1. 26.
    0
    zaman zaman güncellicem panpa burayı
    @35 kıymetini bilen panpalarım için,
    @36 zorrroda 1 efsane yarram
    ···
  2. 27.
    0
    örnek 13,
    ananızın amında sigara söndürürüm binler bunlar ne lan
    ···
  3. 28.
    0
    upuppupupuppupu
    ···
  4. 29.
    0
    upupupupu
    ···
  5. 30.
    0
    reserved
    ···
  6. 31.
    0
    örnek 21,
    Amerika'da bir baba ve oğlu beraber bir karavan yolcuğuna çıkmışlar. Alternatif bir tatil yapmayı planlıyorlarmış. Belli bir yol güzergahı çizmedikleri için macera olsun diye anayoldan sapıp, dar bir yola girmişler. Bayağı bir yol gittikten sonra çöl gibi bir yere varmışlar. Etrafta in cin top oynuyormuş. Bu sırada adam benzinlerinin azaldığının farkına varmış. Hemen haritayı açıp en yakın yerleşim yerini aramışlar. Karavan bir süre daha gittikten sonra, benzin bittiği için yolda kalmış.

    Baba kasabaya gidip benzin alıp geleceğini söylemiş. Ancak çocuk bulundukları yerden hiç hoşlanmamış. Babasına kendisini de zütürmesi için yalvarmış. Ancak adam çocuğun onu yavaşlatacağını düşündüğü için, karavanın kapısını kilitleyeceğini ve kısa sürede döneceğini söyleyerek çıkmış. Cep telefonunu da çocuğa bırakmış. Çocuk korku içerisinde beklemeye başlamış. Bir saat geçip babası geri dönmeyince paniğe kapılmış. Bir zaman sonra, karavanın tavanından "pıt pıt pıt" diye sesler gelmeye başlayınca telefona sarılıp, eyalet polisini aramış. On dakika sonra kasaba şerifi karavana ulaşmış. Şerif ve yardımcıları kapıyı kırarak açmışlar. Çocuk dışarıya çıkar çıkmaz babasının kasabaya gittiğini, ama çok geç kaldığını nefes nefese anlatmaya başlamış.

    Ama şerif çocuğa bakacağına karavanın altında durduğu ağaca bakıyormuş. Sonra yardımcısına "Çocuğu buradan uzaklaştırın" deyince, çocuk arkasını dönüp ağaca bakmış ve düşüp bayılmış. Meğer karavanın üzerine pıt pıt diye damlayan, ağacın dalına asılmış olan babasının kafasız cesedinden akan kanın sesiymiş.
    ···
  7. 32.
    0
    örnek 20,
    Bu olay, Marmara Üniversitesi ingiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bi kızın başından geçmiş. (Böyle anlatılıyo, soyadı yok) Dilek bi gün okuldan çıkmış, durakta minibüs bekliyomuş. Yalnız korkunç da yağmur yağıyomuş bu arada. Kızın önüne bi araba yanaşmış. iyi giyimli, temiz yüzlü bi genç, “Yanlış anlamayın n’olur. Ben de yakın zamana kadar öğrenciydim. Islanmayın, gelin ben sizi uygun bi yere kadar bırakayım” demiş. Dilek kız, başta biraz tereddüt etmiş ama çocuğun iyiniyetine inanmış ve arabaya binmiş. Yolda sohbet filan etmişler. Hoşlanmışlar birbirlerinden. Çocuk, “Lütfen izin verin sizi evinize bırakayım. Bakın yağmur da iyice hızlandı” demiş, Dilek kabul etmiş taabi. Sohbet iyice koyulaşmış. Kızın evine gelmişler, bu arada telefon değiş tokuşu yapmayı da ihmal etmemişler.
    Dilek çok etkilenmiş çocuktan. O hafta her telefon çaldığında yüreği hop etmiş, “Ay benimki mi arıyo?” diye telefona koşmuş. Ama arayan olmamış maalesef. Dilek yüzünü kızartıp çocuğu aramaya karar vermiş, “Belki numaramı kaybetmiştir, n’olucak ki ben arasam” deyip kandırmış kendini. Telefonu ağlamaklı bi kadın sesi açmış. Meğer teyze, bizim çocuğun annesiymiş ve hıçkıra hıçkıra, oğlunun trafik kazasında öldüğünü söylemiş. Anlattıklarından Dilek anlamış ki, çocuk onu bıraktıktan 5 dakika sonra yapmış kazayı. “Keşke eve bıraktırmasaydım. Benim bunun sorumlusu” diyerek hemen kendini suçlamaya başlamış. Suçluluk duygusundan kurtulmak için teyzeden adresi almış, “En azından başsağlığına gideyim bari” diye düşünmüş.

    Ziyaret ağlamaklı ve de yaslı geçmiş. Ayrılma vakti geldiğinde iyice havaya giren kız, “Bana oğlunuzdan bi hatıra verir misiniz? Onu gerçekten çok sevmiştim” demiş. Bunun üzerine anne içeriye gitmiş, döndüğünde elinde çocuğun kaza günü üzerinde olan gömlek varmış. Üstelik de hala kanlar içindeymiş gömlek. Dilek çok kötü olmuş, gömleğin niye saklandığı ve niye ona verildiği anlamsızlığına rağmen yine de kadını kıramayıp almış kanlı gömleği. Ama eve gelir gelmez ilk işi gömleği yıkayıp, ütülemek olmuş. Bütün gece gömleğe baka baka, zır zır ağlamış. Sürekli de, “Onu ben öldürdüm, onu ben öldürdüm” diye tekrar ediyomuş kendi kendine.

    Artık ağlamaktan bi’tap düştüğünde gömleği yastığının altına koymuş ve yatmış. Sabah uyandığında kendini daha iyi hissediyomuş. Ama yastığı kaldırdığında bi de görmüş ki gömlek yine kanlar içinde. inanamamış bu duruma. “Heralde dün o kafayla iyi yıkayamadım” diyerek yeniden yıkamış gömleği. Ama ertesi sabah da hiç bi değişiklik yokmuş gömlekte, yine kanlar içindeymiş.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 33.
    0
    örnek19,
    Köyümüz, Tipi Köy Iç Anadolunun en eski köylerindendir. Köyümüzün mezarligi evimizin tam karsisindaydi. Komsumuzun bize orada garip seyler gördüm, demesi bizi ne kadar ürkütsede inandirmiyordu.Ta ki Burak arkadasimin sünnet gecesine kadar. Birden arkadasimin hediyesini evde unuttugumu farkettim. Gece garip olaylarin oldugunu bildigim için eve gitmeye korkuyordum.Eve yaklastigimda bazi çigliklar duymaya basladim. Musalla tasinin üzerinde garip igib büzmelerinin daire biçiminde döndügünü gördüm ve birden at sesleri gelmeye basladi. Ileriye dogru baktigimda atin üzerine binmis bir gelinin hizla musalla tasina dogru geldigini gördüm. Gelin bir süre musalla tasinin etrafinda dolastiktan sonra mezarliga girerek agit yakmaya basladi.Ben bu arada korkudan ne yapacagimi sasirdim. Daha sonra bir dügün alayinin gelip gelini alarak oradan hizla uzaklastigini gördüm. Bende dügün yerine kosup olanlari dedeme anlatmaya basladim. Dedem bana inanmadi. Ertesi sabah mezarliga bakmaya gittigimde bir gelin duvaginin bir mezara bagli olarak buldum.Bu duvagi dedeme gösterdigimde dedemin agladigini ve bu duvagin savasta gelinken sehit olan ablasina ait oldugunu ve mezarinsa sevdigine ait oldugunu söyledi.Bir kaç yil sonra Aksehir gölünün tasmasiyla köyümüz sel altinda kaldi, bir daha böyle bir olay görülmedi.
    ···
  9. 34.
    0
    zorrro sizi gibsin emi
    ···
  10. 35.
    0
    doğulu bi arkadaşım istanbula yeni geldiği buraları bilmediği dönemlerde izinli bi gününde kadıköye gidiyo biraz takılmaya içmeye falan neyse bi süre sonra arkadaşı telefon açıyo pendikte evdeyim gel takılalım diye buda tamam geliyorum deyip telefonu kapatıp çıkıyo dışarı bi taksi çeviriyo, abi pendiğe gitmek istiyorum oraya giden bi otobüs durağına bırakır mısın beni deyince şoför de Cevizlibağ dan 500T ler gidiyo istersen zütüreyim diyo neyse geçiyolar karşıya taksici bizimkini bırakıyo durağa otobüse biniyo pendiğe gitmek üzere,tam köprünün üzerinde arkadaşı arıyo olum nerdesin amk diye bizimki de tıka basa dolu otobüste bağıra bağıra şu cevabı veriyo milyonluk istanbul da kadıköy den pendiğe gitmek için 2 köprüyüde kullanan ender bi insanım ben bekle biraz amk bini.
    ···
  11. 36.
    0
    gönderin binler
    ···
  12. 37.
    0
    örnek19,
    Köyümüz, Tipi Köy Iç Anadolunun en eski köylerindendir. Köyümüzün mezarligi evimizin tam karsisindaydi. Komsumuzun bize orada garip seyler gördüm, demesi bizi ne kadar ürkütsede inandirmiyordu.Ta ki Burak arkadasimin sünnet gecesine kadar. Birden arkadasimin hediyesini evde unuttugumu farkettim. Gece garip olaylarin oldugunu bildigim için eve gitmeye korkuyordum.Eve yaklastigimda bazi çigliklar duymaya basladim. Musalla tasinin üzerinde garip igib büzmelerinin daire biçiminde döndügünü gördüm ve birden at sesleri gelmeye basladi. Ileriye dogru baktigimda atin üzerine binmis bir gelinin hizla musalla tasina dogru geldigini gördüm. Gelin bir süre musalla tasinin etrafinda dolastiktan sonra mezarliga girerek agit yakmaya basladi.Ben bu arada korkudan ne yapacagimi sasirdim. Daha sonra bir dügün alayinin gelip gelini alarak oradan hizla uzaklastigini gördüm. Bende dügün yerine kosup olanlari dedeme anlatmaya basladim. Dedem bana inanmadi. Ertesi sabah mezarliga bakmaya gittigimde bir gelin duvaginin bir mezara bagli olarak buldum.Bu duvagi dedeme gösterdigimde dedemin agladigini ve bu duvagin savasta gelinken sehit olan ablasina ait oldugunu ve mezarinsa sevdigine ait oldugunu söyledi.Bir kaç yil sonra Aksehir gölünün tasmasiyla köyümüz sel altinda kaldi, bir daha böyle bir olay görülmedi.
    ···
  13. 38.
    0
    örnek 18,
    Ramazan ayinin ortalarindaydik. Ertesi gün oruç tutmak için sahura kalktim ve uykulu bir halde yemek yedikten sonra, henüz daha sogumayan sicak yatagima uzandim. Uykuya dalar gibi olmamla birlikte üzerimde bir agirlik hissettim. Gözümü açtim ve hareket etme çabalarim sonuçsuz kaldigini gördüm. Yatagimin bulundugu yerden yemek masasinda yemek yiyen annemi görmeme ragmen bir türlü hareket edememem, beni çok sasirtmisti. Vücudumun hiç bir noktasini hareket ettiremememin yani sira parmagimi bile kipirdatamamam beni iyice telaslandirdi. Çünkü daha önceden böyle bir olayla hayatim boyunca karsilasmamistim. Müthis bir güç harcamama ragmen hareket edemiyordum ve avazim çiktigi kadar bagirmaya basladim. Aman Allah'im sesim de çikmiyordu. Yaklagib 3-4 metre uzakta olan anneme lütfen beni kurtar dercesine çirpinmalarima karsi bir türlü kendimi farkettiremiyordum. Artik dayanamayarak gözlerimi kapadim ve "Yeter artik ne zaman bitecek bu iskence? Yoksa ölecek miyim?" gibi düsüncelere dalarken, birden birinin elini omzumda hisettigim anda üzerimdeki agirlik bir anda yok oldu. Bagirarak gözlerimi korkuyla açtigimda omuzundaki elin anneme ait oldugunu görmenin rahatligiyla, yataktan siçrayisimin sesi tüm ev halkini ayaga kaldirmisti. Peki neydi o üstümdeki cisim? Bir insan uykuda olabilir ama gözleri açik asla...
    ···
  14. 39.
    0
    reserved okudum hepsini. ibretlik paylaşım devdıbını bekliyoruz panpa.
    ···
  15. 40.
    0
    upupupupu
    ···
  16. 41.
    0
    şukuladım sebastian
    ···
  17. 42.
    0
    @13 nedensiz sesli güldüm şukunu verdim
    ···
  18. 43.
    0
    örnek 3;
    Mezbahadan et taşıyan bir tırın sabahın erken saatlerinde yüklenip bir an önce yola çıkması gerekiyormuş. işe sabahın kör vakti gelen işçiler, tırı yüklemeye başlamışlar. Alelacele işi bitirmişler. Tırın şoförü arkadaki soğuk hava deposunun kapısı kapatılır kapatılmaz yola çıkmış. Ancak son eti çengele takmaya uğraşan işçinin içeride kaldığını kimse farketmemiş. Uyku sersemi olan işçi de başına gelen korkunç şeyi, ancak tır hareket edince farkedebilmiş. Tır hiç durmadan 8 saat yol alacağından, arkadaşları kaybolduğunu farketmezlerse donarak öleceği kesinmiş.

    Bir süre duvarları yumruklamış ama sesini duyuramayacağını biliyormuş. Bir süre sonra üşümeye başladığından hareketleri yavaşlamış ve bir kenara çöküp ölümü beklemeye başlamış. Oturup kaçınılmaz sonunu beklemeye başlamış ve cebinden çıkardığı kağıt kaleme yazmaya başlamış. 1. saat: çok üşüyorum; 2. saat: her yerim uyuşuyor; 3. saat: ayaklarımı hissetmiyorum; 4. saat: donarak ölmek istemiyorum, kalemi tutucak gücüm kalmadı, ellerim dondu...

    Tır etleri teslim edeceği yere geldiğinde şoförü dondurucunun kapısını açınca içerisinin soğuk olmadığını farketmiş. Sabah yola çıkarken aceleden dondurucuyu çalıştırmadığını hatırlayan şoför, lanetler okurken köşede büzülmüş yatan işçiyi görmüş. Adamın uyuyakaldığını sanan şoför, işçiyi sarstığı halde uyandıramamış.

    Polis olaya el koymuş, şoför tutuklanmış. Bir müddet sonra adli tabip raporunda işçinin ölüm nedeni vücut ısısının hızla düşüşü olduğu açıklanınca temize çıkmış. Meğerse talihsiz işçi pgibolojikman ölmüşmüş.
    ···
  19. 44.
    0
    örnek 2;
    izmir'de genç güzel bir kadın otobüs durağında gündüz saatinde bekliyormuş. Durakta kendinden başka üç adam daha varmış. Derken adamlardan iyi giyinimli olanı yanına gelmiş ve "Buranın yabancısıyım. Balçova'ya buradan otobüs var mı?" diye sormuş. Kız "Var" deyip otobüsün numarasını falan söylemiş. Adam teşekkür edip diğer adamların yanına gitmiş.

    Biraz sonra yeniden kızın yanına gelmiş "Afedersiniz. Sanırım randevuma geç kalıyorum. Saatim de yok. Saat kaç acaba?" demiş. Kız saatine bakıp söylemiş. Adam "geç kalmışım" demeş ve bir taksiye binip gitmiş. Taksi uzaklaşır uzaklaşmaz diğer iki adam kızın yanına gelip "Eee! Hadi gidelim" diyerek kızın kollarına girmişler. Kız şaşırmış taabi "Ne oluyor? Ne yapıyorsunuz?" diye bağırmaya başlamış.

    Adamlar pişkin pişkin "Peşin ödedik nazlanma" filan diyorlarmış ki; kız çığlığ koyvermiş. Esnaf kızın imdadına yetişmiş adamları kıskıvrak yakalamışlar. Polis gelmiş iki adamı ve kızı karakola zütürmüş.

    Karakolda komiser gündüz vakti şehrin göbeğinden kız kaldırmaya kalkışan densizleri hemen sorguya almış doğal olarak. Ama adamlar taksiyle giden adamın 100 dolar karşılığında bu kızı pazarladığını hatta "Ne zaman gidebiliriz?" sorusuna da kızın saate bakıp yanıt verdiğini söylemişler. Yemin billah ediyorlarmış. O kadar şaşkınlarmış ki komiser bu kez kızdan şüphelenmiş.

    Kızın ifadesi ise iyice şüphe uyandırmış. "Adamın biri otobüs sordu sonra da saat kaç dedi ve gitti" diyormuş kız. Ama bir türlü komiseri ikna edememiş. Çalıştığı şirketin genel müdürnü filan aratmış şirketten arkadaşları gelmiş araya girmişler kız karakoldan zorla çıkmış. Onlar karakoldan çıkarken iki kafadar hala "Peki bizim paramız ne olacak diye" dert yanıyorlarmış
    ···
  20. 45.
    0
    harbi ilginçmiş
    ···