benim de kızla problemim var

melekler ağır bastı. dedim "ne yapıyorsun, kendine gel?"

kız "çok özür dilerim ne yaptım ben".. dese de ben de onun beni öpmesini istiyordum. ama kız sarhoştu. bilinçli yapmıyordu. gibeyim böyle aşkın ızdırabını.

şeytanlar diyor hocam topla kızı git güzel mekanlar var sessiz, ıssız. ve pompayı ver pompayı...
hayır! bu sefer farklı olucak. aşk ulan bu.

hani filmlerde olur ya kız ve erkek sessiz kalırlar, dudaklarını birbirlerine yaklaştırırlar. işte o sahnesi 2-3 kez yaşadım o gün. her seferinde kıza hayır sarhoşsun dedim, ve öpmeyi reddettim. yok böyle bir zenginlik sanki hergün biriyle gibişiyorum, görsen playboyum sanki aq.

o anda onu reddedişim, milletten çekinmem mi yoksa onun sarhoş olması mı hala kafamda bir soru işaretidir..

kızın gözleri parlamaya başladı, ardından damlalar düşmeye. dedim yapma nolur, sakın ağlama.
o mavi gözlerden süzülen damlaları görmek ne kadar acı verdi o an. kız diyor "nasıl yaparım ben bunu, ben böyle birisi değilim".

millet izliyor, kızın yerini değiştirip sırtını döndürdüm millete. garsondanda peçete istedim birkaç tane. hala çevreye cool görünmeye çalışıyorum, birşey yok hemşerim

çok gibik bi durumdayım dinleyen olsun olmasın birilerine anlatmam lazım

bu arada güzel müzikmiş: http://www.youtube.com/watch?v=N37O2PxKXjo&NR=1

aslında aklımdan geçen tek düşünce, tohumu ektim. yakında filizlenecek ve meyvelerini verecek olmasıydı.
kızın bana olan güveni annesinden, babasından çoktu artık. arkadaşlarıyla uğurlaştı ve onu evine bıraktım.

ailesiyle kaldığı için evi tehlike bölgesi içersindeydi. uygun bir zaman gelicek, bunu biliyordum ve o zaman çok yakındı.

satranç oynamaktan farksızdı aslında.. basit bir kız kandırma, eve atma ve gibme değildi.

sonraki hamleleri düşünüp oynamak, hatta oynarken kendini olmadığın birisi gibi göstermek bile oyunun bir parçasıydı aslında. önemli olan oyunu kazanmak veya kaybetmek değil oynayıştan zevk almaktı. anı yaşamaktı.

ertesi gün.

gözlerinden damlalar akıyor, o beyaz pürüsüz yüzünde süzülüyorlardı. çeneye düşmeden peçete ile yakalıyor siliyorum. bir yandan da ona moral vermeye çalışıyorum. üzülme diyorum tamam önemli değil.

en az 5dk sürdü bu gözyaşı avı. içim yanıyor, ciğerim yanıyordu ama hala ben onun daha iyi hissetmesi için elimden geleni yapıyordum. ağlaması geçti. o güzel beyaz yüz, hafif kızardı utançtan mıdır bilinmez.

birden hafif şeytani bir sırıtış gördüm yüzünde, o dolgun alt dudağını ön dişlerinin arasına aldı. ve son kez, "öp beni.." dedi.

içimden birşeyler eridi gitti sanki o an, sandalyeden doğruldum ve hafifçe bir öpücük kondurdum dudağına. o yumuşaklık, o aldığım haz..

ve ardından gelen büyük pişmanlık.. nasıl yapabildim?

dükkanı kapattık yarın devam, çok garip şeyler oluyor gibeyim yapacağınız sinerjiyi.

sabah erkenden gelen "günaydın" mesajı, "sen ne kadar iyi bir insanmışsın" mesajı. "kendimi dün kaybettim, azgınlar gibiydim , özür dilerim tekrar. defalarca kez" mesajı. "herkesten farklısın" mesajı.

şişen egosu artık ona eziyet ediyordu.. ben ise öğlen uykumdan uyandım, sabah erken attığı mesajlara henüz cevap atmadığım için "neden cevap vermiyorsun" gibi mesajlar da gelmiş.

"senin yüzüne nasıl bakarım, çok utanıyorum". demiş. ben ise "seni reddetmem sevmediğimden değil bilakis seni sevdiğimdendir. utanmana gerek yok" gibi birşeyler yazıp onun yaptığı gibi edebiyat silahıyla onu delik deşik ediyordum. bana olan güven bağını sağlamlaştırıyordum.

duygusallığa gizlenen binin tekiyim ben halbuki.

iki gün sonrasına buluşmaya karar verdik, yine o 50cllikleri 5 liradan ittirdikleri kafeye.

karşılıklı oturduk, ona söylediğim sözler, ondan özür dilerken söylediğim şeyler geliyordu sürekli aklıma. gerizekalı rezil ettik kendini naptın sen neydin ne oldu. evet oldum dıbına koyayım!

neyse kıza yüzyüzeykende anlattım olan biteni, dedim senin karşında şuan o kadar küçük hissediyorum ki kendimi daha önce hiç bukadar berbat hissetmedim kendimi kimsenin karşısında.
ama alttan bunun şişen egosunu hesaba katmadım, sürekli pompalıyordum.

duygusalız ya.

sonra karı travesti çıkıyor bi sen onu gibiyon sonra o seni evleniyosunuz evlatlık ediniyosunuz çocuk büyüdükten sonra onuda gibiyonuz mutlu mesut geçiniyonuz
yiyoz içiyoz adiooosss

beyaz yüzlü ne dıbına koyayım . hayalet lan o kaç lan kaç !

@79 panpa kaçıp kurtulmak istiyom şerefsizim de amk sardı hikaye yaa gidemiyom... bi de şimdi içinden şey diodur olum bu kız farklı siz ne anlarsınız amk tarzı düşünceleri de vardır... biraz daha zorlayıp bu düşüncelerini de açığa çıkarıp içimden daha da acımak geldi bu çocuğa :D:D

alın amk şunu inceleyin biraz zaman geçer hem yazana kadar :D

http://www.randomnude.com...ude-image-part-17-557.jpg
http://www.randomnude.com...ude-image-part-17-379.jpg
http://www.randomnude.com...ude-image-part-17-184.jpg

kıza içinde bilakis kelimesi geçen mesaj mı attın lan? 9uncu başkanmız süleyman demirel misin amk

kaşlarını birbirine yaklaştırıp o salak bakışlarıyla kantinin içinde beni arıyordu. o kadar tatlıydı ki bakışları... beni bulması pek uzun sürmedi, göz göze geldiğimiz an o güzelliğini kat kat artıran hoş gülümsemesiyle 10 metre ötemde bir güneş doğuyormuşta kalbimi aydınlatıyormuş gibi huzurlu hissettirdi bana.

hızlı adımlarla yanıma yaklaşmaya başladı, gelirken elleriyle sayısız kere saçlarını ve elbisesini düzelttiğine şahit oldum. "acaba güzel görünüyor muydum?" "hoşuna gittim mi?" "bugün sivil kıyafetlerle beni nasıl görüyor? gibi soruların kafasından geçtiğine yemin edebilirdim.

"merhaba:)"
"bugün çok güzelsin:)"

ilk atışı yaptım bile. peki isabet etti mi?

@83 bilekis ne la :S

amk yapmıyım dicem de illa yaptırcan:

zaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa xdxdxdxd

edit: amk dakkasında eksi gelmiş la liseli değilim olum :D

uykum kaçdı aklım karıda tokmakcı arıyodur sabaha kadar eksi canım kardeşim

aradım, "falanca kafedeyiz arkadaşla" "gelir misin acele" dedi. olur dedim. tasmamı çekti kendisine doğru.

bi kankisiyle kafeye gitmişler kız kıza bira içmişler. ikişer tane extralı biradan içmişler. ikinci biradan sonra yaraklara gelmişler anlıycağınız. yalnız olduklarını söylemişti, gittim yanlarında da bir lavuk var.

kıza uzaktan bi işaret yaptım yanlarına gitmeden, kız yanıma geldi. dedim hani yalnızdınız filan dedin "kankamın arkadaşı". "tamam" dedim. şöyle arkaya geçiyoruz biz diye işaret yaptı arkadaşına.
köşeye geçtik, insanlardan biraz uzak ama masalar yine dolu. göz önündeyiz.

kız oturdu, bende karşısına oturdum. "yanıma çeker misin sandalyeni" dedi.

@41 aha gibiş başlıo beyler peçeteleri hazırlayın

@56 panpa kusura bakma gözyaşı avı yazmışsın gözyaşı.avi okudum ondan eksiledim. ayem sori

olum hızlı yaz eksilicem bak elim ayam titriyo sinirleniyom

"çok güzel bir gündü"

bende cool takılıcam ya amıma koysunlar "güzel bir kızla geçirdiğim hergün çok güzeldir benim için" gibi saçma birşey yazdım. gibeyim coolunu. hafiften tersledi aslında hergün mala vuran biri izlenimi vermekten çok seninle geçirdiğim hergün güzel olur gibi birşey demek istemiştim ama olmadı.

akşam saat 10dan sabah 4-5 e kadar yine mesaj telefon trafiği, ama bende sanki bi amcıklama var. gurur yapmışım ben bu gün kafede beni terslemesini. hep gibimsonik olmıyacak şeyler söylüyorum.

saat sabahın 5i oldu kızla ilişkimiz everestten guam çukuruna döndü. yani zirveden en derin çukura. bi an kendime şaşırdım ne yaptım ama yine coolluk bende ya dıbına koyayım. kız ona söylediklerime sinirli. ben ise "bir insanın gerçek bir yüzünü görmek istiyorsan onu sinirlendir" diyorum gibsinler zütümü.

en son arasana bi dedi, çıktım balkonda aradım.

bi ara okurum