1. 201.
    +2
    erhan artık daha sakindi. pınar da yavaş yavaş kendisine hakim olmaya başlamıştı. gözlerinden yaşlar süzülüyordu ama hıçkırmıyordu. ben de kapının duvarına yaslanıp onları izlemeye başladım, erhan "anlat pınar neden buradasın?" diye sorarken ben de sigaramı yakmıştım...

    pınar erhanın gözlerine baktı. aralarında 3-4 adım vardı. bir şeyler mırıldandı ama erhan duymadı. ayağa kalktı, sandalyesini pınara doğru çekti, ben hazırlandım bir şey yapar diye ama sadece yakınlaşıp dinlemeye başladı. gözlerinden hala yaş akıyordu erhanın. pınarın da...

    pınar anlatmaya başladı. o anlatırken ben bir ara arkamı döndüm, az önce elleri ağzında ağlayarak bizi izleyen kadını görememiştim. umursamayıp önüme döndüm ve pınarın anlattıklarını dinlemeye başladım...

    duyamadığım için bir adım yaklaştım onlara.

    artık duyabiliyordum...
    ···
  2. 202.
    +2
    pınar bir yandan anlatıyor diğer yandan göz yaşlarını siliyordu. ama göz yaşları o kadar hızlı akıyordu ki o kadar hızlı silmesine imkan yoktu. o yüzden yaşları görebiliyordum yanağından süzülürken. erhansa sadece dinliyordu...

    yanlış başladık dedi pınar... yanlış başladık ve yanlış devam ettik. hepsi benim hatam kabul ediyorum, hepsi benim suçum ama seni hiç aldatmadım. seninle ilk buluştuğumuz andaki gibiyim ben, hala aynı pınarım. evlendikten sonra değil sevgiliyken bile başka birisine sana baktıgım gözle bakmadım erhanım. evet belki geçmişimden kurtulamadım o da benim hatam ama bunun cezası seni kaybetmek olmamalı. geçmişim geleceğime engel olmamalı! erhanım dinliyo musun? ben seni çok seviyorum... kokunu içime çekip uyuduğum ilk gece nasıl seviyorsam hala aynı seviyorum... ne olur bitsin bu kabus yalvarırım. uyandır beni öperek. dudaklarının ıslaklıgıyla uyanıyım, bitsin ne olur. bitti de bana, geçti gitti, ağlama artık de... bak göz yaşlarım akıyo görmüyo musun? silsene erhanım göz yaşlarımı... ağlatmasana artık beni, prensesini... hatırla bana prensesim derdin... yemin ederim erhanım... yemin ederim...

    bu andan sonra konuşamadı pınar. tekrar hıçkırıkla ağlamaya başladı. yüzünü elleriyle kapatıp kendisine hakim olmak istiyordu ama başaramıyordu.

    erhan neden diye tekrarladı sorusunu. neden buradaydın o zaman?...
    ···
  3. 203.
    +1
    pınarın cevap verecek takati tükenmişti artık. konuşacak gücü kalmamıştı... bayılacağını hissettim bi an ama yerimden kıpırdayamadım. gözlerim dolmuştu benim de... kendime hakim olmaya çalışırken erhan konuşmaya başladı;

    beni buraya erdem getirdi. erdemin bu halini görünce onun beni evleneceği kızla tanıştıracağını düşündüm. o kadar güzeldi ki her şey... o kadar temizdi ki... seni görene kadar pınar! hayatımda seni gördüğümde bu hale geleceğim hiç aklıma gelmezdi... sen, prensesim... beni bu hale getiren sen misin? ben seni öpmeye bile kıyamazken, daha dün gece sen uyurken seni izlemeye kıyamazken şimdi bu hale bizi sen getirdin! ağlamak değiştirecek mi? değiştirecekse ağlıyorum bak, benim de gözlerimde yaşlar var... değiştirmiyor ama... neden be pınarım?! neden?! tek bir cevap çok mu zor?! hiç mi sevmedin beni?! bu adam, içerideki şerefsizden fazla demiyorum bak... ama hiç mi sevmedin?! beni bizi bu hale getirecek kadar mı nefret ediyodun benden?! gözlerime bakıp nasıl yalan söyledin be pınarım?! sen? karşımdaki sen misin gerçekten?! ne olur cevap ver? neden bu haldeyiz?...

    pınar... ağlamaya devam ediyordu... erhanı dinlerken ben de gözlerimden yaşların aktığını fark ettim. sigaram hala yanıyordu ama tek nefes bile çekmemiştim... elimi yaktığında fark edebilmiştim bittiğini... yere attım...

    erhanı dinlemeye devam ettim.
    ···
  4. 204.
    0
    tamam, konuşma sen! ben de o herifi konuştururum!

    bana dönüp içeride mi o huur çocugu?! diye sordu... cevap veremedim. yerinden kalktı, pınar erhanın koluna tekrar yapıştı... bu kez ağlamıyordu. sinirlenmişti pınar...

    otur yerine dedi erhana... erhan şaşırmıştı, yavaşça yerine oturdu. pınar yavaş yavaş konuşmaya başladı tekrar...

    dediğim gibi erhan seni aldatmadım! aldatmayı bırak aklımın ucundan bile geçmedi öyle bir şey! ama benim tanıdıgım erhan bu değil... ben senin bildiğin tanıdıgın pınarım ama sen benim sevdiğim tanıdıgım erhan değilsin! bu kadar yeter! buraya taner ısrar ettiği için geldim... gideceğini söyledi ve herkesle son kez görüşüyormuş. beni de aradı, en başta istemedim görüşmek, sonra çok ısrar edince dayanamayıp görüşeceğimi söyledim. 3teydi bileti. sen de görüştün sabah biliyosundur... o kadar çok sevsem, onunla sevgili olsam 3te gönderir miydim onu?! sadece 1 saat mi görüşürdüm onunla üstelik gizli saklı?! erhan aklını çalıştır artık ve ne olur gidelim buradan... ne olur... ?

    erhanın şaşkınlığı devam ediyordu. diecek sözü bırakın verecek tepkisi bile kalmamıştıç bön bön pınarın suratına bakıyordu... söyledikleri çok mu inandırıcıydı pınarın? hayır! ama erhan o kadar şaşırmıştı ki neye inanacağına ne diyeceğine karar veremiyordu...

    ben girdim araya...

    erhan? iyi misin?
    ···
  5. 205.
    0
    sesimi duyunca pınar bana öyle bir baktı ki... sıranın bana geldiğini anladım ve pınar başladı...

    buna mı inanıyosun erhan? diyerek beni işaret etti...

    erhan hala şaşkındı ve pınarın parmağını uzattığı yere, bana bakıyordu... devam etti pınar;

    buna mı? sordun mu hiç daha önce düğün gecesi neden o halde olduğunu? bütün gece neden içtiğini? neden amcasının oğlunun düğününde onu tebrik etmeye bile gelmediği? sordun mu?! ne haldeyiz diye sorup duruyorsun, daha önce sorsaydın bu soruyu şimdi bu halde olmazdık! şimdi kardeşim dediğin insan, amcanın oğlu... ona sorsaydın bu soruları şimdi bu hale gelmezdik! anlatsana erdem! sen anlat, hadi bu adam yapamadı, soramadı sana, sen niye anlatmadın daha önce?! sen niye bahsetmedin bizden?! benim eski sevgilim oldugundan?!...

    başım yerde pınarın söylediklerini dinlerken bu kadar ileri gideceğini tahmin etmemiştim... pınarla topu topu 3 kez görüşmüştüm zamanında ve erhanın pınara duyduğu aşkı öğrenince hemen vazgeçmiştim. o anda pınarın tepkisi de gayet anlayışlı olmuştu... ve bu olayın üzerinden 2 sene geçmişti... 2 sene sonunda pınar amcamın oğluyla evliydi ve bu 2 sene boyunca hep erhanla beraberdi... bu durumda ne gibi bir çıkarım olabileceğini düşünmemesi, tamamen suçu benim üzerime yıkmaya çalışması beni de sinirlendirmişti ama ben bir şey diyemeyince pınar anlatmaya devam etti...

    hani her şeyini anlatırdın erhana?! hani her takunuzu paylaşırdınız?! erhaan? neden bilmiyosun bunları neden saklamış senden neden anlatmamış sordun mu?!

    erhan da şaşırmıştı... artık ne duysa bu kadar şaşıracağını sanmıyorum. yüzüme baktı.

    amca oğlu? diyebildi... başımı salladım sadece... hayır anlamında başımı sallayabildim... erhan yerinden kalktı.
    ···
  6. 206.
    +1 -1
    tüm bunları sen mi tezgahlamıştın? diye sordu erhan...

    şok olmuştum. pınar saçma sapan bir olayı benimle olan ilişkisine baglayıp erhanın önüne atmıstı ve erhan şu durumda bile bu yemi yutmustu!

    erhan saçmalama! konu bu değil, ayrıca konusuruz bunu daha sakin bi zamanda ama şimdi değil... diyebildim.

    sen de mi ulan?! diye saldırdı bana, bir iki adım geri çekildim koşarak üzerime geliyordu... onu durduramazdım. ve durduracak kimse de yoktu... üzerime koşup bir yumruk savurdu ondan kurtuldum ama ikincisinden kurtulamadım... yumruk çeneme doğru gelmişti ağzımın içinde hemen kan tadı hissettim... kendimi toparlamaya çalışırken erhan bir kere daha salladı yumrugunu, bu seferki diğer çenemi sıyırmıştı. tam kendimi toparlar gibi olmuşken erhan üzerime zıpladı ikimiz de yere düştük... yolun ortasında dövüşüyorduk... üzerime çıktı tam vuracakken gözlerinin içine baktım. yumrugu havada öylece kalakalmıştı... vurmasını bekliyordum ama vurmuyordu... üzerime oturmuş yumrugu havada öylece duruyordu... gözlerinden yaşlar akmaya başladı tekrar...

    kardeşim sen de mi? deyip yumrugunu indirdi... gözlerimi kapattım...
    ···
  7. 207.
    0
    yumruk suratıma inmemişti. ama başımın yanındaki yere öyle bir vurmuştu ki erhan... parmaklarının sesini duyabilmiştim... gözlerimi açtım hemen üzerime kapaklanmış bir şekildeydi, eli hala yerdeydi... tutup üzerimden kalkmasına yardım ettim sonra da hemen elini aldım elime... işaret, orta ve serçe parmağı en az 2-3 yerden kırılmıştı... elinin üzerinde de yaralar vardı... parmaklarının o halini görünce hemen kaldırıma oturttum onu ve elini düz bir şekilde tutmaya çalıştım.

    ne yapıyosun olum sen diyordum bir yandan da... ne yapıyorsun lan bana niye vurmadın dıbına koydugum bana niye vurmuyosun laan diye bagırmaya başladım... tepkisizdi...

    pınar kapının önünde bizi izliyordu ağlayarak, bir ara arkamı dönüp baktıgımda yere çömelmiş ağlıyordu yine... pınar dedim ambulansı ara... aptal gibiydi, duymamıştı beni...

    sesimi yükseltip tekrarladım, aradı ambulansı ama adresi veremedi, telefonu bana uzattı, alıp adresi verdim.

    onlar gelene kadar biz de kaldırımdan kalkıp sandalyeye oturmak için içeri geçtik...
    ···
  8. 208.
    +1
    elindeki yaralar kanıyordu, içeri tuvalete zütürüp yıkamamız gerektiğini söyledim. kolundan tutup yürümeye başladık... erhan sadece yere bakıyordu... biz içeride onun elini yıkayana kadar ambulans da gelmiş olurdu...

    içeri girdiğimizde erhan sanki tanerin oturdugu yeri daha önce biliyormuş gibi hemen o tarafa dogru baktı... tanerin başında bir tane garson ağzını yüzünü temizliyordu... tanerse inliyordu acıdan... o kadar çok çıkıyordu ki sesi dışarıdayken onu duymadığımıza şaşırmıştım... erhan başını öne eğip yürümeye devam etti...

    tuvalete girdik, elini yıkamaya başladık... erhanda hala tepki yoktu... parmaklarını oynatıyordum arada sırada ama hiç bir tepki vermiyordu... elini yıkadıktan sonra kurulamadan çıktık tuvaletten...

    yavaş yavaş kapıya doğru yürürken erhan yine tanerin oldugu yere baktı... sağ tarafındaydım erhanın... yani kırılan parmaklarının olduğu kolunu tutuyordum... birden;

    aahh yavaş lan diye bağırdı... tamam kardeşim tamam özür dilerim deyip ellerimi gevşettim...

    bir anda kurtuldu, ve tanere doğru koşmaya başladı...
    ···
  9. 209.
    0
    ben artık yorulmuştum... taner o kadar çok saldırmıştı ki etrafına... erhann diye bağırabildim sadece... peşinden koşacak halim kalmamıştı... erhaaann diye bir kez daha bağırdım, pınar içeri girdi... önündeydi ama erhanı durdurması imkansızdı... diğer taraftan bir kaç garson da tanerin oldugu masaya doğru koşmaya başladı... erhan onlardan habersiz hılza koşuyordu... masaya geldi ve o hızla ayakta olan tanerle ilgilenen garsonu ittirdi... garson yere düşüp başını masanın ayağına çarpıp yığıldı kaldı...

    erhanın geldiğini görünce taner doğrulur gibi oldu ama yerinden kalkamadı, garsonu ittirdikten sonra erhan tanere öyle bir yumruk vurdu ki... taner arkaya doğru sandalyesiyle beraber yere düştü... o da başını arkasındaki duvara vurup bayılmıştı... ardından hemen garsonlar erhanı tuttu ve yere yatırdı. koşmaya başladım bırakın lan erhanı diye bağrıyordum...

    oraya geldiğimde erhanın üzerinden bir iki tane garsonu ittirdim. onlar yere düştü... erhanı kolundan tutup kaldırdım. o sırada garsonlardan birisi telefonun oldugu yerdeydi. telefonu kaldırdı... biri de bağırdı bizim yanımızdakilerden... polisi ara lan yeter dıbına koycam ha diye...

    arama lan bırak o telefonu tamam çıkıyoruz dedim... polisi ara diyen garsona baktım, tamam çıkın o zaman dedi... erhanın kolunu omuzuma atıp dışarı çıkardım... içeridekilerin ne halde olduklarını bilmiyordum, merak da etmiyordum... erhanı sandalyeye oturtup ambulansın gelmesini bekledik...
    ···
  10. 210.
    0
    ambulans gelmeden önce hiç birimiz konuşmadık. pınar artık ağlamıyordu. erhanın kırılan eline bakıyordu sadece. erhan sakinleşene kadar zaten bir 10 dakika geçmişti... ambulans hala yoktu ortalıkta... pınar dayanamayıp nerde kaldı bu ambulans diye söylendi...

    erhan pınarın sesini duyunca pınara baktı, sonra bana... ambulans mı? diye sordu...

    pınar evet diye cevapladı...

    ne ambulansı?

    elin? diye cevap verdi pınar

    ambulans falan istemiyorum gidiyorum ben diye kalktı erhan

    kolundan çekip tekrar sandalyeye oturttum... artık hiç gücü kalmamıştı... hemen yerine oturtabildim...

    bıraksana erdem diye çıkıştı...

    hayır ambulans gelip eline bakıcak dedim...

    gibtirtme lan elimi gidicem ben bırak dıbına koyarım senin dedi...

    koyarsın kardeşim, ama şu ambulans gelsin saçmalama dedim...

    ulan hadi bunlar anladım da sen niye bana söylemedin, nasıl 2 sene sakladın benden? diye sordu...

    hala anlayamıyordu... o anda illa bir açıklama istiyordu...
    ···
  11. 211.
    0
    söyleyecek bir şey yoktu dedim...

    ulan nasıl yoktu karımla eskiden berabermişsin! bunu daha yeni öğreniyorum!! bu haldeyken üstelik... neye yanacağımı şaşırdım lan! karımın bana söylediği yalanlara mı, kardeşim dediğim adamın bana attığı kazığa mı, kankam, dostum dediğim adamın karımı baştan çıkarmaya çalışmasına mı?! ne oluyor erdem?! açıkla lütfen kardeşim?! lütfen...

    ben... diyebildim sadece, ben suçsuzum...

    gözlerine baktım "bi gibtir git" der gibi bakıyordu...

    bütün bunların gerçekten önemi yoktu erhan... sana anlatsaydım huzurunuz bozulacaktı belki bir daha benimle görüşmeyecektin... ama inan bana pınara karşı en ufak bir his yok içimde... yengemdi o benim... 2 senedir, hatta sen ona hissettiklerini bana anlattığın andan beri yengemdi... yemin ederim başka gözle bakmadım o andan sonra... hatta ayrıldım ondan sen bana pınarı anlattıktan hemen sonra... arayıp arkadaş olmamızı istedim... sebep sorduğunda sebep bile sunamamıştım o zaman... sadece ayrıldım. senin aşık oldugun bi kızla nasıl devam ederdim kardeşim?! senin sevdiğin kızla?!..

    gözlerini pınara çevirmişti erhan... pınardan bir cevap bekledi... pınar başını önüne eğmekle yetindi...

    ama pınara kızma bu yüzden... onun da suçu yok. bu konuda evet tek suçlu benim, sana anlatmalıydım belki de en başından... ama yapamadım işte... korktum. babam vefat ettikten sonra bana babalık yapan amcamı kaybetmekten, kardeşimi, seni kaybetmekten korktum... söyleyemedim...

    erhanın gözleri yine dolmuştu... pınar olduğu yerde beni dinliyordu... derken ambulansın siren seslerini duyduk...

    erhan ayağa kalktı, eve gidelim, senin eve gidelim üçümüz? diye sordu yalvaran gözlerle...
    ···
  12. 212.
    0
    pınarla birbirimize baktık. erhanın eline bakılması gerekiyordu ama başka bir şeyi yoktu... üstelik içeride iki tane durumu ağır insan olabilirdi...

    ambulans geldi, içinden hemşire ve görevliler indi, bize baktılar... erhanın eline ardından... hasta siz misiniz diye sordu hemşirelerden biri erhana... erhan bana baktı, ben araya girdim;

    hayır içerideler... iki kişi dedim.

    hemen içeri doğru hareketlendi hepsi... hemşirelerden biri içeri girerken, sizin de eliniz kötü bekleyin size de bakıcaz diye tembihledi. onlar içeri girdikten sonra biz arabaya doğru yöneldik.

    arabaya binip eve doğru yol aldık...
    ···
  13. 213.
    0
    eve vardığımızda pınar hemen erhanın elini sargıya aldı. parmaklarını düz bir şekilde (artık yapabildiğimiz kadar) tutup iki tahta arasına elini alıp o şekilde sardık... (ilk öğretim ilk yardım dersi terkiz evet)...

    ben üzerimdeki gömleği çıkardım ve başka bir gömlek giydim, erhana da bir tişört verdim. onun tişörtünü çöpe attım çünkü giyilecek halde değildi... kendi gömleğime kıyamadığım için atamadım başta ama sonra onu da attım çöpe...

    bir ara aysun geldi aklıma... hiç aramamıştı. artık acaba başına bir şey mi geldi diye düşünmeye de başlamıştım. içeri geçip pınarla erhanın yanlarına oturdum ve konuşmaya başladık. erhan, kafede son söylediklerimden sonra benden özür dilemişti arabada... o anda bir şey dememiştim ama artık pınarla da muhabbetini kesip evine gitmesini istiyordum. olay kapanmalıydı... ben de kendi hayatıma odaklanmalıydım.

    ama hiç de istediğim gibi olmayacaktı... pınar erhanı sevdiğini söylüyor erhan da yavaş yavaş yumuşuyordu...

    onları dinlerken içerideki odadan telefonumun çaldığını duydum... koşarak gidip telefonu elime aldım, arayan aysundu.
    ···
  14. 214.
    0
    @832 adamı zorla hastaneye zütüremezdik. hem aramızda konuşulması gereken şeyler vardı. akşama kadar zütürdük zaten merak etme : )
    ···
  15. 215.
    0
    telefonu açtım. naber? diye sordu... müsait misin?

    naber mi? nerdesin lan sen?!

    gelemedim kusura bakma... acil bi işim çıktı...

    işini giberim senin! o kadar aradım insan açıp haber verir!

    tamam haklısın özür dilerim?! neler oldu? nerdesin?

    gibtir git deyip kapattım telefonu... aslında gelmemesi iyi oldu bir de o arada aysun pınar kavgası çekemezdim! erhanla mı ilgilenecektim aysunla mı... en iyisini yapmıştı gelmemekle... ama neden beni gaza getirip onların üzerine yalnız yollamıştı? merak ediyordum ama bunları konuşacak durumda da değildim o an... telefonu kapatıp yatağın üzerine attım ve salona döndüm...

    erhanla pınar sarılmışlardı...
    ···
  16. 216.
    0
    içimden "bu ne ne oluyo dıbına koyim" diye geçirirken erhan beni görünce pınardan ayrıldı. hallettiniz mi? diye sordum... erhan; edicez... biz kalkalım artık amca oğlu... tekrar özür dilerim... çok özür dilerim, telafi edicem diye cevap verdi...

    nasıl yani ne oldu ki? nie buluşmuş tanerle? diye sordum kendimi tutamayıp...

    pınar ters ters baktı bana. artık benden nefret ediyordu hissedebiliyordum...

    konuşuruz amca oğlu, konuşuruz deyip kalktı erhan. pınarın da elini tutup kaldırdı...

    iyi bakalım, hastaneye gidin ama pınar bak sakın eve zütürme bunu dedim, pınar merak etme gideriz diye soğuk bir cevap verdi.

    amca oğlu bak, hatırım varsa... hastaneyi boşlama parmakların kırık diyerek üsteledim.

    erhan bana baktı, senin yüzünden amcık deyip güldü...

    ararım amcamı bak deyip ben de gülümsedim...

    pınar; heh bir onlar ekgibti diye kaçırdı ağzından...

    erhanın pınara öyle bir baktı ki... o bakışlardan çıkardığım tek anlam; bu ilişkinin bittiğiydi...

    uğurladım onları ve telefonu açtım... aysun aramıştı 1 kez.

    onu arayıp eve çağırmaya karar verdim...
    ···
  17. 217.
    0
    beyler, hızlı yazmak istiyorum ama elimden bu kadarı geliyo. bugün farkındaysanız daha erken geldim ve anlatmaya başladım bitsin diye ama az kalmasına rağmen hala bitiremedik. ya ben çok ayrıntılı anlatıyorum, ya da dediğiniz gibi çok yavaşım. ama bu böyle ve sanırım siz de bu şekilde zevk alıyorsunuz...

    işi olan arkadaşları da anlıyorum, isterseniz burada kalalım şimdilik yarın devam edelim, isterseniz anlatmaya devam ediyim, işi olanlar gidip uyusun, yarın okurlar? ve kendimi rahat hissetmiş olurum. yoksa gerçekten sizi alıkoyduğumu falan düşüncem...

    karar sizin.
    ···
  18. 218.
    0
    şu arkadaş amca oğlu mevzusuna da gelelim artık, pmden soranlara cevap yolladım ama buradakiler ısrarla soruyorlar. en başta anlatmaya başladığımda olayların bu kadar içine gireceğinizi ben de düşünememiştim. o yüzden yüzeysel olarak başladım anlatmaya ama sonra vazgeçtim ve neyse onu anlatmaya başladım. zaten o gece de bitirdim yazmayı çünkü o gün başımdan geçenleri anlatmıştım. olay bitince yazacaklarım da bitmişti yani ama daha sonraki günlerde bu olayın devamı gelmeye başlayınca ben de meraklanıp pmden soran arkadaşlara söz verdiğim için gerisini anlatmaya devam ettim.

    bugüne kadar geldik...
    ···
  19. 219.
    +1
    aysunu aradım, hemen açtı... bir daha benimle böyle konuşma diyerek açtı üstelik... gülümsedim, sinirli bir gülümsemeydi...

    evdeyim buraya gel!

    şimdi gelemem... babamı hastaneye kaldırdık...

    ne hastanesi?! o nereden çıktı?!

    bilmiyorum eve geldiğimde fenalaşmıştı zaten, sonra apar topar hastaneye zütürdük... o yüzden haber veremedim sana da...

    hastanede misin şimdi?

    evet...

    hangi hastane?

    boşver, 1 saat sonra gelsem olur mu?

    tamam olur...

    tamam görüşürüz... deyip kapattı telefonu.

    nereden çıktıgını anlayamadıgım bir de hastane mevzusu çıkmıştı başıma! babasını hiç görmemiştim ama merak ediyordum, durup dururken hastaneye kaldırılabilecek biri miydi, daha önce hastalığı var mıydı diye düşünmeye başladım... aslına bakarsanız inanmıyordum... bu düşüncelerimin sebebi de aysuna inanmamamdı... o gelene kadar da inanmayacaktım...

    duşa girdim, çıktıktan sonra da aysunu beklemeye başladım.
    ···
  20. 220.
    0
    uyuyakalmışım koltukta düşünürken... uyandıgımda kapı çalıyordu ama öyle böyle bir çalış değildi... ne oluyo lan deyip kalktım yerimden, gelen aysundu... kapıyı açar açmaz içeri dalmıştı... ne oluyo dememe kalmadan anlatmaya başladı;

    biri beni takip ediyodu erdem! eminim, sakın bana inanmamazlık yapma gibtir olup giderim buradan! (elindeki poşeti göstererek) benzinliğin orada indim ve bakkaldan bir şeyler almak istedim, ama senin sokağın başında bir adam dikilmişti... sokağa girdim ve beni takip etmeye başladı... önce umursamadım ama arkama baktıgımda benden hızlı yürüdüğünü ve bana yaklaştıgını fark ettim... koşmaya başladım, o da koştu...

    ne diyosun aysun sakin ol ne adamı ne koşması?! nerede şimdi? deyip cama doğru koştum... görünürde kimse yoktu.

    bak kimse yok deyip sakinleştirmeye çalıştım ama olmadı... sakinleşmiyordu bir türlü... tamam dedim inip bakıyorum o zaman, hayır dedi gitme ne olur gitme...

    saçmalama bir şey olmaz deyip üzerime bir tişört giyip aşağıya indim.
    ···