1. 26.
    +1
    Maç günü geldi 12lerden bir takım ama hepsi bizden iriler. Hoca hazırlanmamız için haber yollayınca iki takım oyuncuları da soyunma odasına girdi. Biz kıyafetleri değiştiriyoruz adamlar kıyafet getirmemişler maçı unutmuşlar hatta. Ben içten içe gülüyordum gömlekle pantolonla maç yapmak sıkıntı sonuçta. Neyse biz iyice motive olduk. Öğle arasına 10 dakika kala başlattı hoca maçı. Ben stoper oynuyorum alp ortasahada kalecimiz bizi sattığı için as takımın kalecisini aldık başladı maç.
    ···
  2. 27.
    +1
    işe başlamam dönüm noktası demiştin. Hâla bunu açıklayacak oha harbiden haklıymış dedirtecek entry'ni dört gözle bekliyorum.
    ···
  3. 28.
    +1
    Takip eden panpalarım bi part atıp gidiyorum ben gelmeden biraları bitirmeyin belki birkaç part daha atarım biraz işim var da erken bitirirsem sizlerleyim.
    aslında okunuyor mu bilmiyorum ama bir işe başladıysak sonu gelmeli. Sizle yada sizsşz sonu gel me li!
    Siz yine de ses verin ara sıra. insan yalnız hissediyor gerçi alışkınız ona da neyse.
    ···
  4. 29.
    +1
    Uyandığımda edebiyat dersi bitmişti alpin yanında kalmışım tuğçenin yanını boş bıraktığım için, içim kötü oldu en ön sırada yalnız oturmak bana hep koyardı onu düşündüm ve ben tuğçeyi ilk kez sonbaharda ektim. Bu kadar benim olaylarımla ilgilenirken alp'in olaylarını anlatmamışız hemen ondan da biraz anlatalım da dönem sonu şaşırmayın ne oluyor diye. Beyler alpin geçen sene sonunda kesiştiği bir kız vardı biraz bahsetmiştik kızın adı güneşmiş, işte onunla bu yaz tatilinde baya konuşmuş yakınlaşmış ilerletmiş telefon numarasını almış ordan konuşmuşlar tam bu iş olacak gibi dururken alp kıza "profil resmin çok güzelmiş karşim" yazmış mala bak ya olan işi bozmuş senin mantığını ya! boş kaleye şut atıp taç yapmış yani öyle böyle değil. Bu olaydan bikaç gün sonra da hoşlandığını söylemiş kız da tabi "ben seni hep arkadaşım olarak görüyodum" demiş. Alp hiç kusura bakma ama o güzeli kaçırdın ya ondan güzelini zor bulursun. Kızın da bitaraflarını kaldırdı bu olay. Alpin aklında hala takıntı devam ediyor hatta dolambaçlı yollardan geçip onlarla karşılaşmaya çalıştığını fark ediyordum. Gipimde değil dese de bu hissediliyordu.
    ···
  5. 30.
    +1
    Zilin çalmasıyla okul insan kusmaya başladı. Ama pek önemli bir maç olmadığı için samimi bikaç arkadaş dışında izleyen yok sanıyordum. Bora, berke solumdaydı. Sonra ilerde sağ köşede bekleyen kızı gördüm. Yine aynı ifade ile bana bakıyordu. O an tüm gürültü kesildi öylece ben de ona baktım. Bana bikaç saniye gelen bu olay sırasında adam yanımdan geçip golü yazdı. Alp yanıma geldi "adama niye koşmadın ne yapıyosun?" dedi. Gözlerimi o yönden ayırmadan kafamın hareketi ile kızı gösterdim "oo sen böyle yapcaksan işimiz zor" dedi. Odaklanmaya çalıştım tek amacımın kazanmak olduğuna inandırmaya çalıştım kendimi ama "o" her şeyi değiştirdi. Sağ tarafa doğru koşarken topa adama bakamıyordum gözlerime hakim olamıyor ona bakıyordum halim komik olacak istemeden gülümsettim onu. Yerime oynayacak biri olsa o an maçı bırakırdım ama oynamak zorundaydım. Bu sıralar biz iki gol daha yemiştik. ilk yarı 3-0 yeniliyorduk kale değilimi yaptık bu sırada kız gitti. inanın bakmasından rahatsız olduğum bu kızın gidişine üzüldüm. Alp çok sinirlenmiş olacak kaleye o geçmişti. Biz sadece şeref golüne odaklanmıştık artık ama sürekli atak yiyorduk bense çok sert oynuyordum orada birkaç kere sert müdahaleler yapıp birkaç frikiğe maruz bıraktım alpi. Alp birkaç kurtarış yapsa da o da kaleyi koruyamadı ve biz 4-0 yenildik. Bu maç hakkında sonra hiç konuşmadık kimse bana bişey demedi benim de konuşmaya yüzüm yoktu zaten.
    ···
  6. 31.
    +1
    Geçen senenin yorgunluğunu üzerimden atmış yeni seneye öyle başlamıştım. Saçlarım her zamankinden uzun ve hala biçimsizdi ama başka bir tarz duruyorlardı. 11 olmanın havası bir ayrı tabii deri ceketle gelmişim beyaz gömlek boğazıma çok yaklaştırmadığım dandik okul kravatım (sütlükle serserilir arasına konumlandırdım yani tam ayarında) çanta tek omuzda falan değil rahat edemem öyle ama yine de idare ederdim. Duygusal anlamda ise boştum yüklerimden kurtulmuştum hele senenin sonunda olan o olaylardan sonra değersiz biriydi Tuana benim için. Alpi sırada buldum. Müdürün saçma dönem başı konuşmasını bekleyip muhabbete dalmışken bana bakan bir kız gördüm. Bir kaç kere o yöne baktım tekrar ve tekrar.. Beyler kız ben bakınca bile bakışlarını benden almıyordu. Ben biraz rahatsız oldum yani tatlı bir kesişme değildi üstelik ilk defa görmüştüm yani tanımıyorum kızı ve büyük ihtimal çöm. Neyse müdür konuştu istiklal Marşı falan okundu sıra dağılırken alpe işaret ettim "alp şu kız sürekli bana bakıyordu sıradayken" dedim "emin misin sana baktığına?" dedi. Yok aq ben şaşıyım! Tabi bana bakıyordu. Neyse bakarız sonra falan diye geçiştirdi olayı iyi bakalım dedim. Birkaç tenefüs art arda dışarı çıktık beyler kız hala bana kilit. Alpe de gösterdim bu kez. "lan beni kesiyor bence" dedi. "Ulan git konuş o zaman!" dedim. Yok falan dedi. Bu kesişmeler her karşılaşmamızda devam etti durdu. Biz alple her tenefüse çıkıyorduk ama o bazen pencereden bakıyordu. Bana kız pek normal gelmedi kendime alıştıramadım hiçbir girişimde bulunmadım.
    ···
  7. 32.
    +1
    gibseydin bari o kafayla
    ···
  8. 33.
    +1
    "abin gelmeyecek mi?" dedim
    Yemek bitmiş etrafı topluyorduk.
    "hayır bugün gelmez"
    "ne zaman gideceksin"
    "nereye?"
    "kulübe"
    "bugün izin günüm"
    Pencereden dışarıya baktım güneş bir kaç saate batacaktı.
    "hadi dışarıda gezinelim" dedim
    "sıkıldın mı evden"
    "yo hayır, yemek sonrası yürüyüş işte"
    "canım istemiyor hadi sarhoş olalım"
    "sanırım artık gitmem gerek"
    Bir kızın evinde haddinden fazla zaman geçirmiştim kötü bir niyetim olsa bu saatte gitmek istemezdim.
    "yapacak bir işin olmadığı biliyorum"
    "ama sen de hep aynı yerden vuruyorsun"
    "bu haklı olduğumu kabul ettiğin anldıbına gelir"

    içkileri içeri taşıdık. Konuştuk, güldük içtik ama muhabbet yine hoşlanma meselesine gelemedi. Bir kaç kere telefonu çaldı sonra telefonunu kapattı. Kimin aradığını sormadım ama merak etmedim diyemem.

    Söylediklerimi seçecek kadar iyi ama düzgün yürüyemeyecek kadar sarhoştum. Etraf dağılmıştı. Kucağımda Bahar yatarken ben de kafamı çekyata dayamıştım.
    "Beni yatağa taşır mısın?" dedi gerçekten de hiç hali yoktu ben de zor zar yürüyebilmeme rağmen itiraz etmedim. Kollarıma aldım ve ayağımla kapıyı açarak zor da olsa kızı yatağa bıraktım. Yatak iki kişilikti ama buna kafa yoracak kafam kalmamıştı.

    "Sarıl bana" dedi
    Sadece baktım beni izleyişini izledim sonra tekrarladı:
    "sarıl bana!"
    ···
  9. 34.
    +1
    Bunu pek kafama takmadım ve maçımıza odaklandım. Yarınmaçımız vardı beyler. Ben takım kaptanıyım alple kurduk takımımızı. Aslında sınıfın ikinci takımıyız yani kadroya alınmayanlar olarak yeni takım kurduk çünkü çok hırslıydık ve bizim iyi oynadığımızı düşünen yoktu. Fakat kendilerine as takım diyen diğer pezo takım ilk maçta elenmişti bizse ilk maçta bay çekmiştik şansa bak daha savaşmadan ilk kaleyi almıştık. Kendine as takım diyenlerden bir adım öndeydik. Maç öncesi o akşam antrenman yaptım tüm takım. Öyle motiveyiz ki kim gelse deviririz!
    ···
  10. 35.
    +1
    Tek elimle kaşımı tutuyor tek elimleyse Kılçık'a işaret yapıyordum. Geldi yanıma "abi ne oldu kaşına, dur peçete getireyim" dedi çay bahçesinden alacaktı çünkü bizde peçete olduğu görülmemişti hiç, olsa olsa yağlı bezler. "gitme ben hallederim, halil abiye söyle ben hastaneye gidiyorum düşmüş falan dersin." dedim "tamam da abi ben de senle geleyim" dedi "sen işine bak ben hallederim" dedim kan ellerimden, kazağımın kollarına akıyordu. Hastane çok da uzak değildi; yere izimi bıraka bıraka yürüdüm. insanlar yanından geçerken tuhaf tuhaf bakıyorlardı. Bakkalın birinden kağıt mendil alıp yola devam ettim. Aklıma Arzu ve kağıt mendile yazdığım not geldi. O halimle güldüm. Hastanede üç dikişle kapattılar kaşımı. Gözümün üstü hem şişlikle hem de sargıyla iyice kapandı. Hastane işlerini bitirmiştim kapıdan çıkarken telefonum çalmaya başladı. Geç kaldığım için anneannem arıyor sanmıştım ama Lastik arıyordu. Açtım, meğer Kılçık'mış. Kılçık'ın telefonu yoktu ve bu onu çok özgür yapabiliyordu. "O tarafa geliyorum görüşelim" dedim. Gittiğimde yalnızdı. Olayları anlattıktan sonra "veda vakti geldi Kılçık, işi bırakıyorum belki bir daha göremem seni" dedim "ben seni bulurum ama hadi neyse" dedi tebessümle ayrıldık. Anneannemi aradım, geç geleceğimi beni merak etmemesi gerektiğini söyledim. içmeyeli uzun zaman olmuştu ki kendimi bir bara attım.
    ···
    1. 1.
      +2
      Efsane dönüyor mu yoksa ? :D
      ···
  11. 36.
    +1
    ya kardeş değer mi ha değer mi ne intiharı lan tamam hepimiz bunalıyoz bazen ama yapma

    (aysar ı intihara sürükleme teşebbüsleri vol5342164)
    ···
  12. 37.
    +1
    Barlar sokağına bir daha dönemezdik o yüzden tekelden aldığımız votkamızla bizim evin yakınlarındaki -daha önceden bildiğim- bir yere oturduk. Şişe bittikçe hayat boşlaştı. Yaşadıklarımızın, nerede olduğumuzun önemi yoktu hayat sadece bir uğultudan ibaretti. Yeterince konuşup dertleşmiştik. Berkeyi durağa kadar zütürdüm eve doğru yürürken bir banka oturdum ve kendimi ekgib hissettiğim o an sigaramı yaktım ama yetmedi. Huzura bir adım kala tek eksiğimdi Arya! neden benden bu kadar zıt birine bu denli bağlanmıştım ki? Arya bir deniz gibi etrafımı sarmış ben de denizin ortasında tek kara parçası olan bir adada mahsur kalmıştım ve belki okur diye şişelere doldurduğum mektupları ona bırakmıştım. Ancak o bana o küçük kara parçasını çok görmüştü ki boynuma kadar suya batmıştım oysa bilmiyordu beni boğarsa içimin arya dolacağını…
    ···
  13. 38.
    +1
    Alkol unutturmaktan ziyade daha çok düşündürür, daha çok hatırlatır. Yanıcı olduğu kadar yakıcıdır. Beyin ne kadar alkol yakarsa o kadar korkusuzlaşırsınız ama sonuçlar sizi yakabilir yani biraz risk ve şans işi.

    Sigaramın izmaritini yere çarptım. Etrafa saçılan kıvılcımlar son gösterisini yaparken gözlerimi kısarak ancak gördüğüm telefonumdan aryayı buldum ve bir an bile tereddüt etmeden aradım;

    - canım
    + efendim canım
    - sarhoş değilim ve seni seviyorum
    + göreceğiz
    -inanmıyorsun yani
    +salak ben de seni çok seviyorum
    -şu an sana gelmek, seni görmek istiyorum ama koşamam (yürüyecek halim bile yoktu zaten)
    +tahmin edebiliyorum (sesindeki gülümsemeyi hissettim)
    -sarhoş değilim sadece alkolün verdiği rahatlık var üzerimde ve benim seni en tereddütsüz sevdiğim an işte bu
    +pekala nedesin şimdi?
    -eve yakın bir yerlerde
    +eve gir şimdi

    Biraz sonra evin kapısına geldim

    -şimdi girdim canım
    +üstünü değiştir
    -çıkmıyor
    +aysar!
    -o bile çıkmıyor
    +…(neyi ima ettiğimi anlamış ve susmuştu)

    Bir elimde telefon olduğu için, tek elimle içinde hapsolduğum gömleğimin düğmelerini açmaya çalışıyordum.

    -sen, beni seviyor musun?
    +seviyorum ama hadi sen üstünü değiştir (sarhoşça bir soruya geçiştirmelik bir cevap vermişti)
    -tamam bitanem biraz bekle (dedim ve telefonu bırakıp hızlıca üstümü değiştirdim)
    +değiştirdin mi?
    -evet
    +yatağa yat şimdi
    -yattım (atla dese atlayacak vaziyete gelmiştim)
    +üstünü ört
    -yanıyorum zaten
    +aysar!
    -tamam tamam
    +sanki ben yanında yatıyormuşum gibi sen de bana sarılıyormuşsun gibi yap
    -ölmemi falan mı istiyorsun
    +ne alakası var şimdi ikisinin?
    -öyle bir şey olsa kalp çarpıntısından ölürüm
    +izin vermem dediğimi yap
    -yaptım evet sayende yorgana sarılıyorum yarın alırım intikdıbını
    +tamam uyu şimdi, iyi geceler seni seviyorum bitanem
    -ben de seni seviyorum

    Sahi ya aysar neden içmişti o gün? Baksanıza hala aptal aşığı oynuyor. Hiç akıllanmaz bu herif, ümit yok.
    ···
  14. 39.
    +1
    Beyler hikayeye başlayalı bir ay olmuş herkese keyifli geceler

    Sabah yatağıma oturmuş düşünüyordum "hani" diyordum "hani senin gururun aysar!" suçu hemen alkole attım. Artık dönüş yoktu aryadan. Nasıl olursa olsun ne yaparsa yapsın onu sevecek durumdayım. Onu değiştiremiyorsam ve ondan ayrılmaya katiyen hazır değilsem onu böyle sevmeye mecburdum.

    O gün okula öğle arasından sonra gittim ama hiç gitmesem de olurmuş çünkü berkenin de teslim oluşunu izlemek zorunda kaldım. O da benim gibi affetmişti. Gerçekten biz neyin içindeydik aradığımız insanlar onlar mıydı kesinlikle o anda bu soruları aklıma getirmiyordum. Akşamın olmasını ve arya ile görüşmemizi bekledim. Evet o gün çarşıda hiçbir işim yoktu ama sırf onu görmek için 2-3 saat dershanede ders çalışmak için uğraştım ama iki soru çözüp test kitabının sayfalarına şiirler yazdım hiçbirini beğenmeyip hepsini karaladım ve telefonumu yokladım. Sıkıldım sigarama arya yazdım. Tuana hareketlerimi izliyor ne yaptığıma anlam veremiyordu (evet Tuana bizim dershanede). Öyle yada böyle zaman geçti tam aryanın çıkışında mesaj attım "canım nerdesin?". 5 dakika sonra mesaj attı "kırtasiyedeyim canım" çoktan montumu kapıp çıkmıştım "hangi kırtasiye?" dedim "... Kırtasiye" dediği anda zaten yakın olduğum için içeri damladım ama beni fark etmedi yanıda bir çocukla kitap bakıyorlardı. iki kitaplığın arasındaki dar bir koridorda olduklarından çocuğun tarafından yaklaştım arya ile göz göze geldik. Aryadan gözlerimi ayırmadan, çocuğa "bize biraz müsade eder misin?" dedim bu sefer daha kibardım çocuk elindeki kitapla kasaya yöneldi "nasılsın"lı muhabbetten sonra biz de çıktık arkadaşı ile vedalaştı biz de eve doğru yürümeye başladık. Bir anlık boşluğumla kolumu, zarif beline doladım. Çoğuna sıradan gelen ama benim Utandığım davranışları birer birer kırıyordum oysa bir kızın elini tutarken, yanağına dostça bir öpücük bırakırken bile kalbim titrerdi. yeni yeni öğreniyordum ürkekliğin iş yapmadığını ama asla kaybetmedim kendimi; halen içimde bastırılmış şekilde dururdu korkularım.
    ···
  15. 40.
    +1
    @307 eyvallah panpa gerçekten daha çok yazmak isterdim ama hem vaktim yok hem de burada her gün yazmaya alışmışken bir anda bitmesini istemiyorum neyse ki daha anlatılacaklar çok. Hadi hikayeye devam edelim.

    Aryaya O kadar çok taviz vermiştim ki gözümün önünde yapmadığı her yanlışını affedebilirdim. Bağlandım mı kopamıyorum alışkanlıklarımdan. Ne bekliyordum ki daha ilk okulda evden kaçan muhabbet kuşum için bile günlerce ağlamış bir çocuktum ama Sonradan düşündüm de ölse bu kadar üzülmezdim. Basit bir hayvana bile bu kadar bağlanan biriydim, bir şeyler hissettiğim kıza tamamen bağlanmam benim için olağandı. Bana "gül, gülmek sana çok yakışıyor ama başka bir kıza gülersen öldürürüm" demişti üzgün de olsam, kendime gülmeyi yakıştıramadığım halde, sırf onun yanında gülümsemeye çalışırdım. Keşke gülüp geçseymişim o zamanlar çünkü artık gülünecek bir şey kalmadı, elimde ne varsa uçup gitti.
    ···
  16. 41.
    +1
    Dershane çıkışı Arya'yı almaya gittim aslında sıradan bir akşamdan farksızdı; her zamanki gibi yürüyerek eve gidecektik tek fark benim geri çarşıya dönmem gerekiyordu çünkü bir saat sonra dersim vardı ama arya ile yürümeye değişmezdim gerekirse tramvayla geri döner, dersime yetişirdim. Dershanesinin kapısına geldim, kapıda "kendi öğrencimiz hariç giriş yasaktır" yazıyordu. Mağazaların kapılarına yapıştıdıkları "evcil hayvanla girilmez" uyarısından farksızdı. Neyseki çok bekletmeden arya, arkadaşları ile dışarı çıktı. Arkadaşları beni görünce "seninki gelmiş" gibisinden gülmeye başladılar. Arya onlarla vedalaştıktan sonra beraber yürümeye başladık. Elini tutmak istedim ama elleri ceplerindeydi. Elimi, aryanın ceketinin cebine sokup elini dışarı çıkarmaya çalıştım "ellerim üşüyor" dedi. Çantası olduğu için beline de sarılamazdım ben de koluna girerek onu sahiplendim. Evet, normalde kızlar erkeklerin koluna girer ama hiçkimse umrumda değildi, bu kadar günden sonra iki arkadaş gibi yürüyemezdik. "ben çok üşüyorum tramvayla gitsek" dedi oysa ben daha uzun süre beraber olmak istiyordum ama bunun üzerine ne denebilirdi ki? "Tamam, tramvayla gidelim" dedim içimdeki burukluğu belli etmiştim zaten sadece bazı akşamlar eve yürüyor nadir olarak da kafede oturuyorduk onu görebileceğim dakikalar sınırlıydı. "ben bilet alıp geliyorum" dedi "tramvay geldi zaten bende bilet var gel" dedim tramvaya bindik. Tramvayda yan yana duruyor birbirimize bakıyorduk. Sırf konuşalım diye Merak bile etmediğim iki üç şey sordum.

    sonbahar için yazılmış olsa tam uyacaktı bu şarkı ama yine de o günü hatırlatır bana.. ( https://www.youtube.com/watch?v=TUZvHOoQAYI )

    Tramvaydan indik, arya bir süre durakta hiç hareket etmeden benim olduğum tarafa uzun uzun baktı ama farkındaydım ki bakışlarının menzilinde ben yoktum. Sanki O an onun için dünyanın en saydam maddesiydim ki benim dışımdaki her şeyi gördü. "bir şey mi oldu?" diye sorarak onu düşlerinden çekip aldım. Burnu üşümekten kızarmış ve dudakları soğuktan kurumuştu. Gözlerime bakmadan "hayır" dedi bir süre daha baktı ve hiç yüzüme bakmadan yolun karşısına geçtik. "tamam daha fazla gelmene gerek yok" dedi şaşırmıştım "vaktim var" dedim "gerek yok burda vedalaşalım işte" dedi arya ile en kısa sarılmamızdı bu. Yüzümü yüzüne yaklaştırdım "burda olmaz babam buralarda olabilir" dedi inanılmaz soğuktu bana karşı ve ben arya ile görüşmeden önce daha iyi olan halimi kaybetmiştim bu onbeş dakika içinde olanlara anlam veremiyordum. Ruh gibi tramvayla çarşıya geri döndüm ve kafamdaki onlarca düşünceyle derse girdim. Mutlaka tüm bunların bir açıklaması olmalıydı. Eve geldiğimde mesaj atmadım sadece düşündüm gece yarısı balkona çıkıp hem sigaramı hem sonbaharı bitirdim ya da onlar beni bitirdi...

    Herkese keyifli geceler beyler.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 42.
    +1
    Sırf seni tebrik etmek için hesap açtım, çok güzel yazıyorsun. Keşke kitap yazsaydın da kitaptan okusaydık.
    ···
  18. 43.
    +1
    Beyler buraya yazarak hikayemi sizinle paylaşmak bana iyi geliyor ben de daha çok yazmak isterim ama gerçekten çok yoğunum şu günlerde. Geç vakitte yazmak istiyorum bu sefer sabah uykusuz kalkıyorum yaptığım işte verimliliğim düşüyor bir sıkıntı çıkmazsa yarın daha çok yazmaya çalışacağım. Keyifli geceler beyler
    ···
  19. 44.
    +1
    Panpa bugün bir part koyup kaçmışsın be. Beyler bilmiyorum ama ben bu panpamızın yazdığı yazıları okurken resmen anı yaşıyorum. O üzüntüsünü/sevincini aynen yaşıyorum amk. Oluyor mu lan sizde de ? :d
    ···
  20. 45.
    +1
    @318 olmaz mı panpa bi tane şarkı var onu her dinlediğimde hep o geliyor aklıma bazen şaşırıyorum hatırladıklarım onun mu yoksa benim hatıralarım mı?..
    ···