1. 101.
    0
    chapter fori: keşke insan diye bir şey olmasa

    beyler tiyatro defteri orda kapanıyor benim için. etkinliklerin hiç birine gitmiyorum. çağıran da olmadı zaten. bu türk-ingiliz dostluk gecesi altında tiyatro dan başka etkinliklerde yapılıyo. türklerle ingilizler sahilde rugby maçı yapıyo falan. burda da buraya yerleşmiş ingiliz popisi baya var. öyle ki elektrik, su faturaları ingilizce çıkıyor. haftalık ingiliz gazatesi basılıyor didim hakkında. burda bütün gelir turizmden işte. neyse beyler burası böyle bir yer olduğu için tüm halkı huur çoçuğu. herkeş birilerini gibmek niyetinde. burda sokakta adam yerine koymıyacağınız heriflerin çoğu şimdi jipe biniyor. hepsi zamanında emlak işlerinden ingilizleri gibtiler. emlak işine kafası basmayan adamlar da ingiliz karı ayartıp kapak atıyor memlekete. benim ilkokuldan bir arkadaş var. huur çoçuğunu hiç sevmiyorum. adını da söylemiyorum o yüzden. bu bin te gram zeka yok. bu galiba deliydi bir de galiba. veya değildi. bizi korkutmak için o zamanlar öyle söylenmiş olabilir. ama büyük ihtimal deliydi. orta okul da bunlar altınkumda market işletiyor kasap bıçağıyla abisini kovalıyordu marketten. neyse beyler böyle bir maldı bu sonuç itibariyle. ben altınkuma iniyorum. bunu da yolda görüyorum. kardeşim naber falan derken bununla konuşmaya başlıyoruz. bu bir tane norveçli ile evlenmiş beyler. kız genç ama. kız buna burda bunun üstüne ev alıyor. bu huur çoçuğu gidiyor evi annesinin üstüne yapıyor. ayrılırlarsa kız evi geri alamasın diye. bu bin norveçte de audi almış. 70 milyara mı ney. burda alsam dıyor 175 milyar. bu binin konuştuğu tek şey mal mülk. benim şu an ki durumum bile bunu on kere gibmeye yeter. ama hiç sesimi çıkarmıyorum. bunun kız norveçteymiş. yakında gelecek diyor. hediye almam lazım dıyor. giriyoruz bununla kuyumcuya, yarım saat bakıyor bu. en sonunda 600 liraya yüzük alıyor. çıkıyoruz. benim gideceğim yere kadar bu bin kafamı gibiyor. deri ceketten tut giydiği ayakkabıya kadar anlatıyor. allah daha fazla versin, ne diyim bilader diyorum. allah'a kalırsa olmaz o iş diyor. bu bin başlıyor bana rastafarizmi anlatmaya. bende az çok biliyorum. bu gibtiğim öküzü oraya gidince kızın da ot ortamı varmış o ortamlara girince jaha tapmaya başlamış. bunların kutsal toprakları olan zion'a falan da gitmişler. bu bin bana bir şeyler diyor. seliissah falan diye. anlamıyorum. sormuyorum da anldıbını. başlıyor orda ki ortamları anlatmaya. neyse beyler ne anlatmak istediğime geliyorum, burda ki yaşayan insanların geneli bu şekilde. burda ki liseliler nasıl aklı selam insanlardan daha fazlaysa bu semtte ki durumda böyle..
    Tümünü Göster
    ···
  2. 102.
    0
    sözlük huur çoçukluğu yapıyor. ara sıra hatırlatın beyler göndermeden önce ctrl v yapayım.
    ···
  3. 103.
    0
    chapter 41: istikbal
    beyler yürüyoruz hala. king in önünden geçiyoruz. carrefourun aşağısında istikbal mağazası var. sonra ordan geçerken. ezgi ile büşra diye arkadaşı oturuyor. bu yanımda ki bine bağırıyor aaa naber. bu bin gidiyor bunların yanına, ben gitmiyorum. bunlar konuşuyorlar. yakın da arkadaşlarmış galiba sürekli gülüşüyolar falan. bende telefonla konuşuyormus gibi yapıyorum, kulağımdan indiriyorum mesaj yaparmış gibi yapıyorum. ezgi nin yanında ki kız diyor ki selaaam. selam diyorum kısık sesle. korkma gel yemeyiz diyor. ya diyorum telefonla konuşmam gerekiyo o yüzden. ezgi de hiç sesini çıkarmıyor. kız bu bine diyor aceleniz var galiba daha fazla sizi tutmıyalım. başlıyoruz gene yürümeye. benim kafa gene gitti. ezgi'yi düşünüyorum. bu bin sürekli anlatıyor hala. ben böyle bunun söylediği bi kaç kelimeyi anlıyorum. alakasız alakasız cevaplar verıyorum farkında olmadan. sonra diyor ki kardeşim şimdi bi araba alıcam, transporter tarzı. rusya üzerinden geze geze gelelim diyoruz türkiye arabayı da burda bırakıcam. 6 ay da girdi çıktı yaptırmış gösteririm diyor. kos diyo nede olsu şurdan şurası. kos da yunanıstan taraflarında bir ada. en güzeli diyorum. arabayı da burda bir arkadaşa emanet ederim diyor. herkeş araba peşinde diyor. altınkum göbeğe geliyorum. ben diyorum burdan gidecem. kendine iyi bak, mujx derken ben yoluma gidiyorum.
    ···
  4. 104.
    0
    chapter 41: maddi gelir

    beyler bu binin araba olayı düşündürüyor beni. herkeste bir araba merakı var. bizim berk o zamanlar gidip 33 milyar kredi çekip punto almıştı. şimdi mal beynini gibtiğim 5 yıl boyunca kredi ödeyecek. zaten aldığı 800 lira maaş. neyse kankeytalar ben araba alcak olsam giderim şimdi alırım yeminle. oldum olası ama arabalara merakım yok benim. bizim ailede de araba yok. babam tansiyon hastası, kilolu da. beyler tansiyon bunun başını mı ne etkliyormuş babam sürekli o yüzden oturduğu yerde uyuklar. şirkette 5 dakka otursun. sandalye üstünde uyumaya başlar. bu da o yüzden 10 senedir falan araba almıyor. şirketin servisi kullanıyor. tam olarak özel şöfor sayılmaz ama nereye gidecekse babamı gelir alır zütürür falan. neyse beyler huur çoçukluğu olsun diye söylemiyorum bizim durumuz gayet yerinde. öyle über zenginde değiliz ama. 90' larda çok daha zenginmişiz ama. hep işte bu bin dayım yüzünden. neyse beyler babamın maaşı 6 milyar, emeklilikden de geliyor, annem de ortalama 2 milyar kazanıyor. kitap, makale çeviri işlerinden. kışın bizim aylık gelir ortalama 10 milyar. yazın da daireler var onları kiraya veriyoruz. sezonluk 4.5 milyar dan 5 daire işte. bizim ailede herşey tıkırında. öyle sıradan ortanca mutlu aileler gibiyiz. bizim aile de benden pek para harcayanda olmaz. babam böyle 6 aydan 6 aya kendine yeni elbise alır. annemde çok efendi bir insan. öyle yavşaklar gibi gidip pazardan alıncak şeyleri gidip carfurdan, migrostan almaz. gider pazarına, pazar arabasıyla alır. hiç zengin tripleri yoktur bunda. neyse beyler bende çok gereksiz yere para harcarım böyle bir aileye sahip olmama rağmen. geçenlerde star wars fılmınde darth vader ın kullandığı kılıcın aynısını almıştım gitti gidiyor dan. öyle şeylere para harcarım yani. bir de dışarda çok yemek yerim. ama öyle bara gidipte karı kıza para yedirmem. o tarraklar da pek bezim olmaz. benim yerime başkası olsa o kasiyer kızı da on defa gibmişti. böyle karı kız olaylarında hep geri planda kalmışımdır ben. bir de ben alt kültür çoçuğuyum. giyimim, müzik zevkim hep bu yönde. marka olarak giydiğim bi fred perry vardır. geli kalan etnies, emerica, volcom, falan. genelde ya sade gömlek ya da t shirt giyinirim. burbery falan bilmem. böyle bir yerde de olabilecek en ters şey. o yüzden kızlar pek giblemez beni. neyse beyler işte ben bunları hep göz önüne alıyorum. aylık benim kart extrası 3 ile 3.5 milyar arası geliyor, yazın da 4 milyarı falan buluyor. diyorum biraz kısıtlıyım kendimi bir araba alayım..
    Tümünü Göster
    ···
  5. 105.
    0
    chapter 42: dayı

    annem, dayım, yengem ve ben şirinceye gidiyoruz. beyler bu dayım ilk sayfada bahsettiğim değil. diğer dayım. bize giben bu işte. beyler bu zamanın da çok zengindi. huur çoçuğu sürekli araba değiştiriyor o zaman. bir şey bozulduğunda en ufak bozuntu da bile yenisini getirin derdi. bunun ses de biraz kalın çıkar. annem hala bunun o lafının taklidini yapar. neyse beyler bu mal o kafayla çok geçmeden iflas ediyor. tekrar bir şeyler yapmaya kalkışıyor bu sefer babamın adını veriyor. bizi de o zamanlar öyle gibiyor. o zamanlar oğlunun da başına bir ton iş açtı. maliye olsun, tefeciler olsun. 1.5 sene önce daha fazla dayanamayıp kaçtı bu ailesinin yanından. neyse beyler 2 sene önce benim dedem vefat etti. dedeme ait 2 tane fırın vardı. annemler de 3 kız 2 erkek kardeş. bunların dördü hiç bi hak istemediler mirastan. hepsini bu bin dayıma verdiler. bu zütoğlanı o şekilde toparladı kendini biraz. kapısında şimdi 3 tane arabası var. 3. de kredi ile aldı mal beynini gibtiğim. neyse yolda gidiyoruz şirinceye doğru. annem de ameliyat olmuştu pansumana gidiyor her gun. pansumana da bunu diğer dayımın oğlu olan yiğenim getiriyor. bu dedi araba almak şart oldu. he ya almak lazım aslında diyorum. dayım diyor ben sana hayret ediyorum araban yok benim arabam olmasın elim ayağım kolum bir parçam yokmuş gibi hissediyorum. yav diyorum gib kadar yerde yaşıyoruz o kadar da gerekli değil. 21 yüzyılda araba sahıbı olmamak ayıp diyor. bu bin diyor bana sen bana 3 milyar getir, ben sana en kral arabayı alıyım dıyor. dayı boş konuşma diyorum. olum getir gidip alalım. 24 mılyara dacialar var diyor. iyi dedim dayı getiririm bu hafta. yok öyle baba parası olmaz diyor. çalışcaksın, kendi paranı getirceksın bana diyor. bak diyor benim biladerin oğlana, nasıl çalışıyor. diyorum o kafasızlığından dolayı çalışıyor, başka iş yapacak beyin mi var diyorum. bu bana sen bu zamana kadar ne iş yaptın diyor. cevap veremiyorum beyler. bu zamana kadar iş sektorunde bir türlü tutunamamıştım. lise 2. sınıfta 2 ay otelde staj yapmam gerekiyordu. 1 hafta gidebildim. yaptığım işte rezervasyonda beklemekti. o sene bu binler beni sınıfta bıracaktı. gittik özel doktordan rapor aldık. benim kafada portakal büyüklüğünde kis var bu arada..
    ···
  6. 106.
    0
    chapter 43: asla asla deme

    beyler benim en nefrettim şey birisinin gelip bana bunu yap, şunu yap diyip emir vermesidir. bu yüzden babamın yanında bile çalışmam. askerde ki en büyük korkum da o. bu devrecilik muhabbeti. ağzı kokan huur çoçuğunun teki çıkar bana şunu yap der onun orada anasını giberim. babamın abisinin oğlu ben ona amca derim. bizim akrabalar arasında en sevdiğim adamdır. bu yönüm aynı ona çekmiş. bu da askerde sürekli bi kavga içindeymiş bu devrecilik yüzünden. askerliği baya uzamıştı bunun o yüzden. ama bu gelip bana anlatıyodu sende gibe gibe katlanıcaksın diye. neyse beyler ben gibsen katlanamam benim askerliğin tecili bittimi gidicem makedonya da yaşıyacam sonra gelip burda 21 gun yapıcam. kafamda planladığım bu. neyse konuya dönüyorum. günler çok monoton geçiyo. bende artık hafiften iş girişimlerinde bulunuyım diyorum. baba diyorum ben part time çalışacam bi yerlerde. iznin varmı. babam gurur duyuyor benimle. olum belediye'ye sokayım mı seni diyor. baba devlet kurumunda ne işim var diyorum. böyle bana saçıma sakalıma karışmayacak bir iş lazım. parası falan önemli değil. bizim serdar var bu o zamanlar bi cafe de çalışıyor, buna soruyorum olum bana iş bak. bu bin inanmıyor bana. bi akşam oturuyoruz iyice açıyorum buna kendimi. anlatıyorum ezgi meselesini, okul durumlarını. diyorum kafamı dağıtmam lazım artık bir şekilde. bunların kafesinin olduğu yer de yerel gazeteci var. bunlar eleman arıyolarmış. gazate basmak için. ben gidiyorum görüşmeye. herif babamın tanıdığı çıkıyor. bunun yan tarafta bir ofisi daha var. orası da buna ait emlak. 3 ortak yürütüyolar. o ortaklardan teki babamı uzun zamandır tanıyormuş babamın düğününe falan gelmiş hatta 20 küsür sene önce. onları anlatıyor bana. neyse beyler murat abi diyor ki bana kardeşim yarın gel. yarın gidiyorum yanına. bunda kırtasiye de ki fotokopi makınalar gibi makinadan var. gazateyi orada basıyorlar. öyle maatba falan yok. 3-4 gün gidiyorum. elaman bana gösteriyor. kağıdı düzeltmeyi, harmanlamayı, katlamayı. sonunda nasıl basıcağımı da öğreniyorum. işe saat 4 gibi gidiyorum. 6 da gazate başımına geçiyorum. 8 gibi de işten çıkıyorum. yaptığım tüm iş bu. bir de cuma günleri abonelik ücreti toplamaya çıkıyorum. aldığım maaşta 350 lira..
    ···
  7. 107.
    +1
    chapter 44: mübarek cuma
    beyler işler tıkırında. yaptığım işten zevk alıyorum. bir gibe yarıyor hissi beni mutlu ediyor. akşamları kankeytalarla içiyoruz, sonra geliyorum eve ps3 oynuyorum koltuğumda oturup. her şey çok güzel. kasiyer kızı da unuttum gibi. ara sıra giriyorum ama hala profiline. hala aynı mallıkla iletile girmeye, videolar paylaşmaya devam ediyor. video paylaşıp kuzeni ile turanı etiketleyip; ayva çiçek açmış yaz mı gelecek t... n bu sevdadan vaz mı geçecek yazıyor. videonun yorumlar kısmında da sonu xD ile biten onlarca yorum. takmıyorum kafama. cuma günü ayhan abi ile birlikte çıkıyoruz abonelik ücretlerini toplamaya. avukatlar, esnaflar, muhasabeler derken ülkerler groupa giriyorum. beyler ülkerler group da burda ki carrfur ile burger'ın sahibi. hemen carrefurun alt zemininde yer. beyler carrefour ile burger ın muhabesinide bu yer tutuyormuş. biz girdik muhasabe ofisine. o esnada kasiyer kız ile burger ın şefi içerde oturuyor. bunlardan başka kimsede yok. bakıyorum etrafa. bunun şefi bana diyor ki buyrun. abi diyorum gazateden geliyorum, 15 lira ücreti vardı. içeriye fotokopi çekmeye gitti, birazdan gelicek diyor. ezgi ile sanki hiç bir şey olmamış gibi duruyoruz öyle. bende gene bi utangaçlık var. ezgi bana gülümseyerek gazateci mi oldun şimdi de diyor, evet ya öyle oldu diyorum. gözükmedin hiç tiyatro klubunde diyor. ya okul falan var pek fırsatım olmadı o yüzden gelemedim diyorum. sonra muhasebeci geliyor. bu kasiyer kızın hesabında açık varmış galiba. günsonlarını inceliyor bu üçü. ben bunu izliyorum böyle. muhasebeci hiç giblemiyor beni. bende ses etmiyorum. 5 dakika falan geçiyor. şef diyor gazateden gelmiş bu genç. dönüyor bana pazartesi gel diyor. şimdi işim var. diyorum makbuzunu kesip vericem,15 lira vericeksin. yok diyor şimdi olmaz. çıldırıyorum ben. 15 lira için senin peşinde mi koşucam. işin buysa koşucaksın diyor. suç sende değil diyorum, çıkıyorum...
    ···
  8. 108.
    0
    beyler yemek molası
    ···
  9. 109.
    0
    @180 karşim bu güzel sözlerinden dolayı kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum sana. örnek bir okursun, burda ki diğer yavşaklara örnek olman en büyük temennim. isim konusuna da hikayenin sonunda değineceğim. hikayenin sonunda hikaye de ki önemli kişilere ait görselleri ve bunun yanında ufak süprizleri göstericem sizlere. bu suprizlerden bir tanesi; altın yarrağ'ın kızın tekini giberken çekmiş olduğum video.
    ···
  10. 110.
    0
    @182 kanka özel mesaj attım geldimi bilmiyorum. sözlük hala huur çoçuğu modunda. neyse burdan da yazıyorum, diğer yavşaklarda nasiplensin.

    mumford and sons
    silversun pickups
    the lonely forest
    fleet foxes
    noah and the whale
    wolfmother
    broken bells.

    bunları dinle karşim, beğenirsen yazarım biraz daha. veya tam olarak nasıl bir tarz istediğini söylersin. ona göre ben sana çok güzel indie gruplar söylerim.
    ···
  11. 111.
    0
    beyler başlıyorum yazmaya. 1 saat kadar buradayım, sonra dışarı çıkıcam. gece kaldığım yerden devam ederim.
    ···
  12. 112.
    0
    chapter forifive: SeViYoRmUş AyY aYy, KrALInA oK bYE =)(=

    bazı akşamlar seni çok özlüyorum diye mesaj geliyor. ardından mesaj yazmayı sevmedini biliyorum ardından aramaya cesaretim olmadığı için atmak zorundayım şeklinde mesaj geliyor. mesajları gönderen eski sevgilim sevda. ''murat'a ne oldudiyorum.murat hiç bir zaman olmadı kiardındanhep sen vardın'' diye mesaj gönderiyor. bununla mesaşlaşmaya başlıyoruz. geçmişten bahsediyoruz. bahsederken gene kavga ediyoruz. bununla çıktığım zamanlar sürekli kavga ediyorduk. her gün mutlaka kavgamız oluyodu. sonra bu benden ayrılıyordu. daha sonra mesaj veya mail atıyordu. benden bundan özür diliyordum, tekrar barışıyorduk. beyler ben bununla tanıştığımda l harfini büyük yazıyordu bu. aşqo diyordu bana. hafta sonları bu beni böyle yulaf tarlasımı ne derler tam bilemiyorum, öyle yerlere zütürüyordu fotorafımı çekip facebooka yüklüyordu. yükledikten sonra beni etiketliyor fotarafa da photoşhopla photographer by sevda hede höde yazıyordu. bunun yüzünden facebook adresimi kapatmıştım. bunlardan başka pek salak haraketleri yoktu. bu zamana kadar çıktığım en güzel kız buydu bu arada. neyse beyler bu benden en son burger'da ayrıldı. bunu da dipnot geçeyim. biz bununla başladık yine kavga etmeye. bu diyor ki biz birbirimizi suçlamaktan hiç vazgeçmicez. kızım tamam diyorum, yaşandı bitti. ben sana demiyorum ki suçlu sensin. yok sen hep murat'ın var oldunu sandın diyor. beyler muratta huur çoçuğun teki. kanka ayağına gibecek bunu. bu sevda nın yonjası vardı. yonja da bu muratı arkadaşlarının en başına eklemiş. sürekli birbirlerine çizgi içinde kalpler falan yolluyolar duvarlarına. kankam seni çok seviyorum tarzı mesajlaşmalar falan. bunun bir kız arkadaşı var. bununla doğum gününde tanışıyoruz. bu daha sonra ekliyor beni msn den. ben buna şarkı gönderiyorum. matthew perrymen jones, joshua radin, matt costa, iron and wine gibi huzur verici adamların şarkılarını anlatıyorum. bahar da gidip sevda' ya tamamen iyi niyetli bir biçimde anlatmış blowjoe şarkıalr gönderiyo bana çok iyi diye. bu geliyor bana her gün trip. msnde konuşuyoruz dışarı çıkıcam. git sen ona müzik gönder diyor. 1 hafta böyle gidiyor. bu en sonunda bana diyor ki, kızı silceksin. diyorum ki yok öyle bir dünya. bu beni akşam çağırıyor king'e. sürekli anlatıyor. ben konuşmuyorum. en sonunda sana mutluluklar diyor. ben ağlıcam dıbınakoyım. seviyorum da o zamanlar bunu. lan gel yapma etme diyorum. kalkıyor gidiyor masadan..
    Tümünü Göster
    ···
  13. 113.
    0
    chapter forisix: SeViYoRmUş AyY aYy, KrALInA oK bYE part 2
    beyler bu konuyu tekrar deniyelime kadar getiriyor. bende diyecek bir şey bulamıyorum. liseli gibi, kendimi yeni bir ilişki için hazır hissetmiyorum diyorum. unut gitsin, en başta mesaj atmam hataydı diyor. üzülüyorum bende dıbınakoyım. aklıma benim ezgi için hissettiklerim aklıma geliyor. neyse takmıyorum pek fazla. kasiyer kız da aynı şekilde gün içinde hiç aklıma gelmiyor. gece yatağıma girdiğim de ama tek düşünebildiğim ezgi. hep bununla ilgili hayaller kuruyorum. bir keresinde comet 69 almışım, bununla birlikte gidiyoruz. teyp de creedence clear water revial çalıyor. have you ever seen the rain diye mırıldanıyoruz. ben aksaan yapıyorum. her gece bunun gibi yatmadan önce kasiyer kız ile ilgili hayallerim oluyor. sabah kalktığımda ise giberim kasiyer kızı ya diyorum. kısır döngü sürekli böyle dönüyor. ta ki cengiz'in nişan gecesine kadar...
    ···
  14. 114.
    0
    @190 güzel insan son 3 satıra kadar çok güzel konuşmussun. son 3 satırda liseliler gibi facebook da dönen mal muhabbeti yazmışsın. bi an dedim bu şimdi lost bozdu muhabbetine de girecek. neyse ki yazmamıssın. dediklerin de haklısın ama. birebir uyuyor bana anlattıkların. neyse verdim güzel kardeşim şukellanı.
    ···
  15. 115.
    0
    devam ediyorum beyler. meşrubatınızı alın gelin.
    ···
  16. 116.
    0
    beyler akşama cengiz' in nişanı var. bende o gün izin alıyorum gitmiyorum işe. berk, ben, cengiz, baran ilkokul dan beri arkadaşız. 5. sınıfa kadar beraber okuduk. sonra ben başka sınıfa geçtim. bunlar da orta sona kadar aynı sınıfta devam ettiler. neyse beyler hiç kopmadık birbirimizden. berk beni arıyor, olum geliyoruz baranla hazırmısın diyor. yok lan diyorum. tamam biz o zaman aysellerin evine gidiyoruz diyor. aysel cengiz'in nişanlısı. bunları aldıktan sonra seni alırız diyor. tamam karşim diyorum. bunlar 1 saat sonra geliyor. aysel'in teyzesi ile diğer teyzesinin kızını, aysel'in erkek kardeşini almışlar. beyler aysel'in teyzesi de acayip yollu bir hatun çıkıyor. biz aysel'in kardesini bırakıyoruz düğün salonuna. teyzesi bize diyor ki gidelim bir şeyler içelim. arabada gidiyoruz. aysel'in teyzesi anlatıyor işte bunun kocası adam bıçaklamış, herif ölmüş. herif o zaman dan beri kaçıyormuş. bu aysel bizim berk'e sarkıyor. sen ne kadar olgunsun falan diyor. sonra bu bin karıyla am züt muhabbeti açıyor. 35 lik vodka aldık. manastır diye sahil var orda içiyoruz. beyler karıda katılıyor am, züt muhabbetine. ben böyle şeylere açığım diyor. diğer kız da 19 yaşında. o da her lafa gülüyor. bu içki içmiyor ama. vişne suyu içiyor. neyse beyler gidiyoruz nişana biz..
    ···
  17. 117.
    0
    chapter 48: takı merasimi

    beyler biz içeri girmiyoruz. 10-15 dakika berk ile dışardan seyrediyoruz nişanı. neyse bu annesi ile babasını görüyor. gidiyoruz yanlarına. öpüyorum ellerinden. o arada ben nişanda masanın birinde ezgi yi görüyorum. sonradan öğreniyorum, aysel 7-8 ay önce falan ülkerler group un muhasebesinde çalışıyomuş, ordan ayrılıp avukatlık bürosuna girmiş. şimdi hala orda devam ediyor. neyse bunlar ülkerler group dan dolayı tanıyolarmış birbirlerini. neyse beyler tekar çıkıyoruz berk ile dışarı. dışardan izliyoruz. berk ile ben de gibsen dans edemeyiz. çağırıyolar olum gelin bari alkışlayın. ayıp olur cengize diyolar. berk tamam diyor. ben gelmem diyorum. berk de vazgeçiyor. dışarda takılıyoruz hala. neyse beyler takı merasimi başlıyor. bende çeyrek almıştım. beyler kız tarafı kendi aralarında anlaşmış bunlar 10 lira takıcaklar, düğünde adam gibi bir şey takcaklarmış. baran geliyor lan sen ne kadar takıcan diyor cengize. kanka 100 lira takarım ben diyorum. olum kız tarafı böyle anlaşmış, cengiz'in marinadan arkadaşları da bizlerde 20 lira takalım diyorlar diyo. kanka giberim 20 lirasını diyorum. ben bu adamı ilkokuldan beri tanıyorum, onlarla birmiyiz biz diyorum. lan öylede işte düğünde takarız diyor. yok kanka ayıp olur adama diyorum. hep birlikte sıraya geçip gidiyoruz. bu binlerin kimisi 10 lira takıyo, kimisi 20 lira takıyo. ben murat'a 100 lira, aysel'e de çeyrek altın takıyorum. neyse sonra dışardayım. hayatımda ilk defa gördüğüm adamlar bana hesap soruyor. biz böyle mi anlaştık diye. berk'de marina da çalışıyo. biz cengiz'in en yakın arkadaşıyız, 10-20 lira takmak ayıp olur diyor. bu binler biraz daha gider yapıyor. ben ses etmiyorum, yakıyorum sigaramı..
    ···
  18. 118.
    0
    chapter 49: kuru pasta servisi

    bunlar 10 dakika sonra geliyor. diyolar ki, birazdan şarkıcıya anons yaptırcaz damat ve sadece arkaşları sahneye diye cengizi ortaya alıp oynatacaz diyorlar. diyorum ben çıkmam. dans edemem diyorum. gel o zaman alkış yap diyorlar. diyorum ben sahnede sırıtırım olmaz, beni pas geçin xD. yavşağın teki git o zaman servise yarım et diyor. senin ne işin var diyorum. biz damatın arkadaşlarıyız, arkadaşlarına yakışır şekilde davranıcaz diyor. ben iyice tav oluyorum. cengiz ile ilgili olan anılarımı anlatıyorum. bunlar olurken sen nerdeydin diyorum. nerdeydin lan zütoğlanı diyorum. beyler sakin olun diye sesler geliyor. bunlarda bizden yaşça büyük abi gel sen benimle diyor. çekiyor beni köşeye. berk ordan bağırıyor ne oluyor lan diye. gibecek gene analarını arkadaş falan dinlemeyip. herif güzelce konuşuyor benimle. kardeşim geldiğinden beri terslik yapıyorsun. böyle günde bunlar olmaz, güzel güzel eğlenelim diyor. abi haklısın da diyorum. yavşakların neler dediğini görüyorsun diyorum. kardeşim hala aynısını yapıyorsun diyor. eyvallah abi kusura bakma diyorum. baran bini bunlarla çıkıyor sahneye. bizde berk ile oturuyoruz dışarda. 2 tane bira alıp araba da içiyoruz..
    ···
  19. 119.
    0
    chafter fiftin: everythin oağrayt fellas

    bu binin telefonuna mesaj geliyor. kanka gitmem gerekiyo, dönerim 1 saate diyor. olum nereye diyorum. kanka ince iş diyor. iniyorum arabadan. aha diyorum bu bin kesin aysel'in teyzesini zütürecek. giriyorum içeri. bakıyorum aysel'in teyzesi içerde mi diye. yok karı hiç bir yerde. vay huur çoçuğu diyorum. neyse bu bin 20 dakka sonra dönüyor. olum ne yaptın. ya kanka benim eski kızlardan tekini zütürdüm çakıçaktım olmadı diyor. babası aradı çabuk gel dedi diyor. kim lan o kız diyorum. gösteriyor kızı. kızı face den bi kaç kere görmüştüm ben. suratı çok çirkin de mal sağlam. neyse beyler düğün yavaş yavaş bitiyor. düğünden sonra biz gidecez sahilde gitar eşliğinde içecez. 3 araba gidiyoruz beyler. ben, berk, baran, aysel'in teyzesi ile teyzesinin kızı aynı arabadayız gene. aysellerin evinin önüne gidiyoruz. aysel üstünü değiştiriyor. arabalarla iniyoruz sahile. 11 kişi falanız beyler. ezgi ile büşra da gelmişler. ortaya bi 70 lik votka alıyoruz. biraz da bira alıyoruz.. aysel'in kardeşi ile, aysel'in yollu teyzesinin oğlu gidiyor arabaya uyumaya. müzikler falan söyleniyor. yuvarlak şekilde oturuyoruz biz can kurtar kulesinin yanına. ezgi ile direk konuşamıyoruz. birisi bi laf söylüyor, bende üzerine bir şey diyorum. sonra buda o konuda bir şey diyor. gitar çalan bin te hep slow parçalar söylüyor. en son sevdan bir ateş bendeyi söylüyor. ben iyice düşüncelere dalıyorum. 3 sağ tarafımda ezgi oturuyor. ben konuşacak cesareti bulamıyorum. neyse beyler yakıyorum sigaramı. camel içerim bu arada. varsa camel içen veriyorum hemen şukusunu. alıyorum biramı, bunlardan ayrılıp sahilin ön tarafına oturuyorum..
    ···
  20. 120.
    0
    chapter 51: inan bana yalan söylüyorum

    oturuyorum öyle yanlız başıma. başım eğik bir şekilde. 5 dakika sonra bir ses duyuyorum baş ucumda sigaran var mı kafamı çeviriyorum. ezgi yi görüyorum. bir şey demeden çıkartıyorum cebimden sigarayı, veriyorum. oturmamın mahsuru var mı diyor. yoo diyorum. bir şey sorcam diyor. en doğal hakkın diyorum. benden hala hoşlanıyormusun diyor. ne önemi var bunun diyorum. benim için her şey den önemli diyor. bilmiyorum diyorum. buna seni gördüğüm de nasıl heycanlandığımı, elim ayağımın birbirine girdiğini anlatıyorum. diyor ki ben o zamanlar senden bir adım atmanı bekliyordum. öyle olsa bile ne farkedecek ki, beni sevsen hayatında turan diye biri olmazdı diyorum. ben aşka inanmam diyor. insanların birbirleriyle çok uzun yıl yaşadıktan sonra bunun adının aşk olduğuna inanırım diyor. ben sana burda ne anlatsam boş diyorum neler çektiğimi ben biliyorum diyorum. öyleyse benden hala hoşlanıyorsun diyor. hayır diyorum. yalan söylüyorum beyler. yalan söylüyorum. gururum evet demeye el vermiyor. gibtiğim liselileri kadar cesur olamıyorum..
    ···