/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +5
    oruspu çocuğunun girişine bak sanki orhan kemal amk
    ···
    1. 1.
      0
      Ulan aynen kxjxjsbde
      ···
  2. 2.
    +7 -4
    "Boşver bee oğlum sana kız mı yok?
    Unut gitsin artık şu duygusuzu!
    Hâlen kızların sevmeyi beceremediğini anlamadın mı?".

    Birazcık düşündüm.
    Karşımda gününün yarısını sosyal medya sitelerinde geçiren, hergün farklı bir kızla gezen ve hiçbir zaman ciddi olamayan arkadaşımın dediklerine kulak astım.
    "Sâhi kızlar sevmeyi beceremiyor muydu?"
    Haklıydı sanırım.
    "Seven insan terk eder miydi? Haber bile vermeden sessiz bir şekilde çekip gider miydi? Evet evet, kesinlikle haklıydı" diye kendimle konuşuyordum. Gözüm bir anda masanın üzerinde duran telefonuma ilişti.

    "Ne diye halen o kızın fotoğraflarını saklıyordum ki?".
    ···
  3. 3.
    +2
    Yavaş yavaş tedirgin adımlarla galeriye doğru yöneldim. Derin bir nefes alıp iç çektim. Bir kaç fotoğrafımıza baktığımda içimden
    "ne güzel gözleri vardı, kocaman gözleri vardı bee" diye mırıldandım. Elim defalarca fotoğrafları silmeye gitse bile bir türlü başaramadım.
    "Galeriden sildiğim fotoğrafı kalbimden silebilecek miydim?".
    Ben fotoğraflara göz gezdirirken garsonun;
    "Pardon, ne alırdınız?"
    sesiyle irkildim. Gözüm karşımda oturan arkadaşıma gitti.

    "Ben meyveli soda alayım" dedi.

    "Bende aynısından alayım".

    Tekrar telefonumu elime aldım ve fotoğraflarımıza baktım.
    Gözlerinin akı yalan kokan bu kıza defalarca bakıyordum..
    ···
  4. 4.
    +2
    Tekrar telefonumu elime aldım ve fotoğraflarımıza baktım.
    Gözlerinin akı yalan kokan bu kıza defalarca bakıyordum.
    Arkadaşımın

    "yeter artık! Ver şu telefonu"

    "Sen yapmazsan ben yaparım!"
    dedi
    ve telefonumu yere fırlattı.

    "Sana yenisini alacağım dostum, unut artık şu duygusuzu!"

    Para onun için sorun değildi.
    Babası öldükten sonra tüm mal varlığı ona geçmişti.
    Annesi bakım evinde, koskoca istanbul'da kimsesiz yaşıyordu.
    Kimsesiz dediysem tek gecelik kız arkadaşlarını saymıyorum bile. Sanırım son zamanlar da pgibolojik sorunları vardı.
    Şaşkın bir şekilde ona baktım..
    ···
  5. 5.
    +2
    Yüzü limon gibi ekşimişti ve çenesini kaşıyordu.

    "Benden bu kadar hadi eyvallah" diyerek mekandan çıkmaya yöneldiğim vakit ise arkamdan;

    "Bir kız için en yakın arkadaşını satıyorsun, pişman olacaksın!" diyerekten içini döktü.

    Bu sözcüğü tekrar etmesi ile kan beynime gitmişti. Yavaşça arkama döndüğümde onu ayakta, mekandakileri ise hayretle bizi izliyor şekilde gördüm. Yumruğumu sıkıyordum ve derin derin nefes alıyordum. Mekandakiler ise "hadi bi kavga çıksada izlesek bee" dermişçesine meraklı gözlerle seyir ediyorlardı.
    O an tarif edilmez bir şekilde gaza gelmiştim. Burası Ekin'in çöplüğüydü. Genelde kız arkadaşları ile burada takılırdı. Her ne olursa olsun sevdiğim kıza ikinci bir kez ağır hakaret etmişti. Tepkimi koymak zorundaydım, gururum ayaklar altına alınmıştı. Yavaş yavaş Ekin'in üzerine doğru yürüdüm..
    ···
  6. 6.
    +1
    pREZerfatif
    ···
  7. 7.
    +1
    "Hayır, ben ters yönde oturuyorum. Bir iki işim vardı tesadüfen sana rast geldim".

    "Tesadüflere pek inanmam, sana teşekkür borçluyum fakat çok geciktim acilen gitmem gerek" diyerek kaçamak cevaplar verdi.
    Bir teşekkür bile etmeden gidecek miydi yani? Kaba!

    "Yanlış anlamazsan önümüzde ki hafta buluşalım" dedi.
    "Olur" diyerek cevap verdim ve hızlı bir şekilde telefon numarasını söyledi.
    "Umarım aklında tutmuşsundur" diyerek koşar adımlarla uzaklaştı.
    ···
  8. 8.
    +1
    Bir yandan sayıları aklımda tutuyor, bir yandan ise arkasından bakıyordum. Yüksek bel pantolonunun içine sıkıştırdığı gömlek onu ayrı bir hoş yapıyordu.

    Yavaş yavaş evin yolunu tuttum. Bu mahalleyi hiç sevmiyordum. Sokak ortasında oynayan çocuklar, gürültü ve bağırarak konuşan teyzeler.

    Anahtarı çıkartıp kapıyı açacak hâlim bile kalmamıştı. Sonunda kendimi eve attım ve soğuk bir duş aldım.

    Temiz kıyafetlerimi giydim ve henüz ismini bile bilmediğim kıza mesaj atacaktım.

    "Merhaba, nerede buluşuyoruz?".
    Aslında bu mesaj çok klişe olmuştu. Kendimi kötü hissetmiştim fakat artık çok geçti. Mesajı gönderir göndermez geri cevap yazdı.

    "Ahh evet hatırladım. Az önce hayatımı kurtaran çocuk! Yarın 14.00 da kahve dünyasında buluşalım. Ben ısmarlıyorum".

    Ne demek o ısmarlıyordu? Buna özgüven demek yanlış olurdu. Bu kız tamamen ego yığınıydı. Mesajına cevap bile vermeden telefonu yatağa fırlatıp kafamı yastığa koydum. Yarın güzel bir gün olacaktı.
    Belki de bana Arya'mı hissettirecekti..
    ···
    1. 1.
      0
      Ekin telefonu yere atmadı mı huur evladı telefon mu cıkarıyorsun zütünden
      ···
    2. 2.
      0
      Üstteki tespiti çaktı
      ···
  9. 9.
    +1
    Biraz önce belki de onun hayatını kurtartmıştım fakat hâlen beni azarlıyordu. Ekin'in de dediği gibi "kızlar gerçekten nankördü ve değer bilmiyordu".

    Onu kendime doğru çektiğimde bir kez daha kokusunu hissetmiştim.
    "Senin burada ne işin var? Beni mi

    takip ediyordun ? Hem odunsun hemde sapık!" dedi ve gözlerini tekrar devirdi.

    "Öncelikle sapık değilim küçük hanım. Az önce sizi büyük bir beladan kurtardım ve teşekkür etmek yerine arka arkaya çıkıştınız" diyerek ekledim.

    "Teşekkür ederim, hayatımı kurtardın! Dile benden ne dilersen"

    gibi imâlı imâlı konuştu. Tam bir şımarıktı.
    Sessizliğime cevapsız kalamadı ve

    "Sanırım sende buralarda
    Oturuyosun" dedi ve merakli gozlerle bakti.
    ···
  10. 10.
    +2 -1
    Okumayın kızı gibmemiş
    ···
    1. 1.
      -2
      Seni gibmekten fırsat bulamadim..
      ···
  11. 11.
    +1
    "Sen az önce sevdiğim kıza hakaret mi ettin?"
    diyerekten sert bir şekilde tepkimi gösterdim.

    "Selim, öyle demek istemedim biliyorsun"
    diyerekten açıklamasını yaptı.

    Bunun hiç bir açıklaması olamazdı. Benim değer verdiğim, sevdiğim, her gece hırkasına sarılarak ağladığım kıza öyle bir kelimeyi yakıştıramazdı.

    Mekânda ki herkes bize bakıyordu.
    Sinirden ellerim titriyordu ve ekin bunu fark edebiliyordu. Son zamanlar bu tür fevri hareketlerini sıklıkla sergiliyordu. Aslında benim içinde bir bahane olmuştu.
    "Neden bu duygusuz insan ile yollarımı ayırmıyorum ki" diye içimden düşünüyordum.
    Sakin bir ses tonu ile,
    "Senin kadar duygusuz, sevgisiz bir insan görmedim. Sen bu saatten sonra değil benim dostum, sokakta gördüğümde zorla elini sıktığım insan kadar bile değerli olamazsın"
    diye ekledim.
    ···
  12. 12.
    0
    Rezerved 12
    ···
  13. 13.
    0
    yerimizi alalımda nolur nolmaz
    ···
  14. 14.
    0
    Rez okuyom panpa
    ···
  15. 15.
    0
    Fotoya şuku
    ···
  16. 16.
    0
    Resme geldim gidiyorum huur çocuğu
    ···
  17. 17.
    0
    Anılarımı neden bura yazıyosun
    ···
  18. 18.
    0
    Devam et bakim bişe çıkacak mı
    ···
  19. 19.
    0
    yalan hikaye beyler telefonu kırılıyodu kafede ama ne hikmetse evde birden yenisi oluyor hadi onu geçtim sim kartı ne ara alıyo aq
    ···
  20. 20.
    0
    Rzezkzksl
    ···