-
1.
+7ama senin de içinde bulunduğun, koleranın damarlarında ki ağır delikanlıların kavgası. tarlabaşı'nın ara sokaklarından kadıköy'ün muallakliğine akan derin bir mevzudur. takipte kalın rezervelerinizi alın. başlamak için yakın sigaralarınızı.
-
2.
+5gel zaman git zaman ilk okulu bitirip liseye başlamıştım. çok uzun sürmedi bu lise macerası benim için. okulda jiletten kalma bir namım vardı. herkes biraz çekingen takılırdı yanımda. benim de havamdan geçilmez semtte ki raconu okulda devam ettirirdim. uzaktan uzaktan kestiğim bi kız vardı adı aysel, dünyanın en güzel kızı. bizim semtte otururdu haliyle beni de tanırdı. içim giderdi aysel'e. ona anlatmazdım bu durumu ima falan yok yalan yok hiç iş koymadım kıza. ama söylemişim bi kaç kişiye seviyorum bu kızı diye. gel zaman git zaman aysel'in yanında beyaz tenli, iyi giyimli, saçı taralı manken gibi bi lavuk tünemiş diye haber geldi. ulan bizim bi ismimiz var yakışır mı ben bu kızı seviyorum diyipte yanında sinek uçurtmaya. gözümüzle bi görelim bakarız icabına dedim. hiç unutmuyorum ekimin 22 si günlerden çarşamba 3ncü ders bitmiş tenefüse çıkmışız bahçede ne görüyüm, bizim aysel yanında bu lavuk yanyana dizdize oturmuşlar. lavuğun arkasında bi iki bebe belli ki duymuşlar mevzuyu kol kanat gerecekler sözde. ağır adımlarla gittim yanlarına kafamda tek bir düşünce tek bir kelime yok, sadece gidiyorum bunlara doğru. yaklaştım lavuk ayağa kalktı beni görünce bak jilet dedi hop dedim bi tokat asıldım lavuğa jilet yok dedim yanlış kişi sanıyosun beni daha namımızı koymadık ortaya, kimsenin devamı değil yepyeni bi hikayeyim lan ben dedim. yanında ki çocuklar girdi araya durun beyler okulda kavga etmeyin dedi biri cümlesinin sonuına noktayı koymadan ben kafayı koydum burnuna 4 kişiler tek başıma giriştim bunlara allah'ı var sağlam dayak yiyorum ağzım gözüm patlamış, aklımda tek bi konu var ben bu lavuklardan en az ikisini zütüremezsem semtte adım atamam. bunlar tam bırakmıştı ki beni ben canlandım birinin kolunu tuttuğum gibi kırdım, diğerinin boşluğuna bi tekme attım aldım kafasını kollarımın arasına kaç kere diz attım lavuğun suratına saymadım. diğerleri korkup kaçtı. hocalar falan yetişti sonra çok sevdiğim bi matematikçi vardı oda severdi beni tuttu kolumdan napıyosun oğlum sen dedi cümlenin sonuna noktayı koymadan ben bunun burnuna kafayı koydum sonrada okuldan atıldım zaten.
-
3.
+411-12 yaşlarındaydım ilk okul zamanları. okuldan çıktıktan sonra mahalle de takılırdım. oyun falan değil bizim jilet recep abi vardı onun yanında takılırdım. daha bu yaşlarda volta atmayı kelebek sallamayı öğrenmiştim. jilet recep sağlam adamdı duruşuyla konuşmasıyla raconuyla harbi idol adamdı. semtte bir görünürdü esnaflar falan saygı duruşunda o biçim bi delikanlıydı. bende yanında takılırken hafiften isim yapıyordum geleceğin jileti bu çocuk diyorlardı. jilet recep ne yaparsa onu örnek alıyo, onun gibi davranıyodum. yanımda jilet olmasa da girdiğim dükkanlarda bana karşı saygı duyarlardı, gerçi bana değildi o saygı jileteydi.
-
4.
+4aldım tasdiknameyi elime semte doğru gidiyorum. yine kafamda tek bir düşünce tek bir kelime yok. semtin girişinde sağlık ocağı vardı girdim içeri kaportayı toparlatmaya çalıştım. hemşire nuray vardı jiletin kapatmalarından. noldu sana ne bu halin gibisinden sorular soruyor. abla önemli bişey değil bilindik haller ilk defa mı görüyosun bu halleri dedim. dikişler atıldı sargılar sarıldı eyvallah abla dedim 1-2 saate borcu kapatırız bi kahveye uğruyim dedim. önemli değil recep'e selam söyle sen dedi. eyvallah abla dedim çıktım. 10 metre ilerde terzi sadi abi nin dükkanı vardı girdim façayı da bi düzeltelim dedim. selamımı verdim bi gömlek bi pantolon ayarladı sadi abi onları da giydim kahveye doğru gidiyorum. mahalle de beni gören peşime düşüyo çizdirdik ya kaportayı sanıyolar ki jilete gidip abi ağzımı yüzümü gibtiler sende onları gib dicem. der miyim ulan öyle şey aklınız alıyo mu hiç. neyse girdim kahveden içeri jilet her zaman ki masasında beni görür görmez sıçradı yerinden noldu oğlum sana kim yaptı lan bunu gibi sorular soruyo şştt dedim abi sakin babam burdayken dedim anladı jilet babam burdayken sana laf düşmez hesabına getirdim. geçtim ocağın oraya noldu dedi babam bi yandan çay dolduruyodu anlattım durumu böyle böyle dedim. babam her zaman sabırlı bi adamdı, saygılı adamdı, karşısındaki çocuk bile olsa kararı hep ona bırakırdı. napıcaksın dedi. izin verirsen burda yanında çalışıyım, okulu açıktan bitiririm dedim. tamam git eve dinlen dedi. biraz soluklanıyım mı şurda dedim jiletin masayı gösterdim. jiletle babam samimilerdi. babam severdi jileti. çay içer misin dedi. estağfurullah baba dedim kendi çayımı doldurdum bi tane de jilete gittim masaya. buyur abi dedim. ne lan bu hal dedi. mevzu o değil dedim. bi süre yanında takılmıycam dedim. hayırdır oğlum dedi. millet jilet diye çağrıyo beni o senin namın ben kimsenin ndıbını yürütmem abi dedim bi nam salıcaksak kendi hikayemi oynarım dedim. eyvallah koçum dedi senden de bu beklenirdi. eyvallah abi yanlış anlama beni edepsizliğim olduysa da kusuruma bakma dedim eve gittim.
-
5.
+3çaylar geldi. neden diye sordu aysel. ne neden manasında baktım iki şeker attım karıştırdım çayı. +neden kavga ettiniz sebebi neydi? ben mi?
-başka ne olacak güzelim, ben ki sevdiğimi söylemişim sağda solda yanlış yaptı lavuk cezasını da kestik.
+bana neden söylemedin dedi.
-ben öyle afilli kelimeler bilmem söyledim mi direk söylemem gerek zamanını bekliyodum.
+ee geldi mi zamanı.
-ben seni seviyorum aysel.
+ama ben seni sevmiyorum. sırf sen beni seviyosun diye ben kimseyle birlikte olamıycam mı? ne sanıyosun sen kendini? mahallede tarzın var diye tav mı olucam sana. üstelik o tarz senin bile değil jilet abi'nin.
o sıcacık çay birden buz kesti, yağmur başladı ferdi tayfur söylemeye başladı. kalktı gitti aysel. öyle bi gidişi vardı ki o bile güzeldi. biraz oturduktan sonra ben de çıktım ardından. ulan kayboldum o kalabalıkta. kendimi aradım koskaca istiklal de. semtin yolunu tuttum ağır ağır gidiyorum. 1-2 saat oldu sigaraya başlayalı 1-2 saatte hiç ettim bütün paketi. kafam bozuk kafam savaş meydanı. girdim kahveye selam verdim geçtim ocağa demliklerin hepsini boşalttım. baban napıyosun lan dedi. sıfırdan başlıyorum baba dedim. yeniden demledim çayları. jilet geldi, masasına oturdu. çay istedi.
-bekle dedim 15 dk sonra taze çay çıkacak.
+sen gel o zaman, dedi. çay olana kadar muhabbet edelim.
-işim var abi dedim.
+oğlum çay yoksa iş'te yok. gel diyosam gel.
- işim var dedim abi.
jilet manalı manalı baktı yüzüme olacakları anlamış gibiydi. -
6.
+3sabah kahveyi açtım, çayı demledim. esnafın çayını dağıttım, iki simit bi çay kahvaltıyı da hallettim. yerlere paspas, camlar cillop. kahve de takılıyorum sabah haberleri falan saat oldu 10 civarı kapının önünde aysel beni gözlüyo ah ulan aysel şimdi sırası mı el kol hareketiyle çağırdı, elimi havluya sildim çıktım kapının önüne. buyur, dedim. konuşabilir miyiz, dedi. konuş kızım, dedim daha nasıl konuşucaz. başka bi yerde konuşsak olur mu böyle kahve önünde cümlenin sonuna noktayı koymadan -yok artık o kadar da değil- ben girdim cümleye bak kızım dedim bu ekmek teknesi bu sabahtan itibaren bana emanet ben bugün burayı bırakıp gelirsem yarın seni bırakır başka yere giderim okul çıkışına gelirim akşam o zaman konuşuruz şimdi hafiften yoluna dedim. peki tamam dedi. ah ulan aysel. herneyse vakit geldi peder beyden bi iki saat izin kopardık utana sıkıla. gittim okul çıkışına aysel'i bekliyorum ama ne beklemek. kızı ilk bekleyişimde sıkıntıdan sigaraya başladım. sigaranın biri bitiyor biri yanıyor ulan içemiyorum da mereti öksürük bi yandan sabırsızlık bi yandan her neyse aysel göründü okul kapısında, yanında bi iki arkadaşı. beni gördü onlara görüşürüz tarzında bi tebessüm etti ki ne tebessüm be kardeşim o tebessümü o gülüşü görünce insan ancak bi tanrı böyle gülümseyebilir diye düşünüyordu. usul usul geldi yanıma ince bi merhaba dedi kendinden emin bi merhabayla cevapladım. nereye gidelim dedim, istiklale gidelim mi dedi değişiklik olur dedi. ulan kızım ne değişikliği daha ilk görüşmede manatonluk yaşıyosun hem ne istiklali çıkmamışım koleradan başım döner kendime gelemem ben olamam o züppe caddesinde dedim, içimden tabi. nasıl istersen dedim gidelim. çıktık istiklale ulan ne gereksiz insan topluluğu be kardeşim her neyse girdik bi kafeye çayları söyledik.
-
7.
+3annem babamdan alışık duruma. babam eskilerdendir. her neyse durumu anlattım böyleyken böyle oldu dedim. oturdu koltuğa o kadar sessiz ağladı ki o gün dünyada hiç bir şeyi duymadım. akşam yemeğinde soğuk bir hava tadı tuzu yok yemeğin kimse tat almıyor ama el mahkum yiyor. gece annemle babam kısa bi tartıştılar babam durumu kontrol altına aldı sakinleştirdi annemi. mutfaktan rakısını aldı balkona geçti yaktı sigarasını. yanına gittim baktım gözlerini siliyo. nasıl olur lan benim babam koskoca rüzgar musa nasıl ağlar lan. napıcamı şaşırdım elim ayağım buz kesti. özür bile dileyemedim. babamın bana söyledi sözlerse şöyleydi; annesiz babasız büyüdüm akraba ellerinde dayaklar yedim aşağılandım hiç sevilmedim. beni şu dünyada sevdiğine inandığım tek kişi annendir. o bana az önce ne dedi biliyo musun bu çocukta senin gibi eli kanlı sokakta büyüyecek, belki ölüp gidecek. bu çocuğu sen bu hale getirdin artık her gün yolunu gözleriz bu gün ne oldu diye. yani anlıycan beni tek seven kişinin benim hayatımdan nefret ettiğini öğrendim az önce ne yap ne et düzelt bu işi yoksa ters düşeriz. bütün gece ne yapacağımı düşündüm hiç düşünmeyen aklından tek kelime geçirmeyen ben nasıl düzeltirim diye düşündüm bütün gece.
-
8.
+2kendimi toparladım yolda. aysel'in bu pezvengin iddia ettiğine göre bulunduğu evin önüne geldik. bu önde ben arkada yavaş yavaş çıkıyoruz merdivenleri. içerde aysel mi var pazavengin adamları mı bekliyo beni bilmiyorum tabi körü körüne gidiyorum. kapıya vurduk kapıyı açan jilet'ti. beni görünce şok oldu huur çocuğu yarı çıplak karşımda geç lan içeri amcık bakma öyle dedim. üçümüz içeri girdik aysel nerde gibisinden işaret yaptım odayı gösterdi. ulan anamı babamı kaybettim. kardeşim bildiğim ahmet muallak oldu diri diri yaktım bu kadar kötü olmamıştım. aysel yatakta üstünde sırrı pekekenti. arkamı döndüm jilet'le göz göze geldik. jilet anladı gözlerini kapadı bana bak lan dedim gözlerini açmasıyla kafasına sıkmam bir oldu. sırrı'yı içeri aldım. ellerini ayaklarını bağladım. cebimden kelebeği çıkardım terzi sadi'nin parmaklarını nasıl bi kin nefretle kestiysem 10 katıyla bi huur çocuğunun gibini kesip, ağzına verdim, bağladım. 4-5 el buna da sıktım. aysel'le bu pekekenti aldım çıktım evden. mekana geçtik. bi kaç duble rakı gittim. pekekenti mekana bağladım aysel'i mahalleye zütürdüm. nuri baba'ya teslim ettim. mekana geri dönüp pzevengi aldım ormanlık bi alana zütürüp kendi mezarını kendine kazdırdım. diri diri gömdüm. tüm bu olaylar neticesinde içim huzurla dolmuştu. hayatımı altüst eden tüm huur çocuklarını öldürmüştüm. evin yolunu tuttum.Tümünü Göster
içeri girdim ama o huzur bi anda bişey oldu kaçtı. yine de iyi kalmaya çalışıyordum. herşey daha güzel olacak diye avutuyodum kendimi. güzelce bi duş aldım, kurulandım. kıyak bi takım çektim üstüme. aynada kendime baktım. çıktım evden mahalleye aysel'ime doğru gidiyorum. bi çiçek bi çikolata herşeye rağmen istiycem aysel'i. mahalleye geldim, ağır ağır kunduranın topuklarını yere vura vura yürüyorum aysel'in evine doğru. sokağa girdim ortalık ana baba günü büyük bi karmaşa bağırış sesleri. önce bi el silah sesi duyulmuş nuri baba aysel'in kafasına sıkmış namus temizleme ayağına ulan zaten telli duvaklı alıcaktım ben aysel'i. neyse girdim baktım eve nuri baba aysel'i vurmuş, kendini de asmıştı. ne yapacağımı şaşırdım tüm yakınlarım gitmişti. ambulanstı polisti doluştu tabi mahalleye. gençten bi memur arkadaş nasıl oldu nasıl gitti diye çevredekilere sorup soruşturuyo rutin bi araştırma sahnesi. memur bey dedim hikayenin aslı bendedir. 4 cinayet işledim bu genç kızında ölümünden sorumluyum. aldılar zütürdüler. ömrümün sonuna kadar burdayım. işte benim hikayemdir bu birader."
hikayesini böyle anlatmıştı metris'te kelebek. ben bunu yazarım demiştim. o zaman dedi şöyle gir muhabbete birader.
"benim hikayemdir bu birader ama senin de içinde bulunduğun, koleranın damarlarında ki ağır delikanlıların kavgası. tarlabaşı'nın ara sokaklarından kadıköy'ün muallakliğine akan derin bir mevzudur." son sözü bu olmuştu kelebeğin. glüşmüştük. o gece şişlediler kelebeği. bir delikanlının hikayesini o gece bitirdiler. -
9.
+23-4 gün hastanede yatıp çıktım. mahallenin yolunu tutmuşum, gidiyorum. kahvenin önüne geldim kepenkler kapalı. yanda nalbur nazım abi var, girdim içeri selamımı verdim ne iş abi niye kapalı mekan diye sordum.
+nerdesin be kelebek neler oldu piyasada yoksun nuri abilere git onun anlatması daha doğru olur.
- hayırdır noldu abi?
bişey demedi nazım abi başını öne eğdi iki yana salladı. dıbına koyim tribinin nazım abi dedim, çıktım dükkandan. nuri babanın evine doğru yollandım. çaldım kapıyı bizim çırak ahmet açtı.
- hayırdır lan ne iş. dedim.
+gel abi baba anlatsın.
-babanızın dıbına koyim ahmet.
selamımı verdim, girdim içeri baba hayırdır, ne iş noluyo? diye sordum. meğer aysel'i almaya gittiğim gün peder bey sizlere ömür. kelebeği bekleyelim öyle gömelim meftayı deselerde imam cenazeyi bekletmek olmaz diyip gömdürmüş. ertesi gün aysel "artık bu hayattan koleradan bıktım. daha güzel bi hayt için gidiyorum baba." yazılı bi notla evi terk etmiş. evden çıktım bi koşu mezarlığa gittim iki gözyaşı bi fatiha döndüm semte. çağırdım ahmet'i yanına nereye gitmiş lan duydunuz mu bişey diye sordum. bizim çocuklar istiklal'de görmüşler abi yanında jilet abi de varmış. bu okuldan arkadaşı serap'ın numarası vardı, onu aradım böyl böyle bi durum var dedim, aysel gitmiş dedim hani bi bilgin varsa diye. kadıköy'de bi ev tutmuşlar jilet'le evlencek diye duydum falan dedi. evi sordum bilniyorum dedi. eyvallah dedim kapattım. bastım gittim kadıköy'e bir hafta falan aradım bunları bi iz bulamadım. semte geri döndüm kahve'ye girdim ahmet elinde bi zarf abi sana gelmiş dedi. açtım baktım vatani göreve çağrıyolar. kahvenin başına nuri baba geçti. ayseli askere gidene kadar aradım yine bulamadım. vatani görev gerilla avı falan derken unuturum aysel'i pgibolojim falan bozulur kafayı yerim silinir aklımdan aysel diyodum usta birliği izmir'e çıktı. 7/24 yattık askerde silah tuttuğumuzu bile hatırlamıyorum. geri dönerken bavulda aysel'e yazılmış mektuplar, şiirler falan. 400 tane düğün davetiyesi hazırladım elimle aysel'le benim adıma onlarda durur hala. asker'de pek bi vukuatım olmadı. arasıra kahveyi arayıp nasılsınız napıyonuz ayaklarına aysel'i soruyodum hiç geri gelmemişti. teskereyi alıp gittim mahalleye. -
10.
+2aradan biraz zaman geçti bu süre zarfında jilet mahalleye hiç uğramadı sırrı'dan haber yoktu kapıma ne polis dayanmıştı ne başka bişey olmuştu. zamanla mahallede jilet'in yerini almış hüküm sürüyodum.Tümünü Göster
bi gün aysel'in okuldan çıkmasını bekliyodum. arka arkaya pancar motoru gibi çekiyorum sigaraları. normalden uzun kaldı içerde. biraz zaman sonra çıktı yanında üç kişiyle iki erkek bi kız, hayırdır ulan ne iş diyorum içimden. gizliden gizliye gidiyorum arkalarından baktım girdiler bi kafeye oturdular. aysel yanındaki lavukla pek bi samimi ulan diyorum dalıyım mevzuya ama tutuyorum kendimi sabrediyorum. yaklaşık bi saat sonra kalktılar. aysel eve döndü ben kahveye. nuri baba dedim nasıl aysel'in dersleri var mı bi sıkıntısı, diye sordum. yok evladım çok şükür herşey yolunda dedi. boşlama dedim arasıra konuş başka semtte kızın kanına girmesinler baba dedim. merak etme evladım dedi. ulan tav oluyorum bu lafa ne zaman merak etme deseler altından bişey çıkıyo. neyse bir gün iki gün bu olaylar aynı şekilde devam etti. lavuğun yüzünü kazıdım hafızama, bi iki kere takip ediyim dedim aysel'i bırakamadım.
gel zaman git zaman okulun ilk yarısı bitti. bu arada lavuğun adresini falan buldum icabında. nerden estiyse kafama gittim lavuğun evinin önüne bekliyorum çıkmasını. evin önüne bi araba geldi. kornaya basıyo, ulan arabayı bi yerden tanıyorum. lavuk çıktı dışarıya atladı arabaya, içimden büyük bi hasgibtir çektim sırrının arabasıydı bu. arabada üç kişi jilet sırrı bide bu lavuk. sırrı bini ölmemiş jilet bu işten vazgeçmemişti. atladım taksiye takip ettim lavukları geçtiler bi kahveye oturdular makara kukara takılıyolar. ulan dedim aysel'i uyandırıyım uzak dursun lavuktan. apar topar gittim mahalleye. soluğu aysellerin evde aldım kapıyı çalıyorum açan yok. koşa koşa gittim kahveye nuri babanın yanına. baba dedim aysel nerde? napıcan olm aysel'i hayırdır soluk soluğa kalmışın. baba nerde aysel diye direttim. arkadaşlarıyla buluşacakmış okula ara verildi ya tekrar açılana kadar son bi kez görüşeceklermiş, ah be baba gönderilir mi aysel o çakal sofrasına. atladım taksiye bu binlerin olduğu kahveye gittim, gitsem ne olur toz olmuşlar mekandan kahve sahibine sordum soruşturdum ilk defa geldiler dedi. aysel'i arıyorum telefonu kapalı. nuri baba'dan arkadaşı serap diye biri varmış onun numarasını aldım. aradım dedim duru8m böyle böyle bu adamlar tekin değil karı pazarlıyolar nereye gittiler biliyosan söyle diye. sağolsun kız söyledi yerlerini. aceleyle verdiği adrese gittim. kapıyı vurdum, bu lavuk açtı. kime baktınız cümlenin sonuna noktayı koymadan ben burnuna kafayı koydum daldım içeri nerde lan aysel dedim. jilet ayakta, sırrı belindeki emanete sarıldı, aysel içerden geldi, bana baktı.
+ne işin var burda kelebek.
-senin ne işin var lan bu pekekentlerin arasında.
+sanane lan puşt, anam mısın babam mısın matkabım mısın hesap mı vericem lan sana gibtir git burdan.
ulan hayatımda ilk defa harbi harbi ölmek istedim o an. jilet tuttu kolumdan basgit koçum kötü olacak dedi. bunun suratına baktım burnuna bi kafa attım kelebeği cebimden tam çıkardım huur çocuğu sırrı çekti emaneti sıktı bacağıma. ulan bir gram canım yandıysa namerdim. tam toparlanıp ayağa kalkıcam lavuk geldi sırtıma tekme attı sırrı biniyle lavuk aldılar aralarına ağzımı yüzümü elime verip orda bıraktılar beni. -
11.
+2Olum bunun lakabını kim kelebek koyduysa bulup gibicem adamın ömrü bitti yazamıyor amk
-
12.
+2bi akşam nuri baba geldi kahveye normalde pek uğramazdı. nuri baba aysel'in babasıdır. yüzü asık üzgün bi şekilde oturdu masaya çay koydum iki tane gittim masaya destur var mıdır baba dedim başıyla onayladı., oturdum masaya. hayrola neyin var baba canın sıkkın gibi, diye sordum.Tümünü Göster
+kız heveslendi kelebek okula ama bu harç paraları kitaplar falan ağır gelecek onu düşünüyorum bi iş daha gerekecek.
-böyle bişey için üzülünür mü baba, dedim. kızın üniversiteyi kazanmış aslanlar gibi okuyacak kabul edersen, dedim.
cümlenin sonuna noktayı koymadan olmaz kelebek dedi. olur baba dedim bi babam var bu kahve onun ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılıyo elimizden geldiği kadarıyla artık dedim. baba madem yardım kabul etmiyosun gel dedim takıl burda hem benim de yavaş yavaş askerlik falan geliyo senden daha güvenilir biri bulunmaz hem aysel'e yardımcı olursun hem bana. kabul etti. aysel'in kaydını yaptık okula. aysel okula giderken çaktırmadan onunla gidiyor gelirken çaktırmadan geliyordum peşinden. bi gün yine böyle zamanlarda kahveye döndüğümde arkamdan iki kişi geldi ilk defa gördüğüm tiplerdendi. buyrun birader dedim sırrı abi burda mı dediler. ne iş olduğunu ayıkmam için fırsattı. şimdi yok bana söyleyin ben yardımcı olurum dedim. birader dedi iki tane manita lazım bu akşama. ne diyosun lan sen dedim at yarra kerhane mi lan burası züt. çıkardım kelebeği dayadım gırtlağına diğerini kahveden elemanlar tuttu dedim bu sırrı bini size kar mı satıyo lan dedim. valla onunla yanında jilet recep mi ne var onlar ayarlıyodu abi bu zamana kadar dedi. gibtirin gidin lan bi daha görmiycem sizi bu semtte dedim, gönderdim puştları. kahveye dönüp bu olaydan kimse bahsetmiycek ben icabına bakıcam dedim. aradan bi iki saat geçti geçmedi jilet'le sırrı geldi. çıktım kahvenin önüne jilet abi dedim. buyur koçum dedi. gelsenize bi abi dedim. bunlar yanıma gelir gelmez çıkardım kelebeği sırrının dalağına soktum. bi elim kelebekte bi elim sırrının yakasında bu mahallede dedim pekekentlere yer yok. bu ibreti alem olsun herkese. jilet'e döndüm. jilet sen bunca zaman semtin namusuna sahip çıkmış kişi şimdi sermaye mi kurdun kendine. bunca zaman abi diye peşinden ayrılmadım benim gibi bu semtin tüm çocukları seni örnek aldı. şimdi sana bi kez söylüycem bi seferde anlıycaksın. pılını pırtını topla bugün bu semtten gibtir git. jilet tam bişey diyecekti çıkardım kelebeği ona doğru bi adım attım sustu döndü arkasını gitti. -
13.
+2beyler geldim gece 23:00'den sabaha kadar devam edicem takipte kalmaya devam edin şuan çalışıyorum iftara hazırlık falan yoğunum saygılar
-
-
1.
0işi gücü bıraktım bu hikayeyi bekliyorum amk
-
1.
-
14.
+2Senin ağzını gibiyim kardeşim mekanı cennet olsun kelebek abimizin.
-
-
1.
0amin birader amin
-
-
1.
0Baba şimdi meraktan soruyorum rica etsem kelebeğin adı nedir ?
-
2.
0ismi yok isimsiz kahraman
-
1.
-
1.
-
15.
+1Ya birader giberim sen bunu senaristlere ver kıvanç oynasın orda izleyelim giberim adeletinin dıbına koyarım heycandan ölücem amcıgın evladı fazlada atara kalkamıyorum gerçekten yaşadaıysan bunları anamı gibersin
-
-
1.
0O ezeldeki ramiz dayının gençliğini oynayan lavuğa on numara gider bu rol Ufuk Bayraktar mıydı neydi o adam işte . Jiletin yerine de taşaklı bi adam buldummu iş tamam amk
-
1.
-
16.
+1sabah kahveyi çırak açıyodu artık ben 9-10 gibi gidiyodum. kahveye adımımı atar atmaz kural belliydi tüm demlikler boşaltılır, sıfırdan başlanır. terzi sadi'ye çayı ben zütürürdüm. bir çay, bir ıhlamur. aysel ıhlamur içerdi. ıhlamur zemzem suyum olmuştu ilahi içeceğimdi. her ne kadar sıfırdan başlıyoruz desem de her gün aysel'i görünce tekrardan yanıyodu içim. terzi'den dönerken jilet'in yanında bi lavuk vardı dedim ya az önce sırrı denilen huur çocuğu mahalleye yeni geldiği zamandı o gün. içeri girdim selam verdim hoşgeldin abi dedim jilet'e daha ilk gördüğümde kanım ısınmamıştı ama abimizin yanındaydı sıktım elini ne içersin dedim çay ver yavrum dedi dıbına kodumun yılışığı. jilet'e baktım sıkıntı yok der gibi göz kırptı ses çıkarmadım. verdim çayını. aradan bi kaç gün geçti jilet'le bu huur çocuğu hep yanyana kahveye bile 5-10 dk uğrar olmuşlardı. çektim jilet'i kenara;
-ne iş bu abi dedim.
+askerden devrem, hayırdır.
-gözüm tutmadı be abi.
+iyi elemandır biraz yılışıktır ama zararı dokunmaz.
-eyvallah abi sen öyle diyosan başımızın üstünde yeri var.
ocağa geri döndüm. çay falan dağıtıyoruz işte bunu da uzun uzun yazmıyalım. -
17.
+1Ağzını beyin hücrelerini gibiyim çok heycanlı dıbınakoyayım ya umarım sonunda kız ölmez amk
-
18.
+1yine bi gün geldi jilet'le bu zütveren çaylarını verdim. sağa sola laf atıyo muallak jilet'e kaşgöz sahip çık şuna anlamında bişeyler yaptım, merak etme der gibi göz kırptı. tam masadan boşları alıcam aysel geçti kahvenin önünden, içim bi tuhaf oldu yine bu sırrı denilen huur çocuğu ooo bu yavru kim jilet cümlesinin sonuna noktayı koymadan kelebeği çıkarıp kulağına dayadım. abimin yanındasın yılışıklık yapma önce kulağını sonra zütünü keser kendine gibtiririm gibtir git çık dışarı dedim. jilet ayağı kalktı çek o kelebeği sok cebine dedi abi dedim ya efendi gibi otursun yada yanında sen değil peygamber olsa keserim kulağını. jilet sert sert baktı aldı huur çocuğunu da çıktı kahveden. benim kafa iptal tabi yardırdım aysel'in peşine kahvenin önünden geçmiceksin falan dicem yetiştim tuttum kolundan döndürdüm kendime bi baktım aysel ağlıyo. nasıl lan aysel nasıl ağlar kim üzer lan aysel'imi.Tümünü Göster
-noldu hayırdır aysel niye ağlıyosun.
+yok bişey bırak beni.
-kızım noldu söyle yakarım bu mahalleyi.
+bişey yok be bırak kolumu hayvan mısın, dedi.
ulan zaten kafam olmuş çöplük bağırdım buna noldu lan diye. korktu kız anlattı durumu bu huur çocuğu sadi kızı izleyip 31 çekiyomuş, aysel'de yakalamış. ulan bak yazarken bile kendimden geçtim ulan huur çocuğu yapılır mı lan bu aysel'e bana. koştum terziye haberi almış sadi kaçmış dükkandan. camı çerçeveyi indirdim. talan ettim dükkanı çekmecelere kadar baktım yok huur çocuğu bastım gittim evine kapıya vuruyorum açan yok kırdım girdim içeri. baktım bu tünemiş gardolabın için çektim çıkardım bunu ama nasıl dövüyorum geçmiyo sinirim. tuttum sağ elini çıkardım kelebeği zorlaya zorlaya kestim o sinirden o nasıl becerdim o kelebek nasıl kesti o parmakları hala anlamış değilim. aldım parmakları elime ulan dedim bu mahalleden gibtir olup gitmezsen o bamyanı da keserim bilmiş ol 2 saate kadar terk et mahalleyi. dışarı çıktım herkes kapının önünde jilet en önde yanında sırrı bakın lan hepiniz buraya dedim attım parmakları önüme aysel'e yan gözle bakan olursa kimseye acımam bu jilet abim bile olsa dedim. yardım kalabalığı geçtim kahveye. jilette arkamda göndermiş sadi'yi mahalleden şikayetçi olursan sermayem yapar buruş buruş zütünü bu semtin tüm sübyanarına gibtiririm demiş. kahveye geldi jilet, boşaltın lan kahveyi diye bağırdı millete üç gün kapalı burası. herkes otursun çayına çorbasına devam etsin dedim. abi sende otur bi huur çocuğu için tekneyi limana oturtacak değiliz. dedim. sen nasıl diyosan koçum dedi. -
19.
+1mahallede fazla takılmaz olmuştum, akşamları bi ara uğruyo kahveden hasılatı alıp kadıköy'e geçip orda kalıyodum. kendime yeni çevre bile yapmıştım. gel zaman git zaman ne kadar baba yadigarı da olsa evi, kahveyi satmaya karar verdim koleradan ayrılma vakti gelmişti. bi tanıdık aracılığıyla türkü bar devraldık. ahmet'i de yanıma aldım, nuri baba'ya kızını getiricem baba söz dedim. günler günleri kovalıyor, ahmet elinden geldiğince mekanı çeviriyo, ben aysel'in peşinde dolanıp duruyorum. bir gün mekan daha açılmadan açmışım rakıyı demleniyorum. kapıdan tartışma sesleri geldi gittim baktım bizim jilet.
+hayırlı olsun koçum, yeni mekan açmışın.
-eyvallah jilet dedim. aysel nerde?
+hala mı aysel lan kaç sene geçti koçum bırak artık kızın peşini.
-ben vazgeçenlerden değilim, jilet.
+geçersin koçum geçersin, aysel şimdi allah bilir kimin altında inliyodur. benim elimden de kaçtı aysel, gitti başkasının sermayesi oldu. o kızdan hayır gelmez sana birader vazgeç.
-gibtir git çık dışarı iç organlarını giberim senin.
bizim elemanlar çıkardı bunu dışarıya. aysel elden ele dolaşır olmuş. bizim ki salaklık huurnun peşinden ömür harcıyoruz. gel zaman git zaman türkü bar iş iyi ilerledi camia dan abiler falan namımızı duymuş bi iki posta koymaya çalıştılar önce paket edip gönderdik. sonradan sever oldular bizi, yardımcı olanlar falan oldu şöyle yapın böyle yapın diye. herşey iyi ye giderken bigün bi haber geldi aysel'den. falanca mekandaymış zorla satıyolarmış bunu benimde mekan açtığımı duyunca haber salmış gelsin kurtarsın beni diye. gitmez miyiz be giyindik kuşandık ölüme doğru gidiyoruz. -
20.
+1haberini aldığımız mekana gittik bi kaç yere de haber sladık gitmeden tanıyanınız falan var mı burayı diye. bi iki abimiz sağolsun yardımcı olmak maksadıyla geldiler bizimle. geçtik oturduk mekana aysel'in pekekenti geldi. hoşgeldiniz ayakları falan derken aysel nerde diye atıldım. delikanlı kim salih abi dedi pekekent. salih abi saygıdeğer bi abimizdi. gerçi abilerden pek hayır görmedik ya, işimizi halledecekti. salih abi üslubunca anlattı vaziyeti. bu pekekent olmaz öyle şey dedi ben sermayemi öyle aşkmış sevdaymış harcamam, alın voltanızı tatsızlık çıkmadan yolunuza bakın. salih abi ayaklandı kalk dedi gidiyoruz, dedim nereye gdiyoruz aysel'i almadan gitmem. bak koçum dedi salih abi, bu işler böyle yürümez ya racona ayak uydur ya da bizim şeklimizi bozma. kefil olduk mekanda sıkıntı çıkmıycak diye geldik, beraber geldik beraber çıkalım aksi türlü yanında değil karşında bulursun beni. eyvallah abi dedim gidelim. tam çıkıyoruz mekandan baktım sırrı içeri giriyo mekan sahibi pekekent oo aslanım civanım hoşgeldin gel buyur gibisinden bişeyler söylüyo, döndüm arkamı uzun uzun baktım bunlara, sarmaş dolaş pis pis gülüyolar. salih abi tuttu kolumdan çekti şimdi değil dedim koçum gidiyoruz dedi. ne zaman diye sordum şimdi değil daha sonra ne zaman istersen gel kız mı alıyosun mekanı mı alıyosun beni giblemez ben görevimi yaptım seni getirdim bundan sonrası sende koçum dedi. eyvallah abi dedim. mekana geçtik. bizim ahmet yok mekanda. sordum nerde diye abi dünden beri yok ortalıkta dediler. aradan bi iki gün geçti taktım belime emaneti giricem mekana. iki duble rakı koydum çıktım mekandan. aysel'i almaya körü körüne gidiyorum tek başımayım aklımda yine ne bi düşünce nede tek bi kelime var. geldim mekanın önüne kapıda kimse yok. girdim içeri bu pekekent içerde tek başına oturuyo. beni görünce ayağa kalktı ne işin var lan senin burda dedi, belinden çekti emaneti. ben daha hızlı davrandım bu sefer dayak yiyen ben olmuycaktım. dizine sıktım bi tane at lan emaneti dedim öldürtme kendini. emaneti attı, acı bana dedi vericem aysel'i al senin olsun. arkadan bi kapı açıldı, döndüm bi baktım ben böyle dünyanın anasını avradı tüm sülalesini gibiyim kapıdan içeri giren ahmet bizim ahmet benim çırak ahmet. kevaşeler gibi giyinmiş elinde iki bardak viski ulan bu nasıl bi hayat be ulan kimi vurucağımı şaşırdım aysel'imi kardeşim gibi sevdiğim ahmet'i alıp sermaye yapan bu huur çocuğunu mu vursam ahmet muallak oldu diye onu mu vursam tüm bunlara daha fazla katlanamayıp kendimi mi vursam bilemedim aldım bu pekekenti yanıma ahmeti oturttum bi sandalyeye elini kolunu bağladım tarih 22 eylüldü galiba 5 katlı apartmanın 3. katındaydık o mekanı yaktım çıktım ahmet'i diri diri yakıp çıktım. bu pekekent aysel'i verince bunu daha beter edecektim. ağlaya ağlaya yola koyuldum. aysel'i almaya gidiyorum.Tümünü Göster
-
-
1.
0kafana estikçe telefon edebildiğine göre tarih öncesi çağlarda yaşamıyoruz birader . Hiç mi polis yok dıbına koduğumun memleketinde kafana göre yakıp yıkıyorsun amk . Sıçışa geçti hikaye haberin ola
-
1.
başlık yok! burası bom boş!