Gerçeklikten koptuğunuz an kendinizi yalanlarla dolu bir sex makinesinin kucağında bulursunuz. Habire içinizi gıdıklar ; zayıf tarafınız bundan zevk alır , kurtulmaya çalışırsınız daha çok hapsolursunuz.Bir süre sonra beyniniz buna alışır , evet! Tahmin ettiğiniz gibi artık gibilmiş birer ölüden farksız hale gelirsiniz.

Ancak burada herşey farklı ; anneden dogma bilgiler yok , sizi sınırlandıran bir faktör yok , durdurulmazsınız. Ancak içinize ekilen tohumlara karşı savaş açmadıkça , içinizdeki karaktersizi yenmedikçe özgür olamazsınız. Birşeylere bağlı olduğunuz sürece özgür olamazsınız.Her hayat sıfırdan başlar ve buna yüklediğiniz anlamla değerlenir.

Okuyacaklar rez vaziyeti alsın uzun bir başlık olacak

Söyleyeceklerimde yanılgı yok, bu hatayı sürekli yapıyorsunuz kendinizi duygulara bağladınız kendinizin köpeği oldunuz egonu dengede tutman gerekli ama ilerleyemiyorsun, hep aynı döngü içerisindesin bu hala kendine gereken önemi vermediğin demek yapman gerekenleri unutup kendini otla takla oyaladın.

Hastalıklar ortaya çıkınca kabul etmek zorunda kalıyorsun, sonra yüzleşip temizleyeceksin, onlara benzememek için yüzleşmeniz şart. ve zaman geçtikçe nihai amacını daha iyi anlamaya başlıyorsun düşmana artık senden soluk yok bir bir gibilecekler istedikleri kadar dost gibi gelip yüzsüzleşsinler, taviz vermeyeceksin gibtirip gidecekler. onları değiştirmek gibi bir çaban olmayacak en çok içinde mücadele ettiğin şeylerden biriside bu

Giriş için olayı biraz basitleştireyim. Birincisi , toplumun sana yüklediği gibik yazılımı karakterin sanar ve gerçekleştirmeye çalışırsan , sıçarsın. Karakter dediğimiz șey , tıpkı bir tohum gibidir. Yavaş yavaş gelişir , ve gelişimi suresinde gibik etkilere maruz kalırsa saçma bir ağaç çıkar ortaya . Öte yandan gerekli su , güneş ışığına maruz kalırsa ve ortam şartları da düzgünse mükemmel harika bir ağaç çıkar ve verimli olur

Manipülasyonla ilgili sürüyle başlık açıldı burada öğreneceklerinizden sonra diğerlerindeki bilgilerin içinin ne kadar boş olduğunu göreceksiniz

insan ilişkilerinde karşıdaki insanı etkilemek ve manipüle etmek çok zor bunu başarmak için ilk önce onun kalıbına girmelisiniz.
Bu karşıdakini yalamak olarak anlaşılmasın;adam ciddi biriyse ciddi ol,eğlenceli taşak biriyse eğlenceli ol.

Örneğin adamın biri var güçlü,iri yarı ve ciddi, duygusuz. Diğeri de zayıf biri, yaşadığı olaylara alınıyor, çekingen, içine kapanık birisi.Bu ikisine aynı davranman mantıksız. Ciddi olanın duygularına hitap etmek nasıl saçmaysa çekingen birine de sert olmak saçmadır.
Bunun dışında; karşındakinin ilgisi olmadığı bir konudan konuşursan karşıdakinin zayıf noktasına dokunamazsın.
Herif futbola bağımlı diyelim, çok seviyor,en değer verdiği şey.Sen futboldan girdin mi herifin zayıf noktasına dokundun, tamamdır. Artık istediğin gibi kontrol edebilirsin…
Nabza göre şerbet başarılı şekilde uygulanırsa insanlar size çok daha fazla hayran olucak, yeni ortamların önü açılıcaktır.

Ben ilk başta şöyle düşünüyordum. Her insan farklı bir gen kombinasyonuna sahip, her insan farklı bir çevrede büyüyor. Yani hepimiz birbirimizden oldukça farklıyız. Nasıl olurda bu kadar farklı insan sadece 3 tipe ayrılabilir? Fakat atladığım nokta şuydu. Hepimizin özü aynı. Yani hepimiz bir oyun hamuruyuz fakat ona verdiğimiz şekiller farklı ve tabi bazılarımızın hamuru biraz daha kaliteli. Örneğin çok kalitesiz bir hamura şekil vermeye çalışsan bile durmaz malzeme kötü bir kere. Gerçi bunu insana uyarlayabilirmiyiz tam emin değilim. Sonuçta mükemmel bir sisteme sahibiz hepimiz. Neyse asıl söylemek istediğim şuydu benim. Aciz dünyanın varlıklarını empoze ettiği şeylere çoğunluk taparken, sen kendini arındıracaksın...

Bazı huur çocukları egosu uğruna saçma başlıklarla sizi vazgeçirmeye çalıştı okudugunuz yazıdan şüphe ettiniz hayaller kurdunuz gerçekleşmedi buda zihin sorgulamasına neden oldu. Eğer ilerideki yazıları okursan ki okumayacaksın çünkü mantığın yetmeyecektir, olayın sadece sizin gibi gibik ılık zütlülerle ilgili olmadığına, daha çok insanın benliğinin, içsel dünyasının, tavırlarının ve düşünce yapısının, perspektifiyle ilgilendiğini görebilirsin ama sen git milimikron yannanını millete üstünlük olarak sergilemeye devam et nasıl olsa sahip olduğun başka bir özelliğin yok

Okuyacaklar rez alsın dükkanı açtıktan sonra devam.Geliyorum birazdan

Kızlar erkeklerle sevdikleri için değil geçici de olsada mutlu olmak için çıkarlar, illaki görmüşsündür don-atlet değiştirir gibi sevgili yapan kızları, bunların işi gücü olgunluktur, seni parmağında oynatır ve sana deli gibi aşık olsa bile sana acı çektirmekten hiç çekinmez bedense beden ruhsa ruhunu satar ve sana çektirdiği acıdan zevk alır dıbına kodumun sadistleri…Gölgenin olduğu yerde ışık ta vardır.
ilk öncelikle sevgi değer gibi kavramları parçalayalım ve gerçekliğe kavuşturalım.

1. 2. Dünya savaşlarının etkisiyle erkeklerin savaşta olmasından kaynaklı evde anneleriyle başbaşa kalan ilk erkek türleri modernleşen dünyanın insanı ve aileyi yalnızlaştırması sonucu bu ilk erkekleri annelerine fazlasıyla maruz kaldı.

Safkan erkeklerden uzak yetiştiler.

Dünya tarihinin en kritik köleleşme bang i buydu

Evet bizi kadınlar kadınlaştırdı falan ama benim kazandırmak istediğim şey kadınlar değil

O da var ama dolaylı olarak anlamışsınızdır yani...

Yeterince alçalmadıkça zirvenin ne olduğunu asla bilmeyeceksin.ben şimdi buraya her tanrı'nın günü çarpıtmalar yazsam bunun sürekliliği -eğer kitle değilseniz- sizi etkiler mi? yani burada sıçıp sıvasam ve sizler doğal olarak giblemeseniz ve ben işte baqın cevap veremiyürler beni sansürliyürler eki eki desem bu aklı olanların gibleyeceği bir söz olur mu? veya çamur at izi kalsın kafasında takılsam ve sizler bu çamurları ağzınıza bile alıp cevap vermeyi kaale almasanız ben de işte böyle gerçeklerden kaçiyürler eki eki desem bu mantıklı olur mu? yani bu bir huur ile yatmadığı için bir erkeğin tesisatının çalışmadığını iddia etmek gibidir. şuan farkettim de dıbına koyayım toplumda bu çok yaşanıyor. yani kızı gibtir ettiğin an zaten gibi küçüktü zaten şöyleydi bla bla ıkınıp duruyor asdasf eğer bu sağlıksızlığın bir parçasıysanız, kendinizi arındırma peşinde değil de paldır küldür hakikatçilik oynamaya ıkınıyorsanız karakterinizin bunu kaale almasını bekleyemezsiniz. tıpkı etraftaki aciz huur çocuklarının vızzıklayışlarının kaale alınmasını beklememesi gerektiği gibi.

Metafor olarak ifade edersek bir gemi mühendisi diyor ki tonlarca çelik demir bu su üzerinde yüzebilir. o sırada bilmeye zerre yaklaşmamış olan kuruntulu kimse ise diyor ki sen maynak mısın kardeş taş bile suda batarken tonlarca çelik nasıl yüzer eki eki. sonra bu demir çelik gemi haline getirilip yüzüyor -geminin bilinmedik bir icat olduğunu düşünün hikaye gereği-. o kuruntulu vatandaş ne diyecek şimdi? vay amunim bu büyücü len eki eki filan. çünkü ortada büyük bir meydan okuma var. oysa ortada sadece hayatın gereklerini ve hayata dair hakikatleri -öğreti- bilen bir insan ile bilmeye zerre yaklaşmayan bir insan var.

Karakter öğretisi sizi keskinleştirip bir silah yapar. aklınızla bunu harcayacağınız yeri iyi seçin. ve unutmayın aklınız güçsüzleştiği ölçüde acizleşeceksiniz. yani orta seviyedeyim yakında sağlam karakterli olurum fln gibi bir durum yok. hayatınızda aklınızı kullanmadığınız her seçim hanenize eksi puan olarak yazılır ve özgüvenli karakterinizin serpilmesini durdurur hatta bu seçimler duygulardan beslendikçe karakterin iyice törpülenmeye yüz tutacaktır ve eski serpilmemiş haline dönersin.

Travmalarınız çocuklukta, ergenlikte filan ediniliyor genelde. burası tamam. bu edinilişe göre de hayatınızda kartopu etkisiyle katlanarak çığa dönüşüyor. futbolda mesela, önemli bir pozisyonda gol kaçırdığın zaman fazla kafaya takarsan bir daha o pozisyonu gerçekleşme ihtimali düşer, eğer takmasaydın zaten 10 dakika sonra benzer bir fırsatın ayağına geleceğini bildiğin için takmayacaktın buda yeteneklerine güvendiğin içindir. nasıl atamam ya ya kapılmak sizin tahriğinize olur, birde hiç bu durumu takmayıp bişey olmamış gibi yerinize dönseydiniz tecrübe kazanıp durumdan kazanım elde edemeyecektiniz yani 'israf edilen bir zaman' olarak kaybedişiniz ve bir daha ki olayda yine aynı hatayı tekrarlayışınız gelir, burada yapacağımız beceriksizlikler üzerine hafif düşünüp eksiğimizi o konuda kapamamız gerektiğidir, fazla takılmak olan yeteneklerimizi köreltebilir ve git gide başarısızlığa eğilimli yapabilir

Yani travmalar duyguları bozar. bozuk ve yanlış konumlanmış duygular da aklı bozar. kuruntular duyguları alt üst eder. birbirini besleyen bir sistemden bahsediyoruz. yani 2+2=4 gibi bir şey yok. kuruntular, bozuk duyguları besler. bozuk duygular kuruntuları besler. etki olmadan tepki olmaz. e bu besleme halkasının başlangıcı nerede? genetik eğilimler, çevre, iblis. zibilyon tane etken var dıbına koyayım.

dygular insanı sağlıklı kılar. hayata neşe katarlar. yani duyguların olmadan dövüşemezsin. savaşamazsın. gelişemezsin. motivasyon ekgib kalır. burada duyguların bir mallık haline gelmesi şöyle oluyor. malın birisi bunu gerçeklerden kaçmak için kullanıyor. şöyle düşün. erkekler boşalabildikleri için tohum saçabilirler ve bu sayede insanların nesli devam eder. peki 42 kere miydi neydi mastürbasyon yapıp çatlayıp ölen malı ne yapacağız duygular bizler için motivasyonlardır. çok güzel şeylerdir. ama duygularla düşünmeye ıkınırsan, sana iyi hissettiren her şeye köpek olur da aklınla önemini kavradığın ama kötü hissettiren şeyleri ihmal edersen kemerini bağla inişe geçiyorsun

Her şeyi ben anlatmak zorundayım vay anasını gibeyim böyle işin zirvedeki yalnızlığı yaşıyorum.
şimdi konunun özetinin özetini geçeyim. insanlar ilişkileri sadece stratejik açıdan baskınlık var mı yok mu diye yorumluyorlar. çünkü fazlasına kafaları basmıyor. bununla da kalmıyor olay. ikinci basamak olarak da bu baskınlıktan ben de nasiplenir miyim yoksa bu bana gibtiri çeker mi olarak bakıyorlar. bu iki dinamik tüm insan ilişkilerini etkiliyor.