benimkisi garip bir aşk hikayesi

chapter 101: takip

gece boyunca mesaj atıyor bana. artık diyorum buna bir ad koyalım. geçiştiriyor şu anda durumum kötü. biz neyiz, beni ne olarak görüyorsun o zaman onu söyle diyor. bilmiyorum, bunları oturur konuşuruz diyor. sabah oluyor, gene moralim bozuk. eskisi gibi aklımdan çıkmıyor kevaşe. arıyorum bunu buluşalım diyorum. okul çıkışına gel diyor. gelmem diyorum okul çıkışına huur çoçukları gibi ne okul çıkışı diyorum. sen bilirsin o zaman diyor. kapatıyor telefonu yüzüme. yapacak bir şey de yok dıbınakoyım herkes işte. black ops oynuyorum. akşam üstüne doğru mesaj atıyor ezgi bana. cafede buluşalım diye. gidiyorum cafeye. bu bana diyor ki ben senin beni sevdiğinden emin değilim, güvenemiyorum sana. lan beni daha bir kere başka kızlarla gördün mü sen her gün başkalarıyla dışardasın diyorum. güvenmek sence bu mu diyor. ayrıca onlar benim arkadaşlarım diyor. he tamam o zaman diyorum. salak salak konuşma ben senin arkadaşın değilim diyor. neyimsin lan o zaman diyorum. buna senin davranışların karar vericek diyor. artık gitmem lazım, arkadaşlarım bekiyor beni diyor. yav tamam git diyorum. başlıyorum bunu takip etmeye..

chapter 100: uzun atlamaca

araba da oturduk düşünüyoruz ne yapacaz diye. dedim giberim gidelim önce bi çiğ köfte yiyelim. 2 tane dürüm yedim ben. daha sonra iniyoruz sahile. sahilde ki kaldırımdan en uzağa kim atlayacak oynuyoruz. cengiz bininde 1.75 boy var kilo da 80. aramızda en uzağa atlıyan o oluyor. bini bir türlü geçemiyoruz. daha sonra altın yannan geçiyor önümüzden kızla. kızı bırakıp bu da geliyor. bu binte güzel atlıyor. cengiz biniyle ikisi sürekli kafaya oynuyor. ara ara daha uzağa atlıyor bu cengizden. o esna benim telefon çalıyor. arayan ezgi hüngür hüngür ağlıyor. lütfeen geeeel diye bağırıyor bana ne oldu diyorum ya lütfeeen gel lan noldu anlatsana diyorum lütfeeen gel huur çoçuu diyor nerdesin diyorum lunapark tabelasının olduğu tepede ki anıttayım diyor. benim olduğum yere 10 dakika. gidiyorum hızlıca yanına. denize nazarat oturmuş ağlıyor. yav noldu diyorum endişeli bir biçimde. bunun eski çıktığı heriflerden teki bunu tehdit ediyomuş, bunlar buluşmuşlar vurmuş buna bir kaç tane. herifte nişanlı dıbınakoyım. benim bir arkadaşın abisi olduğunu öğreniyorum bir süre sonra. neyse buna diyorum ne işin var senin herifle burada. buluşmak istedi buluştuk diyor. iyi diyorum ben gidiyorum, gibik gibik işlerin için çağırma ben diyorum. gidiyorum ben arkamdan küfür ediyor gene huur çoçuğu adam değilsin sen giblemiyorum hiç. gene pişmanım ama aklımda. bu binlerin yanındayım, aklım hala bunda. rahat edemiyorum gerizekalının başına iş gelir diye. berk ile gidiyoruz, bu hala oturuyor orda. sarılıyor bana özür diliyor benden. sil gözyaşlarını eve bırakıyım seni annen telaşlanmasın diyorum. yol boyunca berk bini bunu neşelendiriyor. kapısına kadar zütürüyorum bunu, bir daha ne olursa olsun söyle bana, ben hallederim diyorum. iyi ki varsın diyor. dönüyorum berk'in yanına..

birazdan devam beyler. içecek bir şeyler alayım.

chapter 99: 500

akşam berkle birklikte geliyolar beni almaya. ver parayı diyor. 200 lira veriyorum buna. bu ne olum, yok mu daha diyor. lan binin neyine yetmiyor 200 lira diyorum. lan yüklü miktar verelim sussun bin diyor. iyi diyorum atm gidelim. 200 lira daha çekiyorum. bunlarda 50şer koyuyorlar. 500 lira yapıyoruz. bu binin çalıştığı otele gidiyoruz. arıyoruz cengiz, çağırıyor dışarı. geliyor, konuşuyoruz havadan sudan. konu baran ın kız kardeşine geliyor. cengiz diyor ki kardeşim sen bu 500 lirayı al sevgilince güzelce vakit geçir. olanları unutalım, zaten yıllardır arkadaşsınız. bir kız için değer mi diyor. bu bin başlıyor gene ya sen olsan naparsın cengiz demeye. kardeşim aile meselesi bu sen niye karışıyorsun. git başka türlü hallet sorununu diyor. yav tamam uzatma derken bu bin parayı istemiyor. siz nasıl adamlarsınız para ile susmamı istiyorsunuz diyor. dıbınakoyım sana 500 lira vermek çok mu hoşuma gidiyor diyorum. daha fazla uzatmayın baran benim karşıma çıkmasın ben görürsem söylerim diyor. çıkıp gidiyoruz, alıyorum bu binlerden 500 lirayı. yatıyorum 100 liranında üstüne. bunlar baran ile hiç karşı karşıya gelmemiş, kız kardeşinin yediği taku hala bilmiyor yani. dönüyorum tekrar kaldığımız geceye. allıyoruz bu bini de evinden sonra cengizi de alıyoruz. düşünüyoruz ne yapsak ne yapsak..

reserved

süpersin reyis devam

anca bitti amk bu sayfaya kadar geldim

beyler bu arada drogba ile ilgili gelişmelere bakıyorum. seri halde yazmaya başlıcam birazdan.

chapter 92: oh la la

hiç üşenmiyorum bununla liseliler gibi mesajlaşıyorum. normalde kullandığım hattım faturalı, bir tane konturlu hattım var gidiyorum ona kontur yükletiyorum. birde sms paketi yaptırtıyorum. ayda 3 bın sms mi 5 bin sms mi ne gibimse artık. ota taka smiley koyuyorum. yavaş yavaşta sms dilini öğreniyorum kib, mrb, aeo yazıyorum. bir süre sonra aeo çok kro olduğu için yazmaktan vazgeçiyorum. yazıcak bir şey kalmıyor artık boş mesaj gönderiyorum. :D ama yaaa diye cevap geliyor bundan. artık öyle bir noktaya geliyorum ki çağrı atıp kapatıyorum. en son lise 2 de staj yaparken karşı otelden bitane kız ayarlamıştım o bana çağrı atıyordu, bende bunu arıyordum. bu ertesi gün çağrı bırakıyordu ben tekrar arıyorum. bilmiyorum tabi o zamanlar çağrı atmanın aklımdasın anldıbına geldiğini. bir hafta öyle geçtikten sonra bu bana söyledi. seni aradığımda beni aramana gerek yok. çağrı atman gerekir. bunun anlamı budur diye. neyse işte sevgili dostlarım o dönemde ki halime geri dönmüştüm. birbirimizi facebook dan da ekledik. aynı gece bu şarkılar paylaşıyor beni etikliyor. şarkılar da yannan yannan liseli şarkıları. gece- ölünür de falan. hiç aldırış etmiyorum, dayıyorum yorumları. iletiler yazmaya başlıyorum 3. şahışa ait. bu da yorum atıyor kim bu şanşlı kişi diye. bende saklı diyorum. uzun zamandır olmadığım kadar mutluyum. gossip girl de ki dan ile serananın sevgili oldukları dönemlerde gibiyiz, aramıza girecek huur çoçuğu da yok üstelik.

o zamanlar ki fon müziğim; http://youtu.be/4EpkLFZ5c-k

bu arada benim saçlar bu binin aynısı. bu muallaknin biraz daha uzun boylu, hafif esmer olanını canlandırın gözünüzde. kankanızın şekli o işte.

chapter 91: meğersem

tekrar kafam hamilelik konusuna gidiyor. bu da beni eczanede hiç giblememişti. bunu aramaya karar veriyorum. arıyorum, cevap veriyor. naber diyorum seni sormalı diyor. içerde hiç takmadın beni bir şey mi oldu diyorum. yoo, sen selam vermeyince bende vermedim diyor. e diyorum napıyorsun, her şey yolundadır umarım. ya sorma bizim bi ablamız hamile olduğundan şüphelenıyor merkezde de çalıştığı için çekinmiş çubuk almaktan bizden rica etti diyor. he anladım diyorum sanki hiç gibimde değilmiş gibi bir tavırla. konuşacak başka bir şey bulamıyorum iyi o zaman görüşürüz diyorum. kapattıktan sonra aklıma geliyor, niye giblememiş gibi bir tavır takındım tam tersini takınmak gerekirdi diye. sonradan basıyor kafa. sağlık olsun diyorum. gidiyorum iskender yemeğe. yiyorum tereyağlı 1.5 iskenderimi üzerine künefe yiyim diyorum hd iskender ki gibi. künefeyi görünce soğuyorum kalkıyorum. o ara bana mesaj geliyor, yoksa sen beni mi hamile sandın diye..

reserved

beyler akbankdan geldi genç bi hatun sicil puanıma bakıcakmış dönüyorum baktırıp dönüyorum hemen

chapter 89: karşılıksız sevgi, hamilelik testi ve harry kewell

bütün bu olan biten hadiseler bende strese yol açıyor, burnumda bu yüzden 2-3 tane siyah nokta çıkıyor. eczaneci bi tanıdğımız var uzun yıllardır onun yanına gidiyorum. anlatıyorum eczacı ablama, bu da bakımlı genç güzel bir bayan. kaç yıldır orda çalışıyo. anneme sürekli zaten yannan yannan avon ürünleri satar. canım ablams böyle böyle diyorum bana nveanın yara bandı gibi bir şeyinden veriyor. sonra gel otur buzlu çay söyliyim sana diyor. biliyor sürekli icetea içtiğimi. olur dedim ablams. oturduk bununla konuşuyoruz yarım saat falan. o esna içeriye ezgi ve iki tane arkadaşı giriyor. bu ezgi biraz arka tarafta duruyor. diğer kızlardan teki laz. bu ikisi yanaşıyor iyice diğer kız hamilelik testi çubuklarından istiyor. bunlar böyle söylerken gülüyorlar ezgi arkada sessiz duruyor. dıbınakoyım o an neler hissetiğimi yazıcak kelimeler bulamıyorum sevgili dostlarım. ayak tırnağımı bir yere çarpsam o denli acı hissedemem. kalkıyorum ayağa yazar kasadan tutuyorum iki elimle. diyorum bu laz kız bırak hamileyi daha bakiredir. diğeri de güldüğüne göre kesin diyorum ezgi huursunun işi. bunlar çıkıyor eczaneden abla diyorum bana xanax ver, valium ver. sen onları nerden öğrendin bakim diyor. yav diyorum ben gidiyorum. olum gel anlat daha buzluçayını içmedin diyori çekiyorum kapıyı gidiyorum..

ilk günden beri okuyorum hikayeni süper panpa devam et bekliyoruz

chapter 93: doğum günü odası

bununla iki kere falan buluşuyoruz. her şey istediğim gibi rutin, sıradan. gayet normal olağan şekilde geçiyor. kızın en sevdiğim yönüde öyle paramda gözü yok. etiket ile şekil ile ilgilenmiyorum. cafe moore diye bir yer var kahve 5.5 lira bununla oraya gidelim diyorum. yaa hayır olmaz ora çok pahalı diyor. gidiyoruz belediye çay bahçesine bu çay içiyor bende vişne soda içiyorum. ben o akşam buna teklif ediyorum. seni biraz tanımam lazım diyor. benim hoşuma bile gidiyor, direk kabul etmemesi. bunun arkadaşının doğum günü var. beraber gidelim diyor. içerde bi ton yavşak olacağı için yok ben gelmiyim diyorum. yaa neden diyor. beni tanımıyolar, rahatsız olurlar falan anlatıyorum. ya selma ile altın yannanta gelicek nolur gel benı yanlız bırakma dıyor. taam diyorum. bununla buluşuyoruz. bu kıza ayıcık almış bir tane. giriyoruz migrosa bakıyoruz yarak kürek şeyler var. çıkıyoruz sonra gözlükcüye gidiyoruz ben buna prada gözlük alıyorum. bu zamana kadar hangi kızın dogum gününe gittiysem gözlük aldım hep bu arada. bunada sonunda gözlük almaya karar veriyorum. giriyoruz içeri. salonda oturuyoruz, nuray da var. yavşak yavşak adamlarla dolu salon. ben daralıyorum,soruyorum altın yannan nerde. onlar odada diyor. ezgi gel diyorum özel bişe konusucam, çıkıyoruz bununla balkona. ne oldu diyor. yav diyorum sıkıldım ben. bu yavşaklar üstüme üstüme geliyor diyorum. ya bak gene aynısını yapıyorsun dıyor. yav napıyorum diyorum. işte bunu yapıyorsun diyor. lan diyorum ben bu yavşaklarımı çekicem, gel bi odaya geçelim diyorum. geçiyoruz bununla kızın odasına. duvarda yalın, gokhan özen, cem adrian posterleri ben burdada daralıyorum. duvarlar üstüme üstüme geliyor. o arada bize pasta ile kola getiriyolar. pastayı da kendileri yapmışlar. kek gibi olmuş. daha getirirken dağılmış pasta. kreması zaten ayrı bi cıvıklıkta. ayıp olmasın diye yiyorum. çıkartıyorum benım telefonu gel bak sana ne dinleticem diyorum. kulaklığın tekini takıyorum buna diğer elimide atıyorum beline..

o esna dinlettiğim şarkı: http://youtu.be/2ulU08Se7Qs
bu diye hatırlıyorum ama nada surf'in 80 windows parçası da olabilir

chapterdan chaptera lost serisini geçer amskim
yürübe blwjoe

kardesim bekliyoruz seni ara sırada chapterların altına müzik ekle güzel gidiyor tarzımsın

reserve

reserve

bitmz bu aq rezerve