beyler 40 yaşındayım gelin muhabbete

eşşek deyince aklıma geldi. köylü bir arkadaş anlatmıştı. bunlar iki arkadaş küçükken eşşek zikmeye ahıra girmişler. biri gözcü olmuş. yani erketeye yatmış. diğeri eşşeğe kaymış. onun işi bitince de öbürü başlamış. o sırada bunların birinin dedesi gelmiş. gözcü haber vermiş. toparlanmışlar falan ama iş ayan beyan ortada. bomboş ahırda bir eşşek var iki de bunlar. dede yer mi amk.

dede demiş ki: oğlum öyle yapılmaz o iş. önce ayağının altına bi tane tosbağa koyacan. onun üstüne çıkıp da z.kecen!!

dinleyen kaldı mı keranacılar? 5'e kadar vaktim var.

abi yanlış anlatmışlar hikayeyi. tospağa eşşek giberken eşşeğin önüne konur abi. ki eşşek tospağadan korkar, hareket etmez. (;

@943 sosyallik sıfır değil bence. tam tersine 80'lerdeki sosyalliğin bin katı. bir hareketinle bin kişiye ulaşabiliyorsun. ama ilişkiler sahte. gerçek arkadaşlıklar, gerçek sevgililer bitik. aslına bakarsan 80lerden ziyade 60'lı yıllar oldukça iyiymiş. düşünce serbestliği var. mini etek modası var. özgürlük varmış. müzik desen öyle. biz göremedik tabi. ama görenler öyle anlatırdı.

@951 bak eşşekçiler nasıl biliyor amk:):):)):

abi aşkolsun eşekçi falan. ):

bu arada ne duydum, bizim komşu kasabada bi kadın köpekle gibişirken sperminden zehirlenip ölmüş.

nasıl bi dünya amk.

@955 panpa dikkat et köpek sanada dadanmasın

aha fıkra :

çocuk annesiyle yolda yürüyormuş. iki tane köpek görmüş üstüste. sormuş annesine. anne demiş bunlar ne yapıyor?
annesi ne desin? üstteki köpeğin ön ayakları uf olmuş arkadaşı onu sırtına almış doktora zütürüyor demiş.
çocuk da:

--vay bee! hem yardım et, hem ziksinler. ne biçim dünya amk. demiş.

bu sefer güldürmedi dayı

bi fıkra daha :

baba köpekbalığı yavru köpekbalığına insan yemeyi öğretiyormuş.
--oğlum insan görünce hemen saldırma!
--ne yapayım?
-- önce etrafında tur at, korksun.
--sonra yiyeyim mi?
--yok. sonra da yaklaşıp burnunu değdir.
--sonra yiyeyim mi?
--yok. sonra biraz daha tur at!
--ohooo! ben o kadar uğraşamam yaa!
--iyi amk. git o zaman taklu taklu ye!

bu da mı güldürmedi?

benim genç bi arkadaş tikky bir kız ayarlamış, iş tutmuşlar. kız diyormuş:
--ufff. çik iyi gibiyosıııınn

benim ev arkadaşından bahsetmiştim. semih.
semih ilkokula kadar köyde büyümüştü. ana babası öğretmen.

birgün bunlar babasıyla tarlaya gitmişler. çalışmışlar. akşam eve gelmişler. yorgun argın. susamışlar. buzdolabında soğuk su yokmuş. yaz sıcağında da leş gibi ılık su içememişler. buzdolabında dedesinin zemzem suyu varmış. adam hacıdan getirmiş. küçük bidon. babasıyla bitirmişler suyu ama dede kızacak. doldurmuşlar içine musluk suyu bırakmışlar dolaba.

ertesi günü dedesine misafirler gelmiş. bunlara zemzem suyu ikram edilmiş.
oh oh yarasın! bu zemzemin tadı da bir başka oluyor muhterem! falan filan konuşuyorlarmış öyle.

dinleyen var mı develer? anatayımmı daha?

saatlerdir okuyorum anca yetiştim panpa *

tanıdığım gizli polis bir abim vardı. adı tayfun.
tayfun abi tarihi eser kaçakçılarına takılmış. yani peşlerine takılmış. önemli bir malın izini sürüyormuş. en son yaklaşmış. aralarına sızmış bunların. şimdi bunu eksper zannediyorlarmış. yani tarihi eseden anlayan adam sanıyorlarmış. malı bulan bir kişi, o ona söylemiş, o ona derken istanbula kadar yayılmış iş amk. mal da kıymetli malmış. işin peşine de istanbulda ne kadar mafyacı varsa takılmış. bir kaç tane yerel baba işe ortak olmuş yani. mal satılacak. bizim tayfun abiyi de eksper biliyorlar. onu çağırmışlar. demişler kaç para eder? satabilir misin?
demiş satarım. benim patron bunu alır demiş. kaç para? 2 milyon dolar demiş tayfun abi. yanlız demiş benim patron sağlamcıdır. telefon açacam. özel uçağıyla yurtdışından gelecek. parayı da getirecek. ama size falan güvenmez o, parayı gayrettepede karakolda teslim edecek, malı da alıp gidecek demiş. demişler tamam amk. ama bir yanlışını görürsek vallah kafana sıkarız bak! yaşatmayız. ananı s.keriz!

yok demiş yanlış falan olmaz. ne yanlış olcak demiş.

tabi mafyacılar kendilerine de çok güveniyorlar. alayı zaten polisle içli dışlı. ertesi haftaya sözleşmişler. gün gelince mersedeslerle almışlar tayfun abiyi, malı da alıp gayrettepe şubeye gitmişler. tayfun çıkarmış bunları şube müdürürün yanına. müdür sormuş: bunlar mı onlar?
tayfun: heee demiş. aha bu salaklar, kendi elleriyle getirdiler malı demiş.
atın demiş müdür nezarete bunları.
mafyacılar hala inanamıyorlarmış. şaka zannediyorlarmış. tayfun abi dediydi. kelepçeledik, hapsettik adamlar hala sırıtıyordu.

ya bu yalnızlık yok sevgisizlik falan yüzünden komaya giriyodum lan fiziksel-ruhsal travma geçirdim ve fizikselin yaraları hala devam ediyor ne bu ya

ve artık bu travma beni degiştirdi açılacam dedigim tek bir kız var ona açılacam köşeye çekip hiç tanımıyorum sadece ruhu etkiledi oluyosa olacak olmazsa olmayacak dalgalık birşey diyecem bazı film oyunlarda tek yaşayanlar varya hani aha onlar gibi olacam her bişeyde geliştirecem gerek kilit gerek internet alemi gerek teknik dövüş-diksiyon-karşındakine istedigini yaptırma (dökümanlarım hazır gibi) sonuna kadar gidecem taki bir sevdigim beni durdurana kadar

dinleyen gibleyen yok kendi halimdeyim ben gene hadeyin eyvallah

bugün bu kadar yeterli panpalar. yatma zamanı.

yaz reyis yazzz