+104
-9
övündüğümü sanmayın ama sıçtığım zaman zütümün hakkını iyi veririm.
şimdi anlatacağım ve bizzat yaşadığım bu olayda, tuvalet adabını öğreteceğim binler iyi okuyun.
sene 2001 ilkokul 2. sınıfın 2. dönemi aylardan mart, bağırsaklarımın en çılgın zamanı. bir fırsatını bulsamda bangır bangır ossursam diye fırsat kolluyorum.
sınıfın da en coolu benim hani, ışıklı ayakkabılarımla sınıfa giriyor bir yandan araba sesi çıkarıyorum, sanırsın faça şahinle yanlıyorum. kızlar adeta bana hasta, öyle ki sırf dokunmak için tokat atıyorlar.
tabi bu popülerliğimin yanında forsumu koruyorum.
her gün istisnasız her sırayı turlayarak altıma sıçıyor kendi sınırlarımı bir kangal misali belirliyorum.
o zamanlar en büyük hayalim öğretmenler masasına sıçmak, hatta öyleki bu yöntemle öğretmenler sırasını kendi bölgem ilan edip kısa yoldan öğretmen olmayı bile düşünmüştüm. bu ince düşüncemle filozof zekamıda görüyorsunuz. gel gelelim o şahane güne;
bir cuma günü gizli istihbarat servisim sayesinde veli toplantısı yapılacağını öğrendim.
bu durum beni yeterince ürkütmüştü çünkü geçen ay yapılan veli toplantısında muallak hocamız karşı lokantadan aldığım kuru fasülye pilavı nasıl yediğimi ve derste çocukların sesinden değil osuruk sesinden ders işleyemediğini anlatmıştı babamda hocam bu çocuğun ilk 6 ay gazını almadık ondan böyle idare edin demesiyle mevzu tatlıya bağlanmıştı bir yandan popülerliğimi bitirmeye çalışan dış mihraklar örtmenim sınıf çok kötü kokuyoo diyerek bedavadan beden dersi yaptılar. huurnun evlatları.
bu elim olaydan sonra bu toplantıya babamın yanında gitmem gerektiğini düşündüm. babamın yine rezil olucaz amk bakışına aldırmadan gururlu ve mağrur bir şekilde sınıfa oturduk.
zekayi hoca söze sınıf paralarının toplanmasından girip nasıl olduysa konuyu tuvalet adabına bağladı.
- bakın değerli veliler görüyorum ki bazı öğrencilerimize tuvalet dersini yeterince verememişiz, gönül isterdi ki biz verelim ama sınıfımız sıçmaya müsait değil.
sınıfı ahır zanneden çocuklarımıza lütfen terbiye öğretin saygılı çocuklarımızın da ahlakını bozmasınlar.
ve ben söz alıp o müttiş cümleyi kurdum.
- sevgili örtmenim, sınıf sıçmaya müsait değil diyorsunuz ama şuan ağzımıza sıçıyorsunuz.
sınıftaki kısa sessizliği hilmi beyin alkışları bozdu, kimi velilerin gözlerinden yaş dökülüyor kimisi ayağa kalkmış deli gibi alkışlıyordu. babam gözlerime bakıp aslan oğlum diyerek anlımı öptü.
zekayi hocamız sinirlenerek sınıfı terketti.
ve beni omuzlarda taşıyarak kürsüye çıkardılar,
sözlerimi yatmayan memur maaşları ve ülkemizdeki enflasyonla ilgili konuşmayla noktaladım.
teletabilerdeki süpürgenin aslında robot olmadığını ve hiç bir gibe yaramadığını da hatırlattım.