beyler 40 yaşındayım gelin muhabbete

arslan ozo agabey ben de santiyede cayciyim, meslektas sayiliriz bu yuzden yazdiklarini okudum ogutlerini dinledim ve tavsiyen uzerine santiye binasindaki temizlikci abla ile cinsel manada birlikte olmak istedigimi belirten kas goz hareketleri yaptim ve bir mektup yazdim ertesi gunu ablanin 7 erkek kardesi siirt ve ardahandan geldiler beni darp ettiler sopalarla gozdagi verdiler cok hirpaladilar ve simdi evlenmek durumunda kaldim muskul durumdayim

@1685 panpa. de ki onlara " işte şimdi her gün şeyediyorum, ne oldi şimdi?"

@1683 iş hayatında çok şeyi yapmazdım. özellikle insanlara güvenip yola çıkmazdım. özel hayat dersen pek birşey değişmezdi

ayşe öğretmen vardı. bizim sokakta otururdu. yeni yeni sürücü kursları açılmaya başlanmış, ayşe hoca da kayıt olmuş, ehliyeti almış. kocasının arabasınıyla geziyormuş ama çok acemi daha. bizim sokağa sapmak için başka bir sokaktan sağ-sol yapayım derken, draga'ların bahçeye girmiş. tahta çitleri kırmış. şoka girmiş orada. arabada oturup kalmış. draga inmiş evden:
--hoşgeldin ayşe teyze!

reserved

ehliyet kursuna yazıldım şubat ayı, lise sondayım. hem üniversite sınavı için dershaneye, hem spor salonuna vücut geliştirmeye, hem okula, hem de bu ehliyet kursuna aynı anda gidiyorum. şubat doğumlu olduğum için yaşım tutuyor ehliyete. hafta içi okula ve spor salonuna, hafta sonu dersaneye, arasıra da sürücü kursuna devam ediyordum. sürücü kursunda dersleri bitirdik, araba kullanmak için eğitime gideceğiz. bindik bir hacı murat arabaya. (murat 124). araba dışarıdan hareket edemezmiş gibi görünüyor. o kadar döküntü. hoca bizi zütürecek bir köy yoluna, öğretecek. bindi hoca. fıtır fıtır kolu döndürerek kendi cdıbını açtı. camı açar açmaz kolu çekti aldı bana uzattı. " al sen de aç cdıbını!" dedi. benim tarafta cam açma kolu yok! taktım kolu miline, açtım camımı. dedim içimden " amk. işimiz var bu arabayla kesin, nasıl kullanacağız bunu bakalım."

uppppppppppp upppppppppppppppppp

la olum amda var her şey var niye okuyamadınız lan bu hayat hikayelerini siz dıbına koduklarımın okuyun

zaten biliyorum kullanmayı. babamın arabayı geceleri kaçıra kaçıra öğrenmiştim. hatta babam farkında olmadan gizlice yedek anahtar yaptırmıştım. ev giriş katı olduğu için gece camdan atlayıp arabayla geziyordum. öyle öyle öğrendim. ilk ben geçtim direksiyona. debriyajın kavrama noktası çok yüksekteydi. alıştıktan sonra rahat rahat gezdirdim hocayı. dedi: " sana ehliyet vermeyecek müfettişin ta emmına koyayım aslan!"

dersane yılları bir şey farkettim. bu dersanelerin deneme sınavları hiç de benzemiyordu gerçek sınavda çıkanlara. gerçek sınavda sorunun ne istediği açık, net. bunların soruları karmaşık. o deneme sınavlarında dereceye girmek büyük sükse yapıyordu. hiç s.klemedim. ne kadar sınav sorusu çıkmışsa 80 yılından beri, sadece onları çözdüm. çok etkili bir çalışma yöntemiydi. dersanede ilk ona hiç giremediğim halde öss sınavında full matematik yaptım. ona önem vermezdik. öss'yi zaten hepimiz rahat geçerdik. öys'de de ihtiyacım olan kadar soru yaptım, tam istediğim yeri kazandım. bizim zamanımızda sınavdan önce tercihleri işaretliyorduk. puana göre artık nereye takılırsak orayı kazanıyorduk. istediği yeri kazanan tek ben oldum. öys türkiye 1560 'ıncısı. bu öys şimdiki gibi bir sınav değildi. integral, türev, organik kimya gibi zor konular vardı. bildiğim kadarıyla şimdiki sınav genel yetenek sınavı gibi birşey. bizim öss'ye benziyor.

kimya dersinin lise sonun son dönemi tamamen organik kimya idi. sınavda ise sadece 2 soru bu konudan geliyordu. hiç kapağını bile açmadım. 2 soru için aylarca organik kimya çalışmak manasızdı. yine de sınavda 1 soruyu yaptım.

bunları anlatmamın sebebi amacınızı iyi belirleyin. ona göre etkin şekilde hazırlanın. okula arabayla giden, aynı anda spor yapan, derslerine yeteri kadar ama asla fazla zaman harcamayan biri olarak o dönemki amaçlarıma ulaştım.

babam bana bir matematik hocası ayarladı. özel ders veriyordu. iki ay sonra hoca soruyu veriyor bana, aynı anda kendisi de çözmeye başlıyor. ben bitirip onu bekliyordum.

baba dedim. bu hoca bitti. başka varsa onu yolla. ahah:))

güzele benziyor.

bizim gökmen de kafası çalışan adamdı. birgün bu dersane sınavında birinci olmuş. ama o da s.klemezdi öyle şeyleri. atari salonunda oyun oynuyoruz. bunun dersaneden sınıf arkadaşı geldi. büyük bir heyecanla "laan, sınavda birinci olmuşsun, hem matematikte hem fende!" yırtınıyor eleman. gökmen'den de daha çok sevinmiş eleman. gökmen: " hadi ya?" diyor. oyununa devam ediyor. zerre kadar önemsemedi.:)

gökmen bir sene önce kazanmıştı üniversiteyi, benden bir yaş büyük, aynı lisedeydik. dönem arası memlekete geldi.gel dedi ders çalıştırayım seni. oturduk matematiğin başına. soru seçiyor kitaptan gösteriyor. ben başlıyorum. şu kenardan şöyle bir dik açıyla çizgi çekerseeek, tamam diyor bu soru bitmiştir. geçiyor yeni soruya. bu matrikste şöyle yaparsaaak diyorum. tamam. geçiyoruz öbür soruya. çözmeye gerek yok. çözümü gördün mü zaten gerisi hamallık. bir iki kere de onunla öyle takıldık. hocayı bitirdik, gökmeni de bitirdik. matematik öğretecek kimse kalmadı amk memlekette. matematiği halletmiştim. geri kalan aylarda sadece fizik, kimyaya baktım. öylece kazandım.

sınava girdiğimde tabi antremanlıyım öysm'nin soru şekillerine. takır takır çözüyorum. dersane sınavlarına angaje olan havalı arkadaşlar için fazla net kaldı o sorular. karmaşıklığa alıştıkları için çuvalladılar.

sınavdan sonra oturduk hepsiyle. kimi odtü, kimi boğaziçi, kimi bilkent'e giriyor hesapta. ben itü diyorum. ben itü'ye girdim. onların çoğu da itü'ye girdi. bazıları i.ü, marmara.

şimdiki üni sınavlarının ne şeklini ne yöntemini bilmem ama tek tavsiyem var. soru çözecekseniz çıkmış olan sorulardan başka kaynak aramayın. dersaneler ve dergiler bu işin para kısmındadırlar. mahsus sizi fazladan zorlarlar. gerek yok. kafanızı karıştırmayın. çıkmış olanlardan başka şekil soru çıkmayacaktır yine. uyanık olun.

üniversiteye gidenler için tavsiyem ise ilk senenin önemli olduğudur. liseden çıkıp gelip de bu ortamda düzen tutturmak kolay değildir. ama nasıl başlarsanız öyle gider. iki üç sene kendinize gelemezsiniz. derslerde ipin ucu kaçtımı zor yakalarsınız.

liseden geldiniz. artık kravat ceket giymiyorsun. istemezsen derse girmiyorsun. kendinden sorumlusun. bu özgürlükler kolayca yanlış yola sapmanıza sebep olur. özellikle söylüyorum derslere devamsızlık yapmayın. dersi derste halledin. soruyu hocaya sorun. sonra yana yakıla bu fırsatı ararsınız.

ilk senede derslere tutunursan, gerisi kolay gelir.