beyler başım büyük dertte moralim çok bozuk

@1 kıçın açıkta kalmış bin

lan oğlum bu adam zütürmedimi çocuğu hastaneye sonra bıraktı kaçtımı çocuğu arayıp sormadımı arkasını aramadımı neyi var diye babası lan babası çocuğun hasta olduğunu neden bilmiyor. yok para isteyemezmişte yok bilmem ne de maaaaaallllllll

figen ile ertesi gün kefalet işlemlerini halledecektik. büyükelçilikteki pürüz kalkacaktı. ada iyi olacaktı. figen benim olacaktı. onu gördüğümde yüzü çok solgundu. en az 4-5 kilo zayıflamıştı. sımsıkı sarıldık birbirimize. çok vaktim yok. evrakları getirdim dedi. gözlerinin içindeki o ışık yitmiş gibiydi. ada nasıl diye sorduğumda, durum kritik dedi. evrakları imzaladım. seni çok seviyorum biliyor musun diyerek sarıldı. ilk defa orada onun önünde ağladım. her şey güzel olacaktı. hissediyordum...

bunu hangi siteden aldıysan o siteye bi gibertme yapmak lazım. ayrıca yarın okulun var kalkamıycaksın yat hemen.

@183 biraz anlayış dostum 2 saattir mantıklı uydurmak zor iş

sorduk mu ha sorduk mu huur çocuğu? sinirden elim ayağıma dolaştı. yemin ediyorum parçalarım seni. şuna bak ya, şuna bak ya. amın oğlu gibtir git, gibtir ol git burdan. tamam sakinim.

figen beni 4 gün sonra aradı. büyükelçilikteki sorunu halletmişler. çok mutlu geliyordu sesi. beni çok sevdiğini söyledi. uçak biletini almışlar. 18 şubat 2008 günü gideceklerdi. figeni tanıdığım tam 3 yıl olmuştu. onu son kez görmek için havaalanına gitmeye karar verdim. aklım onda kalmayacaktı. dış hatlar terminalinin bekleme salonuna sabah erkenden gittim. beklenen saatte ada babasının kucağında geldiler. eleleydiler. telaşlı bir acelecilik varddı sanki hallerinde. onları elele görmek tüm benliğimi benden almıştı. nasıl olabilirdi ki bu? zorunluluktan görüşüyorlardı. ada iyi olsun diye. babasının kucağındaydı ada. ve figen ile eski kocası eleleydiler. beynimden vurulmuşa döndüm. adanın ağzında beyaz bir maske vardı. eleleydiler. ömrümün en kötü anıydı bu. ada iyi olacaktı. figen benim olacaktı. eleleydiler.

@186 birader elim ayağım titredi sakinim tamam sağol

saçlarını çok severdi

seni seviyorum diyerek kefil etti aq saftrik türk erkeği

@22 de "bira tekila votka ve sonra şarap" bu sıçtığının çok açık kanıtıdır.

şimdi birdaha gelmemek üzere gibtir ol yat huur çocuğu liseli

başına sokacak birini bul

hadi yaz aq gibicem ha ıssız adam triplerini

havalimanında önümden elele geçti figen eski kocasıyla. kucaklarında hasta oğulları. onu yaşatmak için elele geçtiler önümden. gib gibi hissetmek vardır ya. öyle berbat hissettim işte kendimi. beni görmeden, orada olduğumu bilmeden bindiler bilmemkaç sefer sayılı uçaklarına. 1 saat bekledim havalimanında. olduğum yerde öylece. hayatımın son iki ayında yoktu figen. hayatımın son 3 senesini tarumar etmişti. eve döndüm perişan bir vaziyette. sol yanımda, onun hep uyuduğu yerde tarifsiz bir boşlukla döndüm eve.

@192 taşaklarım koparcasına güldüm, şuku şuku

sonra günler türk filmlerindeki gibi koptu takvim yapraklarından. her arayışımda "aradığınız numaraya ulaşılamıyor" sesi vardı karşımda. sesli mesajlar bıraktım telefonuna. e-mailler attım beraber aldığımız e-mail hesaplarına. ofisteki odasına baktım hep. gelmiyordu figen. gelmeyecek diye korkuyordum. ücretsiz izin almıştı tedavi ne kadar sürecek bilmediğinden. ne bir haber vardı. ne bir ses. ne de bir ışık ondan. haber gelmiyordu. haber alamıyordum. günler birbirini kovalıyordu. küçücük yüreğim ve kocaman yalnızlığım vardı. kimse kapımı çalmıyordu. kimsenin kapısını çalmıyordum. günler geçiyordu

3 ay sonra bir gün kapım çalındı. postacıydı. figenden bir mektup gelmiş olabilir miydi? figenden haber almayalı tam 6 ay olmuştu. ben hala tarifsiz bir şekilde onu bekliyor, onu özlüyordum. postacı özensiz bir şekilde gri bir zarf bıraktı elime. istanbul adliye sarayı yazıyordu. figenden bir haber değildi. istanbul adliye sarayı yazıyordu. figen değildi postadaki. sarı saçlı, yeşil gözlü, minyon vücutlu figen değildi. kapıyı hüzünle kapadım. zarfı umursamadan masanın üzerine koydum. karşısına oturdum. içim sıkılıyordu. yarım saat kadar öylece zarfa baktım. sonra birden kalkıp seri hareketlerle zarfı açtım.

@198 aha taku yedin, karı adamla kaçmış bkz. caps: http://www.incicaps.com/images/21-1283733941.jpg

reserved

zarfı açtığımda 15. ticaret mahkemesi yazısını okudum. figenin adına üç gayrimenkul satın alınmış ve bu gayrimenkullerin bedeli olan para ödenmemişti. ben kefil olduğum için direk olarak borca ortak durumdaydım. 700 milyar liralık üç borca da ortaktım ve mal sahibi ben değildim. beynimden kaynar sular dökülmüştü. aklımdan figenle masadayken imzaladığım belgeler geçti. onlar gayrimenkul ipoteği için büyükelçilikten istenilen belgeler olmayabilir miydi? allah kahretsin!!! olmayabilirlerdi. belgeleri imzalarken onları okumamıştım bile. figenin aşkı gözümü o kadar kör etmişti ki... ama en azından satın alınan evler vardı!!! hemen avukat arkadaşlarımı aradım