ben yükselişim düşüşüm ve o ve 3 şahıs

bi iki gün sonra antalyaya döndü lisesini bitirmek için. bende evde takılıyodum. mesaj
atıyoduk arada. kıza şey dedim. sen yazları gel takılalım. kışları yine normal hayatımıza

döneriz.

kızdı o da bana. mesaj atmadı gibtir git dedi..

ben de tekrar selmaya devam. mesaj attım buluşalım dedim. oda tamam özledim zaten seni falan

diyip kabul etti. kafede buluştuk. baktım işte denedik olmadı yine olmucak falan demeye
başladı. onda benim için değerli olan bi kolyem vardı istedim kolyemi yarın getiririm dedi.

o gece üni lojmanlarında kalan kızla konuştum netten buluşalım dedim. o da olur zaten canım

sıkılıyor iyi olur dedi. ilk buluşmaya gittik. ilk kez gördük birbirimizi. arkadaşlarına

mesajlar atıyordu. işte sitemizin admin i ile buluştum. çooook yakışıklı. deri ceketli. falan

demiş. mesajlarına baktım çünkü.

o gün selma aradı kolyeyi getireyim dedi. kafedeyim getir dedim. getirmiş. yanımda kız olup

olmadığını sormuş bayan garsona. yanımda kız olduğu için. bu kolyeyi ona verin. demiş.

garson kız kolyeyi getirdi. ben olsam sana bi de tokat atardım dedi. gülümsedi. bende boşver.

gibi diyerek omuzlarımı silkeledim.. haaa kızın adı da merveydi. yanımdakinin. mervenin elini

falan tuttum ilk gün. hooop derken gizemden mesaj geldi.

şiir yazmış bi ton.. mesajın sonuna baktım hala şiir. özetle diyip cevap attım..

o da aradı bende telefonu merveye verdim ateş duşta dedirttim. gizem züt olup kapatmış...

merve üniversitede bi doçentin kızıymış. 2. gün öpüştük. 3. gün buluşmadık. 4. gün evine

davet etti beni. bende pcde takılıyodum. geldi arkadan boynumu öpmeye falan başladı. nabıyon

dedim sevgilimi öpüyorum dedi. iyi öp dedim. odama geçelim dedi odasına geçtik. kaydım merveye

merve benim biraz manyak olduğumdan şüpelenmeye başladı. çünkü obsesiftim amk. bi gün kafede

otururken iki bin geldi karşı masaya oturdu bize bakıyolar tip tip. bende ayağa kalktım ne var

oğlum dedim. gel sen dedi bana. merve de yanımda.

kafenin merdivenlerinden iniyoruz aşağıya 1 i önde diğeri hesabı ödemek için arkada kalmıştı.

bu çocuk inerken ben bastım tekmeyi buna. gitti duvara yapıştı bende inip daldım buna..

öbürü yukardan gelip vurdu arkadan bana falan o şekilde kavga ederken indik merdivenden

merve çığlık çığlığa amk.

kafenin sahibi geldi ayırdı. kapıda çocuklar küfür ediyor. merveye bile sövüyordu. bi iki

dakka adam bizi bırakmadı. onlar gittiğinde bizde çıktık. yürüdük caddenin başına doğru.

yolda cebimde bıçak olduğu aklıma geldi. deri ceketin ic cebindeydi. ve şansım yaver giderse

o binleri görecektim.. ki gördüm..

çocugu gördüm bıçağı elimin iç tarafına sakladım üstüne doğru yürüdüm. diğeri gördü bıçak var

gitme dedi. çocuk geri adım attı kaçtı. cadde boyu kovaladım bunu..

o binleri bi dahada görmedim. merve iyice korkmaya başladı benden. bana ikide bi eski

sevgilisini anlatıyordu deli oluyordum. işte şöyle yapardık böle yapardık bilmem ne. çok gibim

deymiş gibi.

benim obsesyonlar arttı hastalık falan derken. bi gece kör bi bıçakla kendimi kesmeye
çalıştım. beni hastaneye zütürdüler özel hastaneye doktor uykudan kalkıp geldi bişey yapamayız
,dedi babama.

babam bari bi sakinleştirici yapın allah belanızı versin ne biçim hastanesiniz dedi..

adam atarlanmaya kalmadı doktora tekme yumruk daldım..

temizlikçiler ayırdı bizi biz çıktık büyük bi hastaneye gittik. orda illa yatması lazım ciddi.

durumu dediler. o gece hastanede yattım. ayakkabıma sakladığım neşteri hastaneye soktum.

gece sakladığım neşterle yine bi taraflarımı kesmeye çalıştım kesmedi dıbına kodugumun neşteri

. diğer hastalar geldi abi napıyosun falan dediler ver o neşteri

derken alıp zütürdü biri güvenliğe.. hemşireler kollarıma pansuman yaptı. ben git gide

kafayı yiyordum.. sabaha doğru hastanede arayın babamı beni çıkarsın dedim. babam geldi..

doktorlar işte yatması daha iyi şöyle böyle kapının önünde babamı kandırmaya çalışıyorlar

biliyorum. giberim çıkıcam lan burdan dedim cama tekme attım. cam kırılmadı..

arkadan güvenlik geldi. tekme atarken bana bacağını tutup diğer ayağına vurdum. yere yığdım.

adamın boğazına yapıştım karışma sen dedim. diğer güvenlikler geldi çullandılar. üstüme

bırakın huur çocukları diyordum bırakın. yerde bana bi iğne yaptılar ki.. nasıl çıktığımı

eve geldiğimi hala hatırlamıyorum..

beni ankaraya zütürdü babamlar.. ankarada meclisteki akrabamız bizi bi profesöre zütürdü

gazi hastanesinde..

kadın evet neyin var dedi...

ben benim şöyle takıntılarım var dedim...

ne gibi derken şöyl... demeye kalmadan yatacak dedi bana. yatarak tedavi görecek..

ben mp3 playerımla yatarsam tamam dedim kabul ettiler.

hastanede 5 gün yattım. bu doktor 1 kere bile yanıma gelmedi ofisinden. 5. gün o hastanede.

kapı kartlarla çalışıyordu. güvenliğin boynundaki kartı gördüm gidip kartı tuttum adamın göğsü

ne tekmeyi bastım kart elimde kaldı. kapıya koştum kartı geçirdim çıktım dıbına kodugumun
çıkışı sol taraftaymış ben asansöre doğru koşmuşum 5-6 kişi yakaladı beni zütürüp yatağa

bağladılar. ben ağlıyorum bağırarak küfürler ediyorum..

reo speedwagon - cant fight this feeling

şarkısını söylüyorum ağlayarak..

yapılan iğne uyuttu beni.. uyandığımda çözün yeter diye bağırdım. hemşire sakinmisin dedi.

sakinim tabi dedim çözdü beni.

babamları aradım çabukk çıkarın beni burdan dedim sağlam adam delirir burda dedim.

babam geldi beni bi kez bile kontrole gelmeyen doktor şizoaffektif bozukluk + obsesif

kompulsif bozukluk diyip bana solian + anafranil + seroquel verilen raporu imzalamış mühürü basmıştı.

telefonum babamdaydı oğlum gizem diye bi kız aradı seni sordu.. hastanede yatıyor diyince

ağladı yalvardı onu çıkarın ordan falan dedi. diye söyledi

ben şok geçiriyordum. gizem nasıl böyle derdi gerçekten beni seviyormuydu acaba dedim.

gizeme umut bağladım. gizem beni farklı görüyordu. bende ona farklı bakmaya başladım

döndük yaşadığım şehre..

günde 2 tane 200 mg solian

3 tane 75 mg anafranil yutuyordum..

solian günde bi tane yutuyordum ( babam bi tane denemek için yuttu ki 2 gün uyudu 3. gün baygın gezdi)

yaşadığım şehre döndüm. merveyle buluştum merveyle ilk hafta yiyişmemizde bile ağzım kuruyor

titriyordum. amk çok kötü bişey. merve raporuma baktı şizofren yazısını görünce altına sıçtı

resmen korkudan.. bana ikide bi şizofren sevgilim diyip canımı sıkıyordu. tartıştık bi kere

tartışınca ben.. ağzına alırken öyle demiyordun ama dedim.

merve züt oldu ve ayrıldık.. bi kez daha buluştuk bitti.

gizem mesaj atıyordu. beni soruyor ben de kötüye gidiyordum. günlerce uykusuz kalabilen adam

saat sabah 7 de kalkıp babasıyla ofise gidip akşam saat 7 de eve gelip uyuyordu. ilaçlar

da beni iyice mallaştırmaya başladı elim ayağım titriyor . ki ayağımdaki titreme öyle böyle

değil gece uyumaya çalışıyorum. uyku gibi halüsinasyon görüyordum rüya gibiydi. gördüğüm

rüyada bile ayağım titriyordu ve kasılmayla uyanıyordum. yatağıma bakıyordum bölcek kaynağından böcek akıyordu falan. halüsinasyonmuş. sabahı zor ettim. babama annem çok

kötü ates titremeleri var yanında zütür dedi bi pazar günü. babam beni düğün yemeğine zütürdü

yemekte ucube gibi titriyordum.. yemek yiyemiyordum. düşüncesiz şeyler söylüyordum.

yanımda bi çocuk bişeyler söylüyordu ben ney nasıl diyordum.

iyice saçmalıyordum. yolda yürürken soğuk buz gibi ter boşalıyordu. gün boyu yatmak istiyordum

balkona çıktığımda sniper lar beni vuracak, kalaşnikof larla ateş edecekler türünden şeyler

düşünüyordum..

gece oldu saat 3 gibi titremeler çığrından çıktı. beni en büyük hastaneye zütürdü babam.

hastanede baktılar raporlara. bana bi iğne yaptılar ve titremeler kesildi.

yaptıkları iğne akineton iğnesiydi.

sonradan öğrendim solian denen ilaç akineton olmadan verilmezmiş. ankaradaki huurnun

fırlattıkları bana kuru kuruya solian vermişler. günde 3-4 tane de akineton yutuyordum.

yuttuğum ilaç azmış gibi. gizem hala mesaj atıyordu arıyordu beni soruyordu. arkadaş olarak..

gizeme mesajla benim yine sevgilim ol dedim hep benim ol dedim. eskisi gibi olmadığımı biliyor

du. ve kabul etti.

o an doktorun kafasına silahı doğrultup ateş etmek istedim yalan değil

halama döndüm gizemle bi konuda tartıştık ve ayrılırım dedi senden. ben ayrılırsan öldürürm

kendimi dedim. görürüz dedi gizem. ayrıldık. bende ne kadar ilaç bulduysam yuttum halamlarda.

yarım yamalak etrafı bulanık görürken yengemler geldi intihar etmiş bu dediler. beni apar
topar hastaneye zütürdüler. miğdem yıkandı. gizem öğrendi olanları ve ciddiyetimi sevgimi

anlayınca geri döndü bana..

abi intihara kalkışınca ailenin akrabalarının yüzüne bakamıyorsun hiç. çok rezil bi durum.

konuşamadım 2 gün. ve döndük yaşadığım şehre..

yaşadığım şehirde yine bunaldım yine ilaçları diktim kafama.. öyle uyudum. gözümü hastanede

açtım. hep kurtarıyolar amk hep. gözümü açtığımda gizem başımda ağlıyordu. elimi tutuyordu.

kolumda serumla ona baktım. aptalsın sen dedi aptal

babam da ordaydı ve gizeme düşman gibi bakıyordu.. hatta gizemi tehtit etmiş. oğlumun bu
şeyleri yapmasında senin rolün varsa senin kulaklarını keserim. bacaklarını kırarım demiş.

babamdan öğrendim bunları.

gizemin tekrar antalyaya dönmesi gerekti ve ben de onsuz yapamazdım ve o gittikten 1 hafta
sonra antalyada soluğu aldım. sabah 7 de geldi aldı beni. gidip gibindirik bi otele yerleştim.

kaleiçinde ki en iyi oteller 5 para etmezdi zaten aslında pansiyon bile denirdi.

2 gün gizemle geçirdim 2 gün. orda muallak bi kankası var onla tanıştırdı. mal özenti bişeydi.

geldi masamıza oturdu atıp tuttu. hırsızlık falan yapıyo olsa gerek. elinde bi elektronik

parça vardı bunu nerde okuturuz falan diyodu millete..

ben 2 günü gizemle geçirdim. ben giderken öyle bi ağladım ki. öyle bi sarıldım ki. amk.

o da mesaj attı seninle yürüdüğüm yolu sensiz dönüyorum. ben otobüste resmen zırlıyorum.

gizeme artık uzak kalmayalım nışan düğün ne gerekse yapalım dedim. o da aileme söylersem

beni evden çıkarmaz ve bi daha görüşemeyiz dedi..

o yine geldi. ablasının düğünü vardı.. düğüne bende gittim. düğüne gizemin kankasının kuzeni

olarak gittim ayrı bi masaya oturduk. ve saat 12 gibi ben gidiyorum dedim. çok üzüldü o.

ön kapıdan değil arka demir kapıdan atladım. gidiyordum gizem geldi parmaklıkların diğer

tarafından ellerimi tuttu yaklaş dedi öptü beni . gözlerinde sanki dünyası mahfolmuştu.

benim eve yalnız döndüğüm için..

bana çocukluk oyuncaklarını vermişti hemde..

her gece el ele geziyor yağmurda ıslanıyorduk..

ve ayın 15 i geldi doğum günümdü. kimse hatırlamaz dogum günümü genelde.. gizem de
hatırlamadı.. saat gece 11 gibi eve döndüm. ve saat 11.45 gibi vay be gizem de unuttu dedim
mesaj geldi

telefona mesajda cama çık yazıyordu.. okan mı geldi dedim. tanımadığım numaraydı.

cama çıktım ki gizem yolun ortasına bağdaş kurmuş oturmuştu.. önünde bi kek parçası üstünde

mum elinde kibrit yakıp yana bırakıyordu..

dıbına koyum dünyalar benim oldu nabıyon lan dedim gülerek bekle geliyorum dedim..

aşağı indim. bi baktım ki yanında bi kız sürüsü var. gece gece delimisin dedim. seni seviyorum

iyiki doğdun aşkım dedi öptü.

oturuyorduk gözüm ondan başkasını görmüyordu. eve giderken başına bişi gelmesin dedim.

merak etme sürüyle geldik dedi. tamam dedim.

bi kaç gün sonra onların sokağına gittim. o sokakta kavgalı olduğum bi kaç binin duvarlarda

lakaplarını gördüm. çooook eskiden yazılmış yazılar. evleri bi lisenin karşısındaydı.

benim morelim bozuldu. nooldu dedi. şu yazılara canım sıkıldı dedim. boşver dedi elimi tuttu.

ve akşama kadar beraberdik akşam eve dağıldık.

1-2 gün sonra beni yine çağırdı sokaklarına gittim ki amk. o yazıların karşısındaki duvara

benim nick im Metalist yazmış. gece gidip sprey boyayla..

deli dolu bi kızdı. ben ahmet diye bi çocukla tanıştım. o çocuk şakirtti. aklıma şüpe düşürdü.

dediki evlen kabul etmezse sevmiyodur seni..

bende inandım evlenelim dedim. okulum var yaşım daha 18 dedi. hem biliyosun ailemi dedi.

benle gönülmü eğlendiriyosun dedim paranoya yaptım..
n

bi gün yolda yürüyoruz gizemle. kaldırım kenarında 3-4 tane çakkal vardı. biri gizeme bakıyordu

biz aşağıdan geldik yanlarından geçtik. çocugun kafası bizimle beraber döndü.. hala gizeme bakıyordu

dört beş adım daha attık çaktırmadan baktım hala bakıyordu bin. gizeme sen git geliyorum dedim. döndüm

yürüdüm yanlarına.. çocuga gelsene bi dedim. çocuk ne va... demeye kalmadı kafayı yedi burnuna..

o burnunu tutarken noluuyo laaan diye bağırırken. diğer arkadaşlarına baktım onlarada dalacaktım. çocuklar

noluyo kardeş falan diyince vazgeçtim.. ve o bakan çocukla arama girdiler. noooluyoo lann diye bağırdı o çocuk

bende yavşak ne bakıyosun bi saattir dedim

o da komuşm lan komşum tanıyorum dedi

bende tanıyosan selam ver oglum ne inceliyon bi saat dedim

devam ettik..