1. 1.
    0
    (bkz: Beyler Harry Potter Tarzı kitap yazıyoruz) bu hikayem tutmadı ben de behzat ç ye benzer bir şeyle karşınızdayım

    Brandon C. IS A SCOTLAND POLICEMAN

    başlık bu şekilde hemen adamımızı tanıtayım :

    brandon uzun sarı saçlı geniş omuzlu kirli sakalını hiç kesmeyen sarışın bir tip. elaman iskoç'lu olduğu halde viskiyi sevmiyo.

    tesadüfen buckingham palace ın önünde görev yaparken bi türkle tanışıyo. türk'ün ismi Harun. harunun kim olduğunu tahmin ettiniz sanırsam. Harun bu arkadaşa rakıyı tanıtıyo ve brandon o günden sonra hiç viski içmiyo veriyo rakıya biraya şaraba.

    ne dersiniz devam edin lan tuttu bu hikaye.
    ···
  1. 2.
    0
    upupupupupupup
    ···
  2. 3.
    -1
    yenge ç

    zaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa xd
    ···
  3. 4.
    0
    harun benim gerçek ismim beyler hikayenin içindeki harun zaten benim işte avrupa falan yolda yürüyorum sarı saçlı yeşil gözlü hatun önümde domaldı ve beni durdurdu
    ···
  4. 5.
    0
    upupupupuupupup hadi lan bu tutar kesin.
    ···
  5. 6.
    0
    upupupupup nerede adam akıllı bişey var giblemeyin zaten aq
    ···
  6. 7.
    0
    Harun'un yıllarca peşinde olduğu uyuşturucu kaçakcısı var. Zamanında bu adam Harun'un oğlunu kullanıp baya para kazanmış. Harun önceden uzun saçlarını boncuk takarak örse de bu adamın peşine düşmek için kendini değiştirmiş. Önce saçlarını 3 numaraya vurmuş. 8 ay body yapmış iş yerine çokta uzak olmayan bir gymde.
    ···
  7. 8.
    0
    panpa behzat ç değil de kendin olaya 3erkek 3kız atsan bunlara tip belirlense isim belirlense meslek belirlesek burdan dizisi çıkar amk bir de öyle dene bak
    ···
  8. 9.
    0
    brandon hotel stumpf dan ayrılırken son bir kez daha arkasına baktı. sarı saçlı yeşil gözlü maria'yı özleyeceğe benziyordu. zira daha önceki hiçbir birleşmesinde maria'nın verdiği hazzı tatmamıştı. içinde hâlâ o fevkalade zevkin kırıntıları dolaşırken otelden ayrılmak üzere dışarı çıktı. bir anlık dalgınlıkla arabasını nereye park ettiğini unuttu. biraz düşündükten sonra arka sokağa park ettiğini hatırlayıp otelin köşesinden döndü. tam arabanın kapısını açıp içeriye oturacağı sırada iki el silah sesi duydu. sesler otelin ön tarafından geliyordu. arabanın kapısı sertçe kapatıp hızlı adımlarla otelin önüne doğru hareket etti. köşeyi döner dönmez gördüğü manzara şok ediciydi.
    ···
  9. 10.
    +2
    Becky çok güzel bir kadındı. istediği bütün erkeklerin numaraları telefonunda bulunurdu. Şehirde ki önemli şirketlerden birinde müdür olarak çalışıyordu. Geldiği bu mevkiide güzelliği ön planda olsa da, çevresindekiler aksini düşünse de vücudunu silah olarak kullanmamıştı. Ama o gece bir hata yapmıştı. Hotel Stumpf'un gazinosuna gitmek.. istediği sadece bir kaç kadeh içip poker oynayan erkek arkadaşının şans meleği olmaktı.
    ···
  10. 11.
    +1
    brandon gördüğü manzara karşısında girdiği şoktan kurtulur kurtulmaz hotel stumpf'n önünde yatan siyah giyimli genç kadının kanlar içindeki bedenine doğru yöneldi. sol bacağının diz kapağından vurulmuştu ve acılar içinde yerde kıvranıyordu. brandon hemen belindeki silaha sarıldı. kafasını sert hamlerle sağa sola çevirerek şüpheli birilerini aradı ancak silah sesinden saniyeler sonra duyduğu araba sesinin zanlılar olduğu anladı tekrar yerde yatan kadına yöneldi. kadının canı yandığı belliydi. sesi o kadar acıklı geliyordu ki brandon'n biraz önce sahip olduğu tüm haz yerini değişik duygulara bırakmıştı. eğer birkaç dakika daha geç kalmış olsaydı belki de yerde yatan kendisi olacaktı. etrafta görgü tanığı olabilecek kişileri uyardıktan sonra telefonunu cebinden çıkarttı ve harun'u arayarak olay yerine çağırdı.
    ···
  11. 12.
    0
    @10 sen yazma hııammmına...

    brandon otelin önünde siyah eski kasa volvo nun içinden yarı otomatik silahlarla ateş eden 3 kişiyi tam görememişti zaten volvo'nun camları filmliydi. uzun iğne yapraklı ağacın altına sotelenen brandon, volvo hareket etmeye başlayınca silahına davranıp arkasından vurmak istedi ama tekti. yardımcısı harley o gün erkenden eve gitmişti. Zaten Brandonun maria ile işi uzun sürerdi. Brandon volvoya yetişemeyince döndü , 1 el döşüne 2 el midesine saplanan mermilerin bir tanesinin de başından sıyırdığına iştirak etti. üstünü yokladı. telsizini arıyordu ama torpido gözüne koymuştu. maria telsizlerden hoşlanmıyordu..

    telefonuyla ambulansı aradı. o sırada otel güvenlik görevlileri de yardıma koştu.
    ···
  12. 13.
    0
    köşeyi dönerken kafasında bu iki olayı canlandırdı brandon.. acaba köşeyi döndüğünde yerde kanlar içerisinde yatan kadını mı yoksa , filmli eski kasa volvodan 9mm barettayla ateş eden 3 silahlı zanlıyı mı görecekti...
    ···
  13. 14.
    +1
    köşeyi döner dönmez kafasında canlandırdığı iki senaryonun da gerçekleşmediğini görünce bir anlık da olsa sevindi. otelin önünde zil zurna sarhoş olmuş otuzlarında sarı saçları uzamış ve kirden gri bir hâl almış, üstündeki paçavraların yıllardır yıkanmadığını sandığı kirli sakallı berduş tipli bir adam elinde 9mmlik barettayı sağa sola savuruyordu. hemen belinden silahı çıkarttı ve adama doğru yöneldi. köşeyi dönmeden önce hızla kaçan araba silah seslerinden korkan birileri olmalı diye düşündü. adamın onu farketmemesi için arkasından yavaşça ilerlerdi. sarhoş adam:
    " ah becky ! lanet olası kadın hayatımı yedin bitirdin hıck! bende sen-hıck-in hayatını bitiricem hıck! çık dışarı lanet olası kahpe!" diye ortalığı inletiyordu. brandon sarhoşun arkasından yavaşça ilerlerken sarhoş birden arkasını döndü:
    "sende hıck! kimsin be adam. sakın hıck! yaklajma seni vuraağbilirim hıck!" diye brandon'ı tehdit etmeye başladı. korkmuş olacaktı ki konuşmaları birbirine karışıyordu. Brandon siyah saçlarını arkaya doğru savurarak silahını sıkıca kavradı. tam sarhoşa bir şeyler söyleyecekti sarhoş silahını ateşledi ve kurşun brandon'ın kulağını sıyırarak arkasındaki levhaya çarptı. o anın sıcaklığıyla brandon kafasının da güzel olmasının etkisiyle sarhoşun kaval kemiğine doğru bir el ateş etti ve sarhoş çığlık atarak yere yığıldı.
    ···
  14. 15.
    +1
    verdiğim emeği gibtin yazmıyorum bi daha amk seni bi daha gibleyenin oç
    ···
  15. 16.
    0
    Otel görevlileri sarhoş adama doğru koştu .. üstü ucuz şarap kokan bu sersem adamın 10 gündür yıkanmadığı belliydi. brandon nabzını kontrol etti , cebindeki son mendili yerden baretta'yı alarak kirletmiş oldu.
    ···
  16. 17.
    0
    sarhoş adam yerde acıyla kıvranırken brandon'a ağız dolusu küfürler ediyordu. küfürlerin ardı arkası kesilmezken ağzından saçılan tükürüklerin bir kısmı brandon'n eline sıçardı. brandon pek titiz olmasa da sarhoş bir adamın ağzından çıkanların eline yapışmasını kabul edemezdi. olayın stresinin de verdiği sinirlilikle küfür etmeye devam eden sarışın sarhoşun sol elmacık kemiğine sertçe bir yumruk indirdi. adamın sesi kesilmişti. acının ve sarhoşluğun verdiği etkiyle bayılmış olmalıydı. brandon cebindeki mendile sardığı barettayı iki parmağının ucuyla tutarak inceledi. bu kesinlikle bir polis memuruna ait olmalıydı. çünkü kendisi de 6 ay öncesine kadar bu silahı kullanıyordu ki henüz yeni değiştirmişti. yerde baygın yatan adamın ceplerini karıştırdı. eski bir cüzdan bulup çıkarttı ve içinden kimliğini buldu.
    ···
  17. 18.
    0
    O kimliği kontrol ederken otel görevlilerine de ambulans için işaret yaptı. Harleyi arayıp glasgow daki amirliğe geçmesini söyledi.
    ···
  18. 19.
    0
    kimlik bir polis memuruna aitti. kimliğin üzerinde connor mcbrain - glasgow narkotik - polis memuru yazıyordu. kimlikteki fotoğrafın sahibi temiz yüzlü, mavi gözlü, sarı kısa saçlı biriydi. kimlikteki fotoğrafı iyice inceledikten sonra yerde yüz üstü baygın halde yatan adamın yüzünü kendisine doğru çevirdi ve inceledi. kimlikteki fotoğrafın sahibi şu anda yerde yatan ve ilk yardım ekiplerinin müdahale ettiği sarhoş adamdı. tekrar telefonuna sarıldı harley'i aradı:
    "harley! connor mcbrain - glasgow narkotik bak bakalım var mı öyle bir adam? ben de birkaç saate ordayım. çok konuşma sen dediğimi yap ordayım." dedi. adamın kim olduğunu ve neden burda olduğunu merak etmişti. olay yerine gelen harun'a da adamla beraber hastaneye gitmesini ve ayılınca da hemen kendisine haber vermesini söyledi. sarhoşun kimliğini cebine koyup yerdeki barettayı harun'un avuçlarına bırakarak köşedeki arabasına bindi ve olay yerinden uzaklaştı.
    ···
  19. 20.
    0
    harun'un glasgow da pek işi yoktu aslında. aygır gibi bir vücudu vardı. cebinde sürekli içecek bir şeyler taşır, kafası hep güzel olurdu sokak tabiriyle. Annesi iskoç babası yarı türk yarı alman bir adamdı. jessica iş için londra da tanıştığı Yakup ile 6 ay flirt ün sonunda evlenmiş, o evlilikten bir tek harun mevye olarak gelmişti dünyaya. henüz doğarken bile aygır olacağı belliydi. 5 kilo 250 gram doğmuştu. küçükken arkadaşları onu iri yapılı olduğu için hiç sevmezdi. Asabi hal takınmasının nedeni buydu. 13 yaşında annesiyle birlikte glasgow'a yerleşen harun, annesi öldükten sonra hayatının geri kalanını , kendisini ölümden kurtaran brandon'a yardım etmekle geçirecekti.
    ···