-
76.
+1Ben insanları saydım, sigaralarımın izmaritlerini biriktirdim Bahar geldi ve gözlerini kısarak bana yaklaştı:
"neden burdasın?" dedi
"ne demek neden burdasın?"
"Aysar tartışmayı kaldıracak durumda değilim"
"öyle mi, peki ne zaman müsait olursun paranı verince mi?"
"ne saçmalıyorsun sen?"
"her şeyi biliyorum"
"neyi biliyorsun?"
"nerden geliyorsun?"
"hastaneden!"
dedi ve önüme fırlattı eczane poşetini. Sonra evin girişine oturup ağlamaya başladı. O kulüpteki huur çocuğunun gırtlağına sarılasım geldi ama suç ondan çok bendeydi öyle sinirlenmiştim ki onun söylemesini beklememiştim Baharın sözleri beni iyice deliye çevirmişti. Yanına oturup yüzüne yapışan saçları sıyırdım.
"her şey için özür dilerim, ağlama hadi ciddi bir şeyin yok değil mi?"
"dün... "
"evet dün?"
"ağızım kanamıştı ya... "
"evet?"
Meğer ağızı kanayan ben değilmişim ama sarhoşken gerçekten benden geliyor sanmıştım...
"ben kronik hepatit hastasıyım ve muhtemelen dün sana da bulaştı sana söylemem gerekirdi ama düşünecek durumda değildim o güne kadar seni kendimden uzak tuttum yani fiziksel olarak uzak tuttum. özür dilerim"
"hepatitsin ve alkol mü içiyorsun eğer bilsem sana engel olurdum"
"beni boşver senin bir hastaneye gitmen gerek"
"burada gidemem biliyorsun"
"Aysar ben bugün hastaneye yatıyorum eşyalarımı almak için geldim"
"pekala abine haber verdin mi?"
"evet haberi var"
"ben seni beklerim"
"senin Türkiyeye gitmen gerek"
"birkaç gün daha burdayım"
...
Lazım olacak kıyafet çamaşır topladık evden çıktık bir taksi çevirip hastaneye gittik. Bahar'ı bir odaya yatırdılar. Bütün gece uyumadan onu seyrettim. Uyandığında elinden tuttum "her şey düzelecek" dedim "her şey düzelecek.." her zaman bir yolunu bulup yaşamıyor muyduk her şeye rağmen? -
77.
-1bu ne lan özet geç git öl bin okumam bunu
-
78.
+1Tuana'nın yakın aradaşı gözde ile dertleşmeye başladık sms ile. olayları benim ağızımdan anlattım bir de. Bilmiyorum tuana ona nasıl anlatmış ama benden de dinlesin istedim. Bana hak verdiğini düşünüyorum yani öyle hissettirdi. Onunla şiirlerimi paylaştım benim yazdığıma inanamadı. Tuanaya da söylemiş olacak ondan sonra yeniden konuşmaya smsleşmeye başladık onunla. Her şeyi konuşuyorduk saatlerce yatana kadar. Uykum gelse de sabah çok erken kalkacak olsam da o uyumadan uyumadım. Günler aynı şekilde devam ediyordu eskiye nazaran daha iyi hissediyordum ha bu arada duygu olayını fark etmişsinizdir. Hani ben sarhoşken mesaj atan kız. Onunla da konuşuyordum arasıra eski sınıf arkadaşım kendisi. Tuana ve duygu ile konuşuyorum duyguya tuanayı anlatmış istemeden de olsa onu kıskandırmıştım. Duygu güzel kız aslında hatta tuanadan güzel kalbi de temiz bir kız. Bu çabalara daha çok değebilirdi ama onu o zaman göremedim beyler ben tek noktaya odaklanmıştım ve yanımdan geçenleri görmüyordum. Hayat akıyor ben farkında değildim. O aralar telefonum bozulmuş servise göndermiştim bende eski bit telefon vardı samsungun kızaklılarından onunla mesajlaşmak beni zorlasa da vazgeçmiyordum. Ansızın öğle arasından önce bir mesaj geldi telefonuma "ben uğur öğle arası konuşmamız lazım". Beyler ne yapmalıyım bilmiyordum bende daha sakal çıkmıyordu herifi askere çağırsalar kimse yadırgamaz cinsten. E bizde kaçmak yok dayak yersek yeriz ama kaçmak katiyen yok. Kapıda beni beklemiş beraber çıktık parkın oradaki banklara oturana kadar konuşmadık "bak kardeşim geçen gün tuananın telefonunda seninle mesajlaştığını gördüm okuyamadım sen ne konuşuyorsun kızla?" biraz rahatlamıştım çünkü telefonum gönderdiğim mesajları kayıtlı tutmuyordu sadece bana gönderilenler vardı "bende yalan yok " dedim çıkardım telefonu bikaç mesaja baktı sorular sordu benim attıklarımı sordu yok dedim "gönderilenleri siliyor istersen sana da mesaj atayım gör" dedim tamam ben sana güveniyorum dedi sigarasını yaktı telefonu bana verip konuşmaya başladı "sen bu okuldan biriyle çıkmış olan bir kızla konuşmaya utammıyor musun? Bak ben bu sene mezun olacağım ondan sonra ne istiyosan yap ama gözümün önünde olmasın" dedi "öyle birşey olsa okulda kimsenin sevgilisi olmaz" dedim "o onların sorunu bizde böyle bak senle kırıcı olmadan konuştum eğer bir daha olursa bozuşuruz ona göre" dedi ve konuşma orada bitti. Hiçbir şey yapamadım. "en az senin kadar seviyorum" diyemedim.Tümünü Göster
-
79.
+1@24 canın sağolsun
-
80.
+1ertesi gün buluşma yerimiz olan avm önüne bigiblet ile geldim arkadaşımı buldum. şaşkın ifadeyle konuştu:
-Lan niye bigibletle geldin? eve nası döncen?
+niye lan, sarhoş olmayız dedin?
-iyi tamam elinde zütür yine de sen bigibleti.
bigibleti avm'ye kitledik ve avmnin içindeki migrosa girdik fiyatına baktık. gideceğimiz yerden alalım dedi. diğer avm'ye yürüdük. alt kattaki markete girip 50'lik istanblue aldık. arkadaşım:
-meyve suyu almak lazım şimdi.
+tamam vişne mi alıyoruz?
-yok ya vişne mideyi yakıyor. portakal alacağız.
+lan votka vişne diye şarkısı bile var bak emin misin?
-bana güven ben çilekli de içtim vişneli de portakallı da.
+iyi bakalım, bardağı ne yapacaz?
-yakında bakkal olsa pet bardak alırdık da.
+lan şurada ikili bardak var bak 4 lira
-o bira bardağı
+iş görür hem hoş gözüküyor bir daha da kullanırız.
-tamam alalım şimdi de pringles alalım. -
81.
+1"Kimsin" diye mi başlanır konuşmaya adabının aq. Sinirlenmiştim neyse bu benim kim olduğum konusunda epey zorladı ben de inat ettim söylememekte sonuna kadar kararlıydım. Bir ara "Fatih sen misin?" Dedi sonra da "uğur musun peki?" beyler tepemin tası attı. Uğur, tuğçeden bildiğim kadarıyla geçen sene tuanayla çıkmış ama hala arkadaşlarmış peki fatih? Onu da ilerleyen zamanlarda öğrendim bu kıza yazan diğer bir şahsiyetmiş ve bu herifler 12. Sınıf. Kimse benim ekmeğimi yiyemez dedim ve beni bunlardan biri sanıpta adamların ekmeğine yağ sürmek istemedim ilk günden kim okduğumu söyledim. Bu olayın ardından bir süre konuşmadık sms atmadık birbirimize. Ben en büyük kaybedendim. Ertesi gün kızın anahtarlığında uğur böcekleri vardı. Kim aldığı belli tabii ki. ilerleyen zamanda öğrendim ki anıları varmış bu böcekle ilgili. Bu yüzdendir uğur böceklerini sevmem. Konuşmadığımız süreçte fatih bizim Sınıfa girdi ve tuananın önünde diz çökütü çıkma teklif etti cevabını sonra vermiş ve duyduğuma göre de kabul etmiş. Bu işler bu kadar kolaysa ben niye yapamıyordum hala anlamış değildim. Asıl olaysa uğurun bu olayı duyması oldu. Uğur hala tuanayı sevdiği için yurt dışına gitti (bence büyük bir oyun!) almanyadan resimler attı falan ben kendimi unuttum güldüm sadece o da benim kadar kasıyordu ama o sadece yalancıydı insanları üzerek amacına ulaşmayı planlayan bir bin'di. Kız o hafta Fatih'ten ayrıldı kimseyle konuşmadı bu sırada öğrendim ki aytuğ ile tuğçe çıkıyorlarmış. Ben acı çekiyorum ya hiçim yani söylenmemeli bana böyle şeyler çok iyisin Tuğçe başkasından duymam daha iyi oldu. Her neyse bu sefer gittim sordum.
-
82.
+1Malum gün gelip çatmıştı o gün beyaz gömleğimin üstüne yeşil kazağımı geçirmiş babamın en pahalı parfümünden 5 fıs almıştım. Saçlarım çok sıradandı. o zamanlar uğraşmazdım ama birkaç tarak darbesiyle bi şekil yapmaya çalıştım. Pastayı Tuğçe yapacaktı zaten. Tuana'nın doğum gününden sonraki gün aytuğ'un doğum günü vardı ikisine ayrı ayrı pasta yapmak zor olacağından ikisinin pastası da aynıydı bu arada tuğçe aytuğdan hoşlanıyor galiba peki benim niye haberim yok? Her şeyimi anlattığım tuğçe sadece bir dinleyici mi? Sadece dinlenmek istesem ağaçlarla konuşurdum demek için yanına gidecek oldum vazgeçtim. Bugün Tartışmaya giremezdik paketi ona verdim "o dışarı çıktığı zaman bunu çantasına koyarsan sevinirim" dedim ve pastanın tadına bile bakmadan dışarı çıktım içimde benden gizlenen şeylerin kırgınlığı vardı. Şimdi olmaz diye kendimi yatıştırdım ve kızın vereceği tepkiye odaklandım. Birdahaki tenefüs tuğçe yanıma geldi "biraz dışarı çıkalım mı" dedi onun aksine heyecansız bir sesle "olur" dedim bu bana heyecanlı heyecanlı anlatmaya başladı " aysar, kız paketi gördü çantasında sonra açtı üç dört defa okudu sonra yine katladı yüzüğü çıkarttı parmağına taktı elini kendinden uzaklaştırdı biraz baktı ve çıkartıp ikisini de kutuya yerleştirdi sonra çantasına koydu". Ben yine sıradanca "güzel" dedim, "senin neyin var" muhabbetine gitmemek için "geriye sadece akşamı beklemek kaldı" dedim ve zorlukla gülümsedim. Zil çaldı ve içeriye girdik. Bütün derslerin bir an önce geçmesini bekledim, akşam olup beni eklemesini bekledim. Zaman zor zar geçti eve geldim enerjim tükenmişti. Telefonumda msn olmasa msn bile açmayacaktım o kadar bitkin hissediyordum oturacak halim yoktu yatarak mesajlaşabilirdim belki. Ertesi gün fizik sınavım vardı saat 9 da beklediğim bildirim geldi. Belki o ana kadar çalışmış ve kim olduğum konusundaki merakını bastırmaya çalışmıştı bilmiyorum ama sonunda attı o mesajı. "kimsin?"...
-
83.
+1@8 teşekkür ederim kardeşim mümkün olduğunca yazacağım
Günler geçiyor ve Tuana'nın doğum gününe yaklaşıyorduk. Bir paket hazırlıyordum tam doğum gününde patlatacağım bir bomba. Artık ne olursa olsun diyordum kendime o kadar da güvenmesem de bunu yapmalıydım. O gün okul çıkışı bir gümüşçüye girdim nasıl bir mantıksa gümüş bir yüzük aldım. insan kolye falan alır di mi aq ne yapıyorsam yüzükle? Sanki evlenme teklif edeceğim hem öyle safım ki parmağının ölçüsünü de bilmeden aldım. Geriye planımın ikinci kısmı kalmıştı. Güzel bir arkafon hazırladım ve davetliye boyutundaki bir kağıda bilgisayar ile tam hatırlamadığım bir metin yazdım beyler ben mektup yada not yazacaksam etkilemeden bırakmam emin olun ilerde örnekleri olacak hatta bunu wordten yazdığım için bir kopyası vardı kimse görmesin diye gta vice city'nin hedef klasörüne atmıştım. Bu doğum günü kartının altına bir msn adresi yazmıştım (tabii ki kendi adresim değil yeni sahte hesap açtım o özgüven bende yok beyler) Tuğçe'ye kağıdı okuttum "süper olmuş" onayını aldıktan sonra sadece beklemek kaldı. Her geçen gün daha da heyecanlanıyordum. Zaten sms ile konuşuyorduk ama sevgimi kendim olarak dile getirmem mümkün değildi msn yolu ile duygularıma açıklık getirecektim. -
84.
+1her şeyi ayarladık avmnin arkasındaki toprak yığınlarının arasına girdik. kapağı açtı. bi kokladım kolanya! arkadaş doldurdu votkayı 2,5 parmak.
+lan bu kadar yeter mi nası bitircez şişeyi?
-bu fazla bile oldu sen iç anlarsın.
portakallı meyve suyunu da üzerine ilave etti.
-hadi düşünmeden dik kafaya, dedi
içtim içtim içtim. bardak bitti:
+bu ne lan öff kolanya gibi.
-ee anladın mı?
+iyi tamam az koy.
böyle böyle biz konuşa konuşa votkamızı içtik ve teoman dinledik bağıra bağıra şarkı söyledik. alkollüyken oldukça özgürsünüz. Ben ilk kez sonbaharda sarhoş oldum. -
85.
+1ikinci dönem gelmişti tatil süresince göremediğim tuananın ancak resimlerine bakıyordum ve smsleşiyorduk. ikinci dönemin başında ben tuğçenin yanına geçtim. Onunla da bayadır konuşmamıştık aslında tuana dışında kimseyle konuşmuyordum. Bu ara hakkında hatırımda kalanlar bunlar sonra hemen 13 şubata geçelim. Benim için önemsiz bir gündü sevgililer günü ancak aytuğ ve Tuğçe için güzel geçeceğini düşünüyordum çünkü günler öncesinden aytuğ 14 Şubat için tuğçenin resmini tişörtüne bastırmıştı ancak ne ben ne o bilmiyordu ki bu özel (kişiye göre değişir benim için hiç özel değil ve olmadı) günden bir gün evvel ayrılacaklarını. Tuğçe bana yürümüyor dedi ve ayrılacaklarını anlattı sonuç olarak o akşam ayrıldılar. Aytuğ benden beter oldu. ikimiz de kaybedendik. Bu arada alpe ben herşeyi döktüm ağzı açık dinledi. Olaylar birbirine karşımaya başladı sizi sıkmadan hızlandırarak anlatayım. Aytuğ ile Tuana yakın arkadaş oldular Tuana hakkında bazı tavsiyeler veriyordu bana aytuğ. Ben de tuğçeyi aytuğla barışması için ikna etmeye çalışıyordum. Sonuç olarak çabalar boşa gitti. Alp tuana ile yakın oldu anlattıklarımdan sonra ben sadece alple takılırken artık tuana da bizimle beraber gelmeye başlamıştı bazı zamanlar. Bu yüzden rahatça alple konuşamıyordum. Bazen alpin montunu giyiyordu yani sanılandan fazla yakınlaştılar ben de doğal olarak garipsedim paranoyaklaşıyorum diye düşündüm ama alple mesajlaşmaya konuşmaya devam ettiler. Alp öyle biri değil buna eminim ama beni kıskandırmak için mi yapıyor bunları Tuana? Bilmiyordum ama sinirime gitmişti alpi çektim "bak alp yanlış anlama ama dışardan sevgili gibi duruyorsunuz yani belki sağlıklı düşünemiyorum benim için sakınca yok ama senin de işlerin terse dönmesin?" o sıralar alp güzel bir 9. Sınıfı gözüne kestirmişti. "yok ya biliyosun arkadaşız" dedi "ben biliyorum peki diğerleri? Bunu bi düşün araştır" dedim.
-
86.
+1Okuldaki yerimden hiç memnun değildim artık alpi bırakmam lazımdı. Önce alpe en sola gidelim mi dedim kabul etmedi burası iyi dedi herkesin istediği yeri niye bırakalım dedi. Haklıydı alp ama olayları bilmiyordu. Tuğçenin yanına oturmalıydım o halde. En öndeydi belki kendimi derslere verebilirdim? Tamam o biraz zordu bu kadar kalbim kırıkken ama en azından onu görmek zorunda kalmazdım her dakika. Biraz da o beni görsün! Tuğçe'nin yanında oturan sedayı göndermem gerekiyordu şimdi de.Peki Aytuğ, sevgilisinin yanında oturmam için yaptığım uğraşlara bişey der miydi? Giberim aytuğ'u! Dostluklar kalıcıdır sevgililer gider hep beyler, ve nitekim öyle olacaktı. Seda işi kolay oldu o zaten ikinci dönem arkasıralara geçmeyi planlıyormuş ben lisede hep istediğim yerde oturdum.
-
87.
0Kbg reis malesef yanlış hamle yaptım bilmiyorum belki de öyle olması gerekti belki bu durumda olmazdım
-
88.
0Whatsapp 2009 yılında kurulmuş olabilir ama ülkemizde yaygınlaşması kullanılması ve isminin duyulması elbette 2009 dan sonra olacak. Bu 11 mi 12 mi olur bilemem. Kurgu olduğunu kabul edersen okumaya devam ederim haaa yok bu gerçek diyorsan maalesef. Zaten bu kadar diyaloğun ve ayrıntının akılda kalması zor. Günlük tutmadıysan eğer. Tuttuysanda caps or didnt happen. Fena yazmıyorsun ama. Uzun yazarak bayıyorsun gereksiz yerlerde fazla duruyorsun he de geç.
-
89.
0reisi cumhur yine çok can alıcı noktada bıraktın müsadenle dıbına koymak istiyorum.
-
90.
0@259 Okumak zorunda değilsin, yazılara inanmayabilirsin, yazıya hayal ürünü diyebilirsin, bana çocuk da diyebilirsin neyi değiştirir ki bu? isteyen yine okur istemeyen yine okumaz ayrıca aklında olsun ki whatsapp 2009 yılında kuruldu.
-
91.
0Yolun sonuna gelmiştik aryanın evine çok yakındık ama babası görmesin diye sokağa kadar gitmedik. Boş arsanın orada durduk iki elini de tuttum kendime doğru çektim uzun bir müddet sarıldık gecenin klişesi olmuş öpücüğü tekrar dudaklarına kondurdum. (beyler biliyorum nefes almaktan çok öpüşmüşüz o gün ama mutlu olduğum gün sayılı zaten bırakın anlatayım) bir süre sonra “geç oldu” dedi. Bana kalsa sabaha kadar durabilirdik ama hiçbir şey bana kalmadı bu zamana kadar; hep elim boş yüreğim dolu döndüm geri.
Belinden tuttum kendimden biraz uzaklaştırdım “hiç gitmesen olmaz mı? Kaçalım gidelim buradan” dedim öpüşürken taşan dudaklarımdan nasibini almış olan dudağının üstü sokak lambasının ışığıyla parlıyordu. “salak, seni seviyorum” dedi ve gitti. ben de önce gidişini izledim sonra eve yürümeye başladım. uçarcasına hafiftim. O günkü uykum herkesinkinden daha tatlıydı. -
92.
0Arya tek başına tuvalete gittiği sırada yağmurdan sigara yaktım nefesleniyordum ki geldiğinde bardayız falan dinlemedi üstüme çıktı mecbur söndürdüm. Garip olanı kendi de biraz sonra djarum black sigarasını ateşlemişti. Hiçbir kız öyle güzel sigara içemez. Tabii intikam olarak ben de onun sigarasını aldım.. Çocuk gibiydik, uzun zamandır bu kadar mutlu olmamıştım. Ama şunu hatırlamakta fayda var. "çok mutsuz sonların birinci şartı çok mutlu başlangıçlardır" bu olaya uygun şarkıyla devam edelim.
(Mutlu Son https://www.youtube.com/watch?v=e_V9wplql2E ) -
93.
0Yalanını gibeyim senin amk kızdan whatsapp istiyor istediği zaman 11. Sınıfa gidiyor yani yaş 17 hadi en erken 2012 desek bu daha 19 yaşında ufacık bir "çocuk"
-
94.
048'de kaldım. Okumaya devam ederim.
-
95.
0seri yaaaaaz
-
kayra 40 yaslarda ısıtme kaybı yasıcaksın
-
bikerisinde yokluktan breaking bad
-
17 bin tl aliyorum
-
acaba kayraya bi zenci tecavüz etse
-
atatürk kendisi bile bugünü görse
-
kaan kurala acayip sinir oluyorum
-
trabzonu doğradılar
-
kayra kac dkya yeni hesap acip gelir
-
islamda sünnet olmak mecbur mu
-
dün öğrenciler geldi
-
beyler doğuda damada ve geline takılan altınların
-
basketbola atan kazanır kuralı gelmeli
-
endonezya bali ucuz diolar la
-
her tarafta buhu
-
bu kayranın vücudu muydu la
-
sonundaa aldım be
-
çakra patlatmak
-
3 trilyona araba önerisi
-
cogu ünlü ayın dolunay oldugu zamanlar
-
neden playstation joystiklerine sensor koymuyorlar
-
züt deliklerinin süper sıkı ve girmesi çok zor
-
mersobahis
-
dennis buroyla bir ani
-
et yemeyen erkek geydir
-
bu ehliyet kurs hocalari
-
moderatorler kendine
- / 1