1. 1.
    0
    homofobikliğin sebebi insan türünün yokolması korkusudur.
    hepimiz eşcinsel olursak nasıl soyumuz devam eder değil mi cicişler.

    fuck homofobia
    ···
  2. 2.
    0
    up
    up
    up
    up
    up
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    upup
    up
    up
    up
    ···
  3. 3.
    0
    Vajinismus

    Vajinismus, kadınlarda görülen cinsel bir işlev problemidir. Vajina girişini çevreleyen kasların istem dışı kasılarak cinsel birleşmede acı ve ağrıya neden olması ya da bu sebeple cinsel birleşmenin hiç gerçekleşememesi şeklinde tanımlanabilir. Kasılmalar, cinsel birleşme dışında jinekolojik muayene esnasında ve vajina içine tampon yerleştirme durumlarında da ortaya çıkabilir.

    Vajinismusun kesin tanısı tecrübeli bir jinekolog tarafından yapılacak olan jinekolojik muayene ile konur. 2006 yılında yapılan bir araştırmaya göre Türkiye'de görülme sıklığı %10' dur.

    Bu hastalığın %90'ı pgibolojik, %10'u organik kökenlidir. Pgibolojik kökenli olanlarının başlıca sebepleri arasında genç kızlara ergenlik çağından itibaren cinselliğin ayıp, kötü ve günah olarak anlatılması, çocukluk döneminin ardından biyolojik bir işlevi kalmayan erdenlik zarına ataerkil ve erkek egemen kültürel yapının dayattığı değerlerin atfedilmesi, ve ilk birleşmenin acı veren ve kanamaya sebep olan bir deneyim olacağının öğretilmesidir.

    Bazı durumlarda kişinin başından geçen tecavüz veya kötü cinsel deneyimler de vajinismus hastalığının sebebi olabilir. Hamile kalma korkusu, doğum korkusu veya erdenlik zarının yırtılması gibi korkular da az görülmekle birlikte bu hastalığın pgibolojik nedenleri arasında gösterilebilir. Sağlıklı ve aktif cinsel hayata sahip kadınlarda dahi bazı durumlarda geçici de olsa vajinismus görülebilir. Doğum veya jinekolojik ameliyatlar sonrası, büyük üzüntüler ve emzirme (laktasyon) döneminde kadınlarda görülen cinsel istek azalması bu durumlara örnek olarak gösterilebilir.

    Hastalığın tedavi süreci oldukça basittir. Önemli olan sorunun nedeninin belirlenmesidir. Sorun fiziksel kaynaklı ise jinekolojik olarak tedavi edilebilir. Eğer hastalığın nedeni pgibolojik ise çiftin beraberce pgibolojik terapiye devam etmesi gerekebilir. Her pgibolojik rahatsızlıkta olduğu gibi bunda da hastanın hastalığını tanıyıp kabullenmesi ve tedaviye inanması tedavi sürecini kısaltır ve daha başarılı kılar. Vajinismus kesinlikle tedavi edilebilen bir problemdir. Vajinismus bir hastalık (sendrom) değil, bir belirtidir(semptom). Başka bir deyişle vajinismus; bilinç altı tarafından oluşturulan ve kişiyi koruyan bir savunma mekanizmasıdır. Vajinismus problemi olan bir kadında, PC kası (pelvik taban kası), cinsel ilişki esnasında refleksif davranmaktadır ve kadının istemi dışında kasılmaktadir. Bu istenmeyen durumun kaynağı da bazı nedenlerle etkilenen bilinç altıdır.

    Vajinismus tedavisinde tüm dünyada; davranışsal ve bilişsel terapiler, hipnoz tedavileri gibi bilimsel tedavi teknikleri kullanılır. Buradan da anlaşılacağı gibi,

    * tek seanslık ya da tek günlük tedavi teknikleri,
    * ilişki öncesi alkol alma,
    * vajen girişine lokal anestezikler uygulama,
    * depresyon ilaçları, etkisiz tedavi ya da çözüm girişimleridir.

    Vajinismus pgiboterapötik bir süreç ile kesinlikle kalıcı çözüme ulaşır. Bundan dolayı bilimsel olarak açıklanmamış ve kanıtlanmamış her türlü yaklaşımdan kaçınmak gerekmektedir.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 4.
    0
    kolumda rolex ,agzımda cohiba puro ,businessclas ta 30bin feet te uçuyorum amk.
    ···
  5. 5.
    0
    vajina anüs göğüs
    ···
  6. 6.
    0
    bak yeni buldum (upper lvl) bundan yüksek seviye bulursan a.q. senin
    http://imgim.com/2538501761855280.gif
    ···
  7. 7.
    0
    evet bencede sanırım oyle
    ···
  8. 8.
    0
    dışadomalımcılık. felsefi ve iktisadi açıdan.
    ···
  9. 9.
    0
    @1 adam homomatik
    ···
  10. 10.
    0
    @22 seviyeyi yükseltmiş mi düşürmüş mü anlayamadım
    ···
  11. 11.
    0
    pink floyd the doors elvis presley playlistimdekiler arasında.
    ···
  12. 12.
    0
    yağmurlu günde elimde filtre kahve dinlenicek gruplardan god is astıronutu dinliyorum
    ···
  13. 13.
    0
    Nasrettin Hoca bir gün eşeğine iki küfe üzüm yüklemiş evine gidiyormuş. Mahallenin çocukları Hoca'nın önünü kesmiş ve üzüm istemiş. Hoca şöyle bir bakmış. Üç beş değil birçok çocuk var. Çocukların uzanan ellerine ikişer üçer tane üzüm koymuş. Çocuklar Hoca bu ne kadarcık şey bizimle dalga mı geçiyorsun demişler."Evlatlarım" demiş Hoca "Hepsinin tadı birdir. Şu küfelerdeki üzümlerin tadı bir tanesinin tadıyla aynıdır. Ha az yemişsin ha çok yemişsin, hiç fark etmez"
    ···
  14. 14.
    0
    Gazların kinetik kuramı, klagib fiziğin çok önemli başarılarından biriydi. Bu kurama göre, hiç bir molekülü dışarı kaçırmayacak ideal bir gaz kabındaki N molekülün toplam enerjisi E olsun. Bu toplam enerji (E), enerjinin eşit dağılımı yasası diye bilinen temel bir istatistiksel teoreme göre ortalama olarak moleküllere eşit olarak dağılmıştır. Ortalama diyoruz, çünkü istatistiksel açıdan kesin veriler değil, ancak ortalama değerler elde edilebilir. Lord Rayleigh (1842-1919) ve Sir James Jeans (1877-1946) gazların kinetik kurdıbına başarıyla uygulanan istatistiksel modeli, iç duvarları kusursuz ayna olan kutuda hapsedilmiş "ışık" dalgalarına uygulamaya çalıştılar. Ama burada temel bir zorlukla karşılaştılar. Bir gaz kabındaki molekül sayısı çoktu; ama "sonlu"ydu, oysa ışığın hapsolduğu ideal bir ayna cidarlı kutuda farklı titreşim tiplerinin sayısı "sonsuz"du. işi basitleştirmek için “Jean Küpü”nün yalnızca sağ ve sol iç duvarları arasında gidip gelen dalgaları düşünelim. Bu dalgalar, duvarlarda zamanla genliğin kaybolacağını söyleyen sınır koşullarına uymalıdır... Bunu üç boyutta düşündüğümüzde "sonsuzluk" sayısının daha da artacağı açıktır. Titreşim modu (düğüm noktası) sayısı sonsuz, ama enerji sonlu. Yani titreşim modu başına düşen enerji = E/ sonsuz = tanımsız. Bu, kuşkusuz saçma bir sonuçtur. Yani açıkça, klagib kuram, artık cisimlerin doğasına ilişkin bilgilerimizle çelişmekteydi. Atomik ölçekte, maddenin davranışını açıklamak için klagib fiziğin uygulama denemeleri tamamen başarısız oldu. Siyah cisim ışıması, fotoelektrik olay ve bir gaz deşarjında atomların yaydığı keskin çizgiler klagib fizik çerçevesinde anlaşılamadı. George Gamow'un dediği gibi: "Bir kuram, cisimlerin doğası ile ilgili bilgilerimizle çeliştiği zaman, cisimlerin yapısı değil kuram yanlış olmalıdır". Doğaya yeni bir bakış açısıyla bakmak gerekiyordu. Bu devrim, 1900 ile 1930 arasında gerçekleşti. Kuantum Mekaniği denen bu yeni yaklaşım atom, molekül ve çekirdeklerin davranışını başarıyla açıkladı.
    ···
  15. 15.
    0
    özel görelilik, kendi zamanı için inanılması güç pek çok öngörülerde bulunmuştur, bunlardan en önemlileri:
    cisimler hızlandıkça zaman cisim için daha yavaş akmaya başlayacaktır, ışık hızına ulaşıldığında zaman durmalıdır.
    cisimler hızlandıkça kinetik enerjilerinin bir kısmı kütleye dönüşür, durağan kütleye sahip cisimler hiçbir zaman ışık hızına erişemeyeceklerdir.
    cisimler hızlandıkça hareket doğrultusundaki boyları kısalmaya uğrayacaktır.
    özel görelilik, mantığımıza ve sağ duyumuza aykırı bir evren tanımladığından bilimciler 100 yılı aşkın bir süredir bunun doğruluğunu gözleri ile görmek ve bir açık bulmak umudu ile deneyler yapıp durmaktadırlar. bu öngörülerin pek çoğu 1905'ten günümüze dek defalarca denenmiş ve doğru çıkmıştır:
    i̇çlerinde çok hassas atom saatleri taşıyan uçaklar değişik yönlere doğru değişik hızlarla hareket ettirilmiş ve saatlerin kuramın hesaplarına yeterince uygun olarak yavaşladığı/hızlandığı gözlenmiştir[1].
    zamandaki yavaşlamanın sadece saatte meydana gelmediğini, gerçekte yaşandığının kanıtı ilk olarak nötrino ve mü-mezon deneylerinde ortaya çıkmıştır. güneşten dünyamıza gelen nötrino ve müonların ışık hızına çok yaklaştıkları (%99.5) için ömürlerinin (yaşam sürelerinin) dünya'da üretilen durağan olanlara göre çok daha uzun olduğu görülmektedir[2].
    parçacık hızlandırıcılarındaki hızlandırma deneylerinde bugüne kadar kütlesi olan hiçbir cisim, atom veya elektron, ışık hızına çıkarılamamıştır. hız arttıkça kütlesi de arttığı için ivmelendirilmesi zorlaşmaktadır
    ···
  16. 16.
    0
    bu homoların zütlerini gibmemek lazım
    ···
  17. 17.
    0
    evrendeki herseyin su veya bu sekilde birbirine degisken baglarla bagli oldugunu, herseyin degisip, hicbirseyin ayni kalmadigini, niceliksel birikimlerin niteliksel degisimlere yol actigini, degisimlerin anlik krizler, patlamalar veya tedrici ilerlemeler ile geldigini ve maddenin bilincten bagimsiz, ona oncel oldugunu ortaya koyan sistem, marksizmin itici kuvveti. marx, diyalektik materyalizm hakkinda hegelin sistemini alip ayaklari uzerine oturttugunu belirtmistir; idealar dunyasinin varligi onvarsayimindan yola cikip degisimi, degismez ideanin yansimalari arasndaki etkilesimle aciklayan ve zamaninin en devrimci felsefelerinden biri olan idealist diyalektigi, madde temeline oturtmustur kendisi ve dostu engels, bunu da diyalektik yontemi kullanarak yapmistir. diyalektik materyalizmin, kuantum fiziginden ekonomiye pek cok alanda fazlasiyla doyurucu aciklamalar yapabilmesi gayet heyecan vericidir; bu durumda, marx ve engels'e (ve pek tabii ki temelleri atan hegel'e) yaptiklari saptamalar ve goruslerindeki isabetlilik nedeniyle hayran olmamak elde degildir.
    george orwell, 1984te ciftdusun adi altinda ele aldigi diyalektik materyalizm'e yogun bir agresyon sergilemistir. lakin bunu yaparken kullandigi yontem diyalektik materyalizm'in copten adam figurunu cizmek olmus, kimi kritik noktalarini indirgemeci yaklasimlarla buyuk bir basariyla gozardi etmistir. ispanya ic savasina gonullu olarak katilip, sovyetler birliginin ispanyadaki olaylara kendi cikari adina* kayitsiz kalmasi uzerine davayi birakip polislik dahi eden orwell, burada diyalektik materyalizm'in ekgib ve yanlis yurutulmesinin sonuclarini da acikca ortaya koymaktadir aslinda; lakin saptamalari yuzeysel kalmaktadir.
    ···
  18. 18.
    0
    am züt meme
    am züt meme
    ···
  19. 19.
    0
    binler seviyeyi yükselmişsiniz amcıklar sizi am züt meme
    ···
  20. 20.
    0
    up up up
    ···