benimkisi garip bir aşk hikayesi

evet beyler delgadolarla geçen aşk hayatımı anlatmaya karar verdim. önceden uyarıyım bu hikayenın sonu holivud varimsi filmler gibi mutlu sonla bitmiyor. aslına bakarsak hikayenin ucu açık. hala sonumuzun ne olacağı belli değil. ilgi varsa anlatayım?

evet beyler siz giblemeyin. ben başlıyorum hikayemi anlatmaya, çok içerlendim.

chapter one: çılgın ezikler gibi yaşıyorum

yaşım 21. bu zamana kadar 3 sevgilim, 2 tane de beni seven kız durumum oldu. günümün çoğunu wow oynarak, çizgi roman okuyarak, last fm de indie müzik araştırıp dinlemek ve kankitolarla içmek ile geçiriyordum. bunlar beni hayatta mutlu etmeye yetiyordu. ta ki bir pazar akşamı burger king'e adım atmamla onu gördüğüm ana kadar...

varmı lan okuyan. beyler bu arada hikaye yakın zaman diliminde geçiyor. diğer gibiklerin ki gibi 7-8 sene önceki anılar değil.

gerçek beyler gerçek. devam ediyorum o halde.

chapter two: beklenmedik gelişme

evet beyler burger kinge girmeden önce aynı evde kaldığım 3 arkadaşımla birlikte 18 yasında ki yeğenimin son derece lüks bir otelde olan düğününe gittik. düğüne gitmeyi hiç istemiyordum, anne tarafından olan akrabalarla aram kötü olduğu için. bizim aile zamanında çok afadersiniz trilyonluk bir aileydi, babam annemin abilerine kefil oldu fırıncılık işleri için. o yüzden yüklü miktarda maddi kayıba uğradık. neyse beyler düğündeyiz. girdik içeri bizi gibleyen yok. doğru düzgün oturcakta yer yok. o ara yengem gördü beni, başladı bana ayak işleri yaptırmaya. bardan şu içkiyi getir, şunu zütür tarzı. bende panpalara dedim giberim gidelim. neyse beyler yarım saat olmadan düğünden ayrıldık. bu binler tutturdu getirdin bizi buraya, karnımız aç evden çıktın, bizi yemeğe zütür tarzında söylemlere. bende tuttum bunları zütürdüm kinge. 2 tane steakhouse,1 tane tendercrisp söyledim. masaya oturduğumda panpalardan bir tanesi lan bu kız niye sana sürekli güldü dedi..

beyler sabah devam ederim kaldığım yerden. ilerlere doğru çok saracak

evet beyler kaldığım yerden devam ediyorum. siz giblemeseniz de olur yazmak iyi geliyor.

chapter three: her yer karanlık

beyler menüleri söyledikten sonra binlerin yanına masaya oturdum. arkadaş kasada duran kızın sürekli bana güldüğünü söyledi. bende yılların vermiş olduğu özgüvensizlikle böyle bir şey olacağına ihtimal vermedim. neyse bir müddet sonra kız bize seslendi siparişleriniz hazır diye. yanımda ki yavşak kalktı iki menüyü aldı. dedim lan benimkini de getirsene saksı muamelesi yapamassın diye seslendim bu bine. kız bunu duyunca bana bakıp sesli güldü. o anda ben kızdan daha mutlu oldum. neyse beyler oturduk yiyoruz ben başladım hafif hafif kızı kesmeye, kızı 3-5 kere bana bakarken yakaladım. içimde tarif edilemez mutluluk oldu. yıllardır hayalini kurduğum kız tipi vardır benim; kısa küt saclı esmer şeklinde. bu kız da aynı öyleydi. neyse beyler kalktık biz masadan dolmuş bekliyoruz oturduğumuz ev bulunduğumuz yere dolmuşla 30 dakika. yarım saat bekledik, gelen dolmuş yok. meğersem 1 saat önce bitmiş dolmuş. bi çekirdek ile kola alıp başladık anasının amı kadar yolu yürümeye. yolun bazı yerleri de dağın önünden geçiyo. ışık falan yok. o yerlerde bi de yaban domuzu oluyor. bu binleri fena korku sardı, ne yapacaz ne edecez diye. benim aklımda da kız var. başka bir şeyi giblemiyorum. neyse beyler 45 dakika falan yürüdükten sonra opete girdik. ordan benzin alan herife anlattık durumumuzu. herifte hava alanına gidiyormuş tek başına turist almaya. bu yavşak bizi aldı arabaya. konuşmaya başladı, susmuyor da huur çoçuğu. sezonda 20 tane karı gibiyorum falan paso anlatıyor. bu bin sonra dedi, beyler ben erken çıktım biraz size gelsem oturup içsek nasıl olur dedi. bizde bir şey diyemedik arabasına aldığı için. vardık siteye bu bin aldı marketten 70'liği...

devam ediyorum lan.

@13 oturduğumuz yer akbük. burger king didim'de. didimden akbuke giderken bi bölgede ufak dağlar var.
anasını gibeyım o kadar yazdım. sayfa yeniden dene hatası verdi.

neyse devam ediyorum beyler.

chapter foro: senden büyük allah var

evet beyler girdik içeri. daha büyüğü açıp oturmadan bu huur çoçuğu başladı üniversteli kızların ne kadar huur olduğundan gençliğinde çok üniversteli gibtiğinden. oturduk masaya beyler. bu yavşağın muhabbeti am züt meme triosundan öteye gitmiyor. benim kafam hala kasiyer kızda. oturduğumuz sitede yazlıkçı yeri, kışın öğrencilere kiraya veriyolar. sitenin alayı öğrenci yani. bu bin de biliyormuş bunu. en sonunda rengini belli etti, sizin burda kız arkadaşlarınız vardır çağırsanıza eğlenelim gerekirse içki de alırım ben dedi. iyice huylandık bu binten biz. abi olur mu bu saate falan diyoruz huur çoçuğu anlamıyor. ben zazayım aklınız varsa benimle ters düşmessiniz falan demeye başladı. bizim binlerden teki deli oldu, dayı iyilik yaptın da takunu çıkarmanın ne anlamı var diye bağırdı buna. bağırış çağırış derken bu bini zorla kapı dışarı ettik..

beyler ordaysanız bi do verin. ona göre devam edeyim.

chapter five: umutsuz ev oğlanları

beyler evde biz 3 kişi kalıyorduk. ben ve diğer arkadaş liseden beri arkadaşız. normalde didim'de ailemizle birlikte yaşıyoruz. bu sene üniverste hayatı yaşıyalım, am peşinde koşalım diye eve çıkmaya karar verdik. bu bin bildiğiniz am efsanesi. orta okulda bu yavşağa altın yarak lakabını taktılar. hala da öyle bilir çoğu kişi. bu züt benim aklıma girdi, eve çıkarsak am üstünde züt giberiz diye. bundan 8-9 ay önce eve çıkmaya bu şekilde karar verdik. başladık 3. kişi kim olsun diye gecen sene okudumuz üni den mezun olan arkadaş vardı, malatya da oturuyo normalde biz çağırdık bunu. bu da iş ayarlarsanız gelirim dedi. bende dedim gel d marina sokarım seni. neyse bu geldi.evi tuttuk yerleştik. bu zaza olayından 1 hafta falan sonra altın yarak normal evinde annesinin yanında kalmaya başladı. haftada bi çak gün geliyodu yanımızda kalıyodu. diğer gunler normal evınde annesının yanında. bu binin babası da kendisi gibi alemlere düşkün. cebinde parası da var burda hergun başka karıyla geziyo, eve uğradığı falan yok. annesi sürekli tek kalıyor. neyse 2 hafta daha falan böyle sürdü olaylar. diğer arkadaşın marina işi olmadı gittik bi kaç seyahet acentasına başvurduk oralarda olmadı. bunun cepte para kalmadı. ailesi de sürekli aramaya başladı bunu iş bulamadın dön malatya ya artık diye. diğer altın yarakta eve gelmiyor. sürekli para benim cebımden gıdıyor. biraz da lüks yaşıyorduk evde 2 tane ps3, bir tane x360 vardı. yemek konusunda da hepimiz seçiciyiz zaten. gunde cebten 40-50 lira gitmeye başladı. üstüne bir de karışan yok diye sabahlara kadar wow da char kasıyorum, raide gidiyorum. sabah 9 dan erken yatmaz oldum. vize haftası geldi 10 vize den ben 2 sine girebildim. bizim çok yakın komşumuzda öğrenci işlerinde çalışıyor. bu babamı arayıp benim vize notlarını söylemiş. babamda başladı dön artık eve demeye. bununda etkisiyle olan biteni aramızda briefing yaparak değerlendirdik sonunda nihai karara vardık; evlere geri dönüyorduk..

not: beyler bundan sonrası asıl odak noktamız olan kasiyer kız ile ilgili.

@1 panpa o konuya açıklık getireyim. benim yiğenin babası trilyonluk adam. bunlar fırın işletiyo. baya da ekmek sattığı dükkanı var. benim yiğen bu dükkanların birinde çalışan kızı gibiyo. kız da 16 yaşında. kız gidiyor bu olayı ailesine anlatıyor. ailesi de dayıma diyor ki; ya bunlar evlenir, ya biz polise gideriz. bu dava böyle olmaz. bunlar da mecbur evleniyo. benim yiğeninde gönlü var tabi biraz kızda.

@27 panpa gelinin ailesi avukata gitmiş. avukkatta bunlardan 1.750 küsür para istemiş. bunlar gelmişler dayıma nasıl yapıcaz diye. dayımda raadol karşim demiş. sökeye gidip avukat tutmuşlar. avukat bir şeyler yapmış. neyse konuya dönüyorum

chapter six: seveni arıyorum sixten sonra geliyo

evet beyler. evden çıkmak ıcın gereklı işlemleri yapmaya başlamıştık. bizim ev sahibi de çok muhterem bir insan. normalde denizli de oturuyo ama ara sıra geliyo bi kaç hafta üst katta evinde kalıyordu. evden ayrılmaya karar verdiğimizde bu denizlideydi. bizimle eve girerken sözleşme olsun senet olsun hiç bir şey yapmadı. bizde evden çıkınca herıfı yarı yolda bırakmış olcaktık. hepimiz aramaya çekindik ev sahibini. en sonunda çubuk çektik. çubuk ibo ya çıktı. can dedi ben aramam. altın yarak arasın, altın yarak bana dedi sen ara. en sonunda can ev sahıbını aradı, ev sahıbı numara ıstedı ben sızı tekrar arıcam diye. ibocan dedi altın yarağa numaranı ver bu dedi ben vermem. bunlar o olaydan dolayı birbirlerine tekme tokat girdiler. neyse sonunda ibocan aradı bunu konuştu. ertesi gün ev sahıbı geldi denizliden. evın bi kac yerınde hasarlar vardı ben dedim osman amca masrafı cıkar neyse vereyim. osman amcam gerek yok dedi.
neyse beyler eşyaları topladık, döndük evimize. ben geldiğim gibi evde oturup favori filmim olan garden state'i izledim. film izledıkten sonra aklım liseliler gibi aşk olaylarına gitti. gerçekten sevebileceğim kızın hayallerini kurmaya başladım. bu sırada aklıma bg de kasada çalışan
kasiyer kız geldi. dedim çıkıp arkadaşın yanına gideyım kafam dağılır biraz. arkadaşta bilgisayarcı da çalışıyo. genelde akşamları bu kapatıyo dükkanı. 2 tane carslberg alıp bunun yanına uğradım. bu binle yazları tamire gelen bilgisayarları açıp bakardık neler var içinde diye. en büyük eğlencelerimizdendi. oturdum ben gene aldım masadan bakım için gelen diz ustunun tekini. melis adında bi kıza aitmiş. neyse bunun d kısmında ki klasorlerıne girdim, bir ton resmi var sevgilisiyle çekilmiş. resimler de ki mutluluğuna imrendim. barana dedim ki kalk bg ye gidiyoruz..

beyler varsa okuyan diğer chapterı yazayım, yatayım. do verin

beyler buzlu çayımı aldım, apple ımla birlikte balkondayım. kaldığım yerden devam ediyorum.