size söylediğim, sözünü verdiğim şeyi yapmadım. üzgünüm. aranızda ölmemi isteyenler var, sağolsunlar. o günler de gelecek..
gerçek kimliğimi bulup ifşa edenler olmuş. hoş değil.
şuan bunları yazmamın sebebi kendimi sizi kandırmış gibi hissediyor olmam. umarım beni anlarsınız.
dönüp baktığımda; çok gereksiz, karakterime uymayan, normalde asla yapmayacağım bişey olduğunu görüyorum ve bundan pişmanlık duyuyorum.
ama hatalarımdan asla kaçmadım. başlığı silmeyeceğim.
başlığı açtığımda hatırladığım kadarıyla hastaneden henüz çıkmıştım. bi kaç gün oluyordu.. yaşamayan bilmez. ilk yatıştan sonra çıkıp o paleti taktırdıktan sonraki yaklaşık 1 ay kâbus gibidir. ölümü bile cazip kılar en makul insana. çünkü bir eroinman sıradan insanların yaptığını yapmaz.
mesela düzenli yemek yemeyiz biz.
düzenli duş da almayız, alamayız. ama kokmayız da öyle.
mesela bi insanla karşılıklı otururken ister istemez damarlarına takılır gözüm. çünkü yaklaşık 45 yıllık hemşire annemin bile zar zor damar bulabileceği kollara sahibim bu meret yüzünden.
belki üzmüşüzdür insanları ama en çok biz üzülürüz.
neyse; kafa gibmek istemiyorum. az kaldı sabredin.
madem merak edildi, araştırıldı benden duyun.
adım Deniz. 93 doğumluyum ve istanbul / gazi mahallesinde yaşıyorum. uyuşturucuya o zamanlar efsane zamanlarını geçiren bursa mahallesinden aldığımız haplarla 13-14 yaşlarında başladım. sigara bile içmiyordum henüz. başlarda amelelik diye baktığımdan takılmadığım ota 1-2 sene içinde sigarayla beraber başladım. 15'imde satmaya başladım bu takları bi yandan. çok paralar kazandım, çok paralar yedim. ama hepsinin bedelini ödedim. hem kanunen, hem manevi anlamda. en son dosyam da diğerleri gibi çocuk mahkemesindeydi. bi tek farkla; diğerlerinde "suça sürüklenen çocuk"tum bu seferinde ise "hükümlü". taktan bi mevzudan taktan bi şekilde 13 yerinden 1 saat önce beraber sigara içtiğim bi çocuğu bıçakladım. ölmedi. şikayetçi de olmadı. belki korktu, belki acıdı bana bilemem.. ama yalan yok daha o gece üzülmüştüm zaten yaptığıma.
aralıkta hastaneye yattıktan sonra 2 ayı palet takılı olarak nisan'a kadar temiz kaldım. aynı şeye düşürdüm kendimi. garip bişey eroin benim için. hem çok tiksiniyor hem de çok özlüyorum onu. yalan yok; zengin olup özel hemşire, bi hizmetçi ve insanlardan uzak bi ev imkanım olsa geberene kadar kullanırım bu taku. ama öteki türlüsünde hem çevremdekileri üzüyorum, utandırıyorum hem de kendimden nefret ediyorum.
nisan'da taburcu olduktan sonra çok farklıydı herşey. çünkü salaklık edip ardı ardına kullanıp yoksunluk çekmeye başladığımı farkettiğim gün anneme beni hastaneye yatırmasını söyleyen bendim.
yine taburcu olunca palet taktırdım. paletin o zamanki ücreti 1600 tl tedavi hariç. deri altına cerrahi operasyonla koyulan bu ilaç sayesinde yaklaşık 2 ay kullansan dahi etki etmiyor eroin. taburcu olduğumda taktırdığım bittikten sonra taktırmadım palet. çünkü güveniyordum kendime. arayan torbacılara sert çıkıp kapatıyordum telefonları. arabamla geziyordum, köpeğimi gezdiriyordum hatta tenis bile oynuyordum. sizden iyi olmasın bi kardeşim var yanımda adı murat. aynı yaşlardayız. babası şuan cezaevinde. onunla takılıyorduk. bağımlı değildi ama içiyordu arada eroin. bağımlı olmasından korkuyordum çünkü 5 yıl bağımlı olmadan kullanıp zütüne çok güvenen ben bile bağımlı olmuştum eninde sonunda. kendimi geçtim onu bile koruyordum. eroinine masa tenisi oynuyorduk. ben kazanırsam almıyordu, o kazanırsa dil döküp ikna etmeye çalışıyodum. gerçi çakıyordum paso muallakye
*
temmuz'un başlarında albüm clubda çalışmak için izmir'e gitti murat. yalnız kaldım. herkese yol vermiştim çünkü. 5 yıl beraber yaşadığım nişanlıma bile.. mazeretim yok. herkes kendine yapar. kimseye suç atacak kadar onursuz değilim. o boşlukta yine buldu damarımı eroin. geçtiğimiz pazartesi çıktım hastaneden. artık istemiyorum bu taku hayatımda ama mevlana gibi şerefsiz. çekiyor.
intihar oldum olası mantıklı gelmiştir bana. ama tabii ki son çare. komik olcak ama, pablo escobar demiş ya "amerika'da bi hücredense, kolombiya'da bi mezarı yeğlerim" diye. o hesap. taktan bi hayat yaşayacaksam yaşamam daha iyi.
kendinize iyi bakın. şimdilik hayattayım. hayatımı kazanmaya ve hayatta kalmaya çalışıyorum.
ruh halimi merak edenler için kendi yazdığım sözlerden bi kısmını bırakıyorum size nacizane:
hiç bişey istememek ne demek bilir misin? bu şehir bozdu kendini, benim gibi. "delirmişiz.."
19 Ekim 2015 / pazartesi / 06:38