beyler 40 yaşındayım gelin muhabbete

patronun olaydan haberi yok. o yeni keresteye boşuna para verilmediği için kendince doğru yaptığını sanıyor. çok kereste alınınca kesilip kesilip fire verildiğini, o yüzden de ikide bir kalıpçının yeni kereste istediğini sanıyordu.

çözüm kolaydı. adama iki baca yapacak kadar kereste aldırdım. iki baca için de dış ve iç kalıp, döşeme kalıbı vb. olacak şekilde eksiğini tamamlattırdım. artık kereste de fire vermezdi, o da şikayet edemezdi. elemanları da boş kalmazdı. bir bacanın perde betonunu döküyor, ertesi gün diğer bacanın temelini atıyor, sonra öbürüne geçiyor derken adamlar alıştı işe, seriye bağladılar amk.

sonuç: ayda iki tane baca yapamayan kalıp taşeronu haftada üç tane baca bitirmeye başladı. yani ayda iki yerine 12 tane yapmaya başladı. bolca da para kazandı sayemde. kazandığı paralarla gitti izmitte minibüs hattı satın aldı. o derece!

alınan kalıp bugünkü parayla 3000 TL, bir bacadan zaten o kadar para kazanoyoruz amk.

dere kenarında taş duvar ören ayrı bir taşeron ekip vardı. bunlara taş ocağından neredeyse araba büyüklüğünde taş getiriyoruz. bu kayaları kırıp küçültüyorlar, sonra da duvar örüyorlar. başlangıçta patron pazarlık yaparken bunlara makine (kepçe) vermem demiş. garibanlar da kabul etmiş. ama sert kayalar gelince balyozla kıramıyorlar. kırdıkları yerden de el arabalarıyla dere kenarına taşımak zorunda kalıyorlar. iş çok yavaş gidiyor.

baktım olmayacak günlük yarım saat gibi bunlara kırıcılı kepçeyle yardım yolladım. akşamları da kırılan parçaları başka bir makinayla derenin yanına doğru ittirtiyorum. işin en zor kısımlarında bunları takviye edince deli gibi çalışmaya başladılar. yine bir ayda yapabildikleri işi bir haftada yapmaya başladılar. yarım saatte kırıcılı makina yaksa yaksa 50 lira mazot yakar. işin hızı ise paha biçilemez amk.

bunun gibi birkaç tane daha müdahalemle bizim şantiyenin aylık hakedişi 100 milyardan 300 milyara çıktı. patron baktı iş akıyor, iki tane daha kepçe, iki tane de kamyon aldı. zengin ettik o muallakyi de amk.

eğer ilginizi çektiyse dolu muhabbet var bunun gibi bende panpalar. bu konulardan da devam edebilirim.

beton borular döşüyoruz. içinden insan yürüyecek kadar büyük borular. kepçeli makina (biz ona ekskavatör deriz) kazıyı yapıyor, vinç gelip boruyu çukura indiriyor, diğer boruya takıyor falan. bu şekilde devam ediliyor.

baktım bu iş çok saçma. kepçe çıkana, vinç yanaşıp kurulana kadar zaten yirmi dakika geçiyor amk. tekrar yer değiştirene kadar da yine o kadar geçiyor. beton borunun iki ton civarında ağırlığı vardı. kazı işini yapan makine rahat kaldırır bunu yani.
ekskavatörün kepçesine sağlam bir kanca kaynaklanmasını istedim. makinalarla ilgilenen yaşlıca bir amca vardı. önce anlamak istemedi, sonra bir şekilde istediğim gibi kalınca bir kancayı makinanın kepçesine kaynaklattırdı.

artık vinçle işimiz kalmadı. kazıyı yapan makinanın kepçesine çelik halatla boruyı takıyoruz. kepçe boruyı indirip takıyor amk. her boruda 40 dakika kazancımız var. boru işinin hızı da iki katına çıktı mı şimdi?
patron neredeyse zil takıp oynayacak amk. iki tane de makina daha kiraladı. idarenin kenarda köşede kalan ne kadar işi varsa onlara da daldık. iki yerde boru döşeme çalışması varken oldu 6 tane çalışma.

tabi siz şimdi diyeceksiniz ki : panpa bu kadar fark yarattın da senin eline ne geçti?
hiç amk. bize ne düşecek. anca y.rrak düşer. bayramda yarım maaş bile tutmayan bir ikramiye verdi. ona bile sevindik. paraya değil de taktir gördüğümüze sevindik. bu işler böyledir.:)

bunları yaparken de henüz iki yıllık bir mühendistim panpalar. doğru bildiğimi yaptım. biraz da cengaverce tabi. yukarıda anlattığım her durumdan sıçabilir, sağlam fırça da yiyebilirdim aslında. ama şu var ki sen doğruyu yaptıkça kimseye eyvallahın olmaz. kimse sana laf konuşamaz. ezilirler karşınızda.

kimisi için önemli değildir bunlar. bana ne ya, ben mi kurtaracağım der. türkiyede çoğu memur böyledir mesela. mümkün olsa hiç çalışmadan para almaya razıdır. ama hayat bu tekdüzelikle de geçmez. bir fark yaratamıyorsan oturduğun yerde, ot gibi yaşayıp gideceksindir. böyle olmayın.

okuyucu panpalarım azaldı sanırım. kimseden ses çıkmıyor yine:(

rezerve

avanta nedir? nasıl yenilir?

valla çalışma hayatımda hiç yemediğim için nasıl yenilir bilemiyorum. size bir olay anlatayım.

2000 senesi. büyük bir fabrikanın arazisinin içinden bir dere geçiyor. o derenin kenarından kanalizasyon döşeyeceğiz. fabrikanın sahibi arazinin ortasından kanalizasyon geçsin istemiyor haliyle. belediyeye arazisinin kenarından yer terk etmiş, o dereyi de kapatıp o şekilde kullanmak istiyor. ancak henüz işlemler tamamlanmamış olduğundan bizi engelleme şansı da yoktu. fabrikanın genel müdürü benden rica etti. bari hattı biraz kenara kaydırayım istedi. idare ile görüşeceğimi, olumlu olursa yeni proje çizip onaylatacağımı söyledim. teşekkür etti.

idaredeki kontrol mühendisine durumu ilettim. sorun yaşamayalım bunlarla dedi. bunlar güçlü adamlar, sen gereğini yap, projeyi onaylatırız dedi. iki gece çalıştım, yeni proje yaptım. şifaen onay aldım. müdürün istediği şekilde kaydırdık imalatı beş metre kadar.

bunu yaparken sadece çalıştığım firmanın önüne engel çıkmasın diye uğraştım. başkaca nedeni yoktu.
bir hafta sonra bu genel müdür beni davet etti ofisine. gittim oturdum. biraz sohbet ettik. çekmecesinden bir şişkin zarf çıkarıp uzattı.

bu dedi, sizin zahmetleriniz için ufak bir hediye!
yok dedim. istemem. gerek yok böyle şeylere.
olur mu öyle şey yahu? dedi. masadan kalktı, dolaştı yanıma geldi. gömleğimin düğmesini açtı, zarfı koydu içine, ilikledi.
gitti masasına oturdu tekrar.
baktı zarf önünde duruyor!

"benim maaşım bana yeter, sağolun" dedim çıktım.

şimdi bunu niye anlattım? aslına bakarsanız o para avantaydı ama haketmiştim. kimseye zarar vermemişim. iki gece fazladan mesai yapıp proje çizmişim. üstelik kendi firmamın önünü açmışım. herkes memnun.
ama işte bunlara tevessül ederseniz sonu gelmez. yarın harbi avanta yersiniz, sonra rüşvet, sonra hırsızlık yaparsınız alenen.

kim olsa benim yerimde onu alırdı. en az beş maaş vardı içinde kesin.
fanatik dürüst bir adam olduğumdan almadım.

çok iyi bir mühendis arkadaşım vardı. firmalardan teklif alıp, bir tanesine istediği gibi fiyat ayarlayıp işi veriyor, avantasını da alıyordu o firmadan. sorarsanız aldığı para kesin helal. normalde 100 liraya yapılacak işi 90 liraya yaptırıyorsam o 10 lira benim hakkımdır diye düşünürdü.
bunun gibi zibilyon tane adam vardır piyasada. bir şekilde hakkını aldığına kendisini de inandırır. bana göre yanlıştır. yapmayınız.

mesela satınalma pozisyonunda çalışanların yüzde 99'u mutlaka avanta alır. alışverişi nereden yaparsa oradan el altından para alır. almayanı görmedim.

Dayı aman yazmayı bırakma biz okuruz.

arslan abi çaylaktım yazamadım. yeni geldim.

hoşgeldiniz panpalar. iki gün yoğun çalışıyorum. fırsat buldukça tabi ki yazacağım. cuma rahatız.

adam hala devam ediyor beyler

Bekliyoruz Arslan abi, çok özlettin kendini.

yarın burdayım arslan abi