ben size pizzacı olayını özetleyeyim mi

şimdi deniz kızımız çok acıkmıştır. yok yok biraz daha önceye gidelim.

pizzacı kardeşimiz bu işe yeni girmiştir. motorlu, fena bir iş değildir. işteyken yemek ve sigara molası zamanları diğer iş arkadaşlarıyla kendi yemek payına düşen pizzaları höpürdetirken diğer arkadaşlarından duyduğu hikayelerle mesleğin inceliklerini öğrenmektedir. başka bir pizzacı arkadaşı şöyle bir hikaye anlatır:

oğluuum geçen bir eve gittim kapıyı bir hatun açtı ama böyle kısacık şort dövmeli dedim bu kesin kaşar hemen girdim muhabbeti kız içeri davet etti oofff 25 dakikada işimi halledip çıktım. çok fenaydı yaaa ooffff...

bu hikayeyi duyan çaylak pizzacı arkadaşımız "vay amg bee neler oluyormuş fena heaaa" diyerek mesleğini daha da sevmektedir. derken yaklaşık 4 senelik tecrübeli sayılabilecek başka bir pizzacı eleman ise şu hikayesini anlatır:

aga biz selinle öyle tanıştık zaten. bir gün bahçelievlere gittim ben pizzayla. kapıyı bir hatun açtı ama melek gibi oofff kısacık etek giymiş. gözleri gülüyor. pizzayı verdim. teşekkür etmeler, gülümsemeler filan eee hoşlandı benden. ben de daha sonra bunun numarasını fişten buldum mesaj attım. öyle başladık konuşmaya ama şirket duysa anamı giber heaaa ehehehehe.

bu hikayelerden sonra çaylak pizzacımız hayretler içersinde yemeğini bitirir ve bir sigara yakarak uzaklara dalar.

olay günü: deniz kızımız işten gelmiş ve çok acıkmıştır. hemen gnctrkcll abonesi hattından indirimli bir pizza söyler. çaylak pizzacımız gelir. deniz kızımız kapıyı açar ve o da ne çaylak pizzacımızın karşısında uzun saçlı, mini şortlu, dövmeli bir kız. onun hayal dünyasında tam bir kaşar profili. deniz kızımız pizzasını alır parayı verir ve hafif gülümseyerek teşekkür eder kapıyı kapatır. çaylak pizzacımız bu gülümsemeden sonra klagib ergen-türk erkeği tavırlarıyla "güldü kesin verecek eheheheh" replikli kemal sunal filmini hatırlar ve hemen deniz kızımızın telefonunu pizza faturasından bularak ona mesaj atar.

hikayenin gerisini biliyorsunuz zaten.

burada suçlu ya da suçsuz aramaktan çok zihniyetimizi sorgulamamız gerekir. bu memlekette öyle şeyler oluyor ki daha dün gene sözlükte tartışma konusu olmuştu bir akademisyen doçent yüksek lisans yapmak isteyen bir kıza tecavüz etmişti. öğretmen öğrencisine tecavüz etmişti. bunları geçtim bu memlekette köpeğe, ördeğe, tavuğa ve eşeğe tecavüz eden insanlar varken sizce bu ülkedeki kadınların bu kadar tereddütkar ve biz türk erkeklerinin değimiyle "kezban" olmaları gayet doğal değil mi? bu memleketteki kadınlar ve erkekler bir ortadoğu zihniyetinin mağdurları. orta asyadaki eşitlikçi türk ırkının üstüne arap tohumu serpilmiş dedelerin mağdurları...

bu olayın suçları deniz kızımız ya da çaylak pizzacı arkadaşımız değil. bu olayın suçlusu bizim beynimizi sonsuza dek kapatmış olan dedelerimiz...

edit:özete bak amk gibtir git diyenler çok haklısınız.