1. 126.
    +1
    *uzaktan uzağa bir ilişkiye hazır değildik ikimizde. aksi takdirde sonumuz yine ayrılık olursa tamamen kaybedebilirdik birbirimizi. bunu göze alamazdım. ya üniversiteyi bırakıp istanbul'da bir şekilde yaşayacaktım , yada yatay geçiş yapacaktım. bir seçenek daha vardı ; üniversiteyi bırakıp o sene öss sınavına tekrar girmek.. ancak 3 seçenekte de fedakarlığı yapan yine ben olacaktım ve sonumuzun ne olacağı yine belli değildi. zamanında onun bana söylediği cümleyi bu sefer ona karşı ben kuruyordum.. 'senin için hayatımı neden mahfediyim , ölene kadar yanımda olacağının bir garantisi yok' ..
    ···
  2. 127.
    +1
    *üniversiteyi bırakma kararıma karışabilicek bir ailem yoktu. yanlızca abime açıklamam gerekiyordu bu durumu. oda anlayışlı davranır diye düşünüyordum. arayıp telefonda durumu anlattım. sonuç beklediğim gibi de oldu. istanbul'a gidecektim. ancak istanbul'a gitmeden önce eskişehire dönüp evdeki eşyalarımı toparlamam gerekiyordu. ev kirası vardı , evden çıkacağımı söylemem gerekiyordu vs vs. işlerimi halletmek için eskişehire döndüm ve ardından tekrar istanbul'a .. derya tek başına bir evde kalıyordu. gittiğim gibi yanına yerleşmek olmazdı. bu yüzden ilk günler de pansiyonda kalacaktım. ve deryanın ailesine durumu anlatmak gerekiyordu. mustafa abiyi arayıp konuyu anlattım. onun gözünde daha da yükselmiştim çünkü hiç kimse sevdiği uğruna hayatını mahvetmeyi göze alamazdı. hemde bu devirde.. çok zordu böyle birşey.. ancak ben bunu yapıyordum , ve daha önce de yapmıştım.. mustafa abinin desteğini de arkama aldıktan sonra deryanın yanına yerleştim..
    ···
  3. 128.
    +1
    *babamın bize bıraktığı birkaç şey vardı. birincisi abime arabayı bırakmıştı. ancak abimin arabası olduğu için onu , benim almamı istemişti. araba kullanmayı biliyordum ve ehliyetim de vardı ancak pek sıcak yaklaşmadım bu teklife. her ne kadar kabul etmemek için zorladıysam da abim bir şekilde beni ikna etmeyi başarmıştı. babamın arabasını almak için memlekete gitmem gerekiyordu. dönüşte de annemi getirmeyi düşünüyordum yanlız kalmaması için. akşam üstü saat 4 civarları yola çıktım ve memlekete vardım. arabayı ve annemi almış istanbul'a geri dönüyordum. varmak üzereydik ve deryayı arayıp haber vermek için telefonumu çıkartmıştım. deryayı aradım fakat açan olmadı. üst üste aramanın gereği yoktu çünkü gördüğü zaman mutlaka arardı beni..
    ···
  4. 129.
    +1
    *annem sinirlerimi yatıştırmak için uğraşıyordu ve sonuç vermişti. yavaş yavaş sakinleşiyordum. o geceyi de böyle geçirdikten sonra ertesi akşam annem benimle birşey konuşmak istediğini söylemişti. ve konu babamın vefat etmeden önce geride bıraktıklarıydı. yani miras.. (bu arada söylemeyi unuttum babam müteahhit'ti) , müteahhit olduğu için yaptığı binalardan iş karşılığı daireler alırdı. aldığı daireleri geçimine katkıda bulunması için kiraya verirdi. annemin yaşı neredeyse 50 ye yaklaşmıştı o dönemler. ve o yaştan sonra paraya ihtiyacının olmadığını söylemişti. babamın bıraktığı dairelerin kiralarını benim toplamamı istiyordu. ve böylelikle abimin para yollamasına gerek te kalmayacaktı. kabul etmek istemesem de ortak bir karar verdik. 6 daire vardı ve 3 dairenin kirasını abim alacaktı. 3'ünün ise ben. ve bundan sonra annem benimle kalacaktı. muhtemelen memleketteki evi de satılığa çıkaracaktık.. ve bir konu daha vardı , babamın bıraktığı dükkanın başına geçip dilediğim işi kurmam istenmişti benden..
    ···
  5. 130.
    +1
    *bunu kaçıncıya yapıyordu. o güne kadar yarı yolda bırakıp giden hep ben olmuştum ancak derya ile olan ilişkimde hep yarı yolda kalan bendim. bunu kaldıramıyordum artık ve ne olacaksa olsun mantığıyla hiç umursamadım. üstüne üstlük telefonla arayıp bir ton laf söyledikten sonra ne tak yerse yesin bir daha geri dönmek gibi bir şansı olmadığını söyleyip telefonu yüzüne kapatmıştım. pişman olmuş olacak ki üst üste aramalarına rağmen telefonu açmamakta kararlıydım. biz de insanız sonuçta amk sabrımızın bir sınırı var. seviyorsak ta köpek olmaya gerek yok. bunca fedakarlık ettikten sonra bunu hakedicek birşey yapmamıştım sonuçta. işten çıkarılmamın verdiği sinir ile ona patlamıştım. alttan alması gerekirken daha cok üstüme geldiği için olaylar buralara kadar gelmişti. zor dönemlerimi yeni yeni atlatıyordum ki derya tekrardan sırtını dönmüştü bana..
    ···
  6. 131.
    +1
    *ilk defa bu kadar ileri gitmiştik ve ertesi gün bunun yüzünden tatlı bir kızarıklık oluşuyordu ister istemez yüzlerimizde. o akşam iş yeri sahibinin tefecilerle bir muhabbeti olduğundan dolayı mekan kapatılmıştı. işlerimize son verilmiş , o ay almamız gereken parayı alamamıştık. borç içinde yüzen patronumuz bizi gibip atmıştı anlıycağınız. doğal olarak moralim bozuldu. yaşım gittikçe ilerliyordu ve abimin eline bakmak hoşuma gitmeyen bir durumdu. tam herşeyi düzene sokmaya başlamışken bu olay sinirlerimi bozmuştu. ister istemez bunu anneme de , deryaya da yansıtıyordum. sinirli tavırlarım herkesin keyfini kaçırıyor , benimle konuşmakta dahi tereddüte düşüyorlardı. o gece derya ile büyük bir kavga etmiştik ve bana istediğini aldıktan sonra umursamaz olacağımı tahmin ettiğini söylemişti. bu söylediği söz beni daha çok çileden çıkartmıştı ve kavga gittikçe büyüyordu. aynı babamla kavga ederken olduğu gibi annem araya girmeye çalışıyor , ortalığı sakinleştirmek için birşeyler yapıyordu. ancak onu dinlemeden bağrınıp çağrınıyor , ağzıma gelen ne varsa söylüyordum. en sonunda derya yine çıkıp gitmişti evden..
    ···
  7. 132.
    +1
    *günlerden salıydı. saat 12 yi geçtiği için müziğin sesini fazla açamıyorduk cafede ve arkadan düşük seste slow bir müzik çalıyordu.. herkes efkarlı efkarlı biralarını yudumlarken kapıdan içeriye derya girdi. yanında bir çocuk vardı ve muhtemelen sevgililerdi. beni görmemesi için arkamı dönüp bardakları yıkamaya başladım. kendilerine uygun bir masa bulduktan sonra oturdular.. selin siparişleri almak için masalarına gitti ve verdikleri siparişleri bana bildirdi. bende kısa sürede hazırladım ve selin zütürdü. gecenin ilerleyen saatlerine gelindikçe derya ve yanındaki lavuk git gide yakınlaşıyorlardı.. sevgili olduklarını anlamıştım fakat çok ta sinirlenmemiştim. sonuçta biz ayrılmıştık ve istediğini yapmakta özgürdü..
    ···
  8. 133.
    +1
    *eleman alkolün etkisinden olsa gerek sürekli deryanın yanağına öpücükler konduruyor , yavşak yavşak tavırlar sergiliyordu. bir süre sonra buna dayanamayıp selini yanıma çağırdım. deryanın yanında oturan lavuğu bir dakikalığına yanıma getirmesini istedim. selin de sebebini bile sormadan masaya gidip birşeyler söyledi ve huur çocuğu sakin tavırlarla kalktı masadan. benim bulunduğum yere geldi ve buyrun dedi. biraz daha edepli oturmasını , cafe de bulunan diğer müşterilerin rahatsız olduğunu söyledim. kusura bakmayın deyip derya nın yanına geri döndü ve biraz daha mesafeli davranmaya başladı. muhtemelen beni tanımıyordu ve onun gözünde sadece 'cafenin sahibi'ydim...
    ···
  9. 134.
    +1
    *ardı ardına içilen biralar çocuğun niyetini göstermeye yetmişti. benim düşüncem , deryayı sarhoş edip o gece ne yapabiliyorsa yapmaktı ancak buna izin veremezdim. ben yıllarca o kız ile beraber olmuştum ve 1 kez bile derya yı sarhoş edip onun bu halinden faydalanmamıştım. o huur çocuğu da yapamazdı bunu. 2 bira daha söylemişlerdi ve bu siparişlerini ben zütürecektim. biraları hazırladıktan sonra yavaş yavaş onların masasına doğru yürümeye başladım. biraları masaya bırakırken derya nın surat ifadesini hiç unutamam.. senin burada ne işin var dedi.. bende cafeyi bir süre önce açtığımı ve cafeyi işlettiğimi söyledim. huur çocuğu hemen muhabbete atlayıp bu kim diye sordu derya ya. deryanın cevap vermesine izin vermeden , liseden arkadaş olduğumuzu , uzun zamandır görüşemediğimizi söyledim ve sakin adımlarla masadan uzaklaştım..
    ···
  10. 135.
    +1
    @406 geçiriyorum tabi panpa ama dayanıyorum işte yokluğuna. zaten tekrar beraber olsak ta birşey değişmez. yine aynı konulardan ayrılabiliriz ve bu birbirimizi daha çok kırmamızdan başka bir gibe yaramaz. geride bıraktık artık bundan sonra zor yani..
    ···
  11. 136.
    +1
    *onun yokluğu bir yandan , aile desteğinin olmaması bir yandan derken çok monotonlaşan bir hayatım olmuştu artık. her gün aynı saatlerde kalkıyor 1 saat boş boş yatakta oturduktan sonra işe başlıyor , iş çıkışında ise tekrar yatağıma dönüyordum. onun yokluğu gün geçtikçe kötüleşiyordu. ne yapacağımı bilmez halde sadece hayatıma devam etmeye çalışıyordum , tabii ki yaşadığıma hayat dersek.. onun yokluğunu dolduracak birileri yoktu ve bu yüzden hiç bir kıza kötü gözle bakmadım. bakamadım. o ayki maaşımla gidip kendime bir telefon aldım ve hattıma kontör yüklettim. artık en azından iletişim halinde olmamız mümkündü ve eskisi kadar zorlanmayacağımı düşünüyordum..
    ···
  12. 137.
    +1
    *telefonla ilgili işlerimi hallettikten sonra hemen derya yı aradım ve mutlu haberi vermek istiyordum. ancak telefonlarımı açan olmadı. uyuyordur , ders calısıyordur gibi düşüncelerle üzerinde durmadım konunun. güveniyordum çünkü. birkaç saat sonra gelen soğuk bir mesajın üzerine moralim alt üst olmuştu. ben sevincimi paylaşıyordum , maaşımın yarısını telefona yatırıp biraz da olsa özlemimizi gidermeye calısıyordum. ancak hayal kırıklığına uğradım. aramızdaki soğukluk bir kaç gün daha devam etti ve artık ne olduğunu merak etmeye başlamıştım. sorduğumda ise baştan savma cevaplar alıyordum. malesef aramızdaki mesafeler aşkımızı da bitirmeye başlamıştı..
    ···
  13. 138.
    +1
    *bu konuya bir çözüm bulmalıydım. yoksa taktan bir sebepten ötürü verilen bunca emek boşa gidecekti. ben onun için hayatımı tamamen değiştirmiştim ancak sonucu bu olmamalıydı. çalıştığım yerden izin isteyecektim. gerekirse konuyu anlatacaktım ve eskişehire birkaç günlüğüne gitmem gerektiğini söyleyecektim. işyerimden izin ve biraz para aldıktan sonra kıyafet almak için eve uğramam gerekiyordu. ancak tekrar o insanlarla karşılaşmak istemediğim için biraz alışveriş yapıp kendime yeni kıyafetler aldım. zaman kaybetmeden biletimi de alıp ertesi gün otobüse binecektim. o geceyi dışarıda hiç uyumadan geçirdim ve ertesi sabah otobüse bindim..
    ···
  14. 139.
    +1
    *1-2 hafta daha taktan bir hayat geçirdikten sonra bir salı gecesiydi. saat 9 sularında çalışırken telefonum çalmıştı. gizli numara arıyordu ve açtım doğal olarak. arayan deryaydı ve muhtemelen gizliden aramasa telefonu açmayacağımı biliyordu. onun olduğunu anladıktan sonra telefonu suratına kapatıp çalışmaya devam etmiştim. ancak ard arda arayınca mecburen açmak zorunda kaldım. dükkandan çıkmam gerekiyordu çünkü canlı müzik vardı ve sesini duyamıyordum. memlekete döndüğünü , bir an önce onların eve gitmem gerektiğini söylüyordu. anlam verememiştim ve sesi biraz garip gelmişti. acaba kötü birşey mi oldu diye gitme ihtiyacı duydum. koşa koşa deryalara gittikten sonra kapıyı çaldım ve annesi çıktı. hiç birşey demeden beni el hareketiyle içeri buyur etti ve salona girdim ve gözlerime inanamadım. deryanın kuzeni olarak anlattığı çocuk içerideydi ve mustafa abiyle sohbet ediyorlardı. mustafa abi benim geldiğimi farkettikten sonra büyük bir mutlulukla ayağa kalkıp selam verdi. nasılsın - iyimisin gibi sıradan muhabbetlerden sonra deryanın kuzeniyle tanıstınmı dediği an kıpkırmızı olmuştum. ciddi anlamda beklemiyordum ve cevap veremedim. ancak kuzeni sağolsun o durumdan kurtardı beni ve tanısmadıgımızı söyleyip elimi sıktı...
    ···
  15. 140.
    +1
    *derya ortalarda görünmüyordu ve onun nerede olduğunu sordum. mustafa abi onun odasında olduğunu söyledikten sonra müsadelerini isteyip yanlarından kalktım ancak içeride fazla kalmamam gerekiyordu. aksi takdirde deryanın ailesi yanlış anlayabilirdi ve içeride ne yaptığımız konusunda merak içinde kalabilirdi. bu yüzden girdiğim gibi deryaya sarıldım. o kadar çok özlemiştim ki onu. yine hatayı yapan ben olmuştum. hiçbir zaman beni aldatmıycağını söyledikten sonra oda sımsıkı sarıldı bana ve beraberce odadan çıktık ve o gece ailesiyle muhabbet ettikten sonra yine üniversite konusunu açtılar. ancak bu sefer kafaya koymuşlardı ve beni zorla da olsa üniversiteye yollamaya çalışacakları belliydi. çok kez reddetmeme rağmen önüme 2 seçenek sundular. ya ailemle görüşüp aramı düzeltmeye çalışacaklardı , yada üniversite de onların sayesinde okuyacaktım. onlar da ilişkimizin ciddiyetinin farkındaydı ve ayrı kalmamızı istemiyorlardı. uzun süre direttikten sonra ailemle kendim görüşeceğim konusunda onları ikna ettim..
    ···
  16. 141.
    +1
    *derya'sız günler geride kaldıkça umudumu yitirmeye başlamıştım. her ne kadar ona kızgın olsamda , her aklıma geldiğinde sinirlenip küfürler etsem de onu sevdiğim ortadaydı. sevmesem zaten bunca fedakarlık yapmazdım. bunca yaşanılan şeyin sonucu bu olmamalıydı. bunca yol katetmişken böyle bitemezdi. bunu kabullenemezdim. gecenin bir vakti kafama esti ve istanbula , onun okuduğu üniversiteye gitmeye karar verdim. ancak gittikten sonra ne yapacağım , barışsak bile ben eskişehirde , o istanbulda.. nasıl olacak diye düşünmedim bile..
    ···
  17. 142.
    +1
    @395 yok panpa şimdi gibtir git
    ···
  18. 143.
    +1
    *babamın acı haberini yavaş yavaş geride bırakıyordum. ancak annemin durumu o dönemler pek iç açıcı değildi. gün geçtikçe yalnızlığından yakınıyordu. haklıydı da. 2 katlı evde tek başına yaşamak pek kolay birşey değildi. abim bir süreliğine onun yanına yerleşmeye karar vermişti. ben istanbul'a dönmüş , derya ile hayatıma devam etmeye çalışıyordum. o dönemler son derece güzel giden ilişkimizi , babamın ölüm haberi gölgede bırakıyordu. ancak derya hiç bir zaman bundan şikayetçi olmadı. eski günlere dönmem için çok çaba sarfediyordu. yavaş yavaş düzelmeye başlamıştım bende. mutluluk bize uzak değildi , hiç bir zaman olmamıştı.. derya okulunu okuyor , ben işime gelip gidiyordum. günlerimiz eskisi gibi gülüp eğlenerek , keyifli geçiyordu. ara sıra annemin ziyaretine gidiyor , ara sıra da onu istanbul'da misafir ediyorduk. böylece yaşıyıp gidiyorduk işte..
    ···
  19. 144.
    +1
    *babamın akciğer kanseri olduğunu memlekete döndüğümde öğrendim. kemoterapiyi kabul etmediğini , aslında kendini ölüme hazırladığını.. bunları bana anlattıklarında dünyam başıma yıkılmıştı. nasıl olurdu da bu kadar umursamaz olabilirdi , kemoterapiyi kabul etmeyebilirdi.. sigara içen bir adam olduğu için bu hastalık kısa sürede yayılmıştı ve babamın vücudunda kötü huylu bir tümör oluşmasına sebep olmuştu.. bir yanda ağlamaktan bitkin düşmüş annem , diğer yanda ağlamamak için kendisini bir hayli zorlayan abim , bir yanda bize destek olmak için gelmiş olan deryanın ailesi , bir yanda derya.. babamla tartıştığımız için uzun süredir görüşmüyorduk ancak sonuçta o benim babamdı.. ben küçükken benim kahramanımdı.. zamanında beraber içip dertleştiğimiz , şarkılar söylediğimiz , beşiktaş şampiyon olduğunda meydanlara çıkıp marşlar söylediğimiz adam artık yoktu...
    ···
  20. 145.
    +1
    @386 yok panpa barışmak falan yok

    @387 değiştirmesini istemedim panpa gerek yoktu. ben o hatayı yapmıştım onun yapmasını istemiyordum..
    ···