer taraflarına yayılırlar. buna metastaz denir.
    vücudumuzda kontrolsuz olarak büyüyen kötü huylu tümörlere kanser denir. kanserler iyi huylu ve kötü huylu olmak üzere iki kısma ayrılır. kötü huylu tümörler başka dokulara ve organlara yayılma (metastaz) özelliği gösterirler
    Tümünü Göster
    ···