-
1.
+1@7 sende benim yannanımsın.
-
2.
+2 -1siyah atyaraklı dev in eşcinsel arkadaşıdır.
-
3.
+1bu başlıktan bi tak olmaz demedi demeyin
-
4.
0hahaha nıckını amk
-
5.
0bi tane daha yazınca bitiyo xd
-
6.
0ewt bu günlük bu kadar
-
7.
0
-
8.
0son dönemin en iyi yerli filmlerinden. fazlasıyla naturalist geldi bana aslında, neredeyse bir orta sınıf drdıbının belgeseli niteliğinde bir gerçekçiliğe sahipti film. herhangi bir çözüm önermektense, patriyarkal-otoriter orta sınıfa dair tüm detayları müthiş bir incelik ve detaycılıkla ortaya koyarak, "tartışacaksak bunun üzerinden tartışalım" diyen, neredeyse kusursuz biçimde kapsamlı ve bütünlüklü bir film. bu yönüyle filmde çok fazla tanıdık vardı, hem çok fazla tanıdık karakter, hem çok fazla tanıdık durum.Tümünü Göster
--- spoiler ---
"faşizm gerçekte iki kişi arasinda başlar" diyen ingeborg bachmann'ın ne derece haklı olduğunu görüyoruz, çocukluktan itibaren babasının peşinde sürüklenen bir hayatın belgeseli olan bu filmde aslında. camide, tanrının huzurunda bile babasının yanında saf tutamayan, onun arkasında secde eden bir mahkum anlatılıyor. zaten baba üzerinden neşet eden bu otoriteyi filmin her yerinde hissediyoruz, 'babanın adı'nın geçmesi bile (inşaata kalas zütürdüğü sahne, annesine derdini açtığı sahne, yetkili amcayla saunada konuşma sahnesi) otoritenin heyulasının belirivermesine neden oluyor. bu yönüyle ürpertici.
biraz tuhaf bir iddia gibi gelebilir belki ama, 'sürpriz sonla biten' bir film bence bu. şöyle açıklayayım:
açılış sekansında, bir nevi şok etkisi yaratarak cemile'ye şiddet uygulayan çocuğu gösteriyor film önce. filmin devamında belli bir süre (cemile çocuğuyla ziyarete geldiğinde, gülle ilk diyaloglarında) mertkan'dan aynı şiddet tavrını göstermesini bekliyoruz. ancak o, bir arayışta, esasen bir arayışın da filmi çoğunluk aynı zamanda. tam olarak kurulamamış yapılar görüyoruz sürekli filmde. mertkan'ı da öyle görüyoruz: iş, güç, okul, askerlik, kimlik... hiçbir konuda fikri yok. hayattaki en büyük hayali sorulduğunda bile cevap veremiyor. mertkan kadar gül de arayış içerisinde bir karakter. o da feodal şiddetten kaçıyor, o da kendine bir hayat yolu çizebilmenin telaşında, hayata ne kadar farklı bir pencereden bakabiliyor olsa da, yakışıklı bir koca bulup evlenmek istiyor, onun da kafası karışık. ama bu arayışa tahammül gösterilmiyor; (gül zaten filmin sonunda zorla -en iyi ihtimalle- geri zütürülüyor); mertkanaysa bırakalım ebeveynlerini, yetkili amcalar bile 'babayı üzmemek' stratejisine yönelik taktikler belirliyor, direktifler veriyor. ama biz mertkan'ın kısık sesle de olsa aşkını dillendirmeye çalışmasından, gülle kurduğu -tam yolunda gitmese de beklediğimizden sağlıklı işleyen- ilişkiden bir şeyler beklemeye başlıyoruz yavaş yavaş.
ama her sürpriz sonlu yapıtta olduğu gibi, bu sona dair ipuçları var filmde. şiddeti sorgulayamıyor mertkan. hatta bireyler arasında şiddetin işlevinin farkında, tamam belki artık çocukluğundaki gibi kadın tekmelemiyor ama, otopark girişine park edilmiş arabaya yönelik şiddet ona göre çok ama çok doğal. ipucu burada aslında işte, şiddetin pratikliği. bunu en iyi babası biliyor zaten, dikiz aynasını o kırıyor, mertkana güvenmeyen taksiciyi o tokatlıyor, arabasına çarpılan taksiciyi yine o ve adamları dövüyor. şiddet, tahakküm uygulananı yola getirmek için en pratik araç.
ve sonunda -dediğim gibi, bence sürpriz bir şekilde- mertkan ikna oluyor "kaderine". çünkü toplum denilen örgütlenmenin bu en küçük 'birimi' olan ailede, düne kadar 'reisliği' dahi yasalarca tanınmış olan 'baba'nın ceza (şiddet) uygulaması devreye giriyor. daha önce angaryaya koşturduğu gibi, hatta tokatladığı gibi, şimdi de sürgüne gönderiyor onu 'baba'. işte orada finalin hemen öncesinde, üç maymun'un sonundaki alt metni çağrıştıran olayla karşılaşıyoruz, topluma katman katman yayılmış olan şiddet hiyerarşisinde kendi yerini alması gerektiğini anlıyor mertkan, kendini ezilen'in yanında konumlandırdığında şiddete maruz kalmaktansa, şiddet sarmalına katılmayı kabul ediyor, silah istiyor. ne idüğü belirsiz hayallerinin gerçekleşmesi için için çekeceği onca çile, yiyeceği onca dayak varken; kendisine çizilen, dışına çıkmasına asla izin verilmeyecek yol haritası içinde kendine silahıyla yer açıyor.
filmin sonundaki bu belli belirsiz sürprizi genel olarak filmin izleğiyle beraber değerlendirdiğimde, kübler-ross modeline bir başka deyişle beş aşamalı yas modeline şaşırtıcı bir biçimde benzer buldum: sırasıyla inkar, isyan, pazarlık, depresyon ve sonunda kabullenme.
önce yaşadığı tahakkümün gerçekliğini inkar ederken, gül'e olan aşkıyla 'kendi çapında' isyan ediyor, bunun geçersizliği ortaya çıktığında gül'le bir mola vermek ama tam olarak bitirmemek pazarlığına girişiyor, final öncesi izlediğimiz gözyaşlarıysa, mertkan'ın kaderini çaresiz kabul edişinin acısı, amiyane tabirle "hem ağlarım hem giderim" durumu.
finalini yumurta'ya benzettim ben biraz. sahne çok benziyor zaten ama, anlam da benziyor: kaderden kaçamamak. ama yumurtada ilahi bir niteliği var diyebileceğimiz kader, çoğunluk'ta bir tür tahakküm, kaçılamayan kader değil de, big brother'daki gibi bir işkence altında asimilasyon gibi duruyor. mertkan'ın baba otoritesi karşısındaki tavrı ve kurulan ilişki, winston ve big brother arasındakinin bir analojisi gibi. "sevdiğini satmak ve big brother'ı sevmek". -
9.
0
-
10.
0
-
11.
0ohooo bu bitmez, chuck babadan bi şarkı dahaaa
http://fizy.com/#s/1lsshl
voice of the soul - efsaneeeeee -
12.
0aynı yılın aynı gününde doğduğumuzu, orta okul hazırlık sınıfında doğum gününü söylemeyi öğrendiğimiz gün fark ettiğim kadim dostum, sıra arkadaşım. zeki çevik ve ahlaklı duruşa, rasyonel görüşe, duru ve nükteci deyişe sahip güvenilir insan. natıka sahibi, retorik ustası, okumaya gittiği farklı diyarlarda vizyonuna vizyon katan cerkes misyoneri (kafiye olsun diye). haksızlığa sessiz kalamayan iyilerin yandaşı, kötülüğün baş düşmanı. yıllar önce tenefüste top oynarken taktığım kasti çelmeye, seneler sonra kamptaki futbol turnuvasında istemeden arkadan ayağıma takılıp beni yerlerde sürükleyerek karşılık verse de basket maçlarında yediği blokların pek azına karşılık verebilen orta saha virtiözü, fundamental abidesi. sozluğe girmem için referans verip vermediğini açıklamayarak beni ikileme sürükleyen, mystery yaratarak histeri krizlerine sokan gizem avcısı. her şeyin ötesinde, en sevdiğim dostarımdan.
-
13.
0bi yazıyım bakalım
-
14.
0ne güzel nicki var lan.
-
15.
0bu çocuk ilerde büyük adam olcak
daşşaklı bir yazardır -
16.
0opeth dinliyor, takdirlerimi topladı.
-
17.
0opeth dinliyor, takdirlerimi topladı.
- 18.
-
19.
0@108 @109 ewt panpikler
-
20.
0@103 @106 saolun canlarıııııım
-
kayra panelden adres buluyor
-
kayra tek basina incicilerin ozeti hersey
-
hayat artigi yani deyyusi kebir öldürecem seni
-
bora gözün arkada kalmasıın
-
cccrammsteinccc buraya gel acill
-
havuca saç ektim
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 17 01 2025
-
dürüst olalım ben dahil bu saate burda olan
-
560binlik panpam gitti herkes birbirine düştü
-
nefret31 ayağını denk al
-
izmirde 60 yıllık boyozcuya çökmüşler
-
nefret31in babası geberincee
-
sözlükte çok fazla kafası gidik adam var
-
mavi ruhlu adam selamün aleyküm kardeşş
-
ooo kavga mı var gençler
-
bir lyrica atıp kendime geleyim
-
tamam kayra videoyu çektiysen o meyve bıçağını
-
mını gibim herşeyim var
-
wow girle yazdıklarım kime dert olmuş la
-
inceller sizi s
-
ao smith su aritma cihazi
-
murat cemcir ayak bağıydı ayrıldığı iyi oldu
-
gram altın ne kadar olduğunu öğren
-
gotcapsivarmı nın karısı konstant tarafından
-
abdullah ucmakdan gotcpsivarmi yorumu
-
tas kafa elemanlara veren kadınlar
-
üst kattakiii
-
bir gün kasabadaydık vietnamlı çocuğun
-
konstant birdir ve tektir
-
31 sonrası gelen bilgelik
- / 2