1. 76.
    0
    @151 zaman kavramından ne anlıyoruz ? biraz da buna bakmak gerekir bana kalırsa , bir deviniminin yani bir değişimin , içinde olduğu bir bir durum da olabilir.

    zamanın bir göreceliği var

    zamanın bir niteliği var

    bir de zamanın neliği var (bu metod aristoteles metodudur)

    çok zaman az zaman deriz , bu tamamiyle kişiye bağlı bir devinim ve değişim durumu

    augustinus şu şekilde sıralar zaman kavrdıbını : şimdiye ait geçmiş zaman (hatıra) şimdiki zaman , şimdiki zamana ait tasarı (gelecek)

    bu bakış açısına ben pek katılmıyorum ve şunu düşünüyorum zamanla ilgili

    geçmiş zaman ( tarihsel evelliyat)

    şimdiki zaman ( newton mekanik zaman)

    gelecek zaman ( tasarı halleri ve belirleme zamanı)

    ben zamanı bu şekilde kategorilendiriyorum
    ···
  2. 77.
    0
    @154 aşk , bir başka sen'e duyulan sevgiden doğmaz mı ?

    @156 işte bak sen tamamladın , eyvallah panpa *
    ···
  3. 78.
    0
    @158 :D gülmekten cevap veremem buna ben
    ···
  4. 79.
    0
    @161 böyle kuruntular bende de var , sevgiden o sevgiden *
    ···
  5. 80.
    +1
    @162 var kardeş , çok naziksin teşekkür ederim
    ···
  6. 81.
    0
    @168 evet , o da dahil

    @166 Bence var , ama sorduğun filozların tanrısı mı , semavi dinlerin tanrısı mı ? bu konuda uzlaşalım

    @170 yav he he
    ···
  7. 82.
    0
    @173 doğru tespit

    aslında öldükten çok sonra , filozofluğu onaylanan çok insan vardır zaten .

    @172 pass :D

    @174 optimizm ve pesimizm , taban tabana zıt kavramlardır. Aynı zamanda , bu kavramlar felsefi olduğu kadar pgiboloji alanına giren de kavramlar.

    çünkü bir olayı , durumu , görüyü , optimist olarak değerlendirmek , kişinin kendi elinde olan bir şeydir. Aynı şekilde pesimist olarak da değerlendirmek kişinin kendi iç bakışıyla ilintili bir durum.

    herkesin kullandığı bir örnek : bardağın dolu tarafından bakmak , ya da boş tarafından bakmak (işte bütün mesele bu * )

    senin kastettiğin durum , bir kişi bardağın boş kısmını görür ve bundan mutlu olursa , ya daha boş olsaydı , en azından yarısı dolu , gibi düşünülebilir.

    bütün bu örnekler , yine kişinin içe bakışı ile ilgili durumdur. dış dünyanın ve varlığın kendisiyle ilgili bir problem yok ortada

    marjinal bir çöküş müdür sorusuna ise , şu şekilde yanıt vereyim : bir sefer hem matematiksel olarak da (yani çan eğrisini düşün) marjinal demek , en uç noktalarda olmak demek , yani 102 kişinin içindeki 2 kişi , çanın en sağında ve en solunda olmak demek , bu bir marjinal çöküntü değil aksine o 100 kişinin çöküntüsüdür. çünkü biz toplumca bir şeyler üretmek yerine çoğu zaman her şey bize hazır gelsin istiyoruz *
    ···
  8. 83.
    0
    upupupuppupup
    ···
  9. 84.
    0
    upupuppuuppp
    ···