anlatıyorum dinleyin, yalan değil, biraz detayları değiştireceğim sadece.

geçen yıl erasmustayken bir arkadaşımla gezi planladık. prag, viyana, budapeşte yapıp polonyaya döneceğiz. prag'a vardık akşam vakti hostele yerleştik ortam biraz farklı, netten kişiye özel şifre ile kapıyı açıyorsun, senin için hazırlanmış dosyalar var bulup imza atıyorsun falan görevli falan yok parayı zaten peşin vermişiz kendi başımıza hallettik.

biraz da hostellerden bahsedeyim, odalarda yataklar var ve yatak kiralıyorsun, diğer insanları tanımıyorsun. artık ne gelirse şansına.

neyse erasmus öyle millet geziyor instagramda süper fotograflar paylaşıyor ama madalyonun öteki yüzünü kimse göstermiyor. olm sıçmak için 1 euro verilir mi lan? mecbur veriyorsun napıcan? e hadi verdin, alaturka tuvalet yok hepsi klozet üstüne taharet musluğu da yok. ıslak mendille hayatta rahat edemem. litrelik şişeyle tuvalete giriyorum millet yüzüme bakıyor.

anlatacağın hikayeyi gibiyim hani nerede polonyalı budapeşteli taş gibi hatunlar?

selamlaşıp durumdan bahsediyoruz. çocuklar zaten adresi biliyorlarmış. hosteli telefonla arayıp konuşuyoruz ve yerleşiyoruz yerimize. duş alıp yattım ve o gece öyle güzel uyudum ki anlatamam. hostel sahibi de kral adam çıktı ertesi gün gezerken powerbankimizi şarja bıraktık, çantalarımız da onda kaldı, hafif hafif gezdik. akşdıbına da eşyalarımızı alıp polonyaya döndük.

bitti beyler. bir sonraki sefere de hayatımda ilk defa bir hatunla yakınlaşmamdan bahsedebilirim.

ya abi buna şans diyemem, ıssız karanlıkta, araba bile tek tük geçiyor, in cin top oynuyorken, iki tane genç çocuk aralarında türkçe konuşarak yürüyorlar ya, budapeşte sokaklarında çaresiz napıcağımızı düşünürken orada erasmus yapan iki gençle karşılaşıyoruz.

vakit geçirelim dedik mc donaldsta, uykumuz geldi gözümüz gider gibi oldu, görevliler hemen uyandırıyor uyumak yasak diyor. e haklılar da bizim gibi fakirler uyuyabilse çıkmaz oradan. akşama kadar yorgun argın viyanayı komple gezdik, anasını ağlattık, tuna nehrine falan da uğradık, osman paşayı yad ettik. geberdik sırtımızda çantalar da var. akşam üzeri budapeşteye gitmek için otobüse bindik.

-içerik gizlenmiştir.-

instagramda kimse anlamıyor fotografına baktığında, geceyi ucuza kapatmak için otobüs yolculuğuna denk getirdiğini.

nerde kalmıştık, heh metrodan çıktık o meşhur kilisenin önü zaten direkt. bi büyülenmedik desem yalan olur ama fazla değil. çünkü romayı floransayı gördükten sonra fazla şaşırmıyorsun ihtişamlı yerlere. gezindik biraz, yakındaki mc donalds'a girdik. kruvasan kahve falan yedik. ama afedersiniz giberim öyle kahvaltıyı yani. doyulmuyor baba, sabah mabah demedim, hamburgeri gömdüm. öyle gaza geldiğime bakmayın 1 euro 1.5 euroluk hamburgerlerden yedim ahahaha

iyi tak yemiştik. çok yorucu oldu, zaten otobüs tıngır mıngır uykumuzu alamadık, bir de sabahın 6 sında inince viyanaya, napıcamızı şaşırdık. bu avrupalılar evsizler tünemesin diye bank falan koymamışlar, hatta koskoca otogarın iç mekanlarında bile oturacak yer yok. o saatte kalktık viyananın merkezine gittik, o meşhur gotik kilisesinin ve yeniçeri heykelinin olduğu yere.

Ya bi sg git amk acayip olan ne

anlatacağın hikayeyi gibeyim huur cocuğu, fena sinirlendim bine

versene adama amqq parası yok zaten yaşasın kafasını

Bu niye trendde amk

Gezi yazısı okumak istesek ninja kaplumbağalar izlerdik ne alaka diye sorma çünkü bende bilmiyorum

10 dakikamı boşa çaldın huur çocuğu.

elim gibimde kaldi pnp mutlumusun

Sen ne anlatıyorsun lan değişik
özet geç amk öyle bir yazıyorki dizilerdeki gibtiğim eski sahneleri tekrar terar görüyormuş gibi sövüyorum

gezimizi biraz farklı planlamıştık. sebebiyse bundan önce 11 gün italyada kalmıştık, zütümüze iyi bir para girmişti. biz de nerden kırpsak falan bu yolculuğu ucuza getirsek diye düşünüp, prag'tan viyanaya gece otobüs yolculuğunda uyuruz, konaklama parası cebimizde kalır demiştik.

seri yaz bin.

Rezervetullah