beyler çekmecemdeki eski kutuyu açtım içinden

çıkanları yazıyorum.

van gogh alive sergisi bileti, arkasında yemek tarifi olan kabartma tozu ve vanilin paketleri.

kutu değil bildiğin sandık açmışsın

benim çekmecede "batı almanya"dan kalmış pelikan mürekkep ve 90'ların başından kalma bi tane dolmakalemle, bir tomar teksir kağıdı var. bi tane de 1949'dan kalma "chambers's technical dictionary" diye bişey var.

@34 türkiye'de "zeki olan sayısal, normal olan eşit ağırlık, aptal olan sözel branşlarında okusun." gibi gayet angutça bir anlayış var. sebebi de çok belli.

sir ken robinson diyor ki: "günümüz okulları, sanayi devrimiyle ortaya çıktı. çünkü seri üretim için gereken kalifiye eleman açığını hızlı bir şekilde doldurmak gerekiyordu, bu yüzden toplu, örgün ve zorunlu eğitime geçtik, şimdi seri üretimle eleman yetiştiriyoruz."

türkiye tam sanayileşememiş bir ülke. sanayileşmiş olsa bile çokuluslu pek çok dev şriketin oyun sahası burası. öyle olunca fikir hayatı ve sanat çok geri planda seyrediyor. haliyle de sınıf atlamak, parayı bulmak isteyen de ha babam sanayi sektörüne abanmaya çalışıyor. toplumda da "adamsan ya doktur olursun ya mühendis." kafası yerleşmiş.

sağ olsun okullarımız da bu gidişatı kırma adına hiçbirşey yapmaya muktedir olmamanın da ötesinde, bizzat bu işin bayraktarlığını yapıyor.

geçmiş olsun türkiye'ye...

gazali'iyle övünmek kolay. 2013 itibariylye, batının frankfurt okulu ve chicago ekolü'ne karşılık, biz ne çıkarmışız ona bakmak lazım...

@31 bana sorarsan zaten bu "humanities" denen şey anlamak için olmayabilir ama uygulamak için kesinlikle bi sayısal geçmişin olacak arkadaş.

bak pek muhabbeti derinleştirmek istemiyorum da, lacan diye bi adam var. pgibolingüistikçi, filozof ve klinik pgibolog bu arkadaş.

"lacan's use of mathematical science" diye kitabı var lacan'cı bir düşünür olan zizek'in.

o radde yani...

bi de bu işlerin ağababası olan yunanlılar da matematikle haşır neşir olmuşlar. yapısal olarak salt soyut inceleme yapabildiğin tek düzlem matematik. yığınla apriori sana işte.

bu ipneler bu başlık altında entel bir hava estirmişler amk..

durun fularımı kemik çerceve gözlüğümü takıp başlığı baştan okuyup, o büyülü ambiansın içine sürüklenicem panpalar bi tak anlarsam sizede anlatırım.

@18 kıymetini bil o setin.

http://urun.gittigidiyor....sifir-koleksiyon-84178504

adam 1985'ten kalma olanı kaça satıyor bak.

@23 sizin okulun sanat tarihi veya müzikoloji master'ına başvurucaktım. sonra dedim almazlar beni. kampüs nerde?

lan eskiden word mu varmış, excel mi varmış. adamlar uğraşıyomuş ya böyle işte...

@24 edit: kampüs beytepe'de. eskişehir yolu üzerinde.

kızılay'dan çıkıyosun, milli kütühane'yi, armada'yı falan geçiyosun, odtü ve bilkent kampüslerini geçtikten sonra, ümitköy köprüsünden önce hacettepe köprüsü var. kampüs solda kalıyor zaten.

çok acayip bizim okul... ısınamadım bi türlü.

seni de alırlar ayrıca sanat tarihine. iki tane arkadaşım başvurdu. biri malın teki. öbürü de sanat tarihini bıraktı, sosyolojiden devam etti yükseğe.

onların anlattıklarını söylüyorum bak:

haritanın sağ üst köşesindeki yukarı bakan okun ne olduğunu hoca sorunca, sınıftan cevap gelmemiş. ki bu sınıf, lisans + master karma sınıfı.

sandıkmı cıkardın amk

@36 "postmodernizmin de goy goy yönlerini almışız"

suratına tükürdükten sonra bunu kendisine hakıymayı istediğim o kadar çok insan var ki...

@41 saol panpacım gerek yok ^^ ankara'da kalacak yerim var. ama yerleşirsem bi çay içeriz.

@38 her an skileblürük.

am züt meme

(maazallah... )

hacettepe'ye yerleşecek olursan haber ver. kalacak yer falan ayarlarım. benim ev kadrom dolu ve gayet iyiyiz. ama arkadaşlar var.

edit: mülakat süresince misafir de edebilirim. gayet feyzli bi abiye benziyon sen. konuşuruz çay içeriz.

masumiyet müzesi sempozyum broşürü

mikado oyun çubukları

rapido seti

bildiğin entelmişin ama sen.

allahbilir hertaku da yapısökümden geçiriyosundur sen şimdi...

eyvah eyvah...

edit: yapısöküm biraz fazla akademik kaçmış olabilir. onun yerine habire polka-punk / post punk dinlediğini ve sahaflarda eşelendiğini söylesem daha iyiymiş.

edit: yok lan yok, ne enteli, bariz hipster bu... kötüymüş lan.

şuku

burger king veya mcdonalds'ın çocuk menüsüyle gelmiş çeşitli oyuncaklar (kalp şeklinde barbie kutusu, plastik yüzük)

kinder sürpriz oyuncakları (araba, büyüteçli köpek)

yine tatlı tarifli carte d'or puding paketi

yeri gelmişken belirteyim. yolun düşerse ankara'da bi tane cebeci halk pazarı var. haftasonları antikacı olarak iş yapıyor. sovyet malı analog fotoğraf makinelerini falan 10 liradan bırakıyorlar.

ben bi kere gittim, vaktim yoktu, içinde geçip gittim. ama bi dolaşsaydım, aklım oynardı biliyorum.

sanırım kanyon'dakine ait sinema bileti

beyoğlu çeşmelerinin restorasyonuyla ilgili broşür

bir tanıdığımın resim sergisine davet (isim vermeyeyim)

haymatlos sahnesine ait bir bilet

sinema pera bileti