-
176.
0evde biraz daha oyalanıp aysunu aramaya karar verdim. buraya gelmesi evden çıkmamız derken saat öğlen 1i geçecekti... onu aradığımda saat 12 buçuktu... ilk aramamda açmadı.
bir kez daha aradım yine açmadı... heralde işi var diye düşünüp biraz bekledim. bir sigara yakıp düşünmeye başladım. erhana ne diyecektim, nasıl o kafeye zütürecektim... pınarla taneri gördüğünde neler yapacaktı erhan... bana saldırır mıydı? saldırsa saldırsın dedim içimden... bu saatten sonra geri dönüş olamazdı! her şeyi planlamıştım ve sonunda bu pislikten kardeşimi kurtaracaktım... aysunun dediği gibi, hikayenin kahramanı olacaktım... gülümsedim...
tekrar aramaya karar verdim aysunu ama açmadı... bir sigara daha yaktım... saat 12:45i geçiyordu... bir kez daha aradım aysunu...
ama yine açmadı. -
177.
0saat 1e gelirken belki 10 defa aradım. ama aysun hiç açmadı telefonunu. sonra evden çıktım. dışarıda biraz oyalanırım deyip arabaya bindim. radyoyu kurcaladım biraz, bir şey yoktu... kaybedenler kulübü soundtrack, my woman şarkısını açtım cdyi takıp... bu şarkı iyidir binler dinleyin...
arabayla kafenin oldugu yere gidip orada beklemeye karar verdim... oraya gidene kadar aysunu yine aradım, ama o yine açmadı telefonları... artık yavaştan ümidimi de kesmeye başlamıştım. gelmeyecekti görüşmeye anlamıştım. kaldıramayacağı içindir diye geçirdim aklımdan ama söz vermişti bana. gelmesi benim için de iyi olurdu... ama yapacak bir şey de yoktu... nasıl olsa sonra görüşürüz anlatırım her şeyi ona diye düşündüm.
kafenin önüne geldiğimde görünürde kimse yoktu... saat 1:30 du... -
178.
0malum şarkıyı dinlemeye devam ettim... erhanı aradığımda saat 2 ye 20 vardı... yakınlardayım kardeşim birazdan oradayım deyip kapattı telefonu. arabadan inip o şekil beklemeye başladım. bir sigara yaktım... arada bir hala aysunu aramaya devam ediyordum. ama yine açmıyordu... son kez arayıp açmadığını görünce telefonu cebime koydum. bir daha da çıkarmadım aysunu aramak için...
saat 2ye 10 varken erhan göründü... yanıma geldi. öpüştük... niye geçmedin içeri diye sordu... beraber geçeriz diye cevapladım. e hadi geçelim o zaman dedi... onayladım, yürümeye başladık...
sende bir şeyler var dedi...
yoo bi şey yok? ne var? diye sordum...
ne biliyi mrengin atmış gibi... annen ne zamandır uğramıyo sana?
gülümsedim... uzun zamandır dedim.
belli deyip sırtımı sıvazladı... bize gel pınar bakar olum sana bi yemekler yapıyo görmen lazım...
bir gün yeriz inşallah deyip kafeye girdik...
kapıyı iyi gören bir yeri seçerek oturduk... -
179.
0erhan çay söyledi kendisine, ben bir şey söylemedim. sigara yaktım. ve beklemeye başladım. erhan arada bir bir şeyler soruyordu ama uzun uzun cevaplamıyordum. evet hayır deyip bazen de sadece gülerek kestirip atıyordum... bu halime kızmıştı daha fazla dayanamayıp sordu,
olum neyin var anlatsana?!
bi şeyim yok be kardeşim... anlatılcak bir şeyim yok...
ne lan o zaman bu halin? niye çağırdın böyle apar topar?
amcamın oğlunu niye çağır mıyım lan? görmek istedim özledim?!
he dıbına çakıyım belli özlediğin. tek kelime etmiyosun oturduğumuzdan beri...
saate baktım. 2'yi geçiyordu...
lan bırak şu saate bakmayı da kimi bekliyosun ne oluyo? diye sorular sormaya başladı erhan... şüphelenmişti ama anlam veremiyordu...
bense bir an önce gelmeleri için dua etmeye başlamıştım... -
180.
0benim yüzüm kapıya doğru dönük olduğu için arada bir kapıya bakıyordum. birileri gelsin artık diye umuyordum... ya taner ya pınar... hatta aysun... birileri gelmeliydi artık...
erhan da sorular sorup benim kapıya baktıgımı görünce arkasını dönüp kapıya bakıyordu... bir şeyler döndüğünü anlamıştı ama anlatmadıgım için kızmaya da başlamıştı...
lan dedi... yoksa gelinle mi tanıştırcaksın beni? o yüzden mi böyle giyindin lan bana bak? öyle mi?
o kadar temizdi ki kalbi... hala aklına getiremiyordu nasıl bir pislikte olduğunu... hala konduramıyordu bana... pınara... tanere... hala benim iyiliğimi düşünüyordu... hala benim mutlu olmamı istiyordu...
olum öyleyse neden söylemedin bana ben de güzel bi şeyler geçirirdim üstüme? sıçıcam kafana ya! bi işi de zamanında söyle erdemim yaa... neyse böyle de iyiyim di mi lan? şş erdem?
gözlerim kapıdaydı... pınarla taner kapıdan içeri girmişlerdi... -
181.
0o an erhanın arkasına dönüp bakmaması için hemen erhanın gözlerine baktım... ne oldu lan? diye sordu. hiç yok bi şey deyip sigaramı söndürdüm... taner beni görmüştü ve pınarın beni göremeyeceği şekilde karşımızdaki masaya oturdular...
ben tanerin bardagından bir yudum çay içtim. taner o halime şaşırmıştı...
erdem iyi misin? ne oluyo?
iyiyim erhanım. iyiyim.
ne oldu kimi bekliyoruz?
özür dilerim kardeşim. her şey için özür dilerim... ama burada bitecek! bu gün her şey burada bitecek! ve emin ol her şey çok daha güzel olcak... sen sakın sıkma canını... sen hep kalbini temiz tuttun bundan sonra da böyle olcaksın biliyorum...
erdem ne saçmalıyosun abicim sen?! ne diyosun? bunları mı konusmaya çağırdın?
ne söyleyeceğimi daha fazla bilmiyordum... gözlerimi tanerlerin olduğu masaya çevirdim. erhan her halimi izliyordu...
kafasını çevirip o tarafa doğru baktı... -
182.
0taner mi lan oradaki? diye sorarak bana döndü.
evet... dedim.
karşısındaki de gamze di mi? dedi
bir kez daha baktım tanerlerin oldugu masaya... bilmiyorum dedim...
dönüp arkasını baktı. gamzenin saçları... dedi daha açıktı sanki...
erhan, gamze değil oradaki dedim...
kim lan o zaman dedi...
erhan... dedim
kim ulan o zaman deyip yerinden kalktı... -
183.
0öyle bir kalkmıştı ki sandalye yere düştü... sesi duyunca pınar arkasını döndü, ve erhanla göz göze geldiler... erhan yerinde donakaldı... hareket edemedi... yerimden kalkıp erhanın yanına gittim. pınara öyle bir bakıyordu ki... erhanı daha önce böyle gördüğümü hiç hatırlamıyorum. bir adım attı, düşecekmiş gibi oldu. kolundan tuttum, kolunu çekti kurtardı ellerimden... sonra bir adım daha... bir adım daha...
pınarın gözleri dolmuştu. ağlamamak için kendisini zor tutuyordu. taner yerinde kalakalmıştı... kalkamamıştı bile. erhan gidene kadar pınar da sandalyeye yığıldı...
ben de erhanın peşinden yürümeye başladım. erhan daha da hızlanarak masaya doğru yürümeye devam etti.
ben de arkasından...
masaya yaklaştıgımızda taner yerinden kalktı, erhan otur diye işaret etti, taner hemen oturdu...
sonra erhan oturdu.
ben yerimde kalakaldım... gidemedim yanlarına... erhan sordu pınara
ne işin var burada? tanere bakıyordu bir yandan... -
184.
0pınar susuyordu. o da kalakalmıştı erhanı karşısında görünce. bir ara pınarla göz göze geldik. gözlerinden akan yaşı fark ettim... ne yaptın sen der gibi bakıyordu... ama zerre acımıyordum o haline! erhanı bu hale getiren, beni bu olaya sürükleyen, erhanın hayatını bir tak ugruna mahveden huurnun tekine acıyamazdım! hatta oraya gitmeden önce kendime söz vermiştim, erhan ne yaparsa yapsın ona engel olmayacağım diye... ancak kendisine zararı dokunacak bir şey yaparsa durduracaktım...
taner cevapladı...
düşündüğün gibi değil erhan! pınar...
sus lan! sus senin dalağını sökerim burda ne işin var lan senin karımla?! pınar anlat ne oluyo burada!
pınar tek söz bile edemiyordu... başını öne eğip hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. tanerse araya girip bir şeyler söylemeye çalışıyordu ama erhan izin vermiyordu... küfürler yagdırıyordu erhana... ardından dönüp pınara tekrar tekrar soruyordu...
ne oluyor pınar? anlat!... -
185.
-1pınar tek söz söylese erhan inanacaktı belliydi. ama pınarın söz söyleyecek hali yoktu... karşısında bir anda erhanı görünce nutku tutulmuştu... sadece ağlıyordu... erhan da pınar sessiz kaldıkça daha çok sinirleniyordu... en sonunda yumrugunu masaya vurup bağırarak sordu;
pınar noluyo burda!!!
pınar o andan sonra kontrol edilemez hale gelmişti... ağlama krizine girmişti... o anda yanlarına gitsem mi diye düşündüm ama artık gitsem de yapacak bir şey yoktu...
tanere döndü erhan. sen anlat lan ne oluyo burda ?! sen niye hala karımla görüşüyosun lan huur çocugu?! daha az önce konusmadım mı ben senle?! gibtir olup gidiyosun artık lan?! bi dakka yoksa son defa buluşup hasret mi giderecektiniz? deyip pınara baktı...
pınar erhanın yüzüne bakıp kafasını salladı. hayır demek istiyordu ama bu saatten sonra artık fayda etmezdi... erhan iyice kızmıştı...
taneri kaldırdı yerinden ve bir kafa attı. taner yere yığıldı. ben bir adım yaklaştım onlara... gelme erdem diyerek elini kaldırdı... yerimde durdum.
taneri bir kez daha kaldırdı sarılacak mıydınız lan bi de deyip bir kafa daha attı...
pınar bayılmıştı... -
186.
0ben koşup pınarla ilgilenmeye başladım. erhan tanere vurmaya devam ediyordu. o sırada garsonların hepsi etrafımıza toplanmıştı. zaten içeride bir kaç tane müşteri vardı ama onlar da korkudan kaçmışlardı... izlemek için bile durmamışlardı.
ben pınarla ilgilenirken garsonlardan birisi su getirip pınarın yüzüne serpmeye başladı. ben pınarı garsona bırakıp erhana doğru koştum. erhan tanerin üstündeydi ve erhan da bayılmıştı. suratı kan içindeydi... erhanı güç bela kaldırdım tanerin üstünden. bırak lan deyip bir kez daha atladı üzerine... erhanı tutamıyordum artık hem ağlıyor hem de tanere saldırıyordu... bir kaç tane daha garson geldi ve onların yardımıyla erhanı durdurabildik. garsonlardan biri de tanerle ilgilenmeye başladı... pınar o sırada ayılır gibi oldu ama tanerin halini görünce yine bayıldı...
erhanı durdurmuştuk ama bıraktıgımızda yine tanere saldırabilirdi... garsona taneri zütürmesi için işaret ettim. o da sırtına alıp içeri zütürdü, bizim göremeyeceğimiz bir yere... taner ortalıktan kalkınca erhan daha kolay sakinleşti. bir sandalyeye oturttuk. su uzattım. yüzüme baktı...
sen de mi ulan.. deyip elime vurdu...
su elimden yere düştü... -
187.
0hiç bir şey diyemedim. sadece erhanın iyi olmasını umuyordum ama iyi değildi. şimdilik bu hale gelmesine sebep bendim. ama ileride çok değil 1 hafta sonra benim ona ne kadar büyük bi iyilik yaptığımı anlayacaktı. ben bunları düşünürken pınar sayıklayarak uyandı
erhan... yapma... erhan...
erhan pınarın sesini duyunca yerinden kalktı, o kadar ani kalktı ki hiç birimiz tutamadık, pınara bir tokat attı. o tokatın etkisiyle pınar uyandı...
erhan yemin ederim...
erhan küfürler ederek pınara vurmaya başladı. arada bir neden ulan neden diye soruyordu... daha fazla dayanamayıp erhana yapıştım.
erhan kendine gel yeter diyerek durdurmaya çalıştım ama ittirdi beni... en sonunda dayanamayıp bi tane vurdum erhanın suratına... dengesini kaybedip yere düştü ve çocuk gibi ağlamaya başladı.
kardeşim benim yeter! değmez bu şerefsizler için gidelim artık buradan... hadi... deyip kolundan tuttum...
ama kalkmadı. yerde öylece ağlamaya başladı... -
188.
0beyler bugünlük de yeter. o anı anlatırken şu an bile elim titriyo. şimdilik burada keselim, yarın gece kaldıgımız yerden anlatmaya devam ederim.
dinlediğiniz için sağolun... iyi uykular hepimize... -
189.
+1erhan başını ellerinin arasına almış sandalyeye otururken bir yandan da ben onu sakinleştirmeye çalışıyordum. garsonlardan biri pınarın dudağından akan kanı durdurmak için elinde peçeteyle geldi. pınar dokunmasına izin vermedi, peçeteyi garsonun elinden alıp masanın üzerine bıraktı... garson yanından ayrılırken bir ara içeriye doğru baktım...
diğer garsonlar erhanı sakinleştirip bir sandalyeye oturttuktan sonra içeri tanerin yanına gitmişlerdi. arada bir içeriye bakıyordum ama bir şey göremiyordum. sadece bir kaç insan silüeti... hepsi tanerin başındaydı bunu anlayabiliyordum ama ne yaptıklarını, tanerin kendinde olup olmadığını bilmiyordum. içeri gidip bakmak istiyordum ama pınarla erhanı yalnız bırakmak istemiyordum. bir şeyler konuşacaklarını bilsem ayrılırdım ama bu durumda konuşabileceklerini sanmıyordum. pınarın karşısındaki sandalyeyi kaldırdım ve ona oturdum...
pınarın bakışları birden bana kitlenmişti. karşısında beni görmesi hiç iyi olmamıştı o anda anladım ama artık iş işten geçmişti. sesimizi çıkarmadan birbirimize baktık... böyle mi olmasını istiyordum bilmiyorum ama bir şekilde bitmiş olması içimi rahatlatıyordu... pınarın bakışları bir an olsun ayrılmadı benden o anda... ben gözlerimi kaçırana dek bakmaya devam etti bana... erhan olmasaydı yerinden kalkıp bana saldıracaktı bundan emindim... bir ara erhana sordum iyi misin? diye, tepkisizdi...
10 dakika öncesine kadar daha iyi olduğundan emindim ve sonrasında daha iyi olacağından... -
190.
0yerde bir tabak 2 tane çay bardağı ve bir de su şişesi vardı. su şişesinin içinde yarısına kadar da su... su şişesini aldım yerden, bir yudum içtim. şişenin kimin oldugunu bile bilmeden... erhana uzattım, hala tepki yoktu... sakinleştirmeye çalışıyordu kendisini... her birimiz öyle bir haldeydik ki, dışarıdan gören birisi savaştan çıktığımızı düşünürdü... erhanı tutmaya çalışırken gömleğim yırtılmıştı, erhanın üzerindeki tişört zaten param parça olmuştu... pınarın saçları incin, dudağının kenarından akan kan boynuna kadar inmişti, masadan peçeteyi alıp uzatmak istedim ama vazgeçtim... almayacağını biliyordum.
erhanın kulağına eğilip bir şeye ihtyacı olup olmadığını sordum, başını salladı. gidelim mi? dedim, bu kez yine tepki vermedi...
cebimden sigaramı çıkarttım bir tane yaktım... o sırada erhan başını yavaşça kaldırıp pınara bakıyordu... bir şeyler demek istiyordu ama kelimeler ağzından çıkamıyordu... belli ki hesap sormak istiyordu. bir kaç saniye pınarı seyredip bir şey deyip dememe arasında kaldı... sonra sesi titreyerek;
neden? diye sorabildi... -
191.
0pınar bu soruyu duymuş muydu bilmiyordum. öyle ki ben bile erhanı dinlediğim ne diyeceğini merak ettiğim halde zar zor anlamıştım söylediğini... pınarın duymaması normaldi... erhan başını tekrar eğince pınar bu kez başını kaldırıp erhana bakmaya başladı... gözleri zaten dolmuştu, erhana bakar bakmaz yaşlar akmaya başladı. konuşmaya çalıştığını anlayabiliyordum ama çenesi titriyordu... ağzını açsa haykıracak gibiydi ama bir türlü açamıyordu... tekrar başını önüne eğip ağlamaya devam etti.
garsonlardan birisi gelip yerdeki tabak ve çay bardaklarını toparladı. bardaklardan birisi kırılmış bir şekildeydi ve garson ona dokunmadı. elindekileri zütürmek için içeri girdi. pınarın yere damlayan yaşlarını görebiliyordum. erhanın yanındaki sandalyeye oturup
gidelim mi? diye sordum tekrar...
gideriz... dedi, gideriz...
yerdeki kırılan cam bardağındaydı erhanın gözü. ben bunu anlayana kadar yerinde fırladı ve bardağı yerden aldı. arkasından ben fırladım erhan diye bağırarak... pınara doğru bir adım attı...
elindeki cam bardağı pınara doğru tutuyordu. -
192.
+1 -1ikinci adımını atmasına izin vermedim. sol kolundan tutup kendime doğru çektim onu zaten yürüyemiyordu, bardağı savurmaya başladı,
neden ulan neden?! diye bağırıyordu, pınar başını yerden kaldırmadan hıçkıra hıçkıra suçlu bir çocuk gibi ağlamaya devam ediyordu...
önüne geçtim ve erhanın elinden bardağı aldım. bana sarılıp tekrar ağlamaya başladı erhan. bu yaşıma kadar hayatımın en zor anlarından birini yaşıyordum. ama sabretmeliydim. sabretmeliydik... geçeceğinden emindim, o kadar ki erhanın içinde bulunduğu şu duruma son 1 haftadır her gün üzülen ben şu anda üzülemiyordum. olayın şokunu yaşıyordum evet ama hüzün yoktu içimde. bittiği için şükrediyordum. erhan kurtulmuştu artık, sabah uyandığında her şey onun için yeninden başlayacaktı... tertemiz bir hayat, yeniden...
erhan bana sarılmış ağlarken ben bunları düşünüyordum. geçecek diyordum içimden... geçecek...
erhanı tekrar yerine oturttum.
kardeşim ne olur sakin... geçecek, sadece sabret. diyebildim...
başını tekrar ellerinin arasına alıp ağlamaya devam etti.
geçecek diye tekrarladım. daha fazla ağlamaya başladı... -
193.
+1ikisi de karşımda ağlıyordu. erhan yaşadıklarına inanamıyordu evet ama bunlara ağlamıyordu. pınarın hala bir açıklama yapamamasına ağlıyordu adım gibi emindim... hala "neden?" diye soruyordu... hatta ağzından başka bir söz dökülemiyordu... pınarın konuşacak hali olsa açıklardı belki, bir şeyler söylerdi en azından ama o sustukça erhan daha da kötüleşiyordu...
bir kaç dakika daha konuşmadan, sadece hıçkırık seslerini dinleyerek geçti... ardından erhan ayağa kalktı, gidelim erdem... dedi
bunu duyunca ben de kalktım ayağa, gidelim... dedim
koluna girdim arkamızı dönüp yürümeye başladık. pınar ağlayarak bağırdı,
erhan! yalvarırım... -
194.
0sesini duyunca ben de şaşırmıştım. ağlıyordu ama konuşabilmişti... erhan önce durdu, sonra yürümeye devam etti... pınarın arkamızdan ayak seslerini duydum... koşarak gelip erhanın koluna yapıştı.
erhan ne olur dinle yalvarırım...
erhan oralı değildi... kolunu pınardan kurtarım yürümeye devam etti, beni de ittirmişti, ben oldugum yerde kaldım. erhan yavaş adımlarla yürüyordu, pınar yerdeydi ve ben onları izliyordum...
pınar kalkıp bağırarak koşmaya devam etti erhanın peşinden. erhan hiç umursamadı. tam kapıdan çıkacakken pınar erhaaan diye öyle bir bağırdı ki etraftaki herkes bi anda bize doğru baktı... artık bu hiç birimizin umurunda değildi ama sesin şiddeti içerideki garsonları da dışarıya çıkartmaya yetti...
erhan durmuştu artık.
pınar dinle ne olur... diyerek ağlamaya devam etti... dizlerinin üstüne çökmüştü... -
195.
-1erhan kapıya tutundu. dengesini kaybedeceğini sandım ve koşup kolundan tuttum. o sırada yolun karşısında birisinin ağlayarak bizi izlediğini fark ettim. ama yüzünü seçemedim ve o anda pek de üzerinde durmadım...
erhanı kolundan tuttum, kardeşim gitmeyelim istersen? iyi olunca gideriz? oturalım mı? diye sordum...
gidelim erdem ne olur zütür beni buradan dedi ağlayarak...
iyi değilsin ama dedim.
yüzüme baktı... biraz da gözlerimi kaçırmak için başımla pınarı işaret ettim. erhan dönüp arkasını pınara baktı. pınar yere kapaklanmış hıçkırarak ağlıyordu... arada bir ne olur erhanım dinle... diye mırıldanıyordu, erhanın bunları anlayabildiğinden emin değilim...
oturt beni şuraya dedi erhan. tamam kardeşim deyip beraber yürümeye başladık ve en yakındaki sandalyeyi düzelttim. erhan otururken pınar hala aynı şekilde ağlıyordu yerde...
kalksın pınar yerden dedi erhan...
tamam deyip yanından ayrıldım, pınara doğru yürüdüm, kolundan tutup yavaşça kaldırdım. yüzünü hala kaldırmıyordu yerden... iki adım ötesindeki sandalyeye de onu oturttum.
hala sessizdik...
-
ankarada incel dehşeti 8 ölü 22 yaralı
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 18 12 2024
-
bakirliği savunacağız
-
patlak kadinla evlenenler liste
-
bu saate 27 tane mal burda bravo
-
ben iyice merhamet özelliklerimi kaybettim
-
genç yaşta vefat eden ferre yıldızları
-
incici profil resimleri
-
nasılsınızzzzzzmmwmama
-
sabahtan beri kahve çay ne varsa içiyorum
-
kafaya sıkmak için en güzel yer
-
annesi ciksi olanlar tam liste
-
soltasakgiberten
-
herifin attığı linkte russ beauties yazıyor
-
demir perde zamanı gezilebilecek ülkeleri
-
boskumbara
-
puantiyeli kuku online olmuş lan
-
beyler adamlar bir çeşit kuş türü
-
sicarken züt deliğinden içeri sinek kaçması
-
yazar maaşları yatmamış
-
ıyce evden cikmiyan biri oldum
-
bazilari icin savas hic bitmemis
-
amımı arıyorum
-
beyler columbia dan mont aldım
-
khabib e balon demek eşittir
-
edit islerini ogrenince ferre izlemek
-
ferrem çıktııııııı
- / 1