-
32.
+25Devam ediyoruz panpalar, arkadaşlarınız falan varsa onlara da söyleyin, her Türk insanının bilmesi lazım bunları.
-
31.
0Rezervasyon
-
30.
0Rezervasyon
-
29.
0Devam et
-
28.
0Rezervasyon
-
27.
+21 -1Uygurlu rehberimiz, ihtiyara güvenmemizi söyledi. Nihayet 3 kanallı bir girişe geldik. Dikey bir yerden, 7-8 metre kadar aşağı kaydık. Mağaralarda hiç yarasa göremedik. Sürüngen hayvan olup olmadığını sorduk. Yaşlı Çinli,bu mevsimde olmadığını söylüyor.
Geniş bir alana geldiğimizde yaşlı Çinli, Piramidin içinde olduğumuzu söylüyor. içerisi aşırı soğuk, sanki klima çalışıyor gibi. Piramit doğal bir oluşumun üzerine yapılmış. Oldukça heyecanlıyız. Düz bir duvarın arkasından döndük ve işte o manzara... -
26.
+24ihtiyar gerçekten buraları çok iyi biliyor. Piramide yakın bir yerden doğal bir mağaranın içerisine girdik. Tek başımıza gelsek buraları asla bulamayız. Mağaranın içerisi karanlık olduğu için, sırt çantamızdan fener çıkardık, fenerin ışığında ilerlemeye başladık...
Mağarada hafif su şırıltıları duyuyoruz. Mağaranın içerisindeki geçitten piramide doğru yürümeye başladık. ihtiyar Çinli 600 metre kadar bir mesafeden bahsediyordu ama o kadar gitmedik. En fazla 40-50 metre kadar yol gittik. Bu durumda, acaba yanlış yöne mi gidiyoruz diye endişelendik. -
25.
+25Yaşı Çinli, ayrıca zaman zaman piramitlerin üzerinde büyük ışıklar gördüklerini anlattı. Biz bu anlatılan olaya, temkinli yaklaşıyoruz. Askeri bir faaliyet olabilir diyoruz.
Yere uzamış manzarayı seyrederken, yaşlı Çinli, bize mezarlığı işaret ediyor. Bu arada birimiz gizlice fotoğraf makinesini çıkarıp yüksekten, piramidin resmini çekiyor. Çinli ihtiyar, mezarlığa gitmek istediğini söylüyor. Bizimde istediğimiz bu. Mezarlığa doğru yürüdük. Nihayet mezarlığa vardık.
Burası kıraç ve çorak bir yer. Anıta benzer bir şey yok. Dedesini sorduk, buralarda bir yerde diyor. Ihtiyar Çinli, mezarlıkta 20 dakika kadar oyalanıyor. Bu arada, ihtiyar Çinli ile konuşan Uygurlu rehberimiz, bize müjdeyi veriyor: Piramide gideceğiz.
Yaşlı Çinli'yi, nasıl ikna ettiğini? soruyoruz. Rehberimiz, bir hastamız olduğunu ve o şifalı bildikleri ottan (maddeden) almak istediğimizi söylemiş. Bu bir bahane tabii ki. Maksadımız piramide girmek.
Yaşlı ihtiyarın hiç itiraz etmemesine şaşırdık. Hava da kararmak üzere. Yürümeye devam ettik ve nihayet Piramit tam önümüzde... Etraf kıraç ve kayalıklı bir yer. Yaşlı Çinli'nin daha önce bahsettiği, Piramidin yakınında, hayvanları otlattıkları otları da göremiyoruz. -
24.
-2Rez trend olur
-
23.
+19Aklımıza Çinlilerin kurnazlıkları geliyor ama bizim Uygurlu rehberimiz, onlardan daha kurnaz çıktı.
Yaşlı Çinli; önümüzde tepeyi aştıktan sonra piramidi göreceğimizi söylüyor. Önümüzdeki tepe bir kaç km ama oldukça yokuş. Arazi gittikçe çoraklaşıyor. Nihayet tepeye çıktık.
Karşımızda heyecan verici o manzara...
Buralara kadar gelme sebebimiz olan piramit, 3-4 km kadar ilerimizde. Etraf kayalık... Piramit de dev bir kayayı andırıyor. Rengi kıraç toprağın rengine benziyor. Yere uzanarak dürbünle piramide bakıyoruz.
Yaşlı Çinli'nin anlatmasına göre; Çinliler, 20-30 yıl önce helikopterle piramitlerin üzerine toprak doldurmuşlar. Ve tohumlama yaparak bitki çıkmasını sağlamışlar. Fakat yıllar sonra, kasırga ve fırtınaların etkisiyle, bu piramidin üzerindeki bitki örtüsü ve toprak tamamen kalkmış.
Neden bunlara beyaz piramit denmiş anlamış değiliz. Çünkü renkleri hiçte beyaz değil. -
22.
+22Dijital fotoğraf makinemizi yanımıza almadan gitmenin bir anlamı yok diye düşünüyoruz. ihtiyar Çinli, eline bastona benzer bir çubuk alarak, kendisini takip etmemizi istiyor. Bir elinde tüttürdüğü çubuk, bir elinde değnek, arkasında Uygurlu rehber ve arkasında biz yola koyulduk.
Köyün dik yokuşundan aşağı doğru indik. ihtiyar, yaşına rağmen çok çevik hareket ediyor. Biraz yürüdükten sonra, köyün dışına çıktık. Heyecan ve endişe doluyuz. Acaba gören oldu mu? diye
Yaşlı Çinli, zaman zaman durmamızı ve çömelmemiz konusunda bizi ikaz ediyor. Çaresiz dediğini yapıyoruz. Biraz daha gittikten sonra yaşlı Çinli, içtiği tütünün etkisinden olacak, durmadan gülüyor. Bu durum, bizi rahatsız etmeye başladı. Yaşlı Çinli'nin kafası yerinde değilse, oraya nasıl gidip döneceğiz?
Uygurlu rehberimiz de, o bölgeye daha önce hiç gitmemiş. Yakalamamız halinde panik yapmamamızı, turist olarak geldiğimizi, Yaşlı Çinli"nin bizi gezdirirken, herhalde içtiği madden dolayı kafayı bulduğunu, onun peşine takılıp kaybolduğumuzu anlatmamız konusunda bizi bilgilendiriyor. -
21.
0Reserved
-
20.
+1yaz okuyorum
-
19.
+1Okurum bunu rez
-
18.
+22 -2Uygurlu rehberimiz, çantasından kağıda sarılı bir şey çıkarıp, yaşlı Çinli'ye veriyor. Tütün mü, ot mu, o tür bir şey. Yaşlı Çinli'nin gözlerinin içi gülüyor. Kalkıp bir çubuk alıyor ve rehberimizden aldığı o maddeyi tüttürmeye başlıyor. (Naptılar amk bonzai falan mı verdiler :D)
Yarım saat kadar; yaşlı Çinli ile Uygurlu rehberimiz hararetli bir şeklide bir şeyler tartışıyorlar. Biz doğal olarak konuşmalarından hiçbir şey anlamıyoruz. Yaşlı Çinli, bazen kızıyor, bazen gülüyor. Nihayet Uygurlu rehberimiz, bize beklediğimiz müjdeyi veriyor: Kalkın gidiyoruz! Hepimiz çok heyecanlıyız, kalbimiz duracak gibi. Hem sevinçliyiz, hem de endişeli.
içimizde bir tedirginlik de yok değil. Çünkü bu yaşlı ihtiyara tam güvenemiyoruz. "Acaba bizi ihbar eder mi?" diye. O yakalatmasa bile, başka köylüler görüp de onlar ihbar eder mi?
Rehberimize bu konuları soruyoruz Kendi aralarında konuştuktan sonra; yaşlı Çinli; fotoğraf makinesi ve kamera yanınıza almayın, eğer yakalanırsak, hafifletici sebep olur, diyor. Biz de,tamam diyoruz, ama fotoğraf makinesini yine de gizlice yanımıza alıyoruz. -
17.
+22Yaşlı Çinli'nin verdiği cevap bizi tam manasıyla tatmin etmemesine rağmen, mantıklı geliyor. Bize bu işin yolunun şu şekilde olduğunu anlattı: Piramidin olduğu bölgeye gitmek isteyen köylülerin, köydeki reise ve bir nevi kolluk kuvveti görevi üstlenen az sayıdaki kişilere rüşvet verdiklerini, bunu da ancak köylüler için yaptıklarını, kesinlikle yabancılar için yapmadıklarını ifade etti.
Yemek faslından sonra, yanımızda getirdiğimiz hediyeleri, yaşlı Çinli'ye takdim ediyoruz. Bizim deyimimizle, çam sakızı çoban armağanı türünden şeyler. Gözlerinin feri gitmiş olan ihtiyar, verdiğimiz hediyelere çok memnun oluyor. Bizde bunu fırsat bilip tekrar soruyoruz,piramide gidebilir miyiz? diye.
Ancak Uygurlu rehberimiz bize; "daha fazla ısrar etmememizi, yoksa, yaşlı Çinli'nin ters tepki gösterebileceğini" söylüyor. Bizler, konuyu değiştirerek, farklı konulardan bahsediyoruz. Aradan yaklaşık bir saat kadar zaman geçti... Vaktimiz daralıyor. Uygurlu rehberimize," ne yapacağımızı?" soruyoruz
Uygurlu rehberimiz, onun dilinden ben anlarım diyor. "Bu nasıl olacak? Şu yaşlı Çinli'nin dilini, çözse de, emelimize ulaşsak" diye söyleniyoruz. Uygurlu rehberimizin bir çok akrabasını, Çinliler, zulümle öldürmüşler. '''Uygurlu rehberimiz, bu işi başarmamızı çok istiyor. Çünkü biz başarılı olursak, O'da, Çin'den kendi çapında intikam almış olacak.''' -
16.
+19Uygurlu rehberimiz, aracılığı ile yaşlı Çinli'ye; "mezarlığı ve piramidi görmek istediğimizi" söylüyoruz. ihtiyar kesin bir tavırla ve suratını sertleştirerek; " kesinlikle olmaz!" diyor.
Mezarlığı ziyarete sene de bir gün izin verildiğini, o günle dışında gitmenin yasak olduğunu söylüyor."
"Orada askerler mi var?" diye soruyoruz. "Hayır hiçbir alanda askerler yok ama köyde muhbir çok. Para karşılığında, bazı köylülerin ihbar yaptıklarını" anlatıyor.
"Daha önce, Çin yetkililerin köyün reisine tebligatta bulunduğunu, köye gelen yabancıların rapor edilmesi istendiğini, piramit bölgesine bir turisti zütürmenin bedelinin idam olabileceğini" belirtiyor. "Peki o bölgeye hiç giden olmuyor mu?" diye sorduk. Yaşlı Çinli'nin, verdiği cevap bizi bir kez daha umutlandırıyor.
"Buradaki köylülerin, o bölgeye gittiklerini, oradaki bu bir nevi şifalı bildikleri otları (maddeyi) topladıklarını, hatta çok az da olsa gizlice bazı köylülerin, hastalanan çocuklarını piramidin içindeki mumyanın yanına zütürdüklerini" söylüyor.
Merakla tekrar soruyoruz; bu nasıl oluyor, bu kadar sıkı yasağa ve cezaya karşı, köylüler bunu nasıl yapıyorlar? -
15.
+21Bu yaşlı Çinli'nin dedesi, 120 yaşında ölmüş. Yaşlı Çinli, dedesinden şunları dinlemiş: "Bu yapıların (piramitlerin), Türklerin atalarına ait dünyada kurulan ilk kütüphane olduğunu" söylermiş. ihtiyarın dedesi, çok bilge bir adammış. Ayrıca Türklerin atalarına çok saygı duyan bir kişiymiş.
Bu bilge adam, öldüğünde piramide 3 km yakınlıktaki bir mezarlığa defnedilmiş. Hangi inanca mensup olduğunu soruyoruz: Çünkü Budistse yakılması gerek.
Çok ilginç bir şey anlatıyor: Dedesinin Gök Tanrı inancına sahip olduğunu ve buralarda yakılma hadisesinin olmadığını, Budistlikle uzaktan yakından ilgisi olmadığını söylüyor.
Bizi asıl ilgilendiren ve heyecanlandıran konulardan birisi de piramide, 3 km metre mesafedeki dedesinin de olduğu mezarlık. "Mezarlığı ziyaret edip edemeyeceğimizi" soruyoruz. Yaşlı Çinli hafifçe gülümseyerek, "sizin derdiniz mezarlık değil, piramit," diyor. -
14.
+20Yaşlı Çinli sorumuza karşılık şunları anlattı:
Orası aslında Türklerin atalarına ait mezarlık. içeride mumyalar var, piramidin içi çok soğuk, orada ayrıca, Türklerin atalarına ait resim ve yazıların olduğunu söylüyor.
Bahsettiği yazıların ve mumyaların, sadece bir bölümde olduğunu, diğer bölümlerin kapalı olduğunu söylüyor.
Ayrıca şu bilgileri veriyor; küçükken, köyde hastalanan çocukları bu piramidin içine zütürüp, mumyaların yanında bir müddet beklettikten sonra, hasta çocukların iyileştiklerini anlatıyor.
Kendilerinin de küçükken abisini zütürdüklerini söylüyor.
Piramidin içinde bir çok yazı ve erimiş tabletlerin birbirlerine yapıştıklarını belirtiyor. Ve ihtiyar çok ilginç bir şey daha anlatıyor: -
13.
+1Arşivlik