1. 1.
    0
    evet beyler ne yapacağımı bilmiyorum. bu başlıkta bu hikayeyi sizinle paylaşacağım. evet binler olaylar bundan 5 yıl önce başladı. ben çok çapkın ve netten devamlı surette hatun düşüren bir tipim. bir gün icq da birine rastladım. muhabbet çok güzel gidiyordu
    ···
  2. 2.
    0
    hatunla biraz muhabbet ettikten sonra direk msne geçtik. küçük resminden çok belli olmasa da güzel olduğu seçilebiliyordu. konuşma ilerledikçe daha zeki manevralarla konu kadınlar ve erkeklere, onların ilişkilerine doğru gidiyordu. o gece saatlerce nette konuştuk.
    ···
  3. 3.
    0
    ertesi sabah doğal olarak geç kalktım. yaşadığım öğrenci evinde ev arkadaşlarım memleketlerine gitmişlerdi. sömestr tatiliydi ve ben yalnız kalmıştım. o dönemki kız arkadaşım rahat rahat eve gelebilecekti. evvelki günkü konuşmayı ve netteki hatunu unutmuştum. kız arkadaşım kapıyı çaldı. uyandım
    ···
  4. 4.
    0
    her zaman yaptığı gibi bana simit poğaça vs getirmişti. beraber kahvaltı ettik. her zamanki sıradan sevişmelerimizden birini yaptıktan sonra bir film koyup seyretmeye başladık. aslında onun yanında çok huzurluydum. ama bir şey ekgib gibiydi. çok uyumlu olması mı, sevişirken yaşanan monotonluklar mı, ne olduğunu bilmediğim bir şey beni başka arayışlara sürüklüyordu...
    ···
  5. 5.
    0
    film bittikten sonra o evden çıktı. ben de bir sigara yakıp, bir bira açıp netin başına geçtim. evvelki gece konuştuğum kadın online idi. içimden bir heyecan dalgası gelip geçti. konuşmaya başladık...
    ···
  6. 6.
    0
    benden 5 yaş büyüktü. ismi figendi. ve bana çok yakın oturuyordu. kadınlar için duyduğum delicesine sahip olma tutkusu bu sefer de heyecanımın artmasına sebep olmuştu.
    ···
  7. 7.
    0
    kısa geçiyorum. figen yaklaşık 1 hafta boyunca görüşme isteklerime yanıt vermedi. sadece msnden konuşuyorduk ve tel filan vermiyordu. 1 haftanın sonunda "benimle dışarı çıkar mısın?" dedi... tereddütsüz "hayır" diye cevapladım. eğer ki onu o an kabul etseydim, benimle işini o gece bitirecekti. ama ben kadınların ruhlarına da sahip olmak istiyordum.
    ···
  8. 8.
    0
    figeni reddettikten sonra beni msnden sildiğini gördüm. yüzüme bin bir gülümseme takarak bekledim. o gece bir daha online olmadı. ama zehri almıştı ve eminim geri gelecekti. 3 gün sonra ben onunla ilgili her şeyi unutmuşken msn kırmızı kırmızı yanmaya başladı. "nasılsın yakışıklı" diye bir cümle yanıp sönüyordu ekranda. "iyiyim matmazel" diyerek cevap verdim. bu sefer buluşma teklifi benden geldi. reddetmeece*ğini biliyordum
    ···
  9. 9.
    0
    buluşma teklifimi reddetmedi. bizim evin biraz ilerisinde güzel bir bar vardı. bayram sonrası olduğu için harçlığım da iyiydi. oraya gitmeyi teklif ettim. güldü. bizim buralar olmaz, sen bana adresi ver, ben arabayla gelip seni alırım dedi. ben de adresi öğrenmişken eve gel bari dedim. yine güldü. belki sonra dedi. hazırlandım. telefonunu vermemesi beni işkillendirmişti. ama pek de umursamadım
    ···
  10. 10.
    0
    çok pahalı olmayan ama son model bir arabayla geldi. benden 5 yaş büyüktü. fizik olarak bu fark çok fark edilmese de duruş ve karakter olarak aramızda bariz bir fark vardı. arabaya bindim. o güne kadar buna benzer olayları çok yaşadığımdan durumdan çok gergin olmadım. rahattım. onu da bu rahatlığım şaşırtmış olacak ki, hadi sen karar ver nereye gideceğimize dedi. ben de bir sigara yaktım. arabada sigara içemezsin dedi. ben de durdur o zaman diyerek indim. arabanın önüne geçip oturdum. sigaramı bitirdim. bin bin gülerek geldim. etkilenmiişti
    ···
  11. 11.
    0
    farklı bir semtteki yine güzel bir bara gitmeye karar verdik. bu sırada kız arkadaşım telefon etti. bir an meşgule düşürmeyi düşünsem de telefonu açtım. "efendim bebeğim" dedim. figenin dudaklarındaki o öldürücü gülümseme daha da arttı. benim curetim onu heyecanlandırmıştı. ama bu heyecanın başıma büyük felaketler açacağından habersizdim.
    ···
  12. 12.
    0
    bara girip içkilerimizi söyledik. ne kadar karıştırsam da ben içkiye hep dayanıklı oldum. sanırım bunda nerde durulması gerektiğini bilmemin çok etkisi var. figen de iyi içiyordu. bira tekila votka ve sonra şarap. epey içtikten sonra kalktık. dans etmek istediğini söyledi. gece tam da benim istediğim gibi devam ediyordu
    ···
  13. 13.
    0
    dansa gittiğimizde figen iyice çakırkeyif olmuştu. bunu daha rahat hareket etmesinden kolayca anlayabiliyordum. ancak figen kolay lokma değildi ve ne olursa olsun aceleci davraarak onun geri çekilmesini ve mal gibi ortada kalmayı istemiyordum. benim gibi erkekleri çok görmüş olduğunu düşünmenin getirdiği aşağılayıcı tavır hep yüzündeydi. ama bilmediği bir şey vardı. benim gibisini hiç görmemişti. hoş bir vücudu vardı. sarı küt saçları beyaz bir teni ve yeşile kaçan ela gözleri vardı. minyon tipine giydiği siyah kumaş pantolon ve kırmızı tişört çok şık olmasa da güzel görünmesini sağlıyordu. dans ediyorduk ve vakit geç olmuştu
    ···
  14. 14.
    0
    dans mekanından çıktıktan sonra koluma girdi. mekanın duvarlarında durdu, bir sigara yaktı. arabanın anahtarını bana doğru uzatıp "sen kullan" dedi. ben de arabanın anahtarını alıp, hayır ben sana montunu getireyim diyerek arabaya gittim. bagajı açtım montalrı aldım. döndüğümde sürücü koltuğu boştu ve figen yan koltukta oturmuştu. çok sarhoş değildi. ama araba kullanamayacak kadar da içkiliydi. arabayı aldım. hiçbir şey söylemeden figeni eve getirdim.
    ···
  15. 15.
    0
    eve geldiğimizde evin biraz incin olduğunu hatırladım. figeni salona geçirdim ve ne içeceğini sordum. her türlü içki ve kokteyl evimizde vardı. bunu belirttikten sonra artık ona içki içmesine izin vermeyeceğimi söyleyerek kahve yapmayı teklif ettim. güldü. "erkekler genelde kadınları sarhoş edip yatağa atmak isterler" diyerek kahkaha attı. ben de "erkekler yatağa atacakları kadınları ellerinin altında tutup istedikleri zaman tekrar yatağa atmayı da isterler" dedim. güldü. ama yenilmiş olmanın verdiği garip bir gölge geçti yüzünden. bunu bastırmak için tekrar güldü. ve o an beni gerçekten istediğini farkettim. kahve yapmak için mutfağa yöneldim
    ···
  16. 16.
    0
    kahve ile uğraşırken evi gezmeye başladı. az evvelki muhabbetten sonra biraz daha ayılmış görünüyordu. odaları gezdi. tipik bir öğrenci eviydi bizimkisi. benim odamda durdu. fotoları, kitapları incelemeye başladı. kız arkadaşımla olan ve mantar panoda iğneli resme uzun uzun göz gezdirdi. o incelerken ben elimde tepsi kapıdan onu izliyordum. tepsiden kahvesini aldı ve toplanmamış yatağa oturdu. ben de karşısındaki sandalyeye geçtim. "salon faslından yatak odası faslına biraz çabuk geçmedik mi?" diyerek güldüm. gözlerini gözümden ayırmadan, eliyle de yatağımın çarşafını okşayarak, yavaş ama kendinden emin sözlerle "bu yatak biraz monotonluklara alışmış, monoton olmasın istedim" dedi. bu söz de benim içimde buz gibi rüzgarlar estirmişti. başımdan aiağıya kaynar sular dökülmüş gibi hissettim. ne yani? monoton seviştiğimi mi iddia ediyordu?
    ···
  17. 17.
    0
    kendimi çabuk toparladım. kolay bir kadın değildi figen. onunla onun istediği şekilde oynamak gerekliydi. gülmek çok acemi bir hareket olacaktı. ayağa kalktım. ona doğru yürüdüm. iyice yaklaştım. geri kaçmadı. o oturuyor olduğu için ve ona çok yaklaştığım için, kafası tam da aletimin hizasındaydı. bakışlarını oynatmadı. 3-4 sn ona tepeden baktıktan sonra eğilip yüzünü çenesinden iki elimle tuttum. tam dudağından öpecektim ki, kafasını çevirip yanağına yumuşak ama güçlü bir öpücük kondurdum. "evet haklısın! monotonluklar son zamanlarda bu yatakta çok sık oluyor. ama ne şanslıyım ki artık sen varsın dedim". arkamı döndüm "odamda sigara içilmesinden hoşlanmam" diyerek ışığı kapatıp odadan çıktım.
    ···
  18. 18.
    0
    peşimden geldi. o da benim gibi karakter çarpıştırmanın artık fayda getirmeyeceğini anlamıştı. muhabbet ederek kahvelerimizi içtik. ona tüm gece boyunca hayatıyla ilgili hiçbir şey sormamıştım. konuyu değiştirip. "biraz da sen anlat, kimsin sen?" dedim. güldü. "şu an burdayım ve ben buyum dedi" o zaman işte figenin aslında kendi olmadığını ve yaşadığı hayata kendinden başka kimseyi sokmak istemediğini anladım. bir an gerçekten hayat kadını bile olabileceğini düşünüp tedirgin oldum. hatta bunu anlamak için bir espri patlattım. "bu bahsi kapatalım, kaç para istiyorsun onu söyle, 10 bin 20 bin" dedim. esprime güldü. iyi bir firmada insan kaynakları müdürydü. şaşırdım.
    ···
  19. 19.
    0
    bir ara muhabbet öyle güzel gidiyordu ki yerinden kalktı ve yanıma geldi. oturduğum çek yata uzandı. ben bir şarap açtım. öpüşmeye başladık. öyle güzel, arzulu ve çılgınca öpüşüyorduk ki, sadece öpüşmekten başka bir şey düşünemiyorduk. yan yana uzandık. tişörtün altından elimi sokup sütyenini tek hamlede çıkardım. biraz geriye gidip "bunu tek eliyle yapabilen erkek olduğuna inanmazdım" dedi. daha inanamayacağın çok şey var diyecektim ki, çok salakça bir söz olacağını farkettim. tişörütünü çıkardım. göğüsleri çok güzel, uçları pembe ve dikti. nefes alışverişleri değişmişti ki okun yaydan çıktığını anladım. sanırım figenle o gece sevişecektik ve bu sevişme hayatlarımızdaki büyük bir değişimin başlangıcı olacaktı.
    ···
  20. 20.
    0
    üzerimi çıkardım. öpüşüyorduk ve figeni çok istiyordum. siyah kumaş pantolonunun düğmelerini çıkarmak için yeltendiğimde eliyle beni durdurdu. hayır dedi. bir şey olmamış gibi göğüslerini hafifçe ısırarak öpmeye ve göbeğinden aşağıya inerek pantolonunu tekrar çıkarmaya yeltendim. eliyle tekrar durdurdu. evet bir kayaya çarpmıştık ve o dakikadan sonra sabırlı olmamak, ısrara devam etmek veya olmadı diye surat asmak mevzuyu kökünden bitirebilirdi. sabırlı olmak lazımdı. ben de sert bir hareketle ayağı kalkarak gömleğimi giydim. gülümseyerek figene baktım ve "insan sadece memelerinin kokusunu duyarak bir ömür geçirebilir, ileri gitmenin ne alemi var ki?" dedim. elleriyle göğsünü kapatıp kahkaha attı. sabah oluyordu. artık gideyim ben dedi. kahvaltı etmesi için ısrar etmedim. çünkü kız arkadaşım gelebilirdi. dudağından ıslak bir öpücükle onu uğurladım. garip ki otuzbir çekip yarım kalmışlığı sonlandırmak da istemiyordum. ama yine de yatağa yatıp sağlam bir otuzbir patlattım. dudaklarımda figenin kokusuyla uyumuşum.
    ···