1. 1.
    0
    homofobikliğin sebebi insan türünün yokolması korkusudur.
    hepimiz eşcinsel olursak nasıl soyumuz devam eder değil mi cicişler.

    fuck homofobia
    ···
  2. 2.
    0
    up up up
    ···
  3. 3.
    0
    basur (hemoroid)

    basur ya da mayasıl; hemoroidin halk arasında kullanılan diğer adlarıdır. anüs içinde toplardamarlar bulunur ve çeşitli sebeplerden dolayı bu damarların içindeki basınç artar. damarın yapısı genişlemeye müsaittir. bu yüzden damarlar artmış basıncı dengelemek için genişlerler ve makat bölgesinden dışarı çıkarlar. dışarı sarkmış bu damar yumakları kırmızı-mor renktedir. sık sık kanamaya sebep olur. kanamanın sebebi bu damarların tahrip olması sonucu delinmesidir. basur toplumda yaygın görülmekle birlikte çoğunlukla 50 yaşından sonra ortaya çıkar. tedavi bölümünde bahsedeceğimiz alınacak çeşitli önlemlerle hastalık kontrol altına alınabilir fakat genelde, yapılan cerrahi yöntemlerle başarılı bir sonuç elde edilir
    ···
  4. 4.
    0
    @16 http://imgim.com/25qu7wi.png
    ···
  5. 5.
    0
    up
    up
    up
    up
    up
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    up
    ···
  6. 6.
    0
    özel görelilik, kendi zamanı için inanılması güç pek çok öngörülerde bulunmuştur, bunlardan en önemlileri:
    cisimler hızlandıkça zaman cisim için daha yavaş akmaya başlayacaktır, ışık hızına ulaşıldığında zaman durmalıdır.
    cisimler hızlandıkça kinetik enerjilerinin bir kısmı kütleye dönüşür, durağan kütleye sahip cisimler hiçbir zaman ışık hızına erişemeyeceklerdir.
    cisimler hızlandıkça hareket doğrultusundaki boyları kısalmaya uğrayacaktır.
    özel görelilik, mantığımıza ve sağ duyumuza aykırı bir evren tanımladığından bilimciler 100 yılı aşkın bir süredir bunun doğruluğunu gözleri ile görmek ve bir açık bulmak umudu ile deneyler yapıp durmaktadırlar. bu öngörülerin pek çoğu 1905'ten günümüze dek defalarca denenmiş ve doğru çıkmıştır:
    i̇çlerinde çok hassas atom saatleri taşıyan uçaklar değişik yönlere doğru değişik hızlarla hareket ettirilmiş ve saatlerin kuramın hesaplarına yeterince uygun olarak yavaşladığı/hızlandığı gözlenmiştir[1].
    zamandaki yavaşlamanın sadece saatte meydana gelmediğini, gerçekte yaşandığının kanıtı ilk olarak nötrino ve mü-mezon deneylerinde ortaya çıkmıştır. güneşten dünyamıza gelen nötrino ve müonların ışık hızına çok yaklaştıkları (%99.5) için ömürlerinin (yaşam sürelerinin) dünya'da üretilen durağan olanlara göre çok daha uzun olduğu görülmektedir[2].
    parçacık hızlandırıcılarındaki hızlandırma deneylerinde bugüne kadar kütlesi olan hiçbir cisim, atom veya elektron, ışık hızına çıkarılamamıştır. hız arttıkça kütlesi de arttığı için ivmelendirilmesi zorlaşmaktadır
    ···
  7. 7.
    0
    "önce ne varlık vardı ne de yokluk, ne hava vardı ne de ötedeki gökyüzü, neydi onu saran? neredeydi? kimin himayesindeydi?
    orada mıydı, derinliklerine ulaşılamaz engin umman? ölüm de yoktu o zaman, ölümsüzlük de. geceye ya da gündüze ait olan herhangi bir belirti yoktu, tek olan soluk olmadan soluyordu kendi iç gücüyle, bundan başka da hiçbir şey yoktu.
    karanlık vardı, her şeyi saran bir karanlık, ve her şey ayrışmamış haldeki ummandı o zaman, boşluğun sakladığı o, gayrete geldi ve var oldu.
    başlangıçta ilahi aşk meydana geldi, gönül’ün ilksel tohum hücresini oluşturdu, rişiler gönüllerinde araştırma yaparak keşfettiler varlığın yokluktaki bağlantısını.
    belli belirsiz bir çizgi varlığı gayri varlıktan kesip ayırdı... "
    ···