/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 33.
    0
    Rezzers
    ···
  2. 32.
    0
    Rez okuyom panpa
    ···
  3. 31.
    0
    yalan hikaye beyler telefonu kırılıyodu kafede ama ne hikmetse evde birden yenisi oluyor hadi onu geçtim sim kartı ne ara alıyo aq
    ···
  4. 30.
    0
    Rezerved 12
    ···
  5. 29.
    0
    Rzezkzksl
    ···
  6. 28.
    0
    Devam et bakim bişe çıkacak mı
    ···
  7. 27.
    0
    Anılarımı neden bura yazıyosun
    ···
  8. 26.
    0
    Resme geldim gidiyorum huur çocuğu
    ···
  9. 25.
    0
    Fotoya şuku
    ···
  10. 24.
    +1
    Bir yandan sayıları aklımda tutuyor, bir yandan ise arkasından bakıyordum. Yüksek bel pantolonunun içine sıkıştırdığı gömlek onu ayrı bir hoş yapıyordu.

    Yavaş yavaş evin yolunu tuttum. Bu mahalleyi hiç sevmiyordum. Sokak ortasında oynayan çocuklar, gürültü ve bağırarak konuşan teyzeler.

    Anahtarı çıkartıp kapıyı açacak hâlim bile kalmamıştı. Sonunda kendimi eve attım ve soğuk bir duş aldım.

    Temiz kıyafetlerimi giydim ve henüz ismini bile bilmediğim kıza mesaj atacaktım.

    "Merhaba, nerede buluşuyoruz?".
    Aslında bu mesaj çok klişe olmuştu. Kendimi kötü hissetmiştim fakat artık çok geçti. Mesajı gönderir göndermez geri cevap yazdı.

    "Ahh evet hatırladım. Az önce hayatımı kurtaran çocuk! Yarın 14.00 da kahve dünyasında buluşalım. Ben ısmarlıyorum".

    Ne demek o ısmarlıyordu? Buna özgüven demek yanlış olurdu. Bu kız tamamen ego yığınıydı. Mesajına cevap bile vermeden telefonu yatağa fırlatıp kafamı yastığa koydum. Yarın güzel bir gün olacaktı.
    Belki de bana Arya'mı hissettirecekti..
    ···
    1. 1.
      0
      Ekin telefonu yere atmadı mı huur evladı telefon mu cıkarıyorsun zütünden
      ···
    2. 2.
      0
      Üstteki tespiti çaktı
      ···
  11. 23.
    0
    yerimizi alalımda nolur nolmaz
    ···
  12. 22.
    +1
    "Hayır, ben ters yönde oturuyorum. Bir iki işim vardı tesadüfen sana rast geldim".

    "Tesadüflere pek inanmam, sana teşekkür borçluyum fakat çok geciktim acilen gitmem gerek" diyerek kaçamak cevaplar verdi.
    Bir teşekkür bile etmeden gidecek miydi yani? Kaba!

    "Yanlış anlamazsan önümüzde ki hafta buluşalım" dedi.
    "Olur" diyerek cevap verdim ve hızlı bir şekilde telefon numarasını söyledi.
    "Umarım aklında tutmuşsundur" diyerek koşar adımlarla uzaklaştı.
    ···
  13. 21.
    +1
    pREZerfatif
    ···
  14. 20.
    +1
    Biraz önce belki de onun hayatını kurtartmıştım fakat hâlen beni azarlıyordu. Ekin'in de dediği gibi "kızlar gerçekten nankördü ve değer bilmiyordu".

    Onu kendime doğru çektiğimde bir kez daha kokusunu hissetmiştim.
    "Senin burada ne işin var? Beni mi

    takip ediyordun ? Hem odunsun hemde sapık!" dedi ve gözlerini tekrar devirdi.

    "Öncelikle sapık değilim küçük hanım. Az önce sizi büyük bir beladan kurtardım ve teşekkür etmek yerine arka arkaya çıkıştınız" diyerek ekledim.

    "Teşekkür ederim, hayatımı kurtardın! Dile benden ne dilersen"

    gibi imâlı imâlı konuştu. Tam bir şımarıktı.
    Sessizliğime cevapsız kalamadı ve

    "Sanırım sende buralarda
    Oturuyosun" dedi ve merakli gozlerle bakti.
    ···
  15. 19.
    0
    Rezerved
    ···
  16. 18.
    0
    O kokuyu tekrar teneffüs etmek için her şeyimi verirdim. Bir insanı takip etmenin ne kadar yanlış bir davranış olduğunun farkındaydım. Fakat bu sefer şartlar farklıydı. Arya'mı seneler sonra tekrar koklamıştım.
    Ağır ağır adımlar ile mesafeli bir şekilde peşine koyulmuştum. Kafasında kulaklık yavaş yavaş ilerliyordu. Güneş saçlarına vuruyordu ve ışıl ışıl parlatıyordu.
    Sanırım evi epey bir uzaktı. Karşıdan karşıya geçerken sağına ve soluna bile bakmıyordu. Hemen arkasındaydım ve kafasını çevirdiği an beni oracıkta kıpkırmızı yapabilirdi.
    Karşından süratli bir şekilde araba geliyordu ve onun haberi bile yoktu.
    Son adımı atmadan onu kolundan tutup geri çektim. Korkmuştu, korkmuştum.
    Kolunu fazla sıktığımı fark bile edemiyordum. Ciddi bir ses tonu ile

    "Canimi yakiyosun" dedi.
    ···
  17. 17.
    0
    Kızlar her zaman kendini haklı gören varlıklar idi. Haksız oldukları konuyu evire çevire uzatır, mutlaka bir çıkış yolu bulurlardı.

    "Pardon küçük hanım, siz bana çarptınız. Hem işlek bir cadde de kulaklık ile geziyorsunuz, hemde gözleriniz telefonda"
    diyerek kendimi savundum.

    Gözlerini devirerek uzun süre baktı. Aman Allahım! Gözlerinde makyaj yoktu ve tam bir ceylanı anımsatıyordu. Sessiz bakışları birden soğuk bir hava aldı ve

    "iyi günler, özür dilerim"
    diyerek yanımdan hızlıca geçti. istemsiz bir şekilde saçlarının kokusunu içime çektim. Bu koku bana Arya'yı hatırlatıyordu.
    Bu koku Arya'nın olmalıydı peki Arya neredeydi ?
    ···
  18. 16.
    0
    Rezzolas
    ···
  19. 15.
    0
    Arkamı döndüğümde takım elbiseli, en az boyları 1.80 olan kas yığınları ile karşılaştım. Omzumda hâlen oluşan baskıyı hissedebiliyordum.
    Soğuk bir bakışma sonrası hızlı ve öfkeli adımlarla mekândan uzaklaştım. Işıklarda geçiyor, sağıma soluma bile bakmadan küfrederek evin yolunu tutuyordum.
    Aklım hâlen ondaydı. Aklım çıkıyor fakat o benim aklımdan çıkmıyordu.
    Caddeler el ele tutuşan çiftler, aynı tişörtleri giymiş romantik sevgililer ve mutluluğu sadece elini tutabileceği birilerinde aramaya çalışan insanlarla doluydu.
    Tam caddeyi döndüğümde;
    kafasında kulaklık, bir eli telefonda diğer eli ise saçlarında olan, orta boylarda, sarı saçlı bir kız ile çarpıştım. Daha doğrusu resmen omuz attım. Tüm suç küçük hanımdaydı. Kulaklığı çıkarması ile

    "Önüne baksana odun" demesi bir oldu.
    ···
  20. 14.
    0
    "Sende birazcık karakter olsa kardeşim dediğin insanın sevdiğine laf etmezdin!"

    diyerek sert bir dil ile açık açık belirttim. Ağzını bile açmasına izin vermeden yumruğu vurmam bir oldu. Herkesin bize bakıyor olması bana ayrı bir özgüven veriyordu. Defalarca yumrukladım, taa ki omzumda iki tane kocaman el hissedene kadar.
    ···