benimkisi garip bir aşk hikayesi

chapter 63: teleskop

oturuyoruz altınkum sahilde hala, sohbet ediyoruz. beyler orta okul dönemlerindeyim alp diye bir arkadaş var, benden 3 yaş büyük. bizim karşı binada benim arkadaş oturuyo. adı vedat buda benden 3 yaş büyük. alp ile aynı sınıftalar. ben alpi o zamanlar ismen tanıyorum. ben sürekli vedat ile takılıyorum. buna özeniyorum bir de. adamın herşeyi düzenli. bayada yakışıklı. muallak bir de hep böyle farklı şeylerle ilgileniyo. bu bin o zamanlar beni sürekli kullanıyor farkında değilim tabi ben o zaman. bu bir kere istanbul'dan dönüşte offspring kaseti almış. o zamanlar da walkmen moda. dinliyorum ben offsprini çok seviyorum. abi bunu bana çeksene diyorum. bine bizim evdeki ingilizce eğitim set kasetlerinden veriyorum, üzerine çeksin diye. bu bine veriyorum kaseti, blowjom böyle böyle oldu olmadı ya diyor. sen başka getir. öyle öyle benden tüm seti alıyor dıbınakoyım. bunun mikroskopu ile teleskopu var. bunların çatıya çıkıyoruz. bunun sevdiği kız var. aynı binada oturuyoruz. kız da bunu seviyor. kızı gözetliyoruz her gece. kızın da kardeşi var. yan sınıfta okuyoruz. bu bin bana diyor ki bu kız senden hoşlanıyor. kızın benden hoşlandığı falan yok ama. o zamanlar ben bu kıza da aşık oluyorum. kimseye söylemiyorum ama. bizim baran bini de bu kıza aşık oluyor. benim aşık olduğumu bilmiyor. bu bin sürekli vedat ile takılmaya başlıyor. beni dışlıyorlar. bu baran bini de kapılıyor alp'in büyüsüne. artık vedat çatıya benimle değilde bu binle çıkıyor. kızlar da perdeyi açık bırakıyolar. sürekli bunlara el sallıyolarmış falan. bu vedat ile kız çıkmaya başlıyorlar..

chapter 64: anadol

bu baran bini sürekli bana yaptıklarını anlatıyor. dıbınakoyım bu vedatta cidden öyle biri ki her konuda yeteneği var. denize gidiyoruz bu bin bir kırlangıç alıyor. suda da böyle gram köpük olmuyor. evinde sürekli national geog dergiler falan. benim bundan iyi olduğum tek konu satranç akşam üstleri gidiyoruz sahile sürekli satranç oynuyoruz, yeniyorum ben bunu hep. neyse beyler bu benimle takılmayı bırakınca bende alp ile takılmaya başlıyorum. alp'in de yaptığı 3 şey; araçların arkasına takılmak, ferre izlemek, metal müzik. sokaktayız gene. anadol geçiyor. bu bin ile benim bi arkadaşın abisi takılıyolar araca. herifte görüyo bunları arkadaşın abisi atlıyor, bu atlıyamıyor. baya sürünüyor. bunun elleri, dizleri ayakları nasıl soyunuyor böyle. bu yavşak 2 hafta falan yatıyor evde. daha sonra yaralar çabuk geçsin diye sürekli denize gidiyor. bende bununla gidiyorum ara sıra. ama vedat ile takıldığım gibi zevk alamıyorum bununla takılmaktan..

chapter 65: ancak tüm umudunu kaybettiğinde özgür olabilirsin

beyler bu alp denizle iyice dışlı oluyor. bir gün vedat ben bu gene oturuyoruz sahilde. bu yat turunca çıkmış. yat turunda böyle çok derin yerlerde yüzmüş inanılmaz zevk almış. bize diyor ki; bu sahilden başlıcam yeşilkente kadar yüzücem. bulunduğumuz sahilde altınkum. 6-7 kilometre var beyler denizden altınkum ile yeşilkent arası. bu bin bir de sadece palet olucak diyor. ben ihtimal vermiyorum yapabileceğine. vedat da dostum çılgın fikir neden olmasın yapabilirsin gibilerinden laflar ediyor. beyler bu hafta sonu dediğini yapmış. altınkum dan yeşilkente yüzmüş. benim haberim yok. 3-4 gün sonra sahile gidiyoruz, o zaman anlatıyor. bu böyle bi bölgede kafatası falan görmüş. inanmıyoruz biz, yemin ediyor bu. bizde iyice meraklanıyoruz. deniz bigibleti kiralıyoruz. o zaman da parasını ben ödüyorum. bunlar sözde güya sonra vereceklerdi bana. neyse bindik deniz bigibletine, açıldık baya. ben arkada oturuyorum, bu vedat beni denize attı. bağırıyorum, bir yandanda tutunuyorum yunustan. ama hala korkuyorum. bu bin figh club da tyler durden'ın narragotere ettiği laflar gibi laflar ediyor. lan tamam bırak çıkayım diyorum. en sonunda çekıyor beni. ben küsüyorum bunlara. beni bırakın diyorum. tekrar atarız seni diye korkutuyolar beni. bu alp'in gördüm dediği yerlere gidiyoruz. deniz yıldızından, kayadan başka bir şey yok dıbınakoyım. hala yemin ediyor burdalardı diye. neyse dönüyoruz. iniyoruz sahile..

chapter 66: 3.koy

beyler tekrar dönüyorum sahilde berk ve cengiz ile oturduğum geceye. benim aklıma alp'in altınkumdan yeşilkente yüzdüğü geliyor. anlatıyorum bunlara. berk hasgibtir çok iyimiş, olum yapmak lazım bir şey diyor. lan olum aslında kano alıp açılalım diyorum. lan çok pahalıdır verilmez diyor. kışın olduğu için de kano kiralayan yer yok. olum en fazla 600 liradır dıyorum. lan yok pahalı diyor. 1.5 milyardan aşağı alamassın. bununla giriyoruz iddaya. bizim ofis var altınkumda. onun önüne gidiyoruz. ben wi-fi ile bağlanıyorum telden. bakıyorum 400 liradan 3.5 milyara kadar var. satın alma işi yalan oluyor. gerçi 200 lira da olsa büyük ihtimal almazdık. altınkum sahilinde de yunuslar var. kilitli şekilde birbirlerine. berk diyor olum 3. koya gidelim. orda kesin duruyordur. gidiyoruz beyler 3. koya. deniz kıyısının en köşesinde kanolar, yunuslari, surf tahtaları var. biz 2 tane kaçırmayı düşünüyoruz. sahilde de restorant var. ışıkları yanıyor, aktif değil ama. cengiz diyor olum manyakmısınız geç oldu, gidelim diyor. bu bin bi kere olmaz dedimi kararından dönmezz zaten. biz bırakıyoruz bunu evine. berk ile gidiyoruz çorba içmeye. bu bin kanka bak bu işi kesin yapalım, olum sen bin ediceksin, biliyorum ben diyor. lan cengizi ayarla yapalım diyorum. tamam o iş kolay, ben halledicem diyor..

chapter 67: this nigga aint no joke

bekliyoruz cumartesi olmasını. bu binler pazar izinli. cumartesi oluyor. akşam çıkıyoruz biz 3.koya doğru. arabada planı yapıyoruz. ben pusulamı, el fenerimi, sout partaki kyle şapkamı aldım gene. şapkayı takmak için zaten sürekli bahane arıyorum. neyse beyler araba da konu 2. tane kano kaçırcaz kanonun tekinde kim tek olacağa geliyor. kimse kabul etmiyor tek olmayı. baran bini de istanbul dan dönmüş arıyoruz bunu. o dostum harika plan diyor. bu huur çoçuğunda ki amerikan holivud filmi özentiliği de kimse yok. konuşurken ahbab dıye hıtap eder millete. ota taka bu zencinin şakası yok der. sıf o lafı demek için kılıf uydurur bin. neyse beyler bu bini alıyoruz evinden. araba da ben bunlara ciddi şekilde planı anlatıyorum. bu bin gene bu zencinin şakası yok huh diyor..

chapter 68: zincir

yoldayız beyler. cengiz'in telefon çalıyor. arayan nişanlısı. bu ikisi kardeşiyle cengizlerin evine gitmiş, tekrar eve dönecekler. arıyorlar cengiz'i murat berk yanındaysa arabayla bizi gelip bi alın diyor. benim gene tüm hevesim kaçıyor. baran bini ile indiriyolar bizi halısah da. bunları beklerken gidiyorum buzlu çay ile intense alıyorum. bu binte sahda top oynayan bi abisini görüyor sürekli bağırıyor. herif giblemiyor da bunu. hala bağırıyor. ne kadar maç izleyen varsa bize bakıyor. arıyorum berk'i olum nerede kaldınız. lan cengiz yukarı çıktı bunun hatunun anası dolma yapmış dolma yiyor diyor. bu nasıl takım ruhu dıye sayıklıyorum. kanka benim oltayı evde unutmuşum dönüşte onuda alıcaz haberın olsun dıyor. lan oltayı napacan. sabaha doğru balık tutacaz, akşam sizin yazlıkta mangal şekli diyor. bu binler geliyorlar sonunda. tekrar gidiyoruz. benim içimi korku sarıyor. arabayı 3.koya inerken buyuk bir yokuş var, o yokuşa inmeden bırakıyoruz. cengiz bini hiç istemiyor. yavşak sürekli mesajlaşıyor nişanlıyısla. berk ile baran bini kafaya takmışlar. baran bini olur olmaz gülüyor ahahah süper ya diye. bende hala tırsıyorum. başımıza iş gelecek kesin. bir de ben dıbınakoyım yosuna basmaktan bile tiksinir. anasının amı gibi denize gidecez gece vakti. yokuşu iniyoruz beyler. sahilde herifin teki var. ben bu herifi görünce aha diyorum bu kesin restorantın bekcisi. dönelim diyorum. cengiz aynen diyor. berk döneni giberim diyor. kazıklı köyü de yalan ettiniz bunu gibmeyin bari diyor. olum adam var başka zaman yaparız diyorum. yok diyor. ben gelmem diyorum. cengizle geriye doğru yürüyoruz. bu binler gidiyolar kanoların yanına. herif bunları görüyor bir şey demiyor ama. sahilin öteki tarafında da 2 tane araba var. kafayı çekmeye gelenler buyuk ıhtımal. o herifte onlardan biri olsa gerek. berk ile baran dönüyolar yanımıza. bu iş yatar, hayvan gibi zincirlemişler. sprel olsa açamayız diyor..

beyler yatıyorum bende. yarın devam.
XO XO
qossip girl mujcxka

ayraç dıbınakoyim

neyse beyler dönüyoruz benim bütün hevesim kaçıyor bi ekşın (action) yaşayacaktık onuda beceremedik diyorum bu bin bana bu zencinin şakası yok diye araya laf sokuyor gine neyse evlere dagılıyoruz ben gine facebookda ezginin profilindeyim resimlerine bakıyorum iç geçiriyorum müslüm babayı açıyorum beyler elimdede bir jilet tam kesicekken dns ayarlarına girip hemen kendimi bir ferre sitesinde buluyorum boşalıp rahatlıyorum heavy rain oynarkende uyuya kalıyorum veleti bu kurtaramadık amk. neyse kalkıyorum beynimden gibilmiş gibiyim mesaj gelmiş ezgiden günaydın diye ama ben cevap yazmıyorum banyoya giriyorum her zamanki gibi terlikleri ıslak bırakıyorum bu sefer babam bana gelip şamar atıyor evet beyler şamar atıyor bana ben çok şaşırıyorum ama ben bunu haketmemiştim beyler galiba hakettim neyse o moral bozukluguyla çıkıyorum carrefourdan kendime enerji içecegi alıyorum kendimi ayıbogan gibi hissediyorum anlıyormusunuz ? sonra hemen yandaki burgere giriyorum kasaya dogru yaklaşıp sanada günaydın diyorum gülümsüyor bi elmalı kek alabilirmiyim diyorum oda bana her zaman havuclu yerdin artık begenmiyormusun diyor bende an itibariyle artık hep aynı şeyleri yaşamakdan sıkıldım hayatımda bir değişiklik arıyorum ve artık mutlu olmak istiyorum diyorum gülümsüyor ve bana havuclu kek getiriyor elmalı istedigim halde ve bana şöyle diyor alışkanlıklarından vazgeçme inananlar elbet bir gün menziline varır diyor ben oturuyorum masaya elimde çata keki delik deşik ediyorum düşünceden neyse hesabı ödeyip çıkıyorum çıkarken tatlı bir tebessüm ediyor bana o surat ifadesi aklımdan hiç çıkmayacakmış gibi yer ediniyor carrefoura giriyorum bira alıyorum eve dogru giderken o tatlı tebessümü aklıma geliyor derken sarsılıyorum birden dıbına kodumunun liselisi bigibletle bana çarpıyor önüne baksana kardeşim diyor bende sen önüne bakıyorsan ve beni görüyorsan üstüme üstüme neden geliyorsun diyorum oda bana ezilmeyi göze alıcak kadar gerizekalı oldugunu sanmıyordum diyor benim feriştahım dönüyor orda biramdan bir yudum alıyorum bira şisesini ahmet abi edasıyla bunu kafasına fırlatıyorum cok pis bagrıyo bu yavsak gelişi güzelde bir yumruk atıyorum bu acı içinde yerde kıvranırken bunun bigibletine binip kaçıyorum

reserved

rizövt

sexyceset1 sesli güldürdün bin

reszerved

beyler eve yeni girdim. yorgunluk var üzerimde. yarın görüşelim.

tamam blowjoe görüşmek üzere allah rahatlık versin.

sexyceset anlamadım lan blowjoe sandım seni bin

yazsana amk takip ediorz

beyler geldim. başlıyorum yazmaya.

chapter 69: kasiyer kız

cengiz binini gene evine bırakıyoruz. iniyoruz sahile içmeye. gene romantik bir ortam var. 3 oğlan dertleşiyoruz. ben berk bininden telefonunu istiyorum, alıyorum bundan telefonu. travesti dilan ile çekilmiş resimlerini baran'a gösteriyorm. romantik ortam bir anda yerini kahkalara bırakıyor. bu binte sinirleniyor. aradan 15 dakika geçiyor bu bin benden telefonu istiyor. napıcan diyorum, angry birds oynucam kanka diyor. başka bir şey yaparsan giberim talukatını diyorum, veriyorum. bir gözümde bu binte sürekli, rahat durmaz diye. derken bu bin ezgiye mesaj atmaya çalışırken yakalıyorum, telefonu bundan almaya çalışırken asddgdsf tarzı bir şeyler gitmiş ezgiye. 5 dakika sonra mesaj geliyor senin merhaba deme şeklin bu mu diye. yanlışlıkla sana attım diyorum. daha sonra konu konuyu açıyor mesajlaşıyor bununla. en sonunda diyor ki işi bıraktım..

sıçıp geliyorum lan.