1. 26.
    0
    edayı ilk defa okul üniformasından farklı bir kıyafetle görüyordum. bu ne güzellik. kapşonu tüylü olanlardan bir mont giymiş. o kadar güzel duruyorki yüzü onun içerisinde. saçlarının rengi ile karışmış adeta o tüyler ve uyum içerisinde. siyah bir pantolon ve aynı renkte bir çizme. ikimizde birbirimize doğru yürüyoruz ve ortada buluştuk. merhabalaştık ve ne yapalım dedim ben edaya. nereye gitmek istersin. bu bana sen fazla yorulma, doktor dinlen demiş zaten, çok uzak bi yerlere gitmesek daha iyi olur dedi. hem çok vaktim de yok, annemin yanına gitmem lazım falan dedi. atakuleye gidelimmi dedi. ordan ankarayı seyretmesi çok güzel hem dedi. peki dedim ve bir otobüse binip gittik. şimdi fakir bin diyecekler ama otobüs vızır vızır geçiyor, ha taksiye binmişsin ha otobüse, 5 dk lık yol zati
    ···
  2. 27.
    0
    (bkz: ben dildomu getirin ulen)

    'daha temiz bir sözlük için... '
    ···
  3. 28.
    0
    (bkz: ben dildomu getirin ulen)

    'daha temiz bir sözlük için... '
    ···
  4. 29.
    0
    (bkz: ben dildomu getirin ulen)

    'daha temiz bir sözlük için... '
    ···
  5. 30.
    0
    atakuleden sonra kıyamet mi koptu amk gerisi nerde
    ···
  6. 31.
    0
    gittik atakuleye, bi atari salonuna uğradık önce alt kattaki. hehe şaka lan. çıktık yukarı, bu evini bulmaya falan çalışıyor, zıpır zıpır yerinde duramıyor adeta, çok tatlı yani. biraz takıldık işte sonra bu beni kırmayıp geldiğin için çok sağol falan dedi. o ara annesi aradı. buna kızdı besbelli, kız sessiz sessiz konuşuyor. sonra bana, benim gitmem lazım dedi. daha 1 saat anca olmuştu. ya biraz daha duramazmısın dedim. bu düşündü biraz peki dedi. gittik bi cafeye oturduk ama bunun morali bozuldu belli. annenden habersizmi çıktın niye kızdı dedim. bu başladı anlatmaya. annesi ile babası ayrılmışlar. annesi babasını aldatmış falan. şimdi başka bi adamla evlenmiş. bu babasında kalıyormuş ama hafta sonları annesinin yanına gidiyormuş işte. baya kötü oldu anlatırken, bende daha fazla soru sormadım. annesi balgatta oturuyormuş oraya gidecekmiş. dur bende geliyim dedim. yok falan dedi ama dinlemedim. yol boyu yine konuştuk birbirimizi tanıdık işte. annesinin evinin oraya gittik ve orda vedalaştık. vedalaşırken, adeta ne o gitmek istiyordu ne de ben. orada anladım işte, eda da benden hoşlanıyordu. öptü beni yanağımdan ve ayrıldık. o an dünyanın en mutlu insanı bendim galiba
    ···
  7. 32.
    0
    okuyan yok amk anlatmıyorum
    ···
  8. 33.
    0
    anlat sen panpa
    ···
  9. 34.
    0
    ANLATLAN OKUYOOZZZZ
    ···
  10. 35.
    0
    eda özel bi lisede okuyordu ve dersaneye gitme ihtiyacı hissetmemişti. o yüzden hafta sonları boştu. benim içinse öss stresi neredeyse yok gibiydi zaten. o hayatımda yokken de pek fazla takmıyordum okulu, dersaneyi, dersi falan. kız annesini her şeye rağmen seviyordu fakat onun yanına gitmeyi pek istemiyodu çünkü annesinin kocasına çok büyük bir öfke ve nefret duyuyordu. bu da annesinin yanına gitmek istememesine sebep oluyordu.
    hafta sonları kimi zaman annesine ders çalışmam gerek bahanesi ile gitmiyor ve bütün gün birlikte geziyorduk. yine bir gün birlikteyken, edaya olan hislerimi açıkça söyledim. bu güldü ilk önce. tamam dedim kusura bakma, hata ettim söylemekle dedim. bu ben öyle deyince sustu, ama gülmemek için zor tutuyor kendini. sinirlendim bi anda ve kalktım masadan tam çıkıyorum arkadan seslendi bana. dur dedi, ne yapıyorsun, bende seni seviyorum salak dedi
    acaba diyorum hala benimle dalgamı geçiyor. bu tuttu elimi ama hiç konuşmuyor. bende konuşmadım. yaklaşık yarım saat tek kelime etmeden, ellerimiz birbirine, gözlerimiz birbirine kenetlendi.
    ···
  11. 36.
    0
    anlat panpa dinliyoruz
    ···
  12. 37.
    0
    sessizliği yine ben bozdum, dayanamadım. hadi sinemaya gidelim dedim ne alakaysa. gittik bi sinemaya, tam 5 dk sonra başlayacak bi film vardı. maksat zaten film izlemek değilya, sırf laf olsun diye söylemiştim. film van helsing mi neydi, vampir filmi. bu bi korkuyor ama filmde. kolumu kıracak sanki tekrar nasıl sıkıyor. film ara verdi, bu bana sende anca böyle film seçersin dedi. benim şarteller attı. hadi gidiyoz dedim. ya şaka yaptım dedi. dinlemedim ben çıktık. yolda başladı ağlamaya. dayanamadım sildim göz yaşlarını. bu nasıl ağlıyor ama. seni seviyorum ben diyor. sadece şaka yapmak istemiştim, cafede gülmemin sebebi ise mutluluktandı dedi. nasıl utandım kendimden. ama nerden anlayabilirdimki yani bende.
    ···
  13. 38.
    0
    devam et reyes
    ···
  14. 39.
    0
    ilk defa el ele tutuşarak yürüyorduk. o anki hissettiklerim tarif edilemez. en son evinin önüne geldiğimizde, çok mutlu olduğunu söyledi, beni öptü ve bana bakarak geri geri girdi apartmanlarına.
    her liseli gibi mesajlaşma ve arama trafiği son sürat başlamıştı artık. ben sevmem öyle şeyleri, hani yanımda olsun, saatlerce birbirimize bakalım konuşmadan eyvallah. ama yok ne yedin, yok ders çalıştın mı, yok bugün kendime şunu aldım bunlar içimi daraltan şeylerdi.
    sürekli bana ders çalışmam gerektiği hakkında telkinlerde bulunuyordu. hayaller kuruyorduk, aynı üniversitede okuyacaktık. farklı bi şehir yazacak ve birlikte yaşayacaktık. çok güzel yemek yaparım ben, sen sadece derslerine çalışırsın, benim gibi ev arkadaşı bulamazsın der dururdu. hep hayal ettim bende, hiç çalışmadım ders mers.
    ···
  15. 40.
    0
    günler monoton bi şekilde geçiyordu artık. hafta içi okul, haftasonu eda. dersaneyi bırakmıştım ama bizimkilerin haberi yoktu. parayı peşin verdiğimiz içinde dersane pek s*** takmıyordu beni zaten. rahattım o konuda yani.
    neyse girdik öss denen illete. benim kötü geçti ama çaktırmıyorum tabi. bunun iyi geçmiş mutlu. edanın babası tekstil işi ile uğraşıyor ve en az 2 haftada bir bursaya mal almaya, mal anlaşması yapmaya yani bişeyler için muhakkak giderdi. o gittiği zaman eda da annesinde kalırdı istemese de. yaz tatilindeydik ve annesi ile yeni kocası tatile gitmişler bi yerlere. babasının yine bursaya gitmesi gerekmiş ve 2 gün sürecek bir işmiş.
    bu arada şunu da söyleyim kız aslen denizlili ve burada bir tane akrabaları yok. ankaraya eda 13 yaşındayken göçmüşler zaten. burada çok fazla kimsesi yok kızın en azından aile yakını olarak yani.
    ···
  16. 41.
    0
    reserved
    ···
  17. 42.
    0
    babası edaya seni de zütüreyim demiş bu da kabul etmiş. ben üzülmüştüm tabi haliyle, ama yapacak bir şey yok. iyi dedim ama moralim bozuldu ister istemez. bu yapma nolursun böyle falan dedi. korkuyorum işte napıyım dedi. haklısın dedim, git. benim bu kadar üzülmeme dayanamamış olacakki. babamla bi konuşuyum da, izin verirse kalırım dedi. korkacaksan kalma dedim. ben sadece seni özleyeceğim için gitmeni istemiyorum ama senin korkmanı da istemem dedim.
    akşama doğru aradı beni. ben gitmiyorum aşkım dedi. babasına gitmek istemediğini söylemiş. yalnız kalmaya da alışmam lazım falan filan demiş. babasının da canına minnet zaten, adam bir sürü işle mi uğraşacak, kızıylamı. babasıda sen bilirsin demiş.
    gitti babası edanın. bu beni aradı, akşam bize gelsene. sana yemek yapayım dedi. tabi kabul ettim hemen. ilk defa evine gidecektim. çok merak ediyordum evini, odasını. resimlerin görmüştüm tabi ama yine de çok heyecanlanmıştım. önce gittim bi avm’ye bi hediye aldım ev eşyası. sanki yeni eve taşınmışlar gibi amk (: bir de çiçek yaptırdım. evlerine doğru gidiyorum. yolda bi tanıdık görecek diye baya tırsmıştım. bizimkilere arkadaşa gidiyorum dedim ama yine de elimde çiçek ve hediye, sanki kız istemeye gidiyormuş gibi bi halde görünmek istemiyordum kimseye.
    ···
  18. 43.
    0
    Evet panpa hizli yaz.d rezerved
    ···
  19. 44.
    0
    gören olmadı allahtan ve çaldım zili. açtı kapıyı eda tüm güler yüzüyle girdim içeri. ilk defa evindeydim. önce oturduk, öpüştük falan işte biraz. sonra hadi yemeğe geçelim dedi. bana yaptığı ilk yemekti. bi çorba getirdi önce. gındıra mı ne deniyormuş daha önce hiç duymadım adını. allahım bu nasıl bir çorba. öyle böyle ekşi değil. iğrenç resmen. bu soruyor tabi nasıl aşkım beğendinmi. kızın evine gitmişiz, özenmiş bezenmiş yemek yapmış. b*k gibi de olsa yiyecez mecbur. çok güzel olmuş eline sağlık deyip bi an önce bitirdim çorbayı. sonra tavuk pilav falan koydu işte. onların tadı yerindeydi ama. sonuçta kız babasına bakıyor. illa ki güzel yemek yapıyordur yani. yemeklerimizi yedik, bunun odasına geçtik. bilgisayarını açtı, müzik falan dinliyoruz. ben bunun odasını karıştırıyom işte, şu ne bu ne falan. kız bi ara odadan çıktı ve elinde votka geldi bu. ben fazla içen birisi değildim. öyle ortam olunca bira içerdim bi tek işte. içmeyelim falan dedim. sarhoş olup yanlış şeyler yapmayalım dedim. bu nasıl alındı ama. suratı düştü bi anda. iyi getir dedim. bu redbull falan döktü işte, karıştırdı koydu önüme, içiyoruz. b*k gibi bi kokusu vardı ama eda için tak yemeye razıydım . bu bilgisayardan müzik açıyo falan, biraz içiyoruz sonra dans ediyoruz.

    ben daha fazla dayanamadım. içki de cesaret verdi zaten, yapıştım bunun dudaklarına dans ederken. 1 dakka nefes almadık sanki aralıksız öptüm. bıraktığımda ikimizinde nefes alma ritmimiz bozulmuştu adeta. ne yapıyorsun dedi gülerek. çok seviyorum kızım seni dedim. çoook. bu oturdu yatağına sonra ben tabi. bunu iterek yatağa uzandırdım ve başladık öpşmeye. ilk başlarda temkinli olduğu her halinden belliydi ama sonra o da rahatladı.
    ···
  20. 45.
    0
    reserved
    ···