1. 1.
    +7 -2
    tek bir cümlemle imana geliceksin hazır mısın

    başlıyorum

    "allah yoksa otomatik kapılar nasıl açılıyor"
    ···
  2. 2.
    +3
    Panpa tamam allaha inanmıyon. Allah var diyom bana da mı inanmıyon amk?
    ···
  3. 3.
    +3
    1. ben, en yüce derecede yetkin varlık olan tanrı fikrini zihnimde taşıyorum.

    2. mükemmellik niteliklerinin birinden mahrum olan bir varlık, en yüce yetkin varlık olamaz. öyle ise,

    3. tanrı’nın, yani en yüce derecede olgunluğa sahip varlığın, mükemmellik niteliklerinden mahrum olduğunu düşünmek çelişki ortaya çıkarır.

    4. varlık, bir yetkinlik niteliğidir. öyle ise,

    5. varlıktan mahrum olmak, yetkinlikten mahrum olmak demektir.

    6. en yetkin varlık olan tanrı’nın varlıktan mahrum olacağını söylemek, çelişki doğurur.

    7. o halde, tanrı’nın varolması, tanrı kavrdıbının ayrılmaz bir parçasıdır.

    8. sonuç olarak, tanrı gerçek anlamda vardır.
    ···
  4. 4.
    +2
    var olmaya başlayan her şeyin kendisi dışında bir sebebe ihtiyacı vardır.sen eger evrenin sebebini yine evren ile açıklarsan ortaya paradoks cikar. çünkü neden, meydana getirdiği şeyden bağımsızdır.ve meydana gelen seyden oncedir. meydana gelen şeyden önce de bir şey varsa yokluk yok demektir. halbuki evren hiclikten meydana gelmiştir. evrenin başlangıcınin olması materyalizm için ağır darbedir. cunku sonsuzluğu başlangıçtan ayıran şey var etme islemidir. umarım açıklayabilmisimdir.
    ···
  5. 5.
    +2
    tamam beyler bunu bana birakin simdi adami tanrinin varligina inandiracam hazir miyizz?

    bir yaraticinin varligina inanmazsan senin anani atani giberim gotverenin evlati cabul tovbe et
    ···
  6. 6.
    +2
    göremeyip, inandığın hissettiğin onlarca hatta yüzlerce şey varken neden sadece buna karşı şüphen var? örneğin umut, aşk,öfke. önce bunu sor kendine. sen görmesen de sevdiğin kişilerin varlığını biliyorsun. bu da onun gibi. hissetmene izin ver.
    ···
  7. 7.
    +2
    kardo ben inanıyorum ama . bazen olmadıgını düşünüyorum ahiret falan alayı yalan diyorum . sonra da içim el vermıyor amk bu kadar basit olamaz hayat diyorum . insan bu kadar değersiz olamaz ölünce toprak olcak kadar değersiz bi varlık olamaz diyorum . korkuyorum . sonra benim inanmamı sağlayan bazı şeyler var onları gözden geçiriyorum tekrar. ve inanmaya devam ediyorum .

    ama şunun bil . bu bi dönem olucak herkes de oluyo . bi zaman diren verme kendini ele inanmaya devam et. bi zaman sonra zaten sorgulamıcaksın hiç
    ···
  8. 8.
    +2
    Tanrının matematiksel olarak varlığı nasıl ispatlanır peki? Yani neler göz önüne alınır? Bazı matematikçiler canlılığın kendiliğinden olma olasılığı üzerinden giderken diğerleri atomların ve evrenin kendiliğinden bu düzene oturması üzerinden gitmiştir , bazıları ise doğanın kendi kendine oluşup bir habitat oluşturması üzerinden gitmiştir.

    -Pascal'a göre %66.66 kesin vardır %33.33 çekimserdir 10üzeri850de 1 tanrı yoktur...
    -Prof. Unwin'e göre %90 vardır %10 çekimserdir 10üzeri230da 1 ihtimalle tanrı yoktur
    -Diğer bir araştırmaya göre %78 kesin vardır %22 çekimserdir 10üzeri320de 1 ihtimalle tanrı yoktur.
    -Einsteine göre "tanrı zar atmaz" zaten
    -Tesla da keza inanmaktaydı.
    (çekimserler ; üzerinde yotum yapılacak bilgi sahibi olunmayan yerler anlamındadır.

    Keza çok bilimsel arkadaşlar Teslanın 130 sene önce kmlerce uzaklıktan kablosuz olarak yüzlerce ampülü yakması olayına 1 metreden telefon sarj etme ile karşılık verebilecek bir zekaya sahiptir.

    Hatta Bertrand Russel Paradoksu'nu da inceleyelim ;

    Bir G kümesinin Tanrı tanımını alabilmesi için gerek ve yeter şart:

    1- Kendisi dahil tüm matematiksel yapıyı kapsar.
    2- Tekildir; vardır (varlığa aittir) ve varlığını kendisinden alır.
    3- iyi tanımlı (Tam tanımlı) değildir.
    olmalıdır.

    Yukarıdaki şartların sağlanması aslında Bertrand Russel Paradoksu, Gödel teoremi, Cantor teoremi ve diğer temel matematik çıkarımların bir ürünüdür. (bknz. Bertrant Russel Paradoksu) Bu yazıyı anlayabilmek için lütfen önce bu teorileri anlayınız.

    Yukarıdaki tanımlamaya katılmamak, tanımları kabul etmemek, tanrıya inanmamak,..vs. insanın tamamen kendi kafasında yaptığı hesaplamayla ilgilidir ve kişiseldir. Her insanın kendine özgü tanımları olabilir, bunun nedeni mutlak gerçekliğin düşüncede farklı şekillerde algılanamabilmesidir. Algıdaki farklılık mutlaka yanlışlık değildir. Düşücüdeki farklılık özgürlüktür; özgürlüğe karışılamaz.

    ikna edebilmek adına maddeleri tek tek yakından inceleyelim:

    1- Tüm Matematiksel Yapıyı Kapsar:

    Matematiksel yapıdaki, doğadaki, canlı vücudundaki ya da herangi bir sistemdeki bütün yapının sınıflandırıldığını ve kümelere ayrıldığını düşünelim. Bu kümeler Russel paradoksundaki "sıradan kümeler" olsun. Gerçek dünyadaki sistemler için "sıradan olmayan" kümeleri oluşturacak sınıflandırmalar yapılabilir mi? Evet, yapılabilir.

    Örneğin A, bir insan olsun. A kümesinin elemanları, A insanını oluşturan sonlu sayıda nesneler ve fonksiyonlar (yapabiliteleri) olacaktır. A insanının bu nesneleri kapsama kuralı ise "bilmek" olsun. Sonuçta bir A kümesi, "yeni bir A yarat" fonsiyonunu bildiği sürece "sıradan olmayan" küme olacaktır.

    "Sıradan" ve "Sıradan olmayan" kümeleri kapsayacak genel bir G kümesi düşünebilmek mantığa aykırı değildir. G kümesi şu şekilde tanımlanır; öyle bir G kümesi vardır ki, tüm matematiksel nesneleri eleman kabul eder. G; Tanrıyı temsil eder.

    2- Tekildir ve Varlığa Aittir:

    Tekildir:

    Tüm "Sıradan" kümeleri kapsayan genel kümeye R ve tüm "Sıradan olmayan" kümeleri kapsayan genel kümeye T diyelim. G = R + T olduğundan G kümesi tek tek T ve R kümelerinin elemanlarını ve özelliklerini alır. T kümesinin yazımında paradoks yoktur ancak R kümesi (Russel kümesi) bizi Russel paradoksuna arkaürür. Dolayısıyla G kümesi de ilk bakışta paradoksaygı ve mantıklı değildir.

    Oysa gerçek dünyada, elemanları reel nesneler olan hiçbir küme sonlu değildir. Bir B kümesi 5 tane farklı elma çeşitini eleman olarak kabul ediyorsa, bu elmaların elemanları olan molekülleri farklı bir küme sistemi, moleküller içinde atomlar farklı bir küme sistemi, atomların içinde kuarklar farklı bir küme sistemi... vs. olacak tek tek sonsuz "sıradan olmayan" kümelerdir. Geometrinin temel elemanları (nokta, doğru, çember) bile iyi tanımlı değildir.

    Başka deyişle "Sıradan" kümeler idealize ve gerçek dünyada uygulaması olmayan küme sistemleridir. Böylece G = T'dir.

    Sonuç olarak gerçek dünya R sisteminden arındırılmıştır ve G = T tekilliği vardır. Yine bir başka deyişle Tanrı asla bu paradoksa düşmez. Zaten bu paradoksa düşmemek için evreni yaratmıştır.

    Varlığa aittir:

    Varlığın bilimsel ispatı Descartes'in analitik felsefesiyle yapılabilir. "Düşünüyorum; öyleyse varım" diyen Descartes kendi varlığından şüphe eder; fakat kendini, kendi düşüncesinin ortaya koyduğu bir ürün olarak görüp kendi varlığını ispatlar. Böylece Descartes aslında kendisiyle birlikte Tanrıyı da ispatlar; çünkü G kümesi Descartesle birlikte bütün varlığı kapsamaktadır. Ancak bu bir G kümesi olabileceği mevzuudur, olması gerektiği değildir. Neden olması gerektiğini aşağıda göstermekteyim.

    Önce Tanrının varlığa ait olduğunu gösterelim. Sözel olarak yokluğu düşündüğümüzde onu etrafımızdaki karanlık, sessizlik,..vs. sıfatlarla tanımlayabiliriz. Ama tanımladığımız bu yokluk içinde kendimiz her zaman olacağız!! Yokluğu biz tanımladığımız sürece kendimizi ondan nasıl soyutlayabiliriz? Çünkü biz "düşünüyorum öyleyse varım" dedik. Yokluğu düşüdüğümüz sürece içindeki kendi varlığımız kaçınılmaz olacaktır. Bu durumda yokluk gerçek yokluk değildir. Sonuç olarak "mutlak yokluk" düşünülemez, belirsizdir.

    G kümesi için Θ (boş küme= yokluk) belirsizdir. Böylece Θ >> G olmak üzere Θ; G yi kapsayamaz. Çünkü Θ yokluktur; yokluk hiçbir zaman yoktur."Yokluk vardır" tümcesi bu nedenle zaten kendi içinde çelişkilidir. Hiç bir zaman "Yokluk vardır" diyemeyeceğimize göre belirisizdir ve konuya ilgisizdir; bunun tersi G kümesi varlığa aittir.

    3- iyi tanımlılık:

    Tüm evren iyi tanımlanamayan kümeler topluluğudur. Bunların tümü de doğal olarak iyi tanımlı değildir. Eğer iyi tanımlı olsalardı her biri birer "sıradan küme" olurdu. Bu durumda G kümesi Russel Paradoksuna düşerek kendisiyle çelişecekti.

    Tanrının Varlığının Gerekliliği:

    0.dereceden bir G kümesinin 3 terimi: G0 = {G{G{... }}} şeklindedir.

    Bir "Zaman" operatörü tanımlayalım: Z, zaman operatörü G ile her işlemden sonra ona bir nesne ekler.

    G1 = Z1 x Go = {A, G {A, G{... }}}

    G2 = Z2 x G1 = {A, B, G{ A, B, G{... }}}

    G3 = Z3 x G2 = {A, B, C, G{ A, B, C, G{... }}}

    .

    .

    .

    Gsonsuz = Zsonsuz x Gsonsuz-1 = {A, B, C, ... , G{ A, B, C, ... , G{... }}}

    Z işlemi sonsuzda aradığımız G en genel kümeye ulaşır. Öte yandan G'lerin hepsi (G0, G1, G2,..) tanım olarak en genel küme olduğundan yani kendi sonsuzlukları içinde bütün kümeleri zaten kapsadıklarından G0 = G1 = G2 = ... yazılabilir. Öyleyse

    1- G kümesi tektir.
    2- Zaman evrimi tanımlanabildiği sürece Gsonsuz ‘un varlığı gerekliliktir.

    Oğlum hastamısınız lan? Tanrı olmama olasılığı en yüksek ihtimalle 10 üzeri 230'da bir. zaten matematikte bu ifade ne demek bilirmisiniz? 10 üzeri 30larda 40larda birşey tam bilmiyorum bundan sonrası ihtimallerde zaten imkansız olarak nitelendirilir. yani 10 üzeri 230 demek sadece matematiksel ifadedir. Arasnızdan bazı süper zekalar çıkacak gene "gene de bi ihtimal varmış abi" diye , yok olum o ihtimal , sadece matematiksel ifade.

    Neyse , isteye istediğini seçer müdürler. isterseniz en düşük ihitimal olarak %67 olana inanırsınız yada en yüksek ihtimalle 10 üzeri 230da 1 olan birşeye. Seçim sizin. Yalnız seçerken o beyninizide biraz kullanın.

    edit : 10 üzeri 230un ne demek olduğunu belirtmek gerekirse ; dünyanın mm küp olark hacminin tirlyarkeretrilyarınıntrilyar katı demek. anlarsınız umarım rakamın büyüklüğünü.

    özet : tanrı olmama olasılığı en yüksek ihtimalle 10 üzeri 230da 1 iken olma olasılığı en düşük ihtimalle %66.66dır. olay bu.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 9.
    +2
    insanlar sırf açıklayamadığı durumları üstlensin diye ve korkularını yansıtmak için bu kavramı meydana getirmişlerdir.

    yukardaki cümle metaryalist olmadan tanrıyı reddedenlerin genel kanısı. işi bilime dökenler ise evrim ya da başka bilimsel dayanaklar ile tanrının olmadığı savını savunurlar.

    inanmak istiyorum demişsin, kanıt istemişsin bir bakıma. bu böyle bir şey değil ki. elle tutulamaz bişey olduğu için insanlar inanmakla inanmamak arasında kalmışlar zaten. eğer ki niyetinde ciddiysen malesef bazı noktalarda akıl ile hareket etmemen gerektiğinin farkına varmalısın. metafizik, soyut ya da dogma ne dersen de ama bu başka bi gerçek.

    şahsen ben büyük pencereden küçüğüne doğru gitmeyi tercih edenlerdenim. küçük bir örnek;

    evren. kainat. bi düşünsene hacı şu an oturduğun sandalyeyi ya da koltuğu. bide gezegenimizi düşün, sonra güneş şistemindeki diğerlerini, güneşi, güneşten büyük yıldızları, diğer sistemleri, hala insanoğlunun bırakın fikir yürütmeye çalıştığı, varlığından haberdar olmadığı yerleri düşün panpa.

    primattan evrimleşerek bugünü almamız bile birçok sistemli rastlantıyı beraberinde getirirken ve bu bile tam anlamıyla açıklanamamışken, bu kadar büyük bir şey nasıl rastlantı ya da boşluk olabilir? şu an senin bu yazıları okuduğun ekrana gelene kadar aklımızla düşünemediğimiz şeyleri tahayyül et. bunlar başlı başına bir güç varlığına delalettir bence. kendi başlarına bu sistemli çalışmayı başaramazlardı. ekliptik düzlemden hareket eden dünyayı düşün, bi çıksa bu düzlemden ne olur? milyarlarca yıldır nasıl aynı şekilde hem kendi ekseni hemde güneş ekseni etrafında dönebiliyor amk.

    çok soru var panpa. tanrı olgusuna sırf pgibolojik sebeplerden, dünyadaki adaletsizlikten dem vurarak yaklaşırsan en başta söylediğim olur ve boşuna çabalarsın. bu nedenle hangi pencereden bakacağına karar ver. olur da tanrıya inanırsan, ki çok isterim, agnostik ya da deist olmayacaksan yani teist olacaksan gel de bi ara da din tartışalım. bence tanrı tek başına sıkıcı. din ve peygamberler girince daha eğlenceli oluyor.
    ···
  10. 10.
    +1
    @65 panpa soyle bir durum var. yaptığımız cikarimlarin ve evrende var olan matematiksel sistemlerin anlaşılması ve yerine oturması tanrı denilen bilinçli bir hvarlığa kanıttir. soyle ki iki hesap makinesi dusun birisi rastgele dediğimiz kontrol mekanizmasına sahip olmayan bilincsiz bir sekilde meydana gelmiş diğeri işe hesap yapabilmek için tasarlanmis. güvenilir sonuç için ikinciyi seçerseniz eğer tanrı ya inançta da ayni mantıkla yaklasmalisin.ha dersen ki doğal seleksiyon. doğal seleksiyonun ureyebilen, kendini kopyalayabilen canlılar meydana getirmesi gerekir. güvenilir zihinsel yeteneklere sahip evreni anlayabilen canlılar değil.
    ···
  11. 11.
    +1
    http://inciswf.com/nediyolanbu111.swf
    ···
  12. 12.
    +1
    ya panpa hani ateistler bize diyo ya kır kiliteri aç beynindeki kilitleri araştır sor amk azcık gibtiret bilgili birine sorma cahil bi adama falan sor bak adam nası yırtınıo sana kanıtlamak için işte o zaman anlarsın inanmak nasıl birşey adam onunla huzur buluyo onunla yaşıyo sende kendine sorma eğerki kendine sorarsan cevabı vericek olan sen değil zevklerine olan düşkünlüğündür son olarak nickime bakıp yargılamayın
    ···
  13. 13.
    +1
    çoklu evrenler teorisi ile dinlerin vaad ettiği öteki yaşam arasında fark yok. bunu bir dini otorite söylese dalga geçerler. çoklu evrenler teorisi olsa bile bu anti tez değildir tanrı için. evrenin var olduğu andaki dengeler o kadar hassas ki 350 ışık yılı mesafe boyutunda bir ceteldeki bir mm nokta kadar belki daha fazla. çoklu evrenler teorisinin amacı tanrı dan kacistir. olayı sonsuz olasiliga vurup hassas ayarı rastgelelige bağlamak. ayrıca ocham in usturasina göre bir fenomeni en basit aciklayan şey onun aciklamasidir.
    ···
  14. 14.
    +1
    bildiğimiz üzere Allah'ın tanımı içerisinde sonsuzluk var. ancak herhangi bir insan doğduktan ölene kadar sonsuz denilen şeyi göremiyor. hiç görüp, tecrübe edemediğin bir şeyi insanlık olarak bilebiliyorsak, bunu aklımıza koyan bir yaratıcı vardır.
    ···
  15. 15.
    +1
    @91 gönderdiğim ayetler ateistlerin sürekli öne sürdüğü ayetler olduğu için gönderiyorum. Linkini bulup pm atıcam sana direk.

    Tanrı kavrdıbına gelince dediğim gibi aynı dönemi yaşıyoruz şuan senle. Ama farklı yönlerden. Ben tanrının varlığı yokluğunda değilim. Doğruluğu yanlışlığındayım. Bu yüzden Allah kavrdıbını kabul etme çabası içinde değilim. Buna karşın düşüncemi yukardaki bi panpam söylemiş belli bi dönemden sonra bunu sorgulamayı bırakıcaksın. Örnek olarak bir şeyi yapmaya başlamadan acaba yaptığımda iyi mi kötü mü olucak diye düşünürsün. Bu düşünceyi rafa kaldırıp o işi yaptığında iyi olursa bu düşünce o rafta çürüyüp gidecek. Tabiki bu benim kendi kendimi kandırma yöntemim. Sen daha felsefik yaklaşıyosun olaya.
    ···
  16. 16.
    +1
    @80 panpa çünkü ülkemizdeki genel baskı dine inanmak tanrıya değil toplumsal anlayışın ürünü bi nevi
    ···
  17. 17.
    +1
    Son 30-40 senedir bilim adamları tarafından yapılan keşiflerin evrenin tesadüf olamayacağını açıkça ispat ediyor zaten. Karbon bazlı yaşamın oluşabilmesi için evrenin belli temel özelliklerinin ince ayarlanmış olması kaçınılmazdır. Örneğin bugün ki evrenin kimyasını oluşturmak için ilk zamanlardaki elektromanyetik kuvvetin yerçekimine oranı tüm evrende 10 üzeri 40 (yani 40 sıfırlı rakamda 1) kadar detaylı olması gerekiyordu.
    10 üzeri 40'ı şu şekilde düşünebilirsin panpa: Dünyanın en büyük ülkesi Rusyayı düşün, bu ülkenin tüm yüzeyini bozuk parayla kaplıyoruz. Ve her bozuk parayı ay'a kadar yükseltiyoruz ve bunu gibi milyarlarca sistem daha oluşturuyoruz sonra bu bukadar bozuk paranın içinde yalnızca birtanesini kırmızı renge boyuyoruz. Soruyorum sana kardeşim dürüstçe söyle arkadaşınla birlikte bu parayı aramaya kalkışsanız bulabilir misiniz ?
    ···
  18. 18.
    +1
    intihar et desem yaratıcı yoksa yine öğrenemeyeceksin amk toz olacan gibtiret
    ···
  19. 19.
    +1
    ateisttim adamın yazdıklarını okuduö züt korkusundan imana geldim
    ···
  20. 20.
    +1
    Allah diyen karga ?
    allah diyen aslan ?

    buda mı gol değil :(
    ···