Dövme'li Gençler Çoğalıyor!
Bir yanda referandum sürecindeki atışmalar.
Diğer yanda etnik çatışmayı körükleme çabaları.
Öte yanda bitmeyen terör çatışmaları.
Ve artan trafik kazaları, cinayetler, intiharlar.
içimizi bunaltan, huzurumuzu bozan diğer toplumsal olaylar...
Bunlar yaşanırken dikkatimizi çeken bir görüntü daha var:
Gençler arasında hızla yayılan "dövme" modası.
•
**
Diyeceksiniz ki, bu kadar hayati konu varken "dövme"den söz etmenin anlamı ne?
Oysa, toplumsal olayları bir bütün olarak düşündüğünüzde, bunun elbette anlamı var.
Bu olayların herbirini diğerinden ayırt edip önemsiz göremezsiniz.
Hepsi de, birbirine doğrudan veya dolaylı olarak bağlı hadiselerdir.
Çünkü, hepsinde de "insan" unusuru vardır.
insanda bir "et parçası" vardır ki, "o" iyi olursa bütün duygular güzelleşir, diğer uzuvlar da iyi olur.
"O" kötü olup bozulursa, bütün duygular iyiliğini kaybeder, diğer uzuvlar da bozulur.
işte "o" et parçası; kalptir, yürektir, anlayıştır, idraktir.
insana yön veren, eylem yaptıran bu cevher, bu özelliktir.
Toplumda yaygın olan "kalbi temiz" sözü de buna dayanır.
"Temiz kalp" daima temiz işlerle meşguldür.
Ondan kötülük, pislik, zarar, ziyan sadır olmaz.
Cinayet, terör, ölüm, zulüm ondan fırsat bulamaz.
"Dövme" yaptırmak da zulmün bir çeşididir.
Vücuda yapılan bir zulümdür, bir eziyettir.
Allah'ın yarattığı tertemiz bedene isyankâr bir müdaheledir.
Bedeni tahrip etme, tebdil etme, tağyir etme ameliyesidir.
Ve dahası:
Özgür doğan ve lekesiz olan insanoğlunu âdice damgalamaktır.
Vücudunu fişlemek, ona mühür vurarak sıradanlaştırmak, bayağılaştırmaktır.
"Dövme" yaptırmak, yüce Yaratıcıya karşı bir isyandır.
O'nun yarattığını beğenmemek, değiştirmeye yeltenmektir.
islam'a inanan insanlar için ise, bu eylem lânete sebeptir.
Hz. muhafazid (sas)’in hadislerinde şiddetle yasaklanıp lânetlenmiştir.
(bkz: Buhârî “Libâs 85-87 Müslim “Libâs” 119).
•
**
"Dövmeli gençler"i, daha önceki yıllarda sadece batı dünyasında görüyorduk.
Şimdilerde ise, ülkemiz gençlerinde de sıkça görmeye başladık.
Bunda dünyaca ünlü sanatçı ve sporcuların elbette payı büyük.
Real Madrid'den Beşiktaş'a gelen her yanı dövme dolu Guti lakaplı futbolcu bunun son örneği.
Batının inanç ve ahlak değerleri açısından onlar için bir problem yok.
Ama, ya bizimkiler?
Kültürümüzde, tarihimizde, geleneklerimizde, örf ve adetlerimizde, inanç ve ahlak değerlerimizde var mı böyle bir şey?!
"Dövme"li görmeye başladığımız bu gençlerimiz, bizim kendi çocuklarımız değil mi?
Bu gençler mümin, anne babaları müslüman değiller mi?!
Nasıl böyle bir isyana göz yumulabiliyor?!
Allah'ın ve Peygamber'in lânetine nasıl razı olunabiliyor?!
Vücudumuzdaki o "et parçası"ndan gerçekten emin miyiz?
Acaba o "et parçası", düzgün, iyi ve salih olsaydı, böyle bir lânete izin verir miydi?
Yaratılışı değiştirmenin (bkz:
en- Nisâ 4/118 119) Şeytan'ın emri olduğunu fark etmez miydi?!
Bunu yapmanın Allah'ı bırakıp Şeytan'ı dost edinmek olduğunu bilmez miydi?
•
**
Referandum kavgaları, etnik çatışmalar, terör olayları, cinayetler, intiharlar ve hatta trafikteki canavarlaşma görüntüleri, vücudumuzdaki o "et parçası"nın durumunu gözler önüne seriyor.
Kimse itiraz etmesin:
Ortalıktaki bu bozulma, kalplerimizin de bozulduğunu gösteriyor.
Onu ıslah etmek, ancak onu Yaratana boyun eğmekle mümkün olacaktır.