sonunda bodruma varmıştık. burada annayla dünya evine girip mutlu bir yuva kuracaktım. arabayı durdurup selvi ablanın yanına gittim. gördüğüm manzara beni derinden etkilemişti. selvi abla benim telefondan gökçe abiyi aramış onla gittiğimiz yeri tarif etmişti. bir anda gözüm karardı. çok fazla sinirlenmiştim. direk pantolonumun kemerini çözüp 22 cmlik balta sapı gibi olan damarlı yannanımı çıkarttım. öfkeden yannanım çok sertleşmişti. selvi ablanın saçlarından tutup arabanın demirlerine başladım selvi ablayı domaltıp parçalanmış dıbını gibmeye başladım. acımadan sinirle vuruyordum. ben her git gel yaptığım selvi kafasını arabanın demirine vuruyordu. saçlarından bağladığım için kaçamıyordu. yannanımı çıkartıp dıbının dudaklarından birini ısırarak koparttım. her taraf kan revan içindeydi. bunu giberken kafasını vurmaktan kafası kanlar içinde kalmıştı. en son dalgayı çıkartıp sırtına boşaldım. selvi ablayı kafası bağlı ve domalmış şekilde bırakıp kamyonetten indim. annanın elinden tutup koşmaya başladım.

700 tl paramız vardı artık. ama yetmezdi "bu para anca benim arabamın mazotuna yeterdi." selvi ablayı daha çok çalıştırmalıydım. otele annanın yanına döndüm. anna beni görünce çok sevindi. selvi nerde diye sordu. o bu gece bizle değil deyince daha çok sevindi. bu sahne bana çok tanıdık gelmişti. aynı durumu ben annayı pazarlarken selvi ablaylada yaşamıştık. ne garipti dünya amk. sonra annayla o gece kırmızı şarabımızı içtik ve gibişip uyuduk.

zamanım olmadığından çırılçıplak bir şekilde yerdeki silahı alıp koridora çıktım. koridordakiler beni o halde görünce bağırıp çağırmaya başladı. bağırışlar üzerine bütün odalar boşalmıştı. herkesi koridorun sonundaki kör noktaya topladım. kat çalışanlarıda nihayet gelmişti. resepsiyonist hariç herkes oradaydı. bağırış çağırış gürültü ,ağlayan sıçan işeyen resmen kaotik bir ortamın içindeydim. yan odadan anna çağırdı beni. bekleyin beni kımıldayan olursa vururum dedim. çıplak bir şekilde koşarak odaya gittim. koşarken kalkmış yannanım karnıma çarpıyor bir oraya bir buraya savruluyordu.

defol git dıbına koduğumun yaratığı dedi bana kısık bir sesle. bunu duyar duymaz sinirlerim tepeme çıktı. dalgayı çıkartıp selvi ablanın üzerine işemeye başladım. annada bağırarak yanıma geldi. selvi abla için üzüldüğünü sanmıştım ama sıçarken zütünü yılan sokmuş. derhal annayı oracıkta domalttım yarasına bakmak için. her taraf tak içindeydi. ama bunu yapmazsam annayıda kaybedebilirdim. elimle takun kabasını alıp annanın zütüne bıçakla bir çizik attım sonra dudaklarımı dayadım ve zehiri emmeye başladım. ağzıma zehir, tak,kan karışımı şeyler geliyordu. her emdiğimde yere tükürüyordum. ve sonunda bütün zehri zütünden emmeyi başardım. anna yorgun bir şekilde araba oturdu. bende cep telefonumu selvi ablaya verdim. birşey olursa beni çaldır abla dedim. tamam dedi. ağzımı suyla çalkalayıp annanın yanına oturdum ve yolumuza devam ettik.

aytekin abinin kamyonunda ben aytekin abi ve iki tane zır zır ağlayan huur gökçe abilerin evinin yolunu tuttuk. aytekin abi sinirle bi kaç kere huurlara tokat falan attı. ortam iyice gerilmişti. ben bir yandan bu huurları sussturmaya çalışıyor bi yandan aytekin abiyi sakinleştirmeye çalışıyordum. en sonunda gökçe abilerin olduğu sokağa geldik. gökçe abinin evlerinin önünde polis araçları vardı. aytekin abi vitesi R ye aldı ve geri geri kaçtık ordan. aytekin abi ağlamaya başladı tekrar. ortam iyice gerilmişti artık. tekrar kara kara bağ evine döndük. ikimizinde aklında tek birşey vardı. buradan kaçmak. ama aytekin abi karısını bırakmak istemiyordu. yanımızda 2 tanede rus huur vardı. 5 kişi kaçacaktık.

artık kendimi tanıyamıyordum. annaya hazırla gidiyoruz dedim. selvi ablayı sırtıma aldım ve aşağıya kamyonete indirdim. anna pılını pırtını toplamış o da aşağıya inmişti. selvi ablayı kamyonetin arkasındaki çadıra yatırdım ve üzerini kapattım. annaya sen bekle ben geliyorum dedim. otele girip sırt çantasına lazım olabilecek bir kaç eşya biraz erzak ve otelin kasasındaki paraları aldım. arkamda iz bırakamazdım. her tarafa benzin dökmeye başladım. elimdeki zippoyu yakıp yere fırlattım. arkama bile bakmadan otelin merdivenlerinden yanan tahtaların çıtırtıları eşliğinde indim.

içerde selvi abla bıçakla bileklerini kesmeye çalışıyordu. bu hengamenin arasında onla uğraşamam diye bunun boynuna silahla vurdum bu bayıldı. giderken anna yannanımdan tuttu ateşli bir şekilde bir tokatta ona attım, oynaşmanın sırası değil diye. bu selvi ablanın yanına düştü. sonra rehinelerin yanına koştum yannanım karnıma çarpa çarpa. hepsini saydım 1 kişi ekgibti. çalışanlardan biri. nerde lan o nerde dedim. kimse çık çıkarmıyordu. rehinelerden birinin kafasına sıktım. hemen kuş gibi şakıdılar. huur çocuğu odaya girmiş telefonla polisi aramaya kalkmış. odanın kapısına bi tepik attım kapı açıldı. bırak lan elindeki telefonu huur çocuğu dedim. bu bana baktı. lütfen bana zarar verme dedi. zaten kısa bir sürede kaç kişiyi telef etmiştim. bunun kafasına sıktım. hain bir rehine isteyeceğim son şeydi. bana yapılan bu yamuğu affedemezdim. toplam 2 rehineyi geberttiğim için 6 kişi kaldılar. resepsiyonist hala aşağıdaydı. rehineleri ve cesetleri bizim odaya çektim. silahı annaya verdim ve bunların başında dur kaçmak isteyenin direk kafasına sık dedim. bu kafasını salladı.

bu birden ağlama başladı, yeter artık yeter dedi göğsüme vurdu. sonra eliyle gibimi tuttu , bunun yüzünden başımıza neler geldi diye yannanımı sinirle sallayama başladı. zaten ucunda duruyor amk ben selvi ablanın üzerine eline attırdım. bu ayy noluyor bee diye yannanı bıraktı. sonra tekrar olduğu yere çöküp ağlamaya devam etti. oda resmen savaş alanı gibiydi her tarafta cesetler çıplak insanlar. tek giyinik kişi selvi ablaydı.

kamyonetime binip gaza bastım ve nereye gittiğimizi bilmeden ilerlemeye başladık. ben arabayı sürerken anna benim omzuma yattı iki birer aşık gibiydik. sonra ben bunun kafasına bi tane şaplak attım vites değiştiremiyorum dıbına koduğum diye. bu peki aşkım diye kalktı. yol tabelalarından gördüğüm kadarıyla bodruma doğru ilerliyorduk. yeni aşkım annayla güzel bir hayat belkide bodrumda bizim için sunulmuştur diye düşündüm. biraz yol aldıktan sonra anna benim tuvalete gitmem lazım dedi. etrafta benzinlik falan olmadığı için ormanlık bir yerde kamyoneti durdurup annaya sıçması için zaman verdim. bu arada bende bir sigara yaktım ve selvi ablanın durumuna bakmak için kamyonetin arka tarafına geçtim. selvi abla çok acı çekiyordu. titriyordu ve zütündeki kanlar çadırı doldurmaya başlamıştı. nazikçe yaklaşıp selvi abla senin için yapabileceğim bir şey var mı dedim.

beyler şukulayın ki hikaye başlara çıksın. böyle dinleyen yok diye anlatasım gelmiyor amk.

arabayı izmire kadar sürdüm. 3bin tl paramızın bir kısmı yol için ve yoldaki kumanyamız için bitti. aşağı yukarı 2500 tl paramız vardı. selvi abla yol boyunca tek kelime konuşmadı. tek kelime etmedi. yemek yemedi. 2500 tl para bizi ne kadar idare edecekti. biran önce izmirde iş bulup burada yaşamaya çalışmalıydık. arabayı bilmediğim bir semte çektim. sora sora 4 yıldızlı bir otel buldum. izmirdeki ilk günümüzü güzel geçirmeliydik. duş alıp rahatlamaya ihtiyacımız vardı. selvi ablanın koluna girip odaya çıkardım. bu arada adamla zar zor pazarlıkla 3 kişi aynı odada kalmayı kabul ettirdim 150 tl para verdim.1 gün için. adam yanımdaki rusuda görünce gibişcez sandı muhtemelen. rus ve selvi ablayı yerleştirdikten sonra ben atıştırmalık ve içmek için birşeyler almaya çıktım. geldiğimde selvi abla ve anna ufaktan sohbete başlamışlardı. anna selvi ablayı anne şefkatiyle yıkamıştı. bu davranışı hoşuma gitti. ikiside temizlenmiş üzerlerinden o kirli geceyi atmışlardı az çok.

beyler dinleyen panpalarıma teşekkür ederim. benimde sosyal bir hayatım var binler. boşluk buldukça yazıyorum.

tam adama sıkarken anna beni boşalttı titreye titreye yanlışlıkla amlılardan birini vurdum. bunun üzerine annaya bir tokat attım tam zamanıydı huur diye. bu yere düştü. şimdi anna ben selvi abla ve toplam bir erkek bir kadın rehinem vardı. selvi abla yavaş yavaş şoku atlatmaya başlamıştı. bunuda yanıma çağırdım. annayı ve selvi ablayı güvenli kollarıma aldım. selvi ablaya daha önce ferre izledin mi dedim. bu hayır der gibi kafasını salladı. annaya sormadım bile , huurya gibiş öğretecek halim yoktu. selvi abla ferre izlemek ister misin dedim. olur tabi isterim dedi çekingen bir şekilde. önümdeki rehinelere soyunun dıbına koduklarım dedim. bunlar korka korka soyunmaya başladılar.

yoldaki insanların kınar bakışları içerisinde en sonunda kamyonetimize vardık. anna hemen arabaya bindi. bende arkada tarafa geçeyim selvi abla ne yapıyor diye bir bakayım dedim. arka tarafa gidip çadırı kaldırmamla gördüğüm manzara tüylerimi diken diken etmişti. gökçe abi selvi ablayı zütten gibiyordu. bu tam dalgayı çıkartıp selvi ablanın sırtına boşaldı. sonra arkasını döndü. göz göze geldik. FAKAT... diyebildim sadece. tam kaçmak için arkamı dönecektim ki bir ses duydum sırtıma dayanmış bir pompalı tüfek , eller yukarı diyordu. bu annanın sesiydi. anna gökçe abinin para ve zenginlik vaatlerine kanmış beni satmıştı. aslında beni satan selvi abla değil annaymış. yanlış kişiyi gibtiğimi farkettim o anda. anna sakın kımıldama yoksa kafana sıkarım huur çocuğu dedi. bir anda kendimi yere attım benle doğru orantılı gökçe abide kendini yere attı. anna silahı ateşledi. pompalı tüfek zavallı selvi ablanın zütünü tamamen yeryüzünden silmişti.

o gece hiçbirimiz uyumadık. sabaha kadar içtiğimiz sigaranın haddi hesabı yok. aytekin abi kamyonuna atlayıp karısını ve bankadan parasını çekmeye gitti. ben artık bizimkileri boşvermiştim. burdan kaçıp gidecektim. ben ve 2 yarım yamalak türkçeli rus huur heyecanla aytekin abi ve karısının dönmesini bekliyorduk. aytekin abinin karısını hiç görmemiştim daha önce.

anna gelip bana aşkım diye sarıldı. masmavi gözlerine bakarak dudaklarına bir buse kondurdum. sarıldık doyasıya sarıldık. sarılırken belini kırdığım rehineyi merak ettim. abana ona ne olmuştu. annaya sordum. çıkarken karnına sapladığım çatal yüzünden kan kaybından ölmüş. bütün cesetler odada kokuşmaya başlamıştı. tek bir seçeneğim vardı. selvi ablayı bugün satmalıydım. artık otelin kokusundan rahatsız olan mahalle sakinleri foyamızı oraya çıkarabilirdi. selvi abla hazırlanmıştı. taş gibi olmuştu. altına dar bir etek, siyah içini gösteren bir kilotlu çorap giymiş. taş gibi olmuştu. selvi ablayı öyle görünce benim 22 santimlik orak sapı kadar damarlı yannanım kalkmaya başladı.

gökçe abi beni bulup gibebilirdi ki birden düşündüğüm şey başıma geldi. telefonum çalmaya başladı. arayan gökçe abiydi. ilk önce bir tereddüt ettim, korktum, açmasam mı amk diye düşündüm fakat açarsam ondan haberdar olabilirdim. nerede olduğundan ağzını arayarak bulabilirdim. bir cesaretle telefonu açtım. buyur gökçe abi dedim. ulan seni yakaladığım yerde gibicem dıbına koduğum seni yakaladığım yerde gibicem. sen benim hayatımı gibtin bende senin hayatını gibicem dedi. sakin ol gökçe abi konuşarak anlaşabiliriz dedim. ne konuşcaz lan ne anlaşcaz seni gibicem bekle bodruma geliyorum dedi. gökçe abi sana reddedemeyeceğin bir teklifte bulunacağım. eğer teklifimi beğenmezsen beni oracıkta öldürürsün dedim. bu tamam dedi telefonu yüzüme kapattı.

bu bütün dölleri yuttu. elinden tutup ayağa kaldırdım. çok iyiydin tatlım deyip zütüne bi şaplak vurdum. ben aşağı iniyorum 5 dkda kendine çeki düzen ver seni kamyonette bekliyorum dedim. altın rengi parlak takım elbisemi giydim ve kapıdan çıkarken annanın dudaklarına bir buse kondurarak aşağıya indim. resepsiyonistin çekmecesinde duran silahı alıp belime taktım. ne olacağı hiç belli olmazdı. sakata gelmek istemiyordum. bi 5-10 dk bekleyişten sonra selvi abla aşağıya indi. artık yola çıkmıştık. yol boyunca hiç konuşmadık. iş yerimize gelmiştik sessiz bir yolculuktan sonra. ben buna bi hareket çaktım sen bekle ben arabayı park edip geliyorum dedim. bu kafa salladı. arabayı park edip selvi ablanın 4-5 metre ilerisinde selvi ablayı izlemeye koyuldum. bi kaç laf atan bi kaç ufak sohbet eden oldu. hiçbirinden iş çıkmadı. birden uzaktan tanıdık yüzler belirdi.

artık sorumlu olduğum iki hatunun karnını doyurma vakti gelmişti. aldığım erzağı poşetlerinden çıkardım ve 3ümüz yemeye başladık. yanında da bira almıştım fazla fazla. herkes yemeğini yedi. hepimizin karnı bir güzel doydu. üstüne birer de sigara içtik. sonra selvi abla bana dönerek nasıl bulaştınız bu pisliğe neyin içinde olduğumu bilmek istiyorum dedi. olayı en başından anlattım. aytekin abi sana boynuzu takıyormuş zaten çok üzülme dedim. sonra bu bana yasladı başını teselli ettim. içkilerimizide içmiştik (özet). ben annayla tekli yatakta yatacaktım, selvi abla koltukta yatacaktı. herkes konumunu aldı ve ben nihayet ışığı kapatmıştım. o gün hiç kimseyi gibmeden uyudum. bu arada belki merak edenler vardır saçım hala gökçe abinin kestiği gibi biraz uzamıştı sadece. wolverindim ben , o zamanın wolverinesi.

gidip arkamdaki tekli koltuğa oturdum. gibimin ucundan damlayan döller, belini kırdığım , kırık bir sehpanın üzerinde cansız yatan bir rehine ,kan ve cesetlerin içinde uyuyakalmışım. ne kadar uyudum bilmiyorum. uyandığımda annayla selvi abla ortalığı temizliyordu. cesetleri ortadan kaldırıyordu. beli kırık hatunu yatağa yatırmışlar üzerini örtmüşlerdi. benim üzerimde de bir örtü vardı. bunu ilk selvi ablanın örttüğünü düşünsemde annaymış. o an bana gerçekten aşık olduğuna karar vermiştim annanın.