1. 1.
    0
    rını görün ben çok ekmeğini yedim

    merhaba.

    başlangıç olarak şunu söyleyeyim, az sonra okuyacağın yazı -tabii eğer sonunu getirmeyi arzu edersen- epey uzun ve birçok açıdan eğlenceli bir metin olacak; yani koltuğunda rahat oturmanı ve birkaç dakika için tüm dikkatini bu metine yöneltmeni salık veririm.

    biliyor musun, insanlığın devdıbını sağlayan en önemli unsurlardan birisi merak unsurudur. tıpkı şimdi senin bu yazının amacını sorgulayan zihnin gibi, hergün milyarlarca insan bir şeyleri merak ederek hayatına ona göre yön veriyor. ah! işte bir soru daha: "ne demek istiyor lan bu herif?" şunu demek istiyorum; ben de merak ediyorum. neyi mi? en amiyane tabirle ve en düz ifadeyle bu yazıyı okumaya devam mı edeceğini, yoksa "koy git, senle mi uğraşacağım manyak mıdır nedir?" diye söylenip kapatacağını mı.

    bu satırları okumaya devam ettiğine göre, benim için en rasyonel varsayım hala beni takip ediyor olduğundur -ki bu başlangıç için iyi bir durum sayılır.

    eğer tahmin ettiğim zeka seviyesine sahipsen, bu satırları okurken muhtemelen gözünün önüne şöyle bir görüntü gelir; bir çocuk annesinin en değerli kesme vazosunu kırmıştır ve annesine bunu söyleyecektir. durumdan bihaber olan anne çocuğuna iyi davranırken çocuk binbir türlü şaklabanlıkla/şirinlikle sürekli lafı uzatıp annesini -evet yine amiyane bir tabirle- "kıvama getirmeye" çalışır. böylece alacağı tepkiyi yumuşatmayı, hatta mümkünse pozitif bir geribeslemeye dönüştürmeyi amaçlar. evet! tıpkı tahmin etmiş bulunduğun gibi ben burada anne rolünü oynamıyorum, bilakis çocuk rolünü de oynamıyorum. ben burada sadece kurguyu hazırlıyorum. neye göre mi? senaryoya göre elbette ki. senaryoyu kim mi yazıyor? sıkı dur, söylüyorum; senaryo yazarı sensin.

    şaşırma ve biraz sabırlı ol lütfen. her şeyi elimden geldiğince açıklamaya çalışacağım; şu anda yaptığım şey sadece -tek silahım olan- senin merakını iyice alevlendirip gelecek satırları daha bir ilgiyle okumanı sağlamak. böylece daha makul bir çerçevede derdimi anlatabileceğim.

    açıkçası böyle bir metni yazıp sana göndermek yaklaşık olarak iki aydır kafamda evirip çevirdiğim onlarca alternatiften sadece biriydi. biliyorum, normalde böyle şeyler yüzyüze konuşulmalıdır; ancak beni de anlaman bu noktada çok önemli. şöyle ki, bir adam düşün, dile getirmek istediği bir şeyler var; ancak beceremiyor. neden mi? nedeni çok. adamın söyleyeceklerini aktarmak istediği kişiyi tanımaması birincil sorunu teşkil ediyor. devamında ise, o kişiye ulaşabilecek kişilerin de hiçbirini tanımaması geliyor. aslında gayet basit. adam ortamdaki kimseyi tanımıyor. ikincil problem ise, adamın kararsız olması. hayır, yapı olarak değil; sadece söyleyeceği şeyleri anlatacağı kişiyi tanımıyor ve emin olamıyor. dolayısıyla, o kişiye derdini anlatmak bu konseptte hiç mantıklı bir opsiyon değil. çünkü adamın tarzı bu değil. tanışmak istiyor; ancak nasıl yapacağını bilemiyor. çünkü yapacağı en ufak bir hareket derdinin anlaşılmasına, daha doğrusu yanlış anlaşılmasına sebep olabilir. ve adam bunu istemiyor. çünkü biliyor ki "tek atış" hakkı var, ne ekgib ne fazla. ve adam bu hakkını en iyi şekilde kullanmak istiyor.

    gördüğün gibi dışardan bakıldığında adamımız gayet sünepe ve mıymıntı olarak görülüyor. ukalalık da cabası! yalnız, buradaki tek problem tıpkı adamın karşısındakini tanımaması gibi senin de o adamı tanımıyor olman. belki kişilik olarak çok hoşuna gidecek, belki tanıdığında öküzün dik alası olarak görecek ve tanıdığın güne lanet edeceksin; belki de "ya yürü git, hiç işim olmaz" diyerek hiç tanımamayı seçeceksin. diyorum ya, senaryo yazarı sensin, ben sadece kurguyu hazırlıyorum.

    bilirsin, bir yazı yazarken yaklaşık olarak üç bölüm bulunur: giriş, gelişme ve sonuç. bu yazının da sonuç bölümüne gelmiş bulunuyoruz. (en azından ben sonuç bölümündeyim, eğer sen bir taş kadar meraksız ve duyarsızsan ve buraya ulaşmadan metni kapattıysan o senin ayıbın söyleyeyim!)
    neyse, ne diyordum? ha, evet sonuç bölümü. sonuç bölümüm şöyle, benim adım deniz. seni ilk gördüğüm günden beri acayip ilgimi çekiyorsun; çünkü öncelikle -çoğu kız gibi- gösteriş budalası bir embesile benzemiyorsun. doğalsın ve rahatsın. ve yüzüne bakmak bana huzur veriyor, ne ekgib ne fazla. senin hakkındaki düşüncelerimden tam olarak emin değilim; ancak diyorum ya, sende adını koyamadığım bir şeyler var ve eğer sen de izin verirsen seni tanımak ve anlamak istiyorum. böylece bende bu kadar değişik duygular uyandıran şeyin ne olduğunu anlamak istiyorum ve pek tabii ki o huzur duygusunun sürekli olmasını istiyorum.

    eh, tahmin ettiğin gibi merak duygusunun altında yatan dürtülerin ana kaynağı da isteklerdir.

    neyse, en sonunda diyeceğim şudur ki; benimle -istersen senin seçeceğin- bir yerde çay/kahve/neyse nin herhangi bir türevini içmeye gelir misin? merak etme, sapık falan değilim, cevabın ne olursa olsun hiçbir şekilde seninle ilişkim izin verdiğinin ötesine geçmeyecek.

    notlar:

    - eğer bu mesajla ulaşmak istediğim ceren değilsen; seni iyi eğlendirmiş oldum galiba, bu günün de bunun üzerine iyi geçer, hadi yine iyisin!

    - eğer ulaşmaya çalıştığım ceren isen ve cevabın "hayır" olursa, lütfen bu metinden herkese bahsetme. "kimseye bahsetme" demiyorum, çünkü bu saçma olur. illa ki birkaç kişiye bahsedersin; ancak en azından istiap haddini doldurma. bölümde herkesin parmakla gösterdiği ve "ehehehe lan şu mala bak, ceren'e yazmış; bi de gerizekalı gibi romantik takılmış" dediği adam olmak istemiyorum. hoş, bu benim için çok önemli değil, çünkü bildiğin gibi bir zaman sonra benim üniversite hayatım bitecek. ben gittikten sonra parmakla gösterilen sen olursun, uyarmadı deme.

    - üstte bahsettiğim şeyi yapacak bir insan olduğunu zannetmiyorum; ancak yine de kendimi garantiye almak istedim.

    - böyle yazdığım kadar temiz, imla kurallarına uygun ve sağlam diksiyonlu konuşan bir adam değilim, sadece amatör olarak edebiyatçılık oynadığım için böyle, söyleyeyim dedim. sonra "sen beni kandırdın" deme, gülerim.

    - bunun normalde yüzyüze yapılması gerektiğini biliyorum. hatta normalde tarzım da odur; ama kabul et, böylesi daha güzel! ben yazarken çok eğlendim, umarım her koşulda seni de eğlendirmişimdir.

    - erkek arkadaşın varsa özür dilerim, bilmiyordum.

    - vakit ayırdığın için teşekkür ederim.

    - bir de gönder tuşuna basınca her şey çok acayip olacak gibime geliyor ya hadi hayırlısı.

    görüşmek dileğiyle.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    0
    özet geç lan bin
    ···
  3. 3.
    0
    @2 http://inciswf.com/1277738426.swf
    ···
  4. 4.
    0
    okuyan kazanır başka bişi demiyom sonunda am var
    ···
  5. 5.
    0
    @1 ekşiden copy pasteci bin
    ···
  6. 6.
    0
    okuyanı gibsinler.
    ···
  7. 7.
    0
    özet geç bin bu saatte ne bu
    ···
  8. 8.
    0
    okuyun lan amme hizmeti yaptım
    ···
  9. 9.
    0
    bu ne amın oğlu
    ···
  10. 10.
    0
    sana diyom ananı gibiyim sana sana insan okucak bunu
    ···
  11. 11.
    0
    @8 am için bunu okumaya degmez amk amdan çok ne var panpa yazı okumadan hemde
    ···