bende başlıyorum kim ne derse desin

Yıl 2005 o zamanlar üniversiteye yeni kayıt yaptırmışım. Çiçeği burnunda bir üniversiteliyim ama anadolu genciyim alt yapım sağlam hem dini yönden hemde dersler yönünden. Gelmişim Ankara'dan istanbul'a gözüm daha açılmamış okuyup vatanıma milletime faydalı adam olmaya çalışacam aq. Bu da çok sevdiğim babaannemin lafıydı, kıyak laf aq her zaman kullanırım. Allah mekanını cennet etsin babannemin. Neyse işte hazırlık okuyacam bir sene, atlayamadık hazırlığı. Bende lisedeyken cemaatin dershaneye gidiyorum hani dedim ya dini yönden alt yapım sağlam, işte bu ipneler baya bi dine yönlendirmişlerdi bizi o bakımdan sağlam. Gerçi benim dedeler falan hacı hoca tayfasından arkadaş çevremde sofu diye tabir ettiğimiz insanlar ama cemaatin üzerimde katkısı baya büyük.

kardes paralelcılerın oyununa gelmıssın. Cok buyuk gecmıs olsun. Onlar 2 kurus ıcın dınlerını satmayı vacıp bılırler.

degerlenmezse amk

Ben lisedeyken, benim peder geleceği gören adam, gerçi şu an akpartili ama severim hıyarı. Oğlum uzak dur şu adamlardan dediyse de vazgeçiremedi beni. Bende şu mantalite oluştu bir kere, bana bu adamlar kazandırttı üniversiteyi ve ben bunların evlerinde bu adamlara hizmetçilik ederek ödeyecektim haklarını. O zamanlar rehberlik hocam bizim evlerimizde kalır mısın dediğinde hiç düşünmeden atlamıştım kalırım tabi hocam diye. Neyse hazırlık okuyacaz işte bunlar aldılar beni kendi evlerinde kalmaya zütürdüler. Eve yerleştim güzelce altıma da 3 tane öğrenci verdiler al bunları eğit diye. Neyse ben bunlara ders anlatıyorum arada namaz falan kıldırıyorum ve kendimi iyi bir şey yaptığıma inandırıyorum.

reserved

başla tabi ki ya

Bunların eve ilk girdiğimde hiyerarşiyi bilmiyorum tabi. Ama zamanla öğrendik. Her evde bir ev imamı, onların bağlı oldukları bir mahalli bölge imamı, sonra ilçe imamı, sonrada bir şehir imamı var. Arada toplanıp sohbetler yapılıyor. Sizinde taşak geçtiğiniz gibi mübarek pilavlı sohbetleri yapılıyor. Neyse, Gel zaman git zaman bunlar tarafından bana, bu öğrencilerin beyinlerinin yıkanması talimatı verildi. Çocukların maddi manevi her türlü ihtiyacını biz karşılayıp bize karşı minnet duymalarının armasını ve ailelerinden uzaklaştırmaya yönelik talimatlar verilmesi direktifi verildi. Mesela bir çocuğun diş telleri takılacak ve ailesi bunu karşılayamıyor. Bunu kasadan alınan para ile biz karşılattık ve ev imamı çocuğa, ailesinin maddi açıdan yetersiz olduğunu ve kendilerinin masrafları karşıladığını, eğer cemaatten ayrılırsa haklarının helal edilmeyeceğini henüz içinde bulunduğu durumu bile idrak edemeyen çocuğa bir güzel anlattı dostlar.

Rizörvıd bi ara bakarım

insan pgibolojisi bu ister istemez etkileniyor. Biz de cahil değiliz ki bunlara göz yumalım. Din bu değil diyorum. Karşılıksız vereceksin, karşılıksız seveceksin, din budur. Tabi fazla da sesimi çıkarmıyorum kuytudan kenardan bunları izliyorumben. Bir başka gün sara hastası bir çocuk geldi pırıl pırıl böyle. Çocuklar gelirken getirmişler yanında. Abi bu arkadaşımız da sizden ders almak istiyor dediler. Hay hay dedim gençler getirin bakalım. Çocuk ilk ders sara nöbetine girdi yanımda. Tabi daha önceden tecrübeli olduğum için panik yapmadım, çocuğun gözlüklerini çıkardım ve kontrollü bir şekilde krizi atlatmasını bekledim. Çocuk kendine gelince ev imdıbının ilk lafı, gönder bunu burdan oldu. Sebebini sorduğumda bu çocuğun işlerine yaramayacağını söyledi ve tam anlatmak istemese de bazı şeylerden bahsetti. Lan!!! ben nasıl bir oyunun içerisindeyim böyle... Anlattıkları yenilir yutulur cinsten şeyler değil. Babannemin o vatana millete faydalı dediği camia üstümüze kibrit yakar atar aq. Bu adamlar resmen devlet ve askeri kadroları ele geçirmeye yönelik adam yetiştirmek istiyorlar.

Hal beyle olunca beyler ilk fırsatta kaçtım oradan. Arkamdan çok aradılar çok çağırdılar ama gitmedim. Ömrümden tam üç ayımı çaldılar, ve dinden beni öyle bir soğuttular ki... Ateist olmadım ama müslümanım diyip her taku yiyen tiplerden oldum. Bu cemaat olayı böylece kapandı gitti. Evden ayrılınca okulun yurduna geçtim, dünya varmış dedim. Hazırlıktan arkadaşlarla aynı odaya çıkamasamda her gün beraber takılıyoruz, geziyoruz eğleniyoruz. Bu elemanlardan da sigara içmeyen yok. Bir gün uzattılar "verin lan yakim bi tane" dedim, tamamen özenti bir şekilde. Acemice bir kaç nefesten sonra öküsürük krizine girdiğimi hatırlıyorum. Ama allem edip, kullem edip bitirmiştim o sigarayı.

Bunların kitapları aldık geri dönecez ama kızı bırakmak istemiyorum tabi. Aldım bunları yemek yeme bahanesiyle şu an ismini hatırlayamadığım canlı müzik yapan bir mekana girdik. Mekan metropol sinemalarının olduğu sokakta müzikleri de tırt aq, bazen yolum düşer önünden geçerim 9 sene olmuş hala aynı müzikleri çalar binler. Sesi sağlam bir eleman içeride gitar çalıyor ben kızı kesiyorum yanımda da kardeşim var. O da anlam veremiyor ama yakalıyor bazen benim kızı kestiğimi. içeride bir yemek yiyip nargile söylüyorum, hop kızda çıkarıp yakıyor bir dal. O da içiyormuş başlıyoruz bunla tatlı bir muhabbete.