-
1.
+6Uzun yıllar oldu ve ben seni hiç unutmadım. Seni ilk gördüğüm anı ve seni ilk öpüşümü hiç unutmadım. Biliyorum, şimdi benden nefret ediyorsun. Haklısın. Böyle olmamalıydı.
Babamı kaybetmiştim. Üniversiteye hazırlandığım yıllardı. Amcamlar memleketten gelmiş, babamı toprağa vermiş, gereken neyse yapmışlardı. Ben babamı hiç ölü olarak görmedim. Buna dayanabileceğimi sanmıyordum. Herkes de anlayış gösterdi. Oğlu olarak onu taşıyıp toprağa vermesi gereken bendim. Bu benim görevimdi.
Birlikte oturup saatlerce fifa oynadığım adamı nasıl gömerdim lan ben. Kızlarla takılmam için annemden gizli para veren adamın ölümünü nasıl kabul ederdim.
Aradan aylar geçti. Yaz gelmişti. Babamın kazanmamı çok istediği o sınavı kazanmıştım. Amcamlar beni okutacaklarını söylemişlerdi. Bir tek şartla: onların oturduğu şehri yazarsam. Yazdım ve gidip okula başladım. Ruh gibi gidip geliyordum okula. Mecburdum okumaya. Okuyup kendimi kurtarmalıydım. işte sana orada, o şehirde rastladım. -
2.
+5okuyun arkadaşlar. böyle bir adilik yapmayın. ziktir edin şukuyu falan. insan olun, başka birinin zayıflığından faydalanmayın.
-
3.
+5Herkes ünide kızlarla takılırken ya da takılmaya çalışırken ben mal gibi dolanıyordum ortalıkta. Birkaç kızın ilgisini belli etmesini de görmezlikten geldim. Bunalım mıydı, derdim neydi bugün bile hala çözebilmiş değilim. Bir arkadaş grubuna takıldım. Popüler binlerdi. Zaten benim başka bir grupla takılmam da çok zordu. Kızların ilgisini çeken bir adamın etrafında çok kişi oluyor.
Öğrenci evlerinde sabahlamaya başladım. içkiler, sigaralar, alemler ne ararsan. Muhabbetler çok güzeldi. Tarık diye bir kankam vardı. Çok kafa çocuktu. Birlikte az içmedik. O hep sorardı, olm kızlarla niye takılmıyorsun, bak biz bulamıyoruz, sen kaçıyorsun.
Ne bileyim olm ya içimden gelmiyor. Böyle daha iyi diyordum.
Komşuydun sen bize. iki çocuğun vardı. Adın, Yeşim. Ne de güzeldin. Ben başlarda görmezdim bile seni. Eminim sen de beni görmüyordun. Okula giderken çocuklarını görürdüm bahçede; küçük ve sevimlilerdi. Nereden bilebilirdim böyle olacağını. -
4.
+4Komşu olunca annemle tanışması bizim eve misafirliğe gidip gelmeye başlaması çok sürmedi. Çamaşır makinamız bozulmuştu ve annem onun da isteğiyle çamaşırlarımızı onların evine zütürüyor ve orada yıkıyordu. Kocası tekel bayi işletiyordu. Çok geç saatlerde geliyordu. Bazen evlerinden kavga sesleri duyardım. Mutlu değildin, biliyordum. O zamanlar bu beni pek ilgilendirmiyordu. Ta ki kocası hastalanıp hastaneye yatıncaya kadar.
O günlerden bir gün yine annemin vermiş olduğu çamaşırları almaya gittiğimde, ağlarken buldum onu. Çamaşırlar makinede henüz çıkarmadım bekle istersen dedi. Tamam sonra geleyim dedim. Yok bitmek üzere bekle lütfen dedi. içeri girdim. Ağladığını gizlemeye çalışıyordu. Affedersin, neyin var, eşinize bir şey mi oldu dedim. Yok bir şey dedi. Ben de üstelemedim. O makinayı açmaya giderken daha sesli ağladığını duydum. Abla bak istersen sonra geleyim, doğru bir zaman değil sanırım. Altı yaş büyüktü benden. Abla diyordum doğal olarak. Bu yere oturmuş ağlıyordu. Cevap vermedi. Yanına gittim. Ayağa kalktı ve birden sarıldı bana. Hıçkırarak ağlıyordu. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Sarılır gibi biraz ellerimi uzattım. Kocam, dedi, kocam beni aldatıyormuş. Ne diyebilirdim ki. Şey, üzülme falan gibi geveledim. Aldatıyorsa boşanrsın. Aldatması umrumda değil, çocuklarım ne olacak. Haklıydı. Anneydi işte çocuklarını düşünüyordu. -
5.
+5Su getirdim içti. Biraz kendine gelmişti. Ben çamaşırları alıp çıktım. Eve gittim, aklım onda kalmıştı. Neden sarılmıştı bana. Üstelik çok garip hissetmiştim kendimi. Ona sarılmak, acısını almak istemiştim. Yapamazdım. Bu çok saçmaydı.
O sıra annem bir süre için istanbul’a gitti. Anneannem rahatsızlanmıştı. Kolon kanseriydi anneannem. Ertesi gün sabah kapı çaldı. Ve Yeşim karşımdaydı. Yine ağlamıştı. Lütfen gel içeri kimse yok dedim. Girdi. Kocam beni boşuyor ve çocuklarımı da vermeyecekmiş diye yırtınıyordu. Uzatmayayım. Kocası boşamaktan vazgeçti. Fakat eve uğramaz olmuştu. Yeşim biraz kendine gelmişti. Çocuklarının hayatının bu şekilde garanti altında olduğuna inanıyordu. Bir gece beni aradı, müsitsen gelebilir misin konuşmaya ihtiyacım var, dedi. Ya kocan gelirse, yarın sabah konuşuruz dedim. Lütfen gel o Ankara’ya gitti, dükkanı elemana bırakmış. Konuşmaya ihtiyacım var.
Lan nasıl kadındı bu ya. Başka arkadaşı da mı yoktu. Neyse gittim. -
6.
+4Çok yaralı bir kadınmış. Küçükken annesi babasını aldatmış. Başka adamla evlenmiş. Babası bunu almış yanına ama pek ilgilenmemiş. O sırada geceleri onlarda kalan dayısı sarkmış, taciz etmiş. Çok acılar ve korku dolu günler yaşamış. Anlattıkça anlatıyordu. Korkudan sokaklarda yattığı geceleri, babasının dayaklarını, dayısının sapıkça yaklaşımlarını. Neden sonra annesi bunu yanına almış. Annesine üstü kapalı bir şekilde olanları anlatmış. Annesinin yeni kocasından 5 erkek 1 kız çocuğu olmuş yıllar sonra. Bu hep ikinci, üçüncü, beşinci planda kalmış o evde. ilk isteyene de vermişler. Sevdiği de varmış, söyleyememiş. Boynunu büküp evlenmiş. Adam pisliğin teki. Şekil yok bir kere. Normalde bu kızla bu adamın evlenmesi mümkün değil. Yeşim güzel bir kadın.
Ben de ona anlattım. Boğazıma kadar doluymuşum o zaman fark ettim. Günlerce bir onlarda bir bizde konuştuk konuştuk konuştuk. Ne yalan söyleyeyim başlarda hiç aklımda olmayan şeyler aklıma gelmeye başlamıştı. Etkilemişti beni. Onu bir abla gibi görüyordum ama kadın olarak da ilgimi çekmeye başlamıştı. Oysa sadece konuşuyorduk. Hiçbir yakınlaşma yoktu aramızda. Ne olduysa o gün oldu. -
7.
+5okuyan var mı, havaya mı yazıyorum anlamadım.
-
8.
+5neyse ben yazayım biraz daha.
-
9.
+5Kocası hala Ankaradaydı. O karıyla birlikte biliyorum diyordu. Umursamıyordu. Anneannem ameliyat olacaktı ve annem de gelemiyordu. Bir gece o çocukları uyutup yine beni aradı. Sabaha kadar konuştuk. Güldük, ağladık, dertleştik. Sabah oluyordu ve okula gitmem gerekiyordu. Tam kalkmıştım ki yerimden bir kağıt tutuşturdu elime. Şaşkın bakışlarıma aldırmayıp, lütfen buradan çıkınca oku dedi.
Çıktım evden. Açtım kağıdı ve şaşkınlığım anlaşılmaz bir korkuya ve sevince dönüştü. Bana aşık olmuştu, çok saçma biliyorum, elimde değil, seviyorum seni. istersen bu kağıdı yırt at ve hiç yazmadığımı kabul et ya da... lütfen kötü gözle bakma bana, tek istediğim bu. Bir daha görme beni ya da ...
Okulda aptal aptal dolaşırken Tarık falan geldi, grup bu akşam evde toplanacakmış. Herkes bir şeyler getirecekmiş. Şenay da geliyormuş ve sadece benim için geliyormuş. Kırma olm şu kızı. Taş gibi amk, mal mısın gel takıl işte. Kız, üstüne düşsen verecek, kesin.
Hiç ziklemedim. Ne Şenay ı amk. Ben garip bir boyuta geçmiştim.
Akşam koşarak eve gittim. Yeşimi aradım. Telefonu açar açmaz af dilemeye başladı.
Dur lütfen dur, tamam konuşacağız dedim. Gece çocuklar uyuyunca ara beni. Geceyi zor etmiştim. -
10.
+5bi sigara içeyim bari bu arada. sonra devam ederim.
-
11.
+4Kapıyı tedirgin bir şekilde açtı. Hiç yüzüme bakmıyordu. Yeşim bana bak dedim. Zorla da olsa baktı. Ben de sana karşı bir şeyler hissediyorum. Fakat çok tehlikeli bu. Annem duysa ağzıma sıçar. Kocan öğrense ikimiz de biteriz. Çocuklar var. Bu ilişki nereye gider. En iyisi biz burada bırakalım dedim. Hayır dedi. Sen eğer bana karşı bir şeyler hissediyorsan neden bitsin. Lütfen, bırakma beni. ilk defa birinin sevgisini hissettim. ilk defa kalbim böyle sıcak. Konuşuruz sadece, arkadaş oluruz.
Hayır Yeşim, bu saatten sonra arkadaşlık çok zor. Gözlerime baktı. Uzunca baktı. Gözleri dolmuştu ve birden dudaklarıma yapıştı. Şok olmuştum. Bunu ne kadar çok istediğimi o an anladım. Sıkıca sarıldım. Amk ne olacaksa olsun lan dedim kendi kendime. Sımsıkı vücudu vardı. Gögüsleri zayıf vücuduna rağmen oldukça iyiydi. Yine de o an için ileri bir adım atmadım, atamadım. Kaç dakika öpüştük ya da kaç saat. Yerdeydik. Çılgınlar gibi öpüşüyorduk. Benim sertleştiğimi hissetmemiş olması mümkün değildi. Ne o bir adım attı ne de ben. Ayrılamıyorduk. Yine de ben toparladım kendimi ve şimdi gitmeliyim dedim. Çıktım. Kafası karışık bir şekilde bana bakıyordu. -
12.
+3Eve gidip uzandım. Hala taş gibiydim. Mecburen asıldım. Sanki bir aydır asılmıyormuşum gibi sperm fışkırmıştı. Kokusu kalmıştı üstümde. O koku burnuma geldikçe azıyordum, elimde değildi. Boşalınca daha mantıklı düşünmeye başladım. Olm manyak mısın, kız mı yok, kocası bir yakalasa ziker atar. Namus meselesi. Annem evlatlıktan reddeder. Böyle düşüncelerle uyumuşum.
Sabah okula gittim. Şenay suratıma bakmıyordu. Tarık da her zaman olduğu gibi geyik peşindeydi. Lan sığır, akşam gelseydin, ne geyik döndü var ya. Çok eğlendik. içimden, bi gibtir git Tarık, gibicem eğlencenizi diyordum. Derslerin bir an önce bitmesini bekliyordum. Bu gece ne olacak çok merak ediyordum. Ayrılacak mıyız, yine sarılacak mıyız, konuşacak mıyız, öpüşecek miyiz ya da...
Eve girerken, telefonum çaldı. Yeşimdi. Çocukları babaannesine bırakmış, yalnızmış. Eve girmeden hemen ona gitmemi istiyordu. Gittim. içeriden müzik sesi geliyordu. Sağa sola bakıp kapıyı açtı. Nedense kapının arkasında duruyordu. Kapıyı kapatmasıyla ilk dikkatimi çeken mini elbisesi olmuştu. Tanrım bacakları çok güzeldi. Dekoltesinden görünen çatalı baştan çıkarıcıydı. Anında taş gibi olmuştum. Hala kontrolü elden bırakmamaya çalışıyordum. -
13.
+3Yeşim çok güzel görünüyorsun.
Senin için dedi. Tedirgindim amk. Her an her şey olabilirdi. Bir kadına hem de evli bir kadına umut veriyordum. Ve birazdan belki de çok büyük bir hata yapacak ve iyice kendimi bu takun içine sokacaktım. Sakin olmaya çalışıyordum ama bu mümkün değildi. Kaba tarifiyle gibim beni ele geçirmişti. O bunalımlı, kızları bile görmeyen adam, aylar sonra bu hale gelmişti. Ben erkektim ve o da kadındı. Ortada bir his vardı ve bunun sonu belli değildi. Kız olsa ya da evli olmasa bir an düşünmezdim. Ulan hepsi bir yana iki tane çocuk vardı ortada.
Kafamın karışıklığını anlamıştı. Hemen sarıldı bana. O parfümü sıkmıştı yine. Tanrım başım dönüyordu. Onu oracıkta yere yatırıp gibmek istiyordum. Hem de defalarca. Onu ömrüm boyunca gibebilir ve başka bir kadına asla yan gözle bakmazdım.
Tabii ki de mantığım devre dışı kalmıştı. Olur muydu lan öyle şey. gibilmiş, iki çocuk çıkarmış kadına ömrümü mü adayacaktım. gibip gidebilirdim. Hatta uzunca bir süre devam ettirebilirdim bunu. O an dudaklarıma yapıştı. -
14.
+4Delicesine öpüşüyorduk. Hissediyordum, beni elinde tutabilmek için en güçlü silahını, kadınlığını kullanıyordu. Yanlış ata oynadığının farkında değildi. Şu an için bu ona en doğru seçenek gibi gelmiş olsa da ileride asla ve asla bunun sonu olmazdı. Kendimi çok iyi tanıyordum. Yine de Yeşim farklıydı. Onunla hiçbir kızla paylaşamadığım sırlarımı ve dertlerimi paylaşmıştım. Ve anlıyordu beni, bunu biliyordum.
Benim ona olan hislerim acıma olabilir miydi? Yaşadıkları şeylerin açtığı yaraları kapatmak mıydı amacım. Öyleyse sevişmek nedendi?
Hepsi bir yana çok iyi öpüşüyordu. Ve her adımımı kontrol etmeye başlamıştı. Parfümünü çok beğendiğimi söylemediğim halde bunu biliyordu. Boynuna sıkmıştı ve memelerinin arasına. Bu bir tuzaktı ve ben kurtulabileceğim halde bu tuzaktan kaçamıyordum.
Sıkıca sarıldım zayıf bedenine. Memelerini hissediyordum. Taş gibiydiler. Hele o parfümle birleşince dayanılmaz bir elleme isteği duyuyordum. Koltuğa çöktük. Usulca geriye doğru yatırdım. Hiç itiraz etmedi. Hala öpüşüyorduk. Artık dayanamıyordum. Amk ne olacaksa olsun lan, giberim tahtasını, benim yerimde hangi erkek olsa bu kadarına dayanabilir dedim. Attım elimi memelere. Elbisenin üzerinden okşuyordum. Yetmemişti. Onları avuçlamalıydım. Elbisenin altına elimi atınca birden irkildi. Daha memeyi bile tutmadan durdu. Ne oldu dedim. Dur lütfen dur, ne yapıyoruz biz, ne yapıyorum ben. Allah kahretsin beni dedi ve ağlamaya başladı. Biliyor musun bana kocamdan başka kimse dokunmadı. Şu an sen dokununca çok garip oldum. O anda zil çaldı. -
15.
+4Beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Lan gecenin on birinde kim bu. Kocası mı gelmişti. Dedim yannanı yedin olm bilinmeyen. Yeşim hemen beni misafir odasındaki koltuğun arkasına zütürdü, gir şuraya bekle. Sakin görünmeye çalışsa da korkuyordu. Sakin olmalıydık. Başka türlü bu nasıl atlatılırdı. Elbiseyi çıkararak koşarak yatak odasına girdi. O an külodunu ve taş gibi kalçalarını gördüm. Ulan kapıdaki kocası olsa yannanı yiycem, karıyı gibeyim derken züt elden gidecek hala kalçaların derdindeydim. Amk çok güzellerdi, anlatılmaz. Yatak odasından beş saniyede çıktı, ev kıyafetlerini giymişti. Mini etekle kapıya çıkacak hali yoktu. Ben tamamen koltuğun arkasına sığınmıştım. Dualar ediyordum. Bir daha bu eve girmem, bir daha bu kadına dokunmam diye sözler veriyordum kendime. Ve hala parfümünün kokusu geliyordu.
-
16.
+4Amk komşusuydu, fazla ekmeğiniz var mı diyordu. Bu saatte bulamadık, varsa rica etsek. Yeşim de kadına uykulu taklidi yapıyordu. Kusura bakmayın kapıyı biraz geç açtım, uyumuşum. Çocuklar da babaannelerinde. Neyse kadına ekmeği verdi ve kapı kapandı. Ben hemen ayağa kalktım ve Yeşim ben gidiyorum. Şu an kocan veya bir akraban gelmiş olabilirdi. Ne yapardık. Ne yapıyoruz biz. Hemen buna bir son vermeliyiz. Hem sen de az önce olanlardan rahatsız oldun. ileriye gitmeyelim, dönemeyeceğimiz yollara girmeyelim. En iyisi ben şimdi gideyim biraz daha düşünelim.
Tamam, fakat görüşelim olur mu? Sana ihtiyacım var. Seninle konuşmaya, yanımda olmana ihtiyacım var.
Peki Yeşim konuşuruz. Yalnız kalmayalım, ikimiz için de kötü olacak. Evet, biraz düşüncesizce davrandık biliyorum.
Böyle olmasını ben istedim ve buna rağmen seni ben durdurdum. Haklısın, buna izin vermemeliyiz, sevişmeden, öpüşmeden dost kalabilmeliyiz.
Çıkıp eve gittim. -
17.
+3bi sigaraya kaçayım ben. akşamdan kalma yarım votkam da var. ufaktan içeyim biraz.
-
18.
+4Çok fena durumdaydım. Allak bullak olmuştum. Duygularım alt üst olmuştu. Nereden nereye gelmiştim. Ne oluyordu bana.
Sakin kafayla düşünmek için çıkıp bir ufak votka aldım. Sek içerim votkayı, asla karıştırmam. Bardakta bile içmem, şişeyle içerim. Yavaş yavaş içtim. Meze de kullanmam. Rus muyum neyim amk.
Sakinleşmiştim biraz. Acilen boşalmam gerekiyordu. Daha çakır bile olmadan hemen asıldım. iyice rahatlamıştım. Bir süre televizyonda bir yarışma programı izledim. Şişenin dibine yaklaşıyordum. Aklımdan kalçaları çıkmıyordu. Kızlarla ilişkim iyiydi ama bir kızı yatağa atacak kadar asla ileri gidememiştim. Elleme, öpüşme her türlü takılmıştım, ama bir kızla aynı yatağa çırılçıplak girmek ayrı konuydu. Üstelik bu kadar arzuladığım biriyle. Nasıl olurdu lan o kalçaları ellemek, o kalçaların arasından dıbına girmek, içine boşalmak. Tarık’ın dediği gibi okuldaki kızlara takılıp onlarla mı sevişmeyi deneseydim. Ya gibicem, bekaret var, kızların tribi var, sonraki beklentileri var... var da var. Uğraşamazdım bunlarla.
Bir taraftan da ulan ne ara azdın sen böyle. Aylardır tık yok, osbir bile çekmiyorsun, bunalımlar, tripler noldu lan sana diye kendime kızıyorum.
Yok olmuyor, Yeşim aklımdam çıkmıyor. O koltuğun arkasındaki halimi aklıma getirip mantıklı düşünmeye çalışıyorum, en fazla 10 saniye sürüyor, etrafımda bir parfüm kokusu dolaşıp duruyor. Gözlerimi kapatınca o taş gibi kalça, o pembe külot, memeler geliyor karşıma.
Şişeyi fondipleyince sızıyorum. -
19.
+4Sabah okula geç kalıyorum. Derse girince hemen imza kağıdını yakalayıp imzayı basıyorum. Ders falan gibimde değil. Gözüm telefonda. Yeşim aramıyor. Lan niye aramıyor. ilişkimizi gözden geçirelim dost kalalım derken ne yapmıştım ben. Nasıl buradan işi yatağa getirecektim. Çıldıracaktım panpalar bildiğiniz gibi değil. Sürekli osbir çekiyor, kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. ilk başlarda boşalınca bir süre mantıklı düşünebiliyordum. Şimdi ise osbir bile kesmiyordu. Onu gibmekten başka bir şey düşünemiyordum. Nasıl bir tuzağa düşmüştüm ben böyle.
Okuldan çıkarken arkadaşlara takıldım mecburen. Yeşim’den hiç ses yoktu. Şenay la bir kahve içtik. Metin falan geldi fen edebiyattan. Her fakülteden dostlarım vardı. Tıp hariç. Tıpçılara asosyal gözüyle bakıyorduk. Her fakültenin kafesine giderdik. Öyle dolaşırken telefonum çaldı. Arıyordu. Bir kafede oturuyormuş. Kafenin adını verdi. Arkadaşları ekip hemen otobüse atlayıp şehre geldim. Kafeye girince bir garip oldum. Böyle bir ortamda hiç onunla bir arada olmamıştık. Burada öpemez, dokunamazdım ona. Kim bilir belki bu daha iyiydi. Konuştuk uzun uzun. Dertleştik. Kocası Ankarada dükkan tutmuş. Burayı elemana bırakmış. Bir süre gelemeyebilirmiş. Para göndermiş, falan filan.
Neyse işte kalktık, ayrı ayrı çıktık kafeden. Bir gören olmasın bizi dışarıda diye. Eve girdim. Umudum kalmamıştı. Bundan sonra yalnız kalamayacak ve böyle kafelerde falan mı görüşecektik. Üstelik bunu ben istemiştim.
Böyle düşünürken, gece on bire doğru telefonum çaldı. -
20.
+2Lütfen gel diyordu. Yeşim dün gece konuştuk bunu, bir süre istersen görüşmeyelim dedim. Sustu ve peki dedi telefonu kapattı. Mesaj attı. Sadece konuşalım, çok yalnızım, neden sadece konuşamıyoruz.
Hayır, biz yalnız kalırsak olacakları biliyorsun. Bu ikimizi de daha çok yaralar. Bekleyelim, zamana bırakalım diye mesajı attım. Cevap gelmedi.
iyi tak yemiştim. Lan amk cayır cayır yanıyorum arzudan, kadın çağırıyor, triplere bak. Kafamı gibeyim. Lan gibemesen de elbet evli kadın, bu işleri biliyor, bir şekilde boşaltır seni salak diyorum kendi kendime. Pişmanlıktan ölerek ve her geçen gün biraz daha arzudan çıldırarak bir hafta geçiriyorum. Buluşmuyoruz, konuşmuyoruz. Mesaj bile atmıyoruz. Ne gibim olacaksa. Derslerle ilgim yok, arkadaşlardan kopmuşum. Ruh gibi geziyorum. Aramıyor Yeşim. istiyorum ki arasın, yalvarsın, gel ne olacaksa olsun desin, sensiz olmuyor desin. Çılgınca versin kendini bana.
Aramıyor amk, aramıyor, mesaj da atmıyor.
Dayanamıyorum, duramıyorum. Bir haftanın sonunda mesaj atıyorum. Yeşim nasılsın diye. Cevap vermiyor. Bir kaç mesaj daha atıyorum, yine cevap yok. Arıyorum. Açıyor telefonu. Neden mesajıma cevap vermiyorsun diyorum. Korkuyorum diyor. Tamam sakin ol, bugün yine o kafede buluşalım, konuşalım tamam mı diyorum. Peki diyor. Öğleden sonra koşarak kafeye gidiyorum. Lan köpek gibi özlemişim. Sarılmak, öpmek istiyorum. Aşk mı lan bu? Ne diyorum ben ya. Yok daha neler. Vücudumun her zerresi onu istiyor. Bu kadar am delisi olduysan keraneye git, eskort kirala seviş çatır çatır diyorum kendi kendime. Gerçek bir ama girince belki bu ateş söner, mantıklı düşünebilirim ve bu çıkmazdan kurtulurum diyorum. Elimde her imkan var kaç kurtar kendini diyorum, olmuyor amk olmuyor. Çıldırıyorum onun için.
başlık yok! burası bom boş!