beyler 40 yaşındayım gelin muhabbete

reserved

up up up

70. sayfada reserved alan var ahaha

hala madrid amk hala

hadi yaz panpa gizli takipçiniz

reserveddd

panpalar canım sıkkın biraz. reyhanlıda 170 kadar vatandaşımız ölmüş. üstüne bir fb'li taraftar öldürülmüş. buraya şimdi macera yazmak yakışmaz. yarın öğlen devam ederim. mazur görün.

up up up takip edin olum bu başlığıı

evet beyler. lise yılları. bizim mahallede afet bir kız vardı. sarışın ve dolgun. alımlı. kimseye pas vermez. okuduğu lisenin en popüler, en güzel kızıydı aynı zamanda. bunun yüzünden allahın günü bizim mahallede kavga çıkardı. zaten draga'nın komşusu olduğundan kızın peşine takılıp gelenlerin bir kısmını da biz harcardık.

günlerden bir gün bu kız balkonda otururken kalkmış tuvalete gitmiş. draga'da kendi evinde balkondaymış, gittiğini görmüş. draganın balkon, kızın tuvaletinin küçük penceresine 4-5 metre uzaklıkta.
" doort! doort!" "dodort!" şeklinde sesler duymuş draga??? ne oluyo aninakoyim deyip kulak kabartmış:
"clöck! clöck! clöck!" (türkçe okuyun)

öeeeyhh amk. demiş, gelip bize anlattı, kızın asaleti de erişilmezliği de bitti amk. bir daha yüzüne bile bakmadık. hiç bilemedi nedenini:) ahhaa:) belki de bu yüzden gereğinden fazla büyütmedim hiç aşk meşk işlerini...

draga'nın bahçesinde dev gibi bir vişne ağacı vardı. vişne ağacını bilen bilir. dallar yükselir, sonra ağırlaşınca aşşağı sarkar. gündüz gözüyle ağacın altına yirmi kişi girse dışarıdan görünmezdi. geceleyin iki tane takunyayı birbirine bağlayıp, sokağın karşısına bırakır, misinanın bir ucunu bunlara, bir ucunu da elektrik tellerinin üstünden geçirip vişne ağacının altına çekerdik. sinerdik ağacın altına. kurbanları beklemeye başlardık. sokak ışığı elli adım gerideydi. bulunduğumuz yere ışık ulaşmazdı.

ilk kurbanlarımız tesadüfen tarikatçı bir aile oldu. sakallı, cüppeli bir adam, kapkara çarşaflı karısı, üç tane de çocuğu geliyorlar. tam önümüze geldikleri sırada dilaver misinayı asılmaya başladı.

gece loş ışıkta misina gözükmüyor. birden bir çift takunya bu ailenin üstüne doğru sürüne sürüne gelmeye başladı. hırrrşşş! bir adım. hırşş! biraz daha.

bunlar çakıldı kaldı önce. sonra gerisin geri koşturdular sokak lambasının altına. takunyalar bahçe çitinin dibine gelince draga aldı bunları içeri çaktırmadan.

lambanın altında bütün ailecek hatim indiriyorlar amk! üç kuluvallah bir elham da değil. ne biliyorsa okuyolar. ellerini açmışlar gökyüzüne. sesimizi çıkarmadan yerlere yatmışız gülüyoruz. karnımız ağrıdı gülmekten amk.

ertesi gece kurbanımız ağır bir abi. bir omuz düşük, göbekli, akrep gibi geliyor. takunyalar bunun üstüne doğru gelince önce çakıldı kaldı bu da. olayı çözmeye çalışıyor amk. bekledi bekledi. takunyalar yaklaştıkça bu da bizim bahçeye doğru geri geri geliyor. o ana kadar çözülmedi. sonra "allaaaahhhh!" dedi koşturmaya başladı. caddeye doğru koşarken, bize de yakın olduğundan misinaya dolaştı amk. bu sefer takuyalar yön değiştirdi, adamın peşine takıldı! birşeye takıldığını da hissediyor, hem kaçıyor hem de üstünde başında örümcek ağı gibi birşey arıyor, elleriyle yokluyor üstünü! koşuyor cadde aşağı, takunyalar da peşinde! o panikle anlayamadı ne olduğunu.

yarım saat sıçana kadar güldük. sonra takunyaların akıbetini merak ettik. caddede biraz aşağıda tekini bulduk, tekini de koparıp atmış amk. boş bir arsaya. ancak orada uyanmış işe...

eskiden cd player icat edilmeden önceleri video player'lar vardı panpalar. bilmeyen için açıklayayım. iki çeşit de kaset vardı. beta ve vhs. beta küçük, iki tane sigara paketi kadardı. vhs de onun iki misli kadar. videocu dükkanları olurdu. her türlü film kiralarlardı. el altından da ferre kiralarlardı. pahalı olduğundan genelde kaset satışı olmazdı. günlük kiraya verirlerdi. genelde yazın almanyadan gelen almancılar getirirdi bu ferre kasetlerini. başka türlü edinmek imkansız. videocular da bu kasetleri kopyalayıp çoğaltırdı.

iki arkadaşımız vardı. zamanında aynı evden kız almışlar, bacanak da olmuşlar. birgün bunların karıları alışverişe gitmişler. çocukları da sokakta oynuyormuş. çocukların biri 7 yaşında, diğeri 10 yaşında. bunlar da oturmuş, sakladıkları ferre kasetini çıkarıp takmış, izlemişler. bira da içmişler. sonra sızmışlar öğle sıcağında, uyuya kalmışlar.

çocuklar eve gelmiş, çalıştırmışlar videoyu. kasedi izlemişler, babaları da duymamış. ertesi gün bunlara kayınpederle kayınvalide misafirliğe gelmiş. yemek hazırlanmış, bütün aile oturmuş yemek yiyecekler. küçük çocuk demiş:
--hacı dede! hacı dede!
--efendim yavrum?
--dede biz varya dün bir film izledik, kadının biri adamın pipisini öpüyordu!!!
hacının elinden kaşığı düşmüş masaya, ağzı açık!!! bacanaklar kıpkırmızı!!
diğer büyük olan çocuk:

--oğlum ne öpmesi lan, emiyodu emiyodu!

dayı sen daha çok sudokuya yönel

reserved

inşaat şirketi bir arkadaşımın aynı zamanda inşaat ürünleri satan bir mağazası da vardı. bayilik yaptığı firma bütün bayileri eşleriyle birlikte antalya'ya tatile davet etmiş. masraflar firmadan, herşey beleş.

bizim arkadaş laz. hanımı kapalı. düşünmüş taşınmış en iyisi ben oraya hanımı değil de bir manitayı zütüreyim demiş. ama firma kimlik fotokopilerini falan da istiyormuş kayıtlar için. seçim zamanı olduğundan hanımını kandırmış, hanımının kimliğini almış, muhtarlığa gidecem falan. kimliğin üstündeki resmi değiştirip fotokopi çekmiş, fakslamış firmaya. tatile 100 dolarlık bir fahişeyi almış gitmiş.

antalya'da ilk akşam bütün tanıdığı bayiler, onların eşleri, firma sahipleri ve yöneticileri, onların eşleri akşam yemeğinde buluşmuş. bunun getirdiği karı da hazırlanacağım deyip yarm saat sonra mini etekle çıkmış gelmiş amk. kimse zaten eşini tanımadığından olaya uyanmamış.

yanlız sıkı fıkı olduğu bir-iki arkadaşı da varmış masada. bunlar biraz içtikten sonra arkadaşlarından biri coşmuş amk. --yengeee! sen bilmezsin bu kocanı! ne cevizler kırar bu, ahaha:)
benim arkadaş mahsus alttan dizine tekmeyi atıyormuş, "lan sus!" falan diyormuş, iyice aragazı veriyormuş.
--yengee! bu var ya bu! of, of! anlatayım mı haa? ahahaa:)
(hesapta bizim arkadaşı eşinin yanında zor duruma düşürecek ya, kendisi maymun oluyor farkında değil amk.)

bizimki de bıyık altından gülüyormuş amk. yanındaki zaten 100 dolarlık fahişe:))ahaha:)