1. 1.
    -1
    ismim George Farquar. o6.07.l955 Edinburg, iskoçya
    doğumluyum.
    l984'ten beri "Beyin Kontrol Polisi" ismini verdiğim istihbarat
    ajanları tarafından
    UZAKTAN MONiTÖRLE TAKiP EDiLDiĞiME iNANIYORUM.
    MiKRODALGA RADYASYON SALDIRILARI ve BEYiN KONTROLÜ DENEYLERi 1997'DE
    ben Kanada2da iken başladı, Avrupa'da devam etti. Ayrıca l994'ten
    beri polisin takip, taciz ve gözaltıları ile "siyah helikopter"
    tacizleriyle karşı karşıyayım.
    ···
  1. 2.
    +1
    1988 yılında "Uzaktan Beyin Kontrolü Projesi"ni ifşa etmeye ve
    bununla mücadeleye karar verdim. "PROJECT FREEDOM/ÖZGÜRLÜK PROJESi"
    iSiMLi WEB SiTESiNi KURDUM. O zamandan beri aile bireylerim de polis
    tacizlerine ve pgibotronik saldırılara maruz kalmaktalar.
    l9 Ocak l999'da Londra, Avam kamarası'nda bu durum "iNSAN HAKLARININ
    TÜYLER ÜRPERTiCi BiR VAHŞiLiKLE iHLALi" olarak değerlendirilip
    protesto edildi.
    ···
  2. 3.
    0
    Şimdi yaşadıklarımla ilgili çok karışık ve garip bir hikayenin
    anahatlarını okuyacaksınız. Yaşadıklarım bundan ibaret ve bu kadar
    yüzeysel değildir. Çok daha derin ve çok daha vahim şeyler yaşadım.
    1982'de ailemin yaşadığı Avustralya'ya göç ettim. Orada sahip
    olduğum arazinin parasını ödeyebilmek için bazı suçlar işledimden
    l992 yılının başında tutuklandım. Kefaletle serbest kaldıktan sonra
    yargılanmamak için Avustralya'yı terketmeye karar verdim ve iki
    hafta sonra yerleşmek üzere ingiltere'ye gittim. ingiltere'ye
    gelince ailem beni aradı ve havaalanına gitmek üzere evden
    ayrılmamdan iki saat sonra polisin beni yeniden tutuklamak üzere eve
    geldiğini söyledi. O zaman bunun, kılpayı bir kaçış olduğunu
    sanmıştım. Ama şimdi biliyorum ki, POLiS BENiM ÜLKEYi TERKETME
    NiYETiMi BiLiYORDU VE KAÇIŞIMA BiLEREK GÖZYUMDU. VE O ZAMANDAN BERi,
    BENiM BÜTÜN HAREKETLERiMi iZLiYOR , NEREYE GiTTiĞiMi VE NE YAPTIĞIMI
    BiLiYOR.
    ···
  3. 4.
    +1
    piyasada çok sakat var çok
    ···
  4. 5.
    0
    "SiYAH HELiKOPTER" TACiZi: 5 Yıl önce, Mart l994'te ikoçya'nın Parth
    şehrinde basit bir sahtekarlık suçundan 7 aylık bir ceza için hapse
    girdim. Bundan (mart l994) aşağı yukarı 3 hafta önce, 24 saat
    kesintisiz polis takibi altında olduğumu farkettim. Bu takipte, anti-
    terör operasyonlarında kullanılan "siyah" bir helikopter de vardı.Bu
    helikopterr sürekli olarak tepepemde dolaşarak beni taciz ediyordu.
    BASiT BiR SAHTEKARLIK SUÇU iÇiN NEDEN BiR ANTi TERÖR ARACI OLAN BU
    HELiKOPTERi KULLANIYORLARDI?... Son araştırmaların ışığında ortaya
    çıktı ki; bu siyah helikopterler sadece "anti-terör" taktik araçları
    değildir Bunlar içlerinde "Uzaktan Beyin Kontrol Pojesi"nde
    kullanılan cihazlarla da donatılmışlardır.
    ···
  5. 6.
    0
    Bir iki hafta süren bu tacizlerden sonra onların eline düşmektense
    kaçmaya karar verdim. 24 saat izlendiğim için bu çok zor bir işti.
    Kardeşim Alex'le birlikte gece sık ormanlık alana gelebilmiştik.
    Ormana ulaşmadan önce, beni takipte kullandıkları ve üzerinde hiçbir
    yazı ve işaret bulunmayan büyük minibüs (van) farkettim. Aynı araç
    kaçış yolumuz boyunca bir kaç yerde önümüze çıktı. Bu tepesinde iki
    tane uydu diski olan beyaz bir arabaydı. içine bakmak için iyice
    yaklaştım, kabinde siyah önlük gibi birşeyler giymiş olan 2 adam
    oturuyordu, bana dik dik baktılar. Bu adamların benim takibimle
    ilgili olduklarını biliyordum ama ne yaptıklarını bilmiyordum. Son
    araştırmalat gösterdi ki; BU ARAÇ, UZAKTAN BEYiN KONTROLÜ
    TEKNOLOJiSiYLE DONATILMIŞ CiHAZLARIN BULUNDUĞU ÇOK ÖZEL BiR ARAÇTI.
    ···
  6. 7.
    +1
    reserved

    vardı böyle bi hikaye
    ···
  7. 8.
    0
    Orman içindeki birkaç saatlik yürüyüşümüzden sonra, iyice yorgun
    düştük... Hava kararmıştı ve çalılar yürüyüşümüzü engelliyordu. Tam
    bu sırada bir düzineden fazla polis bizi kuşattı. Ellerindeki
    fenerleri üzerimize tutarak 30 mete kadar yakınımıza geldiler ve
    ıslıkla birbirlerine işaret vererek fenerler söndürdüler. Beni hemen
    tutuklayacaklarını umuyordum ama öyle olmadı. Gün ışıdığında
    şaşkınlıkla gördüm ki; ortada bir tek polis bile kalmamıştı. Bu
    hadiseden bir hafta sonra tutuklandım. Beni niçin hemen oracıkta
    tutuklamamışlardı?
    ···
  8. 9.
    +1
    lazım olur lan
    ···
  9. 10.
    0
    POLiS TACiZLERi: Bu bir hafta boyunca, birlikte yaşadığımız anne ve
    babamın daireine polis tarafından evde olmadığımız satlerde zorla
    girildi. Etraf dağıtıldı aile fotoğraflarımız ortalığa saçıldı ama
    bildiğim kadarıyla hiçbir şey alınmadı. Niçin bunu yapıyorlardı?
    Basit bir sahtekarlık suçunun üzerine niçin bu kadar öldüresiye
    düşüyorlardı?
    ···
  10. 11.
    +1
    Reserved
    ···
  11. 12.
    0
    Bunun sebebini 4 yıl sonra anlayabildim...
    Sonunda Parth şehrinde tutulandım. Garip olan şu ki benimle aynı
    anda kız arkadaşımı da tutklamışlardı... Halbuki o buradan 300 km
    uzakta Manchester şehrinde yaşıyordu, benim işlediğim suçla hiçbir
    ilgisi yoktu ve ben onu 4 haftadır hiç görmemiştim. Bütün bunları
    polis de en az benim kadar biliyordu. Ama yine de onu hemen,
    okumakta olduğu Manchester Üniversitesi'nde tam da final sınavı
    sırasında tutukladılar ve benimle işbirliği yapmakla itham edip
    hapse attılar. Daha sonra serbest bırakıldı ve beraat etti.
    Birbirimizi çok seviyorduk. Son kez hapishanedek, bir mazgal deliğinden birbirimizi görebildik.
    ···
  12. 13.
    0
    Tutuklanmadan önce üç ceza avukatı ile beş defa görüştüm. Gayem,
    ortada haklı bir sebep yokken polisin beni niçin bu kadar ağır
    şekilde taciz ettiğini öğrenmekti.
    Edinburgh'lu George Moore isimli bir avukat -ki kendisi sonra benim
    davamı üzerine aldı-, 30 yıllık savunma avukatlığı boyunca
    hiçkisenin polis tarafından bu kadar ağır taciz edildiğini
    görmediğini söyledi.
    ···
  13. 14.
    0
    MEDYANIN YANLIŞ BiLGiLENDiRMESi: Mahkemem bittikten sonra medya, he
    zaman yatığı gibi, benim davam ile ilgili "gerçeler"i halka aktardı.
    Ama yapmadığı bir şey vardı; tutulanmamdan önceki bir kaç hafta
    boyunca polisin bana reva gördüğü ağır tacizleri anlatmak... "Resmi"
    polis açıklamasına göre ben, "güya" gizli bir bilgi üzerine aniden
    yakalanmıştım. Polisin neyi saklamaya çalıştığını 4 yıl sonra
    anlayabildim.
    ···
  14. 15.
    +1
    gülmedim
    ···
  15. 16.
    0
    HAPiSTEN ÇIKTIKTAN SONRA: Bu hapihane tecrübemin son olmasına dair
    yemin ettim. Fakat dışarıda pek çok şiddetli ve olağandışı
    hadiselerle karşılaştım...
    Bu hadiseler benim şunu tam olarak anlamamı sağladı: Biz insanlar
    eskiden inandığım gibi sadece vücut, beyin ve duygulardan ibaret
    değildik ÇOK BOYUTLU RUHi VARLIKLARDIK.
    ikinci olarak; zihnim yeni keşfettiğim bilgilere açıldıkça,
    herbirimizin bir parçası olduğumuz şu FiZiK DÜNYANIN, DRAMATiK BiR
    DEĞiŞiMDEN GEÇMEKTE OLDUĞUNU ANLADIM. BU DEĞiŞiMiN iÇiNDE UZUN
    ZAMANDANDIR SAKLANMAKTA OLAN GERÇEKLERiN SU YÜZÜNE ÇIKMASI DA VAR.
    bU GERÇEK ŞU: iNSAN IRKI "ELiT BiR DÜNYA HÜKÜMETi" TARAFINDAN,
    KONROL EDiLEBiLiR HiYERARŞiK BiR YAPILANMAYA DOĞRU MANÜPLE EDiLiYOR.
    (..) BU YAPILANMA "GÜÇ"ÜN ÇOĞUNLUĞUNU BiR AZINLĞIN TEKELiNE VERMEYi
    HEDEFLiYOR. Bu konudaki uygulama insanların çoğunluğundan gizleniyor.
    Hapishane tecrübem bunları anlamamda çok yardımcı oldu. Çünkü
    hapishanedekiler, oynanan oyunların ve döndürülen dolapların çoğunun
    farkındalar.
    ···
  16. 17.
    0
    Orada birinci elden öğrendiğim gerçeklerden biri de şu: Polis
    pgibiyatrisleri, ilaç bağımlısı veya pgibopat "potansiyel"
    kaatillere -ki bunların bazılarının elinde ateşli silahlar da var-
    hiçbir müdahalede bulunmuyorlar. Onların serbestçe dışarıda
    dolaşmalarına gözyumuyorlar. Bu "potansiyel" kişiler talep ettikleri
    halde tedavileri reddediliyor.. son araştırmaların ışığında gördüm
    ki; bu kişiler bilerek tedavi edilmiyor ve ileride bu proje
    kapsamında, bunların içlerinde bulunan katliam isteği "uzaktan Beyin
    Kotrolü" yoluyla manüple edilp kullanılacak YENi DÜNYA DÜZENi'NiN
    KURULUŞUNDA BUNLARDAN DA iSTiFADE EDiLECEK.BU YENi DÜNYA DÜZENi,
    2005 YILINDAN ÖNCE DÜNYADA TEK BiR MERKEZi HÜKÜMET VE BUNA BAĞLI
    ORDU, BANKACILIK SiSTEMi, ELEKTRONiK iSTiLA VE MiKROÇiPLENMiŞ BiR
    iNSANLIK OLUŞTURMAYI HEDEFLiYOR
    ···
  17. 18.
    0
    Vardığım bu sonuçtan sonra, hapisten çıkınca, hem kendimi hem de
    başkalarını daha derinden tanımak ve anlayabilmek için dünyayı
    dolaşma isteğim doğdu. Ayrıca açık görüşlü ve anlayışı kuvvetli
    birilerini bulup, üzerimizde oynanan bu oyunu deşifre etmek
    istiyordum. Ama cezamın bitimine iki gün kala bir sürprizle
    karşılaştım: interpol beni istiyordu!..
    ···
  18. 19.
    0
    Başgardiyan beni odasına çağırarak interpol'den bir faks geldiğini
    ve Avustralya'daki suçlarım sebebiyle tahliye edilmeyip iade
    edilmemi istediklerini ama kendisinin bu yazıyı dikkate almayacağını
    söyledi. Bu bilgi doğrultusunda, tahliye edildiğim gün yeniden
    tutuklanacağım belli olmuştu... Ama öyle olmadı...
    Bu da polisin bana oynadığı ve tahammül etmek zorunda kalacağım pis
    oyunun bir parçası idi...
    1994 Eylülünde hapisten çıktım ama polisin 24 saat kesintisiz takip
    ve tacizi sürüyordu. Nereye gitsem bundan kurtulmak imkansızdı...
    Yutrdışında bile takip ve taciz sürüyordu.
    ···
  19. 20.
    0
    iNTERPOL TAKiBi VE HELiKOPTER TACiZLERi: 1995 Mart'ında, hapishanede
    başladığım, meditasyon, ruhi gelişme ve yoga bilgilerimi arttırmak
    üzere Hindistan, Nepal ve Sri Lanka'ya seyehat ettim. Bu seyahat
    boyunca polis ve helikopter tacizleri devam etti. Demek ki,
    interpol'de işin içindeydi.
    ···