+1984
-65
bir gün öğrenci merkezinin balkonunda oturuyorum. arkadaşla sıradan geyik muhabbetler yaparken bir grup genç daha daha oturduğumuz balkona geldi. 3 kişiydiler 2 tanesi kız diğeri de erkekti. diğer erkek olan küpeli, dövmeli, kafası fönlü, ağzında sakız, sarı saçlı tam bir bin berkecan tipi vardı elemanda. bu bin berkecan yanında kızların bulunmasından mıdır nedir çok kıpır kıpır, bağırarak konuşuyordu. her lafa atlıyor, dünyanın el ilginç şeyini o anda o söylüyormuş gibi dikkatin hep onda olmasını istiyordu. daha baştan itici girdi yani lavuk.
grupta konu mu bitti, dikkate mi doyamadı nedir orada kendi halinde yatan küçücük yavru bir köpeğe saldırmaya başladı
- muç muçk gel olm tu kış kış kış tu kış kış kış fiyuuu
şeklinde köpeği rahatsız etmeye başladı. adamın ciğerini okuyan köpek duymamazlıktan geldi tabii, giblemedi bile yavşağı.
- bu nasıl köpek yeaaaa çağırınca gelmiyor
dedi. ve o anda benim sinirler tavan yaptı.
- birader bir saniye bakar mısın
dedim ve yanıma çağırdım. zütünü başını sallaya sallaya yanıma geldi lavuk
-çağırınca geliyor musun diye bakmıştım...
deyip gönderdim lavuğu. müthiş bir duyguydu. resmen berkecan tipli bine efsane bir ayar vermiştim. kızlar bile bana cephe alamadılar. bağımsız bir sanat filmi izlemişçesine nutukları tutulmuştu. kendimi bir an halk kahramanı gibi hissetmiştim. şimdi yıllar geçti üzerinden ve şarap gibi tatlandı mevzu