1. 151.
    0
    aslında farklı bir duyguydu bu.

    1 yıl önce canından daha yakın olan insanla 1 yıldır hiç görüşmüyordunuz. kim ne yapıyor fikriniz yoktu ve bu 1 yıllık küslükten sonra ne 1 yıl önceki gibi olabiliyordunuz, ne de 1 yıldır oldugunuz gibi. ikisinin arasındaydık, sanki başka bir insanla konuşuyordum. 2-3 yıl boyunca her anımı geçirdiğim insan değil de, başka bir yabancıydı sanki. başabaş konuşamazdık, buluşamazdık, msn kullanamazdık. öyle acaip bir duyguydu ki araf denen şey gibiydi resmen.

    yazın birer ikişer buluşup birbirimize yeniden ısınıyorduk. bunun huur cocugu sevgilisi benden tiksiniyordu, hiç görüşmememize rağmen. bi de ona karşı hissettiklerimi o bilse... hazırlıkta birbirimizden karşılık aldığımız ilk günler gibiydik artık. ama artık onun bana karşı zerre aşkı yoktu, muhtemelen sohbetlerimizi özlediği için konuşuyordu. artık onun arkadaşıydım ama benim ona olan aşkım, bağımlılığım asla geçmemişti. ben buna da razıydım.
    ···
  2. 152.
    0
    öss sonuçlarımız açıklanmıştı. o istanbula gidiyor, ben izmirde kalıyordum. ayrılık yeniden gelmişti. 1-2 ay sonra gidecekti ve onu belki 1 sene daha göremeyecektim. o gittikten sonra uzun süre yemek yiyemedim, fazla konuşmadım ve bol bol ağladım. arkadaşlarım bu kadar ağladığıma asla inanmazdı heralde.

    uzun süreli uzaklığın ne demek oldugunu biliyordum artık. nasıl katlanacağımı hayal bile etmek istemiyordum ama yapacak bir şey yoktu. üstelik o huur cocuguyla bi ayrılıp bir barışıyordu. ayrıl artık o binin biri.
    ···
  3. 153.
    0
    yavaş yavaş bitiriyorum hikayeyi beyler.
    ···
  4. 154.
    0
    montrö boğazlar sözleşmesi, türk boğazlarından geçiş rejimini ve boğazlar bölgesinin güvenliği işlerini düzenleyen sözleşmedir. 1923'te lozan antlaşması ile birlikte imzalanan boğazlar sözleşmesinin yerine geçmiştir.
    türkiye, lozan antlaşması'yla birlikte imzalanan boğazlar sözleşmesinin getirdiği kısıtlamalardan dolayı daima kaygı içinde bulunmuştur. sözleşmenin imzalandığı tarihlerde güncelliğini koruyan silahsızlanma ümitlerine güvenen türkiye'nin, silahlanma yarışının tekrar başlamasıyla duyduğu huzursuzluk giderek artmıştır. türkiye, duyduğu bu huzursuzluğu ve boğazların statüsünde değişiklik yapılması yolundaki teklifini konu ile ilgili imzacı devletlere duyurduğunda, farklı kutuplarda yer almaya başlayan bu devletlerin hemen hepsinden ortak bir anlayış görmüştür. i̇ngiliz dışişleri bakanlığının 23 temmuz 1936 tarihli bir muhtırasında konu hakkında şu görüşlere yer verilmiştir: "türkiye'nin boğazlar sözleşmesi'nin değiştirilmesi ile ilgili isteği haklı kabul edilmektedir."
    boğazların statüsü ve gemilerin geçiş rejimi ile her zaman yakından ilgilenen i̇ngiltere'nin türkiye'yi desteklemesine paralel olarak balkan antantı daimi konseyi'nin 4 mayıs 1936'da belgrat'ta yaptığı toplantıda, türkiye'nin teklifini destekleme kararı alınmıştır. türkiye'nin girişimi lozan boğazlar sözleşmesi'nin diğer akitleri tarafından da kabul edilince, boğazların rejimini değiştirecek olan konferans, 22 haziran 1936'da i̇sviçre'nin montreux kentinde toplanmıştır. i̇ki ay süren toplantılardan sonra, 20 temmuz 1936'da imzalanan yeni boğazlar sözleşmesi ile türkiye'nin kısıtlanmış hakları iade edilmiş ve boğazlar bölgesinin egemenliği türkiye'ye geçmiştir. türkiye daha önce sovyet rusya ile yaptığı anlaşma uyarınca (saldırmazlık antlaşması) sovyet rusya'nın da desteği ile bu sözleşme yapılmıştır. tamamı yirmi dokuz madde, üç ek protokolden meydana gelen sözleşmeye göre:
    boğazlardan serbest geçiş esası kabul ediliyordu. ancak ticaret ve savaş gemilerinin boğazlardan geçişi, barış ve savaş hâline göre, ayrı statüye bağlanıyordu. savaş durumu da türkiye'nin girdiği, girmediği ve savaş tehlikesi olma durumlarında uygulanacak esaslara ayrılıyordu.
    boğazların askerî kontrolü ve savunma tedbirleri tamâmen türkiye'ye aitti.
    boğazlardan geçişi denetleyen milletlerarası boğazlar komisyonu kaldırıldı.
    bu ana maddelerle türkiye'nin boğazlar üzerindeki genel hâkimiyeti sağlandı. diğer maddelerin bazıları ise; barış zamanında:
    karadeniz'de kıyısı olmayan devletlerin ticaret gemileri serbestçe geçerler. savaş gemileri 8-15 gün önceden haber verilmek ve bir arada dokuz gemiyi ve belli tonajı aşmamak üzere geçebilir. denizaltılar, uçak gemileri ve 10.000 tondan büyük savaş gemileri hiç geçemez. sözleşmeye uygun şekilde geçen savaş gemileri karadeniz'de yirmi bir günden fazla kalamaz.
    karadeniz'de kıyısı bulunan devletlerin ticâret gemileri serbestçe geçerler. savaş gemileri geçmeden sekiz gün önce türkiye'ye haber verecekler, bir arada geçen gemilerin tonajı 15.000'den fazla olmayacaktır. karadeniz'de kalışları için belli bir süre yoktur.
    savaş zamanında:
    türkiye savaşan ülke ise ya da kendisini yakın bir savaş tehdidinde görüyorsa; ticari gemilerin geçişini engelleyemese de, geçişlere bazı kısıtlamalar getirebilmek hakkına sahiptir.
    türkiye tarafsızsa; ticaret gemileri serbestçe geçmesine rağmen savaşan tarafların savaş gemileri geçemez.
    savaş tehlikesinin çok olduğu zamanlarda ticaret gemileri barış zamanı kurallarına göre sadece gündüzleri geçebilecektir.
    sözleşmenin süresi yirmi yıl olacaktı. bu sürenin bitiminden iki yıl önce taraflardan hiçbiri sözleşmenin feshini istemezse, böyle bir istekten iki yıl sonraya kadar yürürlükte kalacaktı.

    vikikaynak'ta bu konuyla ilgili metin bulabilirsiniz.
    montrö boğazlar sözleşmesi
    montrö antlaşmasında türk tarafını,
    tevfik rüştü aras, dışişleri bakanı(temsilci heyeti başkanı),
    fethi okyar, londra'da türkiye büyükelçisi,
    suad davaz, paris'teki türkiye büyükelçisi,
    numan menemencioğlu, büyükelçi, dışişleri bakanlığı genel sekreteri,
    asım gündüz, korgeneral, genel kurmay i̇kinci başkanı,
    necmettin sadık sadak, sivas milletvekili, milletler cemiyeti'nde türkiye sürekli temsilcisi,
    ziya kızıltan, baş danışman, dışişleri bakanlığı baş hukuk danışmanı,
    sadullah güney, i̇ktisat bakanlığı, deniz ticareti müsteşarı,
    müşfik selami i̇negöl, dışişleri bakanlığı daire başkanı,
    dr.asım arar, sağlık i̇şleri genel müdürü,
    fahri engin, savaş filosu komutanı,
    rıfat mataracı, kurmay albay,
    şefik çakmak, kurmay yarbay, hava alayı komutanı,
    yusuf egeli, kurmay binbaşı,
    i̇hsan orgun, hava binbaşı,
    fahri korutürk, deniz binbaşısı, roma deniz ataşesi,
    seyfi kurtbek, kurmay yüzbaşı, paris askeri ataşesi,
    r.amir kocamaz, başkonsolos, dışişleri bakanı özel kalem müdürü,
    genel sekreter cevad açıkalın, dışişleri bakanlığı daire başkanı,
    sekreterler abdülkadir örencik, bedri tahir şaman, h.rıfat sözen, nedim veysel i̇lkin, fatin rüştü zorlu, celalettin ziyal,
    basın bürosu vedat nedim tör, i̇çişleri bakanlığı genel müdür, asude zeybekoğlu, basın ateşesi, şekip engineri, basın ataşesi, muvaffak menemencioğlu, anadolu ajansı genel müdürü,
    temsil e
    Tümünü Göster
    ···
  5. 155.
    0
    upupupuupp.
    ···
  6. 156.
    0
    doğduğumdan beri tanrıya inanmazdım, hala daha öyleydim.
    eskiden duygusal bir çocuktum. artık onun dışında hiçbir şeye duygu beslemeyen bir ruha dönüşmüştüm ve bir şeylr hissettiğim tek insan da uzaklara gitmişti.

    bu ikisinin anlamı şuydu: öyle büyük bir boşluktaydım ki yaşadığımı bile kanıtlayamıyordum. üniversitede hazırlığı atlamıştım mutluydum. üniversite 1'de ilk kez doğru düzgün içki içmeye başlamıştım. sigara asla içmedim.
    ···
  7. 157.
    0
    kanka hikaye çok duygusala benziyorda amk hiç aşık olmadım ki okuyunca bişey hissedeyim ama okuyacam amk merak ettim sonunu
    ···
  8. 158.
    0
    upupup.
    ···
  9. 159.
    0
    yaz panpa gece gece iyi geliyo okumak
    ···
  10. 160.
    0
    panpaa devam et sardı iyice
    ···
  11. 161.
    0
    üniversite 1 bittiğinde yani yaz geldiğinde o da gelmişti. o ne zaman benim yanıma gelse, sevgilisiyle küsüyordu. ya da sevgilisiyle küstüğünde benim yanıma geliyordu. umrumda değildi, bağımlılığım karşımda dursun yeterdi. konuşalım, kokusunu alayım, dokunayım ve göreyim yeterdi.

    üniversitede milyonlarca kız vardı. ama dediğim gibi onun dışında hiçbir şeye bir his besleyemiyordum. hiçbiri gibimde değildi yani.

    aşkım yeniden büyüyordu ki yaz bitti ve o istanbula geri döndü.

    üniversite 2 de bittiğinde bu yeniden geri döndü yazın. sevgilisinden komple ayrılmıştı ancak başka bir huur cocuguyla çıkıyordu. yaz bitmeden ondan da ayrılmıştı. aşkım alev alevdi adeta, artık onun yanında olmak için her şeyimi verirdim. ancak izmir olmazdı.

    ve bu yüzden üniversite 2 sonunda okulu bırakıp öss'den istanbula gitme kararı aldım. hem istanbulda onu daha çok görecektim hem de "daşı dopraa aldın" olan istanbulda izmir'den daha fazla iş bulabilme imkanım vardı. zengin olup onunla olmalıydım, biliyorum ki eğer yeterince cesur olabilirsem ilerde bir gün beraber olabilirdik. işte bu yüzden hayatımın en büyük riskini almıştım.

    okulu bırakıp başka bir okula başlamak, istanbul gibi bir cehennemde cebinde bir kuruş para olmadan okumak bir insanın alabileceği en büyük riskti heralde. ve ben artık onu almıştım. ya hayatım gibilecekti ya da yıllar önce yapamadığım cesareti bu sefer yaparak hayatımı geri kazanacaktım.

    the end.

    içimi boşalttım sağolun gençler. siz siz olun aşık, takıntılı ve şizofren olmayın.
    ···
  12. 162.
    0
    üniversite yıllarını özet geçtim başka bir deyişle. yaz aylarında yaşadıklarımı fazla anlatmadım yüzeysel geçtim. ama özellikle üniversite2'nin yazında inanılmaz yakınlaştık yeniden. ama ellerimin arasından uçacağını biliyorum.
    ···
  13. 163.
    0
    noldu lan şimdi üniversiteye mi hazırlanıyon
    ···
  14. 164.
    0
    şukuya bogdum seni
    ···
  15. 165.
    0
    up lan okuyox
    ···
  16. 166.
    0
    simdi çıkıyonuzmu?
    ···
  17. 167.
    0
    annemi babamı karşıma aldım, okulu bıraktım ve seneye istanbula gidiyorum. bile bile hayatımı gibiyorum yani.
    ···
  18. 168.
    0
    http://imgim.com/asdadw.jpg
    ···
  19. 169.
    0
    yazsan sabaha kadar dinlerdim sonları kısa kestin
    ···
  20. 170.
    0
    the end olmamış hacı senn hikayen daha bitmemiş
    ···