1. 51.
    +1
    örnek 15,
    Muğla'nın Milas kazasında orta yaşlı bir adam, bir gece rüya görmekledir. Kendisi ölmüştür. Yıkarlar, kefenlerler ve mezara defnederler. Rüya çok net ve berraktır. Adam mezara konduktan ve üzeri örtüldükten sonra kapkaranlık bir yerde kalır. Bir müddet sonra sağ tarafında bir menfez açılır ve iki kişi girer. Bunlar kendilerini münker ve nekir olduğunu söylerler. Kendisini alıp o menfezden geçirerek geniş bir sahaya, pazar gibi bir yere getirirler.

    Bir üzüm tezgahının başına geçirerek karşısından gelen bir zata üzüm satmasını söylerler. Münker ve nekir de kendisinin sağ ve solunda muhafız gibi durarak satışa nezaret ederler. Kendisinin alışverişte cüzi bir haksızlık yaptığını gören münker ve nekir hemen tezgahın başından alarak çok büyük bir kapının yanına getirirler. Kapı kale kapısı gibi çok büyüktür. Kapının yanına gelir gelmez kapı kendiliğinden açılır. Rüya sahibinin o anda gördüğü manzara çok korkunçtur. Müthiş bir yangın ve içerisinde yanan insanlar vardır, insanlar bir taraftan yarmakta, bir taraftan da derileri ve vücutları tazelenmektedir. Yanan insanların çıkardıkları feryatlar dayanılır gibi değildir. Münker ve nekir adamı, meydanın tekrar ortasına getirirler. Kendisine cezanın orda görüldüğü gibi yanarak mı, yoksa bir başka şekilde verilmesini mi istediğini, hangisine razı olduğunu sorarlar. Adam gördüğü o müthiş yangında yanan insanların yanmasındaki cezaya razı olmayıp bir başka cezaya razı olduğunu söylemesi üzerin birdenbire vücudunda binlerce derece bir hararetin baş gösterdiği bütün bir dehşetiyle hisseder. Dayanılmaz bir ızdırap, çekilmesi mümkün olmayan acı ve azap başlamıştır. Avazı çıktığı kadar feryat ve figana başlar. (Bu anda dönelim rüyanın geçtiği adamın evine, adam gerçekten avazı çıktığı kadar bağırmaya başlıyor, vakit gece yarısı, karısı uyanıyor, bitişik odadaki yetişkin iki oğlu uyanıyor. Konu komşu duyup geliyor, adam bağırıyor, yanındakiler uğraşıyorlar, fakat bir türlü uyandıramıyorlar. Bütün uğraşmalar nafile, adam bir türlü uyanamıyor.) Dönelim gene rüya içindeki adamın hararetten yani içerisine düştüğü yangından bütün vücudu fokur fokur kaynıyor ve dayanılmaz bir hal alıyor. Feryatlar dayanılmaz şekilde... Bir müddet sonra münker ve nekir'in müdahalesiyle ceza tatbiki sona erdiriliyor. Ve adama deniliyor ki, "işte gördün ve anladin ki ufak bir hatanın cezası bu. Şimdi seni tekrar, dünyaya iade ediyoruz. Bundan sonra yaşayışını buna göre tanzim et. Bu müsaadeden sonra rüya sahibi uyanır amma, simsiyah olan saçlarıda rüyanın dehşetiyle bembeyaz olur...
    Tümünü Göster
    ···
  2. 52.
    0
    örnek 16,
    Su an 17 yasindayim ve olay bundan 3-4 sene evvel YASANMISTIR. O yaz en büyük zevkimiz arkadaslarla gece asagi inmek idi ve hemen hemen indigimiz her gece birbirimize korku hikayeleri anlatirdik. Anlattigimiz hikayeler genelde kendi hayal ürünümüz olurdu fakat anlatirken sanki yasamis gibi anlatirdik ve kendi uydurdugumuz hikayeye o ortamin verdigi gerilimle kendimiz de inanir ve korkardik. Içimizde en çok hikaye anlatan Nedim diye bir arkadasimiz idi. Nedim yasça bizden büyüktü ve bizi korkutmayi iyi basariyordu açikçasi. Yine böyle bir gecede Nedim bize çok ilginç bir hikaye anlatti. Hikayeye göre bazi insanlar sebepsiz yere içlerinden gelen bir atesle küle dönüsecek kadar yaniyorlarmis. Bu yanma o kadar çabuk gerçeklesiyomuski, kendisini kurtarmaya zamani olmuyormus kurbanin. Ayrica bu olay kurban yalnizken gerçeklesiyormus, yani görgü tanigi olmuyormus hiçbir zaman. Bu anlattigi hikaye ilginç oldugu kadar inandirici gelmemisti çogumuza. Fakat Nedim evinden getirdigi angiblopedi de yazilanlari bize gösterince tüylerimiz diken diken olmustu hepimizin. Bu olaylar gerçek yasanmis olaylar olarak anlatiliyordu angiblopedide kanitlari ile. O gece eve kosar adimlarla çiktim ve bütün gece gözlerime uyku girmedi. Ertesi gün ise belki hepimiz için hayatimizin en korkunç günü olmustu. Gelen habere göre Nedim bir sokak arasinda ölü bulunmustu ve isin ilginç yani Nedim'in gömüldügü mezarlikta 1 hafta sonra yangin çikmisti ve bütün mezarlar yok olmustur. Inanmayan arkadaslar eski gazeteleri karistirabilirler. Tarih: 3 Eylül 1997, Mersin mezarligi orman tarafinda onlarca mezar yanmistir
    ···
  3. 53.
    0
    örnek 17,
    Öncelikle 34 yasinda ve çok iyi bir sirkette, iyi bir görevde oldugumu belirtmek isterim. Hayatimi, yasayabildigim derecede modern sartlarda yasayip, gece kluplerinden, partilerden çok zevk alan, sosyal yasantisi çok renkli bir hanim oldugumu da. , Sizlere sadece 1 olay degil, birbirini takip eden bir kaç olayi anlatmaya çalisacagim. Aslinda yillardir bunlari unutmaya çalismis ve en yakinlarimla bile paylasmaya cesaret edememistim. Ama sizlerin hikayelerini okuduktan sonra, benim, yasadiklarimin ne kadar gerçek ve de aslinda ne kadar ürkütücü olduklarini bir kez daha kavradim.
    Bizler, asla... Yalniz degiliz...

    5 yaslarindayken geceleri korkuyla uyanir hale geldim. Sebebi belirsizdi.. Hatirladigim tek sey gece yataga yatip, gözlerimi kapatmaya korktugum.. Bir an da kapinin arasindan yattigim odayi kara kara agir, bulutumsu seyler kapliyordu ve ben nefes alamiyordum. Bu olaylar her gece olmaya basladi. Kimseyi bunlara inandiramadim. Çocukça kapris sandilar. Ve her ne sandilar ise.. Bilemiyorum. En sonunda odama gitmeye korkar hale geldim. Çünkü beni oarada, bekleyen, görünmeyen, agir bir sey vardi... Gecelerim aglamakla ve korkuyla geçmeye baslamisti ki... Ailem..(Annem Yugoslav Arnavut, babam Yunan asillidir ) batil inançlara sahip degildir..Öyle olduklari halde , eve yasli birini getirip, kursun döktürdüler, okuttular, bir süre boynumda küçük bir kuran tasidim. Sonra yavas yavas bitti bu olay.. Bu bir karabasan miydi? Bilmiyorum. Halen bilemiyorum
    ···
  4. 54.
    0
    örnek 18,
    Ramazan ayinin ortalarindaydik. Ertesi gün oruç tutmak için sahura kalktim ve uykulu bir halde yemek yedikten sonra, henüz daha sogumayan sicak yatagima uzandim. Uykuya dalar gibi olmamla birlikte üzerimde bir agirlik hissettim. Gözümü açtim ve hareket etme çabalarim sonuçsuz kaldigini gördüm. Yatagimin bulundugu yerden yemek masasinda yemek yiyen annemi görmeme ragmen bir türlü hareket edememem, beni çok sasirtmisti. Vücudumun hiç bir noktasini hareket ettiremememin yani sira parmagimi bile kipirdatamamam beni iyice telaslandirdi. Çünkü daha önceden böyle bir olayla hayatim boyunca karsilasmamistim. Müthis bir güç harcamama ragmen hareket edemiyordum ve avazim çiktigi kadar bagirmaya basladim. Aman Allah'im sesim de çikmiyordu. Yaklagib 3-4 metre uzakta olan anneme lütfen beni kurtar dercesine çirpinmalarima karsi bir türlü kendimi farkettiremiyordum. Artik dayanamayarak gözlerimi kapadim ve "Yeter artik ne zaman bitecek bu iskence? Yoksa ölecek miyim?" gibi düsüncelere dalarken, birden birinin elini omzumda hisettigim anda üzerimdeki agirlik bir anda yok oldu. Bagirarak gözlerimi korkuyla açtigimda omuzundaki elin anneme ait oldugunu görmenin rahatligiyla, yataktan siçrayisimin sesi tüm ev halkini ayaga kaldirmisti. Peki neydi o üstümdeki cisim? Bir insan uykuda olabilir ama gözleri açik asla...
    ···
  5. 55.
    0
    örnek19,
    Köyümüz, Tipi Köy Iç Anadolunun en eski köylerindendir. Köyümüzün mezarligi evimizin tam karsisindaydi. Komsumuzun bize orada garip seyler gördüm, demesi bizi ne kadar ürkütsede inandirmiyordu.Ta ki Burak arkadasimin sünnet gecesine kadar. Birden arkadasimin hediyesini evde unuttugumu farkettim. Gece garip olaylarin oldugunu bildigim için eve gitmeye korkuyordum.Eve yaklastigimda bazi çigliklar duymaya basladim. Musalla tasinin üzerinde garip igib büzmelerinin daire biçiminde döndügünü gördüm ve birden at sesleri gelmeye basladi. Ileriye dogru baktigimda atin üzerine binmis bir gelinin hizla musalla tasina dogru geldigini gördüm. Gelin bir süre musalla tasinin etrafinda dolastiktan sonra mezarliga girerek agit yakmaya basladi.Ben bu arada korkudan ne yapacagimi sasirdim. Daha sonra bir dügün alayinin gelip gelini alarak oradan hizla uzaklastigini gördüm. Bende dügün yerine kosup olanlari dedeme anlatmaya basladim. Dedem bana inanmadi. Ertesi sabah mezarliga bakmaya gittigimde bir gelin duvaginin bir mezara bagli olarak buldum.Bu duvagi dedeme gösterdigimde dedemin agladigini ve bu duvagin savasta gelinken sehit olan ablasina ait oldugunu ve mezarinsa sevdigine ait oldugunu söyledi.Bir kaç yil sonra Aksehir gölünün tasmasiyla köyümüz sel altinda kaldi, bir daha böyle bir olay görülmedi.
    ···
  6. 56.
    0
    örnek19,
    Köyümüz, Tipi Köy Iç Anadolunun en eski köylerindendir. Köyümüzün mezarligi evimizin tam karsisindaydi. Komsumuzun bize orada garip seyler gördüm, demesi bizi ne kadar ürkütsede inandirmiyordu.Ta ki Burak arkadasimin sünnet gecesine kadar. Birden arkadasimin hediyesini evde unuttugumu farkettim. Gece garip olaylarin oldugunu bildigim için eve gitmeye korkuyordum.Eve yaklastigimda bazi çigliklar duymaya basladim. Musalla tasinin üzerinde garip igib büzmelerinin daire biçiminde döndügünü gördüm ve birden at sesleri gelmeye basladi. Ileriye dogru baktigimda atin üzerine binmis bir gelinin hizla musalla tasina dogru geldigini gördüm. Gelin bir süre musalla tasinin etrafinda dolastiktan sonra mezarliga girerek agit yakmaya basladi.Ben bu arada korkudan ne yapacagimi sasirdim. Daha sonra bir dügün alayinin gelip gelini alarak oradan hizla uzaklastigini gördüm. Bende dügün yerine kosup olanlari dedeme anlatmaya basladim. Dedem bana inanmadi. Ertesi sabah mezarliga bakmaya gittigimde bir gelin duvaginin bir mezara bagli olarak buldum.Bu duvagi dedeme gösterdigimde dedemin agladigini ve bu duvagin savasta gelinken sehit olan ablasina ait oldugunu ve mezarinsa sevdigine ait oldugunu söyledi.Bir kaç yil sonra Aksehir gölünün tasmasiyla köyümüz sel altinda kaldi, bir daha böyle bir olay görülmedi.
    ···
  7. 57.
    0
    örnek 20,
    Bu olay, Marmara Üniversitesi ingiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bi kızın başından geçmiş. (Böyle anlatılıyo, soyadı yok) Dilek bi gün okuldan çıkmış, durakta minibüs bekliyomuş. Yalnız korkunç da yağmur yağıyomuş bu arada. Kızın önüne bi araba yanaşmış. iyi giyimli, temiz yüzlü bi genç, “Yanlış anlamayın n’olur. Ben de yakın zamana kadar öğrenciydim. Islanmayın, gelin ben sizi uygun bi yere kadar bırakayım” demiş. Dilek kız, başta biraz tereddüt etmiş ama çocuğun iyiniyetine inanmış ve arabaya binmiş. Yolda sohbet filan etmişler. Hoşlanmışlar birbirlerinden. Çocuk, “Lütfen izin verin sizi evinize bırakayım. Bakın yağmur da iyice hızlandı” demiş, Dilek kabul etmiş taabi. Sohbet iyice koyulaşmış. Kızın evine gelmişler, bu arada telefon değiş tokuşu yapmayı da ihmal etmemişler.
    Dilek çok etkilenmiş çocuktan. O hafta her telefon çaldığında yüreği hop etmiş, “Ay benimki mi arıyo?” diye telefona koşmuş. Ama arayan olmamış maalesef. Dilek yüzünü kızartıp çocuğu aramaya karar vermiş, “Belki numaramı kaybetmiştir, n’olucak ki ben arasam” deyip kandırmış kendini. Telefonu ağlamaklı bi kadın sesi açmış. Meğer teyze, bizim çocuğun annesiymiş ve hıçkıra hıçkıra, oğlunun trafik kazasında öldüğünü söylemiş. Anlattıklarından Dilek anlamış ki, çocuk onu bıraktıktan 5 dakika sonra yapmış kazayı. “Keşke eve bıraktırmasaydım. Benim bunun sorumlusu” diyerek hemen kendini suçlamaya başlamış. Suçluluk duygusundan kurtulmak için teyzeden adresi almış, “En azından başsağlığına gideyim bari” diye düşünmüş.

    Ziyaret ağlamaklı ve de yaslı geçmiş. Ayrılma vakti geldiğinde iyice havaya giren kız, “Bana oğlunuzdan bi hatıra verir misiniz? Onu gerçekten çok sevmiştim” demiş. Bunun üzerine anne içeriye gitmiş, döndüğünde elinde çocuğun kaza günü üzerinde olan gömlek varmış. Üstelik de hala kanlar içindeymiş gömlek. Dilek çok kötü olmuş, gömleğin niye saklandığı ve niye ona verildiği anlamsızlığına rağmen yine de kadını kıramayıp almış kanlı gömleği. Ama eve gelir gelmez ilk işi gömleği yıkayıp, ütülemek olmuş. Bütün gece gömleğe baka baka, zır zır ağlamış. Sürekli de, “Onu ben öldürdüm, onu ben öldürdüm” diye tekrar ediyomuş kendi kendine.

    Artık ağlamaktan bi’tap düştüğünde gömleği yastığının altına koymuş ve yatmış. Sabah uyandığında kendini daha iyi hissediyomuş. Ama yastığı kaldırdığında bi de görmüş ki gömlek yine kanlar içinde. inanamamış bu duruma. “Heralde dün o kafayla iyi yıkayamadım” diyerek yeniden yıkamış gömleği. Ama ertesi sabah da hiç bi değişiklik yokmuş gömlekte, yine kanlar içindeymiş.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 58.
    0
    örnek 21,
    Amerika'da bir baba ve oğlu beraber bir karavan yolcuğuna çıkmışlar. Alternatif bir tatil yapmayı planlıyorlarmış. Belli bir yol güzergahı çizmedikleri için macera olsun diye anayoldan sapıp, dar bir yola girmişler. Bayağı bir yol gittikten sonra çöl gibi bir yere varmışlar. Etrafta in cin top oynuyormuş. Bu sırada adam benzinlerinin azaldığının farkına varmış. Hemen haritayı açıp en yakın yerleşim yerini aramışlar. Karavan bir süre daha gittikten sonra, benzin bittiği için yolda kalmış.

    Baba kasabaya gidip benzin alıp geleceğini söylemiş. Ancak çocuk bulundukları yerden hiç hoşlanmamış. Babasına kendisini de zütürmesi için yalvarmış. Ancak adam çocuğun onu yavaşlatacağını düşündüğü için, karavanın kapısını kilitleyeceğini ve kısa sürede döneceğini söyleyerek çıkmış. Cep telefonunu da çocuğa bırakmış. Çocuk korku içerisinde beklemeye başlamış. Bir saat geçip babası geri dönmeyince paniğe kapılmış. Bir zaman sonra, karavanın tavanından "pıt pıt pıt" diye sesler gelmeye başlayınca telefona sarılıp, eyalet polisini aramış. On dakika sonra kasaba şerifi karavana ulaşmış. Şerif ve yardımcıları kapıyı kırarak açmışlar. Çocuk dışarıya çıkar çıkmaz babasının kasabaya gittiğini, ama çok geç kaldığını nefes nefese anlatmaya başlamış.

    Ama şerif çocuğa bakacağına karavanın altında durduğu ağaca bakıyormuş. Sonra yardımcısına "Çocuğu buradan uzaklaştırın" deyince, çocuk arkasını dönüp ağaca bakmış ve düşüp bayılmış. Meğer karavanın üzerine pıt pıt diye damlayan, ağacın dalına asılmış olan babasının kafasız cesedinden akan kanın sesiymiş.
    ···
  9. 59.
    +1
    beyler shaggy... yok söyleyemicem :(
    ···
  10. 60.
    0
    @1 olm hangi siteden copy paste yapıyosan söle ordan okuyalım kendini yorma
    ···
  11. 61.
    0
    reserved
    ···
  12. 62.
    0
    zorrro sizi gibsin emi
    ···
  13. 63.
    0
    doğulu bi arkadaşım istanbula yeni geldiği buraları bilmediği dönemlerde izinli bi gününde kadıköye gidiyo biraz takılmaya içmeye falan neyse bi süre sonra arkadaşı telefon açıyo pendikte evdeyim gel takılalım diye buda tamam geliyorum deyip telefonu kapatıp çıkıyo dışarı bi taksi çeviriyo, abi pendiğe gitmek istiyorum oraya giden bi otobüs durağına bırakır mısın beni deyince şoför de Cevizlibağ dan 500T ler gidiyo istersen zütüreyim diyo neyse geçiyolar karşıya taksici bizimkini bırakıyo durağa otobüse biniyo pendiğe gitmek üzere,tam köprünün üzerinde arkadaşı arıyo olum nerdesin amk diye bizimki de tıka basa dolu otobüste bağıra bağıra şu cevabı veriyo milyonluk istanbul da kadıköy den pendiğe gitmek için 2 köprüyüde kullanan ender bi insanım ben bekle biraz amk bini.
    ···
  14. 64.
    0
    gönderin binler
    ···
  15. 65.
    0
    upupupupu
    ···
  16. 66.
    0
    upuppupupuppupu
    ···
  17. 67.
    0
    olay bitliste tatvanda geçiyor. bana anlattılar ama ne kadar doğru bilmiyorum. adamın biri viagra alıyor. 1000mg lık kutunun yarısını içiyor. adam cahil bilmiyor yani. adamı sabah arabasının içinde kanlar içinde ve ölü buluyorlar. gibi kazık gibi kalmış. ölüm katılığı yüzünden gib keser sapı gibi ayaktaymış. adam sürekli çekmiş ama azgınlığı gene dinmemiş. en son parçalanmış gibi ve . sürekli kan pompaladığından gibe kan kaybından gitmiş adam. doktor ölen adamın arkasından şu yorumu yapmış. o adam öküz gibse bile gene kurtulamazdı.
    ···