1. 51.
    0
    @90 aslında dönem rus yazarlarının çoğunda bu etki görülüyor , şimdi pek aklıma da gelmedi dediklerim haricinde

    tabii en önemli eser bu konuda : karamazov kardeşler

    elcinler : mesela şöyle bir pasaj var orada

    - sen tanrının kendisine inanıyor musun ?

    - rusya ya inanıyorum ben isa nın tekrar rusya ya geleceğine ...

    - tanrının kendisine inanıyor musun ?

    - ben ... şey ... inanacağım *
    ···
  2. 52.
    0
    @98 hacettepe'de galatasaray gibi okullarda okuyacaksan oku *
    ···
  3. 53.
    0
    @96 felsefi düşünce bir akıl yürütme işidir , dialektik biçimde

    akıl bir süre sonra imanın altını oyar , çünkü akıl hep bir sonraki soruyu sorar

    nasıl , ne zaman , kim , nerede ... gibi

    bu yüzden ters düşüyor , bilmek ve inanmak karışırsa birbirine böyle saçma sapan ateistler de çıkar , bilimsel bilgi ve dini uzlaştırmaya çalışan din adamları da !!
    ···
  4. 54.
    0
    @103 ticaretle uğraşıyorum aynı zamanda , belli olmuyor *

    @102 kendinden dolayı , kendinden ötürü değerli , hem bu değerin tayışısı ve ortaya koyucusu , hem de var oluşundan kaynaklı değerlidir *
    ···
  5. 55.
    0
    @104 isterlerse krem peynire tapsınlar

    o kitabı istediğin yerde okumalısın , okuyabilmelisin

    hem gerçek müslümanlarsa , zaten senin düşüncelerine saygı gösterirler ,

    eğer onlar insansa da sadece seni okuduğun kitaptan yargılamazlar zaten *
    ···
  6. 56.
    0
    @106 kötülüğü yaratan şey , iyiliğin yoksunluğudur bana kalırsa , salt kötülük , iyiliğin olmadığı yerde ortaya çıkar *
    ···
  7. 57.
    0
    @107 semavi dinler ortaya çıkmadan önce de ruh tahlili vardı ama bu ruh bizim anladığımız türden bir ruh tahlili değildi. çünkü ruh canlılık kaynağı olan şey anldıbına geliyordu
    ama biz semavi dinlerde başka bir ruha inanıyoruz , cevher olarak bir ruh , formdan , içerikten bağımsız bir tuh bu , bunu bilimsel olarak ve felsefi olarak katnıtlayamayız elbette ama inanabiliriz *
    ···
  8. 58.
    0
    @109 paradoksal nihilist *
    ···
  9. 59.
    0
    @114 ereksel dünya görüşüne göre öyle. ama bir de şunu düşünmeliyiz , ya amaçlılık sadece insan zihninde varsa , ve doğadaki olaylar arasındaki ardıllığı biz amaçsal olarak düşünüyorsak ? *

    ama bu yine de tanrının gereksiz ve inkar edilmesi gereken bir şey olduğu anldıbına gelmemeli ...
    ···
  10. 60.
    0
    @116 belli dönemlerde , belli bir felsefe yapma tarzı benimseniyor evet ama yine de bu felsefenin arkasında belli , değişmeyen ilkeler olmadığı anldıbına gelmez

    her değişim bir kalıcılığın garantisi değil midir ?
    ···
  11. 61.
    0
    @118 onu bilmiyorum dostum ya pgiboloji terimlerini ve derslerini oldum olası sevemedim

    pasebo etkisi aslında , insanın olduğu her yerde var bana kalırsa ...
    ···
  12. 62.
    0
    @122 zihin kavramı 18. yy da özellikle felsefenin özel ilgi alanı haline geldi descartes'ten başlayan süreçte

    zihin , düşünceye nüfuz eden, var olanı var olduğu gibi bilmemizi sağlayan ve var olmak için de yine kendine mahkum olan bir şey

    tek yanılgımız , zihnimizle her şeyi bilebilecek olduğumuz değil mi sence ? ben sana böyle sorayım *
    ···
  13. 63.
    0
    @124 kant büyük adamdır , kant a rağmen ve kantın yanında felsefe yapılır ama kant sız felsefe yapılamaz

    ahlak metafiziğinin temellendirmesinde şöyle bir giriş var

    dünyada ve dünyanın dışında iyi bir istemeden daha iyi bir ilke yoktur

    bu tüm ahlakların özünde olan şey işte

    o yüzden evrensel ahlak var...
    ···
  14. 64.
    0
    @127 ben en önce filozofların birincil kendi yazılarını okumanı öneririm dostum

    platon'un diyaloglarıyla başlamanı öneriyorum bu yüzden

    aristoteles in metafiziğini ikinci olarak öneriyorum

    son olarak da bunları iyi bir felsefe tarihi kitabıyla desteklemeni öneririm *

    @126 cisimin bir uzamda yer aldığını kim inkar edebilir ki ?
    ···
  15. 65.
    0
    @129 öncelikle bilincin kaynağının beden olduğunu da düşünebilmek mümkün hal böyle olunca , bir beden olmaksızın bilinç de mümkün olmayacaktır. bu savın en önemli temsilcisi ise bilindiği üzere aristoteles'tir

    felsefe tarihinin getirisi bir dualizm beden ve ruh / bilinç ve beden ayrımı , bunu en keskin ifade eden ise sokrates ve platon

    nietzsche işte bu yüzdendir ki eleştirir bütün bir sokratik geleneği , şöyle der biz insanı , tekrar hayvanların içine yerleştirdik , en kurnaz hayvandır o!

    eğer bu dualizmi kabul ediyorsak da seninle dostum , bence insan her ikisine de gereken değeri vermelidir .
    ···
  16. 66.
    +1
    @132 maalesef tanımıyorum onu
    @133 estağfurullah ben teşekkür ederim
    @134 tabii anlatırım i kaynak da öneririm
    ···
  17. 67.
    0
    @131 taşaklı soru dostum bu konuda yardımcı olamayacağım ne yazık ki *
    ···
  18. 68.
    0
    @139 renklerin varlığı , ışığın var olmasına bağlıdır. eğer hiçbir ışık yoksa , renkler de var olamaz , bir britanyalı filozof şöyle der:
    var olmak algılamış ve algılanmış olmaktır

    ama bir de şunu düşün , sen o renkleri göremiyor olman , o renklerin var olmadığı anldıbına mı gelmeli

    hep deriz objektif olalım objektif olalım ben de diyorum ki biz önce subjektifler arası uzlaşalım

    inter subjektif olalım *
    ···
  19. 69.
    0
    @142 bilgelik sevgisi demek kelime anlamı olarak
    ···
  20. 70.
    0
    @148 bu soruyu insan mutlaka sormuştur kendine , acaba dış dünyadaki nesneleri onlar da benim gibi mi görüyor ? diye ...

    bu çok haklı ve önemli bir soru , ben de bunun için çok teşekkür ederim sana

    şimdi önce şunda bir uzlaşalım , bir nesneye bakıyoruz , onu bir biçimde algılıyoruz.

    onu algılamamızın temel sebebi , o varlığın , var olmasından başka ne olabilir ki ?

    şimdi sen bir renge , vişne çürüğü dersin , ben de hayır bu bordo derim

    ama ikimiz de gidip de o nesneye bu lacivert demeyiz.

    o nesnenin kendine ait özelliklerin bir görünümünü yakalar insan zihni , ve bunun da doğruluğu yine insanlar arasındaki ortak uzlaşımaya bağlıdır bana kalırsa
    ···