1. 126.
    0
    arkadaş kahvaltı mı diye sordu... evet deyip bir de sucuklu yumurta istedim. siparişlerimiz gelene kadar bir sigara yaktım ve aysunu seyretmeye başladım. o da denize bakıyordu...

    bir ara göz göze geldik,

    aşk işte bu, erkeiğimin koynuna uyanıp onunla beraber kahvaltı yapıyorum. şansımız varmış demek deyip gülümsedi...

    zafer kazanmış gibi bir havası vardı.

    aşk mı bu dedim sigaramı söndürürken.

    değil mi? dedi

    sen öyle diyosan deyip sustum... kahvaltımızı yaptık. şimdi ne yapacaksın diye sordum evdekilere görünmem lazım akşam görüşürüz istersen? diye karşılık verdi. kabul ettim ayrıldık.

    artık erhanı pınar ve taner belalarından kurtarma vakti gelmişti...
    ···
  2. 127.
    0
    tanerle dün görüşmüştüm, istediğim gibi sonuçlanmamıştı. erhanla zaten görüşemezdim görüşsem de ne konuşacaktım. hemen her şeyi ona anlatırsam zaten bana inanmazdı. üstelik pınarla konuştugunda onunla olan eski ilişkim ortaya çıkarsa her şey daha da taka sarardı. pınarla konuşmaya karar verdim. zordu, ama deneyecektim...

    önce erhanı aradım. nerede oldugunu naptıgını öğrenmem lazımdı, babasıyla dışarıda olduklarını söyledi. iyi bi fırsattı pınarı aramak için. aradım, açtığında sesi çok üzgün geliyordu...

    pınar?

    efendim?

    nasılsın?

    iyiyim erdem erhan yok evde...

    biliyorum seninle konuşmak için aradım zaten...

    benimle mi? neden?

    taner...

    hala ne taneri ya! derken sesini biraz daha alçaltmıştı. yanında birileri vardı anlaşılan...

    rahat konuşamıyorsan yanıma gel?

    evde misin?

    hayır şu sahildeki kafedeyim... erhanla gelirdiniz arada sırada?

    tamam bekle birazdan oradayım!

    bir şey dememi beklemeden telefonu yüzüme kapatmıştı. taner ismi bile bu kadar sinirlenmesine sebep oluyordu ve bunu bana yansıtıyordu ya artık şaşıramıyordum bile! o gelene kadar düşünmeye başladım... ne diyeceğimi değil, amcaoğlumu aldatan huurya ağzının payını vermemek için kendime nasıl hakim olacağımı...
    ···
  3. 128.
    0
    geldi, evden üzerinde ne varsa o şekilde çıkmıştı. altında bir eşofman, üzerinde tişört... saçları düzenliydi hatta gözlerine kalem bile çekmişti...

    özenmişsin evden çıkarken? deyip rahat gözükmeye çalıştım. o rahat değildi...

    ne oldu yine ne taneri? dün konuşmadık mı biz erdem neyi uzatıyosun hala?!

    dün senden sonra tanerle de konuştum. o hiç senin anlattıgın gibi anlatmadı olayı?

    nasıl yani? ne dedi? sen niye tanerle konusuyosun ki ya!

    konuşmamalıydım doğru! aranızda geçenleri öğrenmemeliydim! erhanı aldattığını...

    ne diyosun ya ne aldatması?! aklın yerinde mi senin , ne içtin yine buraya gelmeden önce?! kimsenin kimseyi aldattığı yok!

    pınar artık yalan söylemeyelim... bak her şeyi biliyorum, sen de artık uzatma... daha her şeyin başındayız, erhandan ayrıl bitsin konu kapansın...

    ne saçmalıyosun olum sen?! ne aldatması ne ayrılması? ben şimdiye kadar kimseye bu konuda yalan söylemedim! tanerin beni aradığından erhanın haberi var zaten onunla görüşmüyo artık. taner de zaten gidicek miymiş ne yapacakmış gibtirsin gitsin umrumda bile değil! bi tek sen uzatıyosun bu konuyu, hee bi de aysun huursu var! ikiniz bir olup bizi ayırmaya çalışıyorsunuz erhanla! o huurnun erhanda hala gözü var biliyorum! sen de uzattıkça bende gözün olduğunu düşüncem erdem! uzatma artık! bizi rahat bırak! aysuna da söyle artık karşımıza çıkmasın! yeter!

    çok sinirlenmişti. hatta beni bile sakinleştirmişti bu siniri. durmadım... bu kez durmaya niyetim de yoktu. her şey bu konusmada ortaya çıkacaktı!
    ···
  4. 129.
    0
    aysun... aysun mu erhanı istiyo hala? pınar! önce kendi yediğin taklara bak ondan sonra ona buna laf say... benim sende gözüm olsaydı zaten senden ayrılmazdım. umrumda bile değilsin! ama söz konusu kardeşim, amcamın oğlu! onu düşünüyorum ben, hee belki evet aysun da onu düşünüyo ve bu yüzden böyle davranıyo bilemem... ama sen? sen ne kadar düşünüyosun erhanı? tüm bu yaptıkların, bu yaşananlar... erhanın haberi olsa ne olur sanıyosun? ne yapar erhan? ne hale gelir?

    hiç etkili olmamıştı bu konuşmamız farkındaydım... lafları söylüyordum, ağzımdan dökülüyordu ama pınar hiç etkilenmiyordu! aksine daha da sinirleniyordu...

    erdem beni iyi dinle. ben erhanı seviyorum. çok seviyorum! erhan da beni çok seviyo biliyorum... ve ben taner gibi şerefsiz bi herif yüzünden sevdiğim adamı üzmem! sen beni hiç tanımamışsın! asıl sen gidip bana söylediklerini erhana söylesen o ne hale gelir hiç düşündün mü?! yapmadığım bir şey yüzünden suçlanıyorum olaya bak yaa... bu konu burada kapanacak erdem! bir daha seni gördüğümde yüzüne bakmamı istiyorsan bu konu burada kapanacak! yoksa her şey çok kötü olur!

    bu tehdit onun yüzüme bakıp bakmamasıyla alakalı değildi... eskiden aramızda olup bitenleri erhana anlatırım eğer devam edersen demek istiyordu...

    bu konu burada kapanmaz pınar, bu konu sen hayatımızdan gibtir olup gidene kadar kapanmaz... diyebildim.

    gibtir olup gidecek olanlar kimlermiş görürüz deyip kalktı masadan.

    anlatır mıydı erhana? evet. ama bu saatten sonra hiç bir şey gibimde değildi... erhanın bir şekilde öğrenmesi lazımdı olayları, kötü ben olsam da erhanın öğrenmesini sağlamalıydım... aysunu aradım.
    ···
  5. 130.
    0
    aysunla konuşmam lazımdı, birilerine anlatmalıydım. açtıgında sesi çok neşeli geliyordu...

    aysun?

    aşkııımmmm...

    aysun??

    sevgiliimmmmmm...

    aysun!!!

    hayatımmmmmmmmmm...

    kes şunu aysun! pınarla görüştüm...

    ne? ne dedin? pınar mı? ne zaman?!

    az önce! şimdi gitti yanımdan...

    ne konuştunuz?! nereden çıktı bu ya?!

    dün gece...

    anlattın mı her şeyi? benimle oldugunu?

    hayır senden bahsetmedik... dün gece bana anlattıklarını taner anlatmış gibi söyledim...

    ee ne dedi?

    çok kızdı bağırdı çağırdı kalktı masadan...

    eh erdem ya niye beklemedin beraber düşünüp hareket ederdik! şimdi her şeyi erhana anlatıcak!

    biliyorum. zaten tehdit de etti... erhandan önce benimle oldugunu da söyler...

    bravo gerçekten! neredesin geliyim mi yanına?

    hayır akşam görüşürüz... eve gitmek istiyorum.

    iyi sen bilirsin! deyip kapattı...

    haklıydı belki ama beni de anlaması gerekiyordu. kızmadım yine de, kalktım hesabı ödeyip eve doğru yürümeye başladım...
    ···
  6. 131.
    +2
    eve doğru yürürken aklımda pınarın yüz ifadesi vardı. kendisinden o kadar emindi ki... ben onu suçlarken o asla taviz vermemişti. bu kadar iyi rol yapabilir miydi pınar? yapıyordu... hem de o kadar iyi yapıyordu ki 2 senedir erhan bile farkedememişti ben bir konuşmada bunu nasıl çözebilirdim ki...

    sonra aysun geldi aklıma. bu kadar aşırı tepki vermesinin sebebi ne olabilir diye düşündüm. ya pınarla arasının bozulmasını istemiyordu ya da bu işten zararlı çıkmak istemiyordu... her iki durumda da benim yanımda olmadığını belli etmişti ama bunun üzerinde pek durmadım. akşam zaten onunla görüşecektim, bunlar ona söyleyebilirdim... tanerle konuşmak geldi içimden ama sonra vazgeçtim. eve gidip biraz dinlenmek istiyordum. hem annemi de özlemiştim belki o bana iyi gelirdi...

    eve gittim, annem her yeri pırıl pırıl yapmıştı. bu halini çok seviyordum evimin... annemi öptüm bir kaç kez, sarıldım...

    yorgun musun sen oğlum diye sordu

    sorma annem... diye cevap verdim

    uyu istersen dinlen...

    uzanıcam zaten biraz ama sana sarılıyım biraz daha...

    oğlum benim deyip bağrına bastı beni. hep orada kalabilseydim o kadar güzel olurdu ki... ama kendim seçmiştim o kucaktan ayrılmayı... kendim seçmiştim onsuz yaşamayı... insan her ne yaşarsa yaşasın özlediği, istediği, huzur bulduğu tek yer anne yanı olduğunu anlamıştım bu ayrılıkta ama geri dönüş yoktu... özlemek de güzeldi...

    tüm bunları geçirirken aklımdan annem kesti, şu kız? daha önce görmüştüm sanki?

    aysun mu? yok anne nerede görcen?

    ne bileyim yüzü tanıdık geldi...

    belki düğünde?

    olabilir... güzel kız ama...

    saçma. uzanıyorum ben hadi görüşürüz sultanım...

    uzan sen... anca uzan bu kız da gitsin kal sonra kıçın açık dışarıda...

    gülerek odama girdim ve uzandım... uyuduğumda beni kim uyandıracak diye merak ediyordum. erhan mı? aysun mu?...
    ···
  7. 132.
    +1
    beyler bu kadar yeter bu gecelik. uykum geldi... yarın devam ederiz artık kaldığımız yerden. ve yarın daha erken gelip mevzuyu sonlandırmaya çalışıcam.

    okuyan herkese teşekkürler. dinlediğiniz için sağolun. yarın görüşmek üzere...
    ···
  8. 133.
    0
    uyandığımda telefonum çalıyordu. telefona baktım, arayan erhandı. başlıyoruz deyip kalktım yerimden, telefonu açtım.

    neredesin?

    evdeyim amcaoğlu... sen?

    hiç evdeyim ben de, yemek yedin mi?

    saate baktım. akşam yemeği yemek için uygun bi saatti.

    hayır uyuyodum...

    tamam gelsene bize babamlar da burada?

    şaşırmıştım. başka bir tepki bekliyordum çünkü... pınar her şeyi anlatmıştır diye umuyordum ama anlaşılan anlatmamıştı... randevum var deyip gelemeyeceğimi söyledim... o da başka zaman görüşürüz deyip kapattı telefonu.

    yataktan kalktım, annem gitmişti. banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. tam çıkarken yine telefonum çalıyordu. arayan aysundur deyip hantal hantal odama girdim.

    arayan pınardı...
    ···
  9. 134.
    0
    açtım hemen telefonu...

    niye gelmedin?

    arkadaşlarıma söz vermiştim...

    korktun sandım ben de. bu korkuyla yaşamak güzel değil di mi?

    saçma, korkmadım sadece başkasına sözüm var...

    kandırmayalım birbirimizi erdem! vazgeç artık, hepimizin iyiliği için... sabah ki konuşmayı da unutalım...

    hepimizin iyiliği? haklısın. en çok da erhanın...

    neyse masaya dönmem lazım. umarım beni dinlersin...

    umarım. diyebildim, duyduğunu bile sanmıyorum. telefon kapanmıştı. hala neden ısrar ettiğini anlayamıyordum... belki de gerçekten mutlu olmak istiyordu, yeni evlenmişti ve arkasında geçmişe dair en ufak bir iz kalsın istemiyordu... ama öyle olsa bile hala tanerle görüşüyo olduğunu bilmem bu düşünceleri aklımdan hemen atmama sebep oldu.

    aysunu aramaya karar verdim.
    ···
  10. 135.
    0
    ilk aradıgımda açmadı aysun. sinirlenmişti pınarla görüştüğümü duyunca ama bu kadar tepki vereceğini ummuyordum. ısrar da etmemiştim, bir daha aramayıp onun aramasını bekledim... bu sırada mutfağa gidip dolabı karıştırmaya başladım atıştırmalık bir şeyler bulur muyum diye... sultanım harika yemekler yapıp dolaba koymuştu. bir de not;

    "seni annenden başka kimse bu kadar düşünmez, kendine dikkat et, yemeklerimi ye, bir daha seni üzgün görmek istemiyorum... "

    gülümsedim, notu katlayıp cebime koydum. o sırada telefonum çaldı, arayan aysundu.

    duymadım canım dışarıdaydım...

    şimdi nerdesin?

    hala dışarıdayım deyip gülümsedi. gelsene?

    neredesin?

    arkadaşlarlayım, biraz kafamı dağıtmak istedim senle çıkmadan önce... gel buraya hem tanışırsın hem de beni alırsın çıkarız beraber?

    tamam neredesin?

    mekanın adresini verdi, ardından sürprizim var kaçırmak istemezsin deyip kapattı telefonu... saçma bir şeydir kesin deyip üzerinde durmadım ben de.

    üzerimi değiştirdim ve çıktım...
    ···
  11. 136.
    0
    arabayla gitmek istemedim belli ki yine içecektik. üstelik mekan da uzaktı, bu sefer yürüyerek de eve gelemezdik. bir taksi çevirdim. taksici biraz boş boğaz çıkmıştı, futboldan tutun da siyasete kadar her konuda konuşmaya çalıştı benimle... ama bu iyi olmuştu. hem kafamı dağıtmıştı hem de biraz olsun kafamı açmıştı. mekana geldiğimizde ücreti verdim... o da gece yabancı taksiyle eve dönmememi söyleyip kartını verdi... ben çıkmazsam bizim duraktan biri çıkar abi deyip de güvenceye aldı aklınca... tamam sağol deyip indim taksiden.

    mekan çok kalabalıktı. hafta içi olmasına rağmen bu kadar kalabalık olması için bir parti ya da bir toplantı oldugunu düşünüp içeri girdim. kapıdaki güvenlik benle ilgilenmedi bile... bakındım içeride biraz, aysunu görememiştim... zaten görmem de imkansızdı, ama çok geçmeden o beni buldu.

    insanların arasından geçerek yanıma geldi. koluma girdi ve arkadaşlarının olduğu yere doğru sürüklemeye başladı beni. mekanın diğer ucuna kadar insanlara çarpa çarpa gittik. en sonunda arkadaşlarının olduğu yere gelmiştik... 4 kız 3 erkek oturuyorlardı bir masada. hepsiyle tanıştım... sıradan insanlardı hepsi de... aysunun iş yerinden arkadaşlarıymış zaten mekanı da patronları kapatmış... şirketin açılış yıldönümüymüş...

    bir arkadaşı bana bunları anlatırken aysuna baktım.

    randevun olduğunu bilsem görüşmezdik bu gece dedim...

    duymadı.

    neyse boşver deyip masadaki aysunun olduğunu öğrendiğim viskiden bir yudum aldım.

    sevdiysen takılalım burada dedi aysun,

    fark etmez dedim... sonra garsondan bir içki de benim için aldı. bu içki bittiğinde kalkarız diye ekledi...

    tamam dedim hem kafam dağılır... içkimi içmeye başladım...
    ···
  12. 137.
    0
    arkadaşlarından birisi aysunla sevgili olup olmadığımızı sordu... ikimiz de gülerek cevap verdik. soruyu soran erkek olduğu için dalga geçtim niye aysunda gözün mü var diye... güldü. eminim aysunda gözü olduğuna ama umursamadım. çünkü aysun güzel bir kızdı ve bu tür şeyler normaldi... üstelik o gece de tüm güzelliğini ortaya çıkaran bir elbise giymişti üzerine... siyah, mini bir elbise... parmağında bir yüzük vardı, pırlanta... anldıbını sormak istedim, malum şarkıdaki gibi bir kız değildi. yalnız kalmayacağını biliyordum, daha sonra sorarım deyip geçiştirdim.

    kızlardan birisi ne zaman tanıştığımızı sordu. aysuna baktım, kendisi cevapladı. uzun zaman önce...

    haksız sayılmazdı... 1 gün önce tanışan insanlara göre biz birbirimiz hakkında çok şey biliyorduk. ve daha da önemlisi çok fazla şey paylaşmıştık... sırlarımız bile vardı. uzun zaman olmuştu tanışalı...

    bizimle neden daha önce tanıştırmadın peki? diye sordu sevgili olup olmadığımızı soran arkadaşı.

    gülerek cevapladık aysunla...

    gerek var mıydı diye sordum.

    yoo öylesine diye cevapladı...

    aysunun kulağına eğilip "kalkalım" diye fısıldadım...

    nasıl istersen diye cevapladı. son yudumunu aldı viskisinden, kalktık, ayaktayken de ben içkimi bitirdim...

    vedalaştık ve mekandan ayrıldık...
    ···
  13. 138.
    0
    çıktığımızda mekan daha da kalabalıklaşmış gibi geldi gözüme... sizin şirkette bu kadar insan var mı diye sordum.

    güldü,

    yok da işte ışığı gören gelmiş... ee nereye gidiyoruz?

    şu tepe... dedim, gidebilir miyiz oraya yine?

    çok sevdin bakıyorum diyerek gülümsedi...

    sevmemiştim, sadece oraya gitmek istemiştim bi an...

    gidebiliriz ama araban nerede?

    almadım onu, içeriz diye düşündüm...

    iyi yapmışsın ama arabasız gidemeyiz... buralarda takılsak? sonra da eve gideriz?

    tamam öyle olsun dedim isteksizce...

    anlamıştı. çok üzüldün sen ama söz baska zaman gideriz oraya... hatta bu gece hariç her gece gidebiliriz istersen dedi...

    peki dedim ve yürümeye başladık. kafamda bir yer yoktu gidebileceğimiz... öylesine yürüyorduk.

    sakin bir yer bulup oturmak istiyordum. bir de içmek...
    ···
  14. 139.
    0
    yürürken aysunun telefonda bahsettiği sürpriz geldi aklıma...

    şu sürpriz? telefonda bahsettiğin neydi o?

    hee o mu? kaçırdın, geç geldin...

    neydi?

    önemli bi şey değildi ya... görmeni istediğim birileri de oradaydı sen gelene kadar gittiler...

    allah allah kimmiş onlar?

    taner ve nişanlısı...

    taner mi? ne işi varmış orada?

    bilmiyorum konuşmadım. sadece gördüm...

    benzetmişsindir...

    hayır oydu. ama fazla durmadılar... ya da kalabalıkta biz göremedik...

    neyse ne üzerinde durmaya değmez...

    haklısın. pınarla ne konuştunuz sabah?

    konuşuruz. nereye gidiyoruz bu arada?

    fikrin yoktu di mi... şu ileride bildiğim sakin bi bar var. oraya gireriz...

    tamam deyip yürümeye devam ettik. bir sigara yaktım bu sırada...
    ···
  15. 140.
    0
    mekana geldiğimizde sigaramın yarısını bile içememiştim. bu kadar yakın olduğunu söyleseydin yakmazdım hiç diye çıkıştım şakayla karışık...

    duman çekme merakınız dürtmüştü sizi, yapacak bir şeyim yoktu erdem bey diye cevapladı...

    resmi mi konuşuyoruz bu gece dedim. güldü, sigaramı attım, mekana girdik...

    sahnede şarkı söyleyen bir kadın ve arkasında gitar çalan bir adam vardı. biz yerimize geçerken aysun ikisine de kafasıyla selam verdi, onlar da hoşgeldiniz diyerek çalmaya devam ettiler. mekanda 3 masa doluydu sadece, boştu. hafta içi olmasından kaynaklandıgını düşündüm. arkalarda bir yerlerde oturmuştuk. müziğin sesi de çok güzel geliyordu, dün gece aradığım romantik ortam bu gece çıkmıştı karşıma ama bu gece de ben havamda değildim... o anda sahnedekilerin çaldığı müzik için; kaybedenler kulübü soundtrack - my woman
    ···
  16. 141.
    0
    ilk kez dinlemiyordum o şarkıyı ama aysunla ilk kez dinliyordum. şarkı bitene kadar gözlerimin içine bakmaya çalışmıştı. ben baktığımda hemen kaçırıyordu, arada bir gülümseyip konuşmaması, başını öne eğmesi... utangaç hali... şarkı bitene kadar seyrettim o halini zevkle... bittiğinde içkilerimizi söyledik. sigara yaktım ve aysun sordu;

    neler yapıyosun?

    hiç... işte bildiğin gibi...

    garip di mi? hakkında çok şey biliyorum. ama aslında hiç bir şey bilmiyorum...

    garip? değil.

    değil mi? sıradan mı?

    o da değil. sadece monoton bi tanışma sürecimiz olmadı diğer insanlar gibi... kasmadık birbirimizi... kendimizi de. tanıştık o kadar...

    hakkında bir şey bilmememe rağmen mi? sen buna tanışmak mı diyosun?

    adımı biliyo musun?

    e evet...

    o zaman tanışmışız...

    çok soru sormasını sevmemiştim. zaten güzel olan bu şekliydi olayımızın, irdelemek, arkasını aramak zorlamaktı... hem de fazla zorlamaktı... izin vermemiştim aysun da bunu anlamıştı.

    peki o zaman dedi... belli bir döngünün içinde dönüp durcaz... anlaşıldı...
    ···
  17. 142.
    0
    ne istiyorsun diye sormak istedim ama sormadım. bu soru bir çok anlama gelebilirdi... aysun da bir çok anlama çekebilirdi zaten, sustum. biramı içmeye basladım.

    pınarla ne konustunuz anlatacak mısın artık?

    hiç... işte bildiğin şeyler...

    ne biliyorum?

    dün anlattıklarını ona da söyledim. kızdı...

    ne söyledin?

    tanerle hala neden görüştüğünü sordum falan...

    ee?

    eesi bana anlattıgı gibiymiş...

    olabilir. sen niye hemen gidip ona yetiştiriyosun her şeyi?!

    haddinden fazla sinirlenmişti bu kez. hesap sormaya kalkmıştı... yüzüne baktım.

    keşke yapmasaydın erdem! her şeyi anlatıcak şimdi diye devam etti.

    anlatsın.

    olan sana olacak!

    olsun.

    saçmalıyosun! suçun ne senin?! erhanı korumaktan kurtarmaktan başka ne yaptın!!! şimdi ne oldu da umursamaz konuşuyosun böyle?! erhandan da mı vazgeçtin?!

    susmuyordu. anlamamıştı beni , o halimi... amacım erhanı o pislikten çıkarmaktı... anlamamıştı. belki evet erken davranmıştım, düşünmeden ama aysunun bunları söylemesi değil, yine de yanımda olmasını beklerdim. yapmamıştı bunu... konuşmaya devam etti.
    ···
  18. 143.
    0
    sen bencilsin! kendini haklı gördüğün yerde başkalarını hiç düşünmüyorsun! neler yaşanabileceğini, kime ne zarar geleceğini... hiç bir şeyi düşünmüyorsun! umrunda değil ne erhan ne ben... hiç kimse! sadece kendini düşünüyorsun! ne olduğunu bilmek yetiyo sana! bir suçlu var karşında ve onun üstüne gidiyorsun! kahraman olmak istiyorsun! erhanı pınardan kurtarıp gururla olaydan çıktıgını düşüneceksin! arkanda bıraktıkların umrunda bile olmayacak! sen bu musun erdem?! ben...

    susmuştu. tepki vermiyordum, belki o yüzdendir deyip biramdan bir yudum daha aldım. devam edip bitirmesini istiyordum. diyecekleri önemliydi. beni ne şekilde tanıdıgıyla alakalı ilk kez ağzından laf alıyordum...

    devam etmedi. baktığımda başını önüne eğmişti. elimi yüzüne zütürdüm, kafasını çevirdi. yüzünü bana doğru çevirdim... ağlıyordu.
    ···
  19. 144.
    0
    gözlerini sildim.

    neden böyle oluyo erdem? diye sordu sesi titreyerek... neden ben hiç bir şeyi doğru düzgün yaşayamıyorum?! neden hep bi pislik yakama yapışıyo?! neden herkes gibi mutlu olamıyorum! sadece sen... neden sadece sen olamıyorsun! neden pınar var! neden erhan! ben artık kaldıramıyorum bunları!..

    hayat... diyebildim sadece. sonra da başını alıp göğsüme yasladım. daha çok ağlamaya başladığını hissettim. kulağına eğilip

    mutlu olmak istiyorsan mutlu ol. sadece mutlu ol...

    kendini durdurmaya çalışarak kaldırdı başını göğsümden. dudaklarımdan öptü bir kere... birasından bir yudum aldı. başka bir şey konuşmadınız mı pınarla? diye sordu burnunu çekerek...

    şeklen hayır diye cevapladım.

    neden yaptın peki bunu dedi

    kahraman olmak istedim... diye cevapladım.

    oldun mu bari? diye sordu alaycı bi şekilde

    daha değil. daha zamanı var...
    ···
  20. 145.
    +4
    gerçekten bu değilsin di mi sen? diye sordu.

    ben gerçekten ne olduğumu düşünmek istemiyorum. dedim

    ben seni gerçekten tanımak istiyorum ama artık...

    tanı o zaman.

    bu şekilde? imkansız!

    bu şekilde tanıştık. imkanı bu şekildeymiş...

    böyle devam etmek zorunda değil.

    şimdilik böyle olmak zorunda. sonra ne olacağımıza bakarız... ya biz neden susup sadece içmiyoruz?!

    içiyoruz! susmamı istiyosan gidiyim!

    içelim! lütfen sadece içelim...

    biramı havaya kaldırdım. isteksizce karşılık verdi bana...

    kahraman olmak isteyen budalanın şerefine içmek istiyorum bu gece dedi...

    gülümsedim. biramı içmeye başladım. bitene kadar da hiç konusmadık. sadece çalan şarkıları dinledik. bir ara omuzuma koydu başını aysun. güzeldi bu hali... susarken daha güzeldi, her kadın gibi...
    ···