-
1.
+26 -5Önceki yazıma olan ilginiz, yanımda olduğunuzu hissettirmeniz gerçekten gözlerimi yaşarttı. Sağolun, varolun. Yalnızlığın esaretinden kurtulmanın bir yolunun da yazmak olduğunu bilseydim daha önceleri hikayemi sizinle paylaşırdım. Hikayemin size anlatmadığım kısmına buradan devam ediyorum. Yazmaya başlamadan önce, önceki yazımı görmeyen arkadaşlara konunun bütünlüğü için önce ana hikayeyi okumalarını öneririm. bkz: şoktan aldığım profiterol ile hayatım karardı
Bu yazı hikayenin devamı değildir. Önceki yazıda anlatmadığım kısım, Muhammet Abi'nin vefatından sonraki hastane günlerimden başlıyor..
---
Hastane ile hapishane arasındaki tek benzerlik bu kelimelerin benzerliği değil. Dört duvar arasında hapsolmak için illa başınızda bir gardiyan olmak zorunda da değil. Zamanın ne kadar yavaş geçtiğini anlamak için insanın hasta olması gerekiyor beyler ben bunu çok iyi anladım. Hastane rutini mi hapishane rutini mi insanın ruhunu daha çabuk öldürür bundan emin değilim. Hapishanede sağlık problemin yoksa eğer hastanedeki adamdan çok daha rahat bir yaşantın var demektir. Tabi yine de Allah korusun hapishaneye düşmeyi istemem, kimse istemez.
Hastanede sabah olmuyor, gece bitmiyor, uyku tutmuyor. Düşünceler insanı boğuyor. Yaptığım aptallıklar aklıma geliyor. Bundan sonra ne yapacağımı kestiremiyorum. Umudum azaldıkça benim tedavi olmam da anlamsızlaşıyor. iyileşmek için insanın önce moralini düzeltmesi lazım.
Beni bu karamsar ruh halinden kurtaran adamdı işte yan odamdaki Aksaraylı Muhammet abim. Fırıncılıkla meşgulmuş Aksarayda, ihtiyar babası da fırıncıymış ve hala fırında beraber çalışırlarmış hastaneye düşmeden önce. 7 yıldır evliymiş Muhammet abim ama çocukları olmamış. O yüzden de yüreği hep kırgındı. Bir evlat bile sevemeden dünyadan göçeceğinin farkındaydı. Bana hiçbir zaman olumsuz konuşmadı, her zaman etrafına umut saçıyordu. Ölmeye niyeti yoktu ama şimdi düşünüyorum da yakında öleceğini o da biliyordu, bilmemesi mümkün değil.
Beni bile kandırdı. Ölmeyecekti.
Ölmeyecektin be abi.. -
2.
+8Beyler anam babam arada refakatçı kalmaya geliyor ama ben onların hastanede durmasını istemiyorum, geri gönderiyorum eve. Çocuk değiliz ki başımızda anamızı babamızı bekletelim. Tabi ben istemiyorum onların yanımda kalmasını ama kaldıkları zaman da çok mutlu oluyorum yalan yok. Hastanedekilerden de kafa dengi adam bulmak zor. Çoğu zaten yaşlı adamlar. Nerelisinden başlar muhabbet konunun ne zaman değiştiğini bile anlamadan kendimi adamın torununun okuduğu okuldaki hocanın adaletsiz sınav kağıdı puanlamasında bulurum. He dayı hee senin torun aslında çok zeki ama şerefsiz hocalar onu bilerek bırakıyor.
Yine de yaşlı dayıları terslemiyorum beyler adamın derdi benden çoktur Allah bilir. Benim çaresizliğimin benzeri onlarda da var ve üstüne üstlük onların evlatlar-torunlar falan bakmadığı oluyor. Katmerli dert onlarınki. Hele huzurevlerindeki yaşlıları falan imkanınız varsa ziyaret edin beyler sizin için önemsiz gibi görünebilir ama onlar için büyük bir şey.
Konu yaşlılardan açılmışken beyler bir Tevfik amca vardı, hikayesi benden acıklı adamın. Küçükken belinde omurgasına yakın tümör çıkmış. Eski zaman ama yine de zamanında müdahale edebilmişler. Ama belindeki tümör ameliyatla alınırken adamın sinirleri zedelenmiş. 6 yaşından beri bacakları tutmuyor adamın. 11 yaşına kadar annesi bakmış, her işine koşturmuş, yemeğine, giydirmesine, tuvaletine. Ama 11 yaşında annesi yeter artık bıktım demiş. Babasını ve bunu terketmiş. O zamandan beri adam hayatına devam ediyor beyler. En az 60 yaşında adam. 6 yaşından beri yürüyemiyor, okula falan da göndermemişler. Ulan ne hayatlar var be.. -
3.
+8Beyler katlardan in çık yoruldum ben, hastayım zaten dizlerimde derman yok. Göremedim bunu neyse dedim yapacak bir şey yok. Kız öldü mü kaldı mı onu merak ediyorum ama. Dedim hastaneye gelir yine kemotreapiye falan o zaman belki görürüm. Göremezsemde ne yapıyım aman dedim odama doğru gittim.
Bizim koridora vardığımda bir baktım benim odanın önünde bandanalı bir kız. Ulan dedim ne alaka? Gittim odanın oraya kız gelmiş geçenki afişin olduğu yere bakıyor. Ben de gittim baktım afiş değişmiş. Bu sefer "Bugün sigarayı bırakmak için çok güzel bir gün" yazan bir afiş vardı. Kız afişe baktıktan sonra tam gitmek için döndü ve arkasında beni gördü. Bir-iki saniye gözlerimin içine baktı, ben de ona. ilk kez farkettim beyler, kel kız görünce güzel gelmiyor insana ama gözlerinin içine bakınca güzelliğini gördüm. Bir kaç saniye öyle birbirimize baktık, heralde özür dilememi beklediğinden hemen gitmek istemedi. -
4.
+6Beyler ben tekrar kara gözlerine kitlenmiştim ki kızın kız bir öksürmeye başladı ulan var ya benin ciğerim parçalandı. Hastalığının ileri aşamalarıymış galiba. Kızın öksürük başlayınca rahat konuşamaz hale geldi. Gideyim ben dedi. Arkasından ben adını söyle bari dedim, döndü son kez baktı Seher dedi ve döndü gitti. Ben afalladım odama girdim, sonra birden dedim gitsene peşinden kızın durumu kötü yardımcı olursun belki. Gittim ama bulamadım. Beyler ondan sonra bir hafta boyunca göremedim lan kızı. Ulan kız hayatıma bir girdi, bir göründü birden yok oldu. Ben bunu düşünüp duruyorum işte durmadan. Googleda falan hacettepe hastanesi seher falan diye aratıyorum bir şey çıktığı yok tabi soyadını bilmeden nasıl bulayım kızı. Neyse ben seher seher diye aratırken şu şarkıyı duydum hayatımda ilk kez. Gerçekten kaliteli şarkıdır. Günlerce bunu dinler halde buldum kendimi. Gel ey seher, gel be.
https://www.youtube.com/watch?v=Yi1yEHGyjQ0 -
5.
+6O gece uyuyamadım beyler. Sabaha kadar düşündüm. ilerde bununla birlikte mutlu olduğumuzu düşündüm. Hastaneden sağlığımıza kavuşmuş bir şekilde ayrıldığımızı. Ben karaciğer bulup kurtulacaktım. O kanseri yenecekti. Neden yenemesin, kanseri yenen bir çok kişi var halihazırda. O neden yenemesin? Kendimi böyle hayallerle avuturken olumsuz düşüncelerden kurtaramadım kendimi. Gerçekçi ol lan dedim kendime. Saçma sapan hayallere bağlama aklını başıma al dedim. Hem onu bırak sen kızdan hoşlandın diye o senden hoşlanıyor mu bakalım? Ulan iki selam verdi diye aşık oldun kıza mk..
Sonra söylediği son kelimeler kafamda yankılandı. "Yine gel olur mu?" Keşke çıkmadan son bir kez dönüp baksaydım dedim. Bir daha göremeyeceğim için üzülmeye başladım bu sefer. Ama verdiğim karar mantıklıydı, gitmeyecektim. Saçma hayallere kaptırmayacaktım kendimi.. -
6.
+6Gece sabaha kadar uyumadığım için öğleye doğru uyku bastırdı uyudum. Akşama doğru uyanınca gitmeyecem dedim yine kendime. Kararım kesin gitmeyeceğim. Gitmedim de.
Annemler ziyarete geldi. Annem hemen bir şeyler olduğunu anladı. Noldu oğlum neden asık suratın, üzülme yavrum iyileşeceksin dedi. Babam tabi oğlum karaciğer bulunacak, umutsuzluğa kapılma dedi. Allaha tevekkül et olumsuz düşünme dedi. Tamam dedim geç yattım az uyudum ondan durgunum falan dedim. Akşam annem yanımda refakatçi kaldı. Ana yüreği anlıyor oğlunun halinden. Noldu yavrum anlat hadi ne var kafanın içinde dedi. Ben de dayanamadım anlattım. Anam dedi oğlum kız madem ölüm döşeğinde, ziyaret etmeni istediyse git gör mutlu olur garip dedi. Hak verdim anneme, yazık değil mi kızcağıza. Kız ölmeyi bekliyor orda ben biliyorum onun halini..
Ertesi gün annem gittikten sonra ziyaret edeyim diye gittim. Bu sefer de ulan dedim kendi kendime kız hastaneden ayrılmış falan olmasın. Gittim ve odasındaydı. Beni görünce gözleri parladı lan, o bana öyle bakınca benim de kalbim küt küt atmaya başladı yine. iyi misin dün gelirsin diye bekledim gelmeyince endişelendim dedi. Harbiden bekliyormuş lan kız. Kusura bakma dedim, neden gelmediğimi söylemedim. Sen nasılsın iyi misin? dedim.
Ölmek üzere olan biri ne kadar iyiyse o kadar iyiyim dedi, gülümsedi. Bu gülümsemeyi biliyorum beyler, durum ne kadar çaresiz olduğu bellidir ama sen karşındakine kendini acındırmamak için sahte bir gülümsemenin arkasına saklanmak istersin. -
7.
+6Kızın kalbini kırdık gönderdik ama ben pişman falan olmadım, farkında değilim ki olanların. Ben o günden sonra 3-4 gün daha sadece kaybettiğim Muhammet abimi düşündüm beyler. 3-4 gün ruh gibi hastanede kaldım. Yemeden içmeden kesildim. Hastaneden annemlere haber vermişler bendeki hali farkedip. Annem geldi zorla yemek falan yedirmeye başladı. Bir hafta da yanımda kaldı sağolsun. Bir hafta sonra ben kendimi az buçuk toparlayınca gönderdim bunu geri. Ben kalmalarını pek istemiyorum yanımda ama yatıya kalmadan ziyarete gelenler oluyordu tabi.
Aradan bir hafta - on gün falan geçti heralde ben bu kızı gördüm. Anca o an aklıma geldi kızın birine ayıp etmiştim diye. Ulan çekiniyorum da kıza öyle davrandıktan sonra bir şey demeye, gitmedim yanına görmezden geldim. Ama bütün gün ben yaptığım işi düşünmeye başladım. Acıyordum beyler belki de hayatının son günleri ve ben son günlerini üzgün geçirmesine sebep oldum. -
8.
+6O gün Muhammet abinin odasından çıktım, hastane koridorunda durdum duvara yaslandım. Gözlerimi karşı duvara, benim kaldığım odanın kapısının tam yanındaki afişe kitledim o tarafa doğru bakakaldım. Afişte ne yazdığından zerre haberim yok. Ben sadece oraya odaklandım çevremde olan bitenden haberim yok. 10-15 dk öyle kalmış olmayım. Lösemi kızın biri geldi bir şeyler dedi ama ne dediğinin farkında bile değilim. Elini baktığım yöne doğru sallayarak hey orda mısın? dedi. Ben anca farkettim bunu.
Bu kız kim tanımıyordum beyler. Ara sıra gördüğüm oluyordu kemoterapiye falan geliyordu heralde hiç konuşmadım daha önce. ilk gördüğümde bayağı acımıştım ama uzaktan. Saçı tüyü olmayan bir kız görünce tuhafınıza gidiyor haliyle. Bu beni afişe kitlenmiş görünce afiş dikkatini çekmiş. Afiş sağlık bakanlığının afişlerinden biriydi şu yazıyor üzerinde "Obeziteyle mücadele ediyoruz, porsiyonları küçültüyoruz". Kız dedi takma kafana bu kadar, azıcık göbekten bir şey olmaz. Ulan dedim ne diyorsun? Daldın gittin afişe bakarak takma kafana diyorum dedi. Ulan benim o ana kadarki umut kaynağım, yaşama sevincim öz abimmiş gibi sevdiğim Muhammet abim ölmüş, olayın şokundayım, kızın dediğine bak. Tutamadım kendimi ne mal mal konuşuyorsun kızım sen? dedim buna. Beyler kız çok bozuldu lan o an farkında değildim ama harbiden ayıp ettim. Hiç bir şey demeden gitti. Belli ki o da yaşam mücadelesi veriyor, onun da hastane ruhunu karartıyor ben gibi. O da canı sıkıldı da benim gibi diğer hastalarla muhabbet etmek istedi sadece.. -
9.
+5Bir kaç gün sonra kardeşim ziyarete geldi. Hastane bahçesine çıktık beraber biraz hava almak için. O gün sabahtan hava yağmurluydu öğleden sonra açılmıştı, bahçedeki banklar falan ıslanmış biraz, kuru bir tane bulduk hastane binası karşımıza gelecek şekilde oturduk muhabbet ediyoruz. Bir zaman sonra bir baktım camın birinden dışarı bakan kel bir kız. Hemen kalktım o pencerenin bulunduğu kata. Baktım odası kalabalıktı girmek istemedim. Bir süre sonra odasında sadece bir kadın kalmıştı annesi heralde, o da kafeteryaya gitti galiba ben hemen girdim bunun odaya.
Dedim bir göründün bir yok oldun, nerelerdesin? Beyler kız ameliyat olmuş sağ akciğerini almışlar. Ameliyat olalı 10 gün olmuş bugün camdan dışarı baktığı bir anda denk geldi gördüm hiç bir şeyden haberim yok mk. Sen neden hastanedesin peki diye sordu kısaca anlattım ben de olanları, asıl orada tanışmış olduk bununla. -
10.
+5Sonra birden ne oldu anlayamadım kız önce öksürmeye başladı, su ister misin dedim cevap veremedi. Bir süre sonra da kız nefes alamamaya başladı. Ne yapacağımı bilemedim az evvel hayran hayran seyrettiğim kız şimdi önümde çaresizce çırpınıyordu. O esnada birden kapı açıldı ve annesi içeri girdi. Önce bana baktı sen kimsin dedi sonra nefes almaya çalışan kızını gördü ve dehşete kapıldı. Ben ise hemen hemşire diye bağırarak koridora çıktım. Hemşireler hemen koşarak geldiler ve oksijen vermeye başladılar buna. Annesi de ne yaptın kızıma diye bana yükleniyor. Ulan kız ölüyor ben onun şokundayım anası olacak karı bana hesap sormaya çalışıyor.
-
11.
+5Kızın anasına arkadaşıyım dedim ziyarete gelmiştim falan filan tanıttım kendimi orada bir problem yok. Kıza gelince. Oksijen verildikten sonra rahatladı, ölmedi ama kız günden güne ölüme yaklaşıyor. Beyler kıza acıyordum ama bu duygu başka bir şey, kıza acıdığım kadar kendime de acıyordum. Keşke diyordum içimden, keşke normal bir şekilde, ikimiz de sağlıklıyken tanışsaydık. Tarif edemeyeceğim biçimde yakın hissediyordum kendimi ona. Onun nefesi daralınca ben boğuluyordum. Korkuyordum beyler, ölüm kavramından korkuyorum. Kendi ölümümden değil, sevdiğim birini daha kaybetmek istemiyordum. Sevmekten korkuyordum beyler. Belki ben ondan daha önce öleceğim diyordum kendime. Ne işim var ulan benim bu kızın yanında?
-
12.
+5Kız endüstri mühendisliği öğrencisiymiş, hazırlığı bitirmiş ama normal bölüme hastalığından dolayı başlayamamış. Facebook sayfasında üniversite kısmına 'başlayacağız inşallah' yazmış beyler onu görünce gözlerim doldu. Kız kanserin son aşamasına gelmiş, akciğerinin biri alınmış yaşayıp yaşayamayacağı meçhul.
Gözleri kapkara, saçı kaşı olmadığından gözleri daha belirgin hale gelmiş. Teni bembeyaz, yüzü ay gibi. Gözlere bakmak insanı büyülüyor zaten. Yüz hatları çok zarifti beyler özenle çizilmiş gibi. Facebook hesabından eski resimlerine de baktım harbiden güzel kızmış. Eskiden çok zayıfmış kanser olduktan sonra hafiften kilo almış galiba normal hale gelmiş, hastalık süresince hareketsizlikten olsa gerek ama bilmiyorum beyler çok tatlı bir kız. Hayat dolu. Hastanede vaktini çizim yaparak geçiriyormuş, çizimlerini gösterdi, gayet yetenekliydi. Çizimler daha çok karakalem çalışmaları. O gün çizdiği bir resim vardı beyler bana verdi tanışmamızın hatırası olsun diye. Göğe uzanan iki el, avucun içinden özgürlüğe kavuşan beyaz bir güvercin. -
13.
+5Tutuldum kaldım ben de beyler, sabahtan beri bunu arıyordum. Gökte ararken yerde buldum, şaştım kaldım. Gözler bitirdi beni yalan yok. Şey.. dedim geçen gün sana kabalık ettim özür dilerim. Önce bir şey demedi, lafımın bitmesini bekledi, heralde daha uzun bir özür bekliyordu. Ulan benim sana özür dilemem senin için bir lütuf, ben orada yakınımı kaybetmişim acılıyım bir de senle muhabbet mi edecektim. Neyse beyler diledim özrümü. Bu yeni afişe bakarak keşke birileri bu afişi bana ortaokuldayken gösterseydi dedi. O an anladım ben lösemi olmadığını. Akciğer kanseriymiş beyler kız. Daha 20 yaşında kanser olmuş. Geçmiş olsun demek düştü bana da. Sen de geçen ki afişe sinirlenme bak afişler önemli olabiliyor dedi. Ulan benim derdim afiş değil ki. Anlattım buna o gün olanları bu sefer bu özür diledi mk. Neyse orada bir günah çıkardık yani.
-
14.
+5Ertesi gün ben bunu bulup özür dilemeyi kafaya koydum. Adını sanını bilmiyorum ki gidip danışmaya falan sorayım. Adını bırak kendisini bile hayal meyal hatırlıyorum, ben dalgın haldeyken geldi benim yanıma, yüzü neye benzer farkında değilim. Lösemili olduğunu tahmin ettiğim bandanalı bir kız. işimiz gücümüz yok zaten hastanede yat yat da bir yere kadar biraz bacakları açmak, koridorlarda dolaşmak lazım. Ben başladım bunu aramaya.
Bizim kattaki odalarda değildi onu biliyorum. Kemoterapi bölümünün oraya gittim sordum saçları dökülen bir kız var mı diye. Pos bıyıklı bir adam vardı, dalga geçerek herkesin saçı dökülmüş burda aslanım dedi. Ulan dedim neyse. Bakındım etrafa orada yoktu. Diğer katlara bakıyım dedim başka yapacak işim yok zaten. Bildiğin hastanede kel kız arıyorum lan şaka gibi. -
15.
+4Biraz sonra hemşire odaya girdi, öğle yemeğini getirdi kıza. Yemekte ne olsa beğenirsiniz?
Mercimek çorbası, bir parça tavuk, biraz pirinç pilavı ve yanında profiterol!
Profiterol görünce sinirim bozuldu, beni bir gülme tuttu. Kız şaşırdı ne oluyor diye. Ben kıza kavga ettim bıçaklandım diye anlatmıştım ama kavganın neden çıktığını söylememiştim ki. Buna anlattım profiterolü bu da şaşırdı tabi, Kız dedi ki "yani ben sigaradan hastaneye düştüm sen profiterolden" , o da gülmeye başladı benle beraber. tuhaf bir an oldu yani..
Takip eden günlerimizde hastanede artık beraber vakit geçirmeye başladık. Her şeyimizi birbirimize anlattık, sanki yıllardır birbirimizi tanıyor gibiydik. Bana resim çizmeyi bile öğretmeye çalıştı, çalıştı diyorum çünkü öğretmenim ne kadar yetenekli olsa da benim çok başarılı bir öğrenci olduğum söylenemez. -
-
1.
+2Hani bitircektin lan bekliodum
-
1.
-
16.
+4okurken dinleyebilirsiniz:
https://www.youtube.com/watch?v=zRvhQ5Rf6-U
Bir gece yine hastanenin merdivenlerinde yanyana oturmuş konuşuyorduk. O saatlerde hastane gayet sessiz olur. Başbaşa kalmak için merdivenlerde buluşuruz.
"20 yaşında bir genç kız. Üniversite mezuniyetini göremeyecek. 20 yaşında bir genç kız, hiç bir zaman kendisini istemeye gelenlere kahve hazırlayamayacak, hiç bir zaman nişan yüzüğü takamayacak. Hiçbir zaman yuva kurup evlenemeyecek. Hiç bir zaman anne olacak kadar uzun yaşayamayacak. işte o benim." dedi ve gözlerinden süzülen 2 damla yaş benim sol omzumu ıslattı.
Bir şey diyemedim. Hani söz vermiştin, yaşayacaktın diyemedim.Sağ avucumu yanağına koydum. Göz yaşları ile ıslanmış yanağının sıcaklığını bugün bile hissederim. Elimi yanağına koydum o da ellerini benim elimin üzerime koydu. Bir kaç dakika o halde ikimiz de düşüncelere dalmış bir şekilde bekledik. Böyle olmak zorunda değil dedim. Elimi yüzünden çektim, tam karşısına geçtim. O soruyu sordum "Benimle evlenir misin?"
ikimizin bir geleceği yoktu, evet. Hiç bir zaman aile olamayacaktık, evet. Bu hastaneden çıkamayacaktık, evet. ilk çocuğumuz için heyecanla bebek alışverişi yapamayacaktık, evet. Hiçbir zaman çocuklarımız için okul alışverişi yapamayacaktık, evet. Çocuklarımızın mezuniyetini göremeyecektik, evet. Çocuğumuzu askere göndremeyecektik, evet. Hiçbir zaman düğünlerini göremeyecektik, evet. Hiçbir zaman torun sevemeyecektik, evet. ikimiz de bunun gayet farkındaydık, evet..
Yaşlı gözlerimiz yine birbirine kitlendi, siyah gözleri gözyaşları ile birlikte daha bir büyüdü. Dünyanın en güzel kızı, dünyanın en güzel kel kızı bana evet dedi, evet. O an sarıldım bir daha hiç bırakmamacasına. O gecenin hiç bitmesini istemeyecek kadar sıkı sarıldık. "Seni ailenden isteyeceğim, yüzük de takacaksın, evleneceğiz de, gelinlik de giyeceksin. Hayatta son günümüz olsa bile, o son günü birbirimize ait olarak geçireceğiz" dedim. -
17.
+4Bu duyguyu biliyorum, ben de bu durumdaydım lan. Ben de ölmeyi kabullenmiştim sadece vaktin gelmesini bekliyordum. Umudumu kaybetmiş haldeyken bana umut veren biri vardı madem ben de bu kızın umut vereni olmalıydım. Bu onu boş ümide kaptırmak değil, son günlerini mutlu geçirmesini sağlamaktı. Hem iyileşme ihtimali de var hala, neden olmasın?
Abimin ölmeden önceki gün söylediği o söz aklıma geldi ve onu söyledim:
"Hayat ben senin değil, sen benim içimdesin. Ben nefes alırsam sen yaşarsın!"
Ölmeyeceksin dedim, bu hastaneden çıkacaksın. Hatta buradan beraber çıkacağız, pes etmene ben izin vermem dedim.
Gözleri doldu, yine o gözleriyle uzunca bana baktı. Ben yine gözlerinde kayboldum. Göz yaşlarını sildi, ölmeyeceğim dedi gülümsedi. Az önceki acınası gülümseme değildi bu beyler gerçekten gülümsedi. Ölmeyeceğim dedi.
Söz mü? dedim ben de gülümsedim.
Söz, ölmeyeceğim! -
18.
+4Annesi gözleri yaşlı bir şekilde dua mırıldanıyordu, ben ne olur ne olmaz diye biraz yanlarında durdum. Kız uykuya daldı ben de istirahat etsin diye çıkayım dedim. O gün o odada bir daha onu görmeye gelmemeye karar verdim. Bana göre değildi beyler. Ben karaciğer nakli bekleyen umutsuz vaka, o akciğer kanseri hali benden de beter. Pembe rüyalar kurmak benim ne haddime? Döndüm arkamı bir daha o odaya dönmemek üzere kapıya doğru yöneldim.
Tam çıkacakken arkamdan seslendi. -
19.
+3Gidiyor musun? dedi. Durdum, sırtım ona dönük şekilde evet dedim. Onu bir daha görmeyeceğim için dönüp son bir kez daha bakmak istemedim.. Yine gel olur mu? dedi. Kalbim küt küt atmaya başladı, ne cevap vereceğimi bilemedim. Olur dedim, arkama bakmadan çıktım.
Yalan söyledim, bir daha yanına gitmeme kararımı değiştirmemiştim. Mutlu bir gelecek beklemiyor ki beni. Ben zaten çekingen bir insanım, normalde de kızlarla öyle çok samimi olmamışımdır. Hastanede millet can derdinde ben karı kız derdine mi düşecektim? -
20.
+3Beyler müstehcen hikaye anlatmıyoruz diye çok rağbet görmedi farkındayım. Bizde gayrı ciddi ilişki de olmaz, gayrı ciddi hikaye de. Yazıyı yarım bırakma da olmaz.
Takip eden panpalarım için yazıyı bu gece tamamlayacağım. Devam ediyorum.
başlık yok! burası bom boş!