-
51.
+6Gece sabaha kadar uyumadığım için öğleye doğru uyku bastırdı uyudum. Akşama doğru uyanınca gitmeyecem dedim yine kendime. Kararım kesin gitmeyeceğim. Gitmedim de.
Annemler ziyarete geldi. Annem hemen bir şeyler olduğunu anladı. Noldu oğlum neden asık suratın, üzülme yavrum iyileşeceksin dedi. Babam tabi oğlum karaciğer bulunacak, umutsuzluğa kapılma dedi. Allaha tevekkül et olumsuz düşünme dedi. Tamam dedim geç yattım az uyudum ondan durgunum falan dedim. Akşam annem yanımda refakatçi kaldı. Ana yüreği anlıyor oğlunun halinden. Noldu yavrum anlat hadi ne var kafanın içinde dedi. Ben de dayanamadım anlattım. Anam dedi oğlum kız madem ölüm döşeğinde, ziyaret etmeni istediyse git gör mutlu olur garip dedi. Hak verdim anneme, yazık değil mi kızcağıza. Kız ölmeyi bekliyor orda ben biliyorum onun halini..
Ertesi gün annem gittikten sonra ziyaret edeyim diye gittim. Bu sefer de ulan dedim kendi kendime kız hastaneden ayrılmış falan olmasın. Gittim ve odasındaydı. Beni görünce gözleri parladı lan, o bana öyle bakınca benim de kalbim küt küt atmaya başladı yine. iyi misin dün gelirsin diye bekledim gelmeyince endişelendim dedi. Harbiden bekliyormuş lan kız. Kusura bakma dedim, neden gelmediğimi söylemedim. Sen nasılsın iyi misin? dedim.
Ölmek üzere olan biri ne kadar iyiyse o kadar iyiyim dedi, gülümsedi. Bu gülümsemeyi biliyorum beyler, durum ne kadar çaresiz olduğu bellidir ama sen karşındakine kendini acındırmamak için sahte bir gülümsemenin arkasına saklanmak istersin. -
52.
+4Bu duyguyu biliyorum, ben de bu durumdaydım lan. Ben de ölmeyi kabullenmiştim sadece vaktin gelmesini bekliyordum. Umudumu kaybetmiş haldeyken bana umut veren biri vardı madem ben de bu kızın umut vereni olmalıydım. Bu onu boş ümide kaptırmak değil, son günlerini mutlu geçirmesini sağlamaktı. Hem iyileşme ihtimali de var hala, neden olmasın?
Abimin ölmeden önceki gün söylediği o söz aklıma geldi ve onu söyledim:
"Hayat ben senin değil, sen benim içimdesin. Ben nefes alırsam sen yaşarsın!"
Ölmeyeceksin dedim, bu hastaneden çıkacaksın. Hatta buradan beraber çıkacağız, pes etmene ben izin vermem dedim.
Gözleri doldu, yine o gözleriyle uzunca bana baktı. Ben yine gözlerinde kayboldum. Göz yaşlarını sildi, ölmeyeceğim dedi gülümsedi. Az önceki acınası gülümseme değildi bu beyler gerçekten gülümsedi. Ölmeyeceğim dedi.
Söz mü? dedim ben de gülümsedim.
Söz, ölmeyeceğim! -
53.
+4Biraz sonra hemşire odaya girdi, öğle yemeğini getirdi kıza. Yemekte ne olsa beğenirsiniz?
Mercimek çorbası, bir parça tavuk, biraz pirinç pilavı ve yanında profiterol!
Profiterol görünce sinirim bozuldu, beni bir gülme tuttu. Kız şaşırdı ne oluyor diye. Ben kıza kavga ettim bıçaklandım diye anlatmıştım ama kavganın neden çıktığını söylememiştim ki. Buna anlattım profiterolü bu da şaşırdı tabi, Kız dedi ki "yani ben sigaradan hastaneye düştüm sen profiterolden" , o da gülmeye başladı benle beraber. tuhaf bir an oldu yani..
Takip eden günlerimizde hastanede artık beraber vakit geçirmeye başladık. Her şeyimizi birbirimize anlattık, sanki yıllardır birbirimizi tanıyor gibiydik. Bana resim çizmeyi bile öğretmeye çalıştı, çalıştı diyorum çünkü öğretmenim ne kadar yetenekli olsa da benim çok başarılı bir öğrenci olduğum söylenemez. -
-
1.
+2Hani bitircektin lan bekliodum
-
1.
-
54.
+1Usta ben burdayım yaz sen, hikayenin sonu inşallah güzel biter, ağlatma bizi.
-
55.
+1rezervuar köpekleri
-
56.
+2Hadi usta bekliyoz..
-
57.
+4okurken dinleyebilirsiniz:
https://www.youtube.com/watch?v=zRvhQ5Rf6-U
Bir gece yine hastanenin merdivenlerinde yanyana oturmuş konuşuyorduk. O saatlerde hastane gayet sessiz olur. Başbaşa kalmak için merdivenlerde buluşuruz.
"20 yaşında bir genç kız. Üniversite mezuniyetini göremeyecek. 20 yaşında bir genç kız, hiç bir zaman kendisini istemeye gelenlere kahve hazırlayamayacak, hiç bir zaman nişan yüzüğü takamayacak. Hiçbir zaman yuva kurup evlenemeyecek. Hiç bir zaman anne olacak kadar uzun yaşayamayacak. işte o benim." dedi ve gözlerinden süzülen 2 damla yaş benim sol omzumu ıslattı.
Bir şey diyemedim. Hani söz vermiştin, yaşayacaktın diyemedim.Sağ avucumu yanağına koydum. Göz yaşları ile ıslanmış yanağının sıcaklığını bugün bile hissederim. Elimi yanağına koydum o da ellerini benim elimin üzerime koydu. Bir kaç dakika o halde ikimiz de düşüncelere dalmış bir şekilde bekledik. Böyle olmak zorunda değil dedim. Elimi yüzünden çektim, tam karşısına geçtim. O soruyu sordum "Benimle evlenir misin?"
ikimizin bir geleceği yoktu, evet. Hiç bir zaman aile olamayacaktık, evet. Bu hastaneden çıkamayacaktık, evet. ilk çocuğumuz için heyecanla bebek alışverişi yapamayacaktık, evet. Hiçbir zaman çocuklarımız için okul alışverişi yapamayacaktık, evet. Çocuklarımızın mezuniyetini göremeyecektik, evet. Çocuğumuzu askere göndremeyecektik, evet. Hiçbir zaman düğünlerini göremeyecektik, evet. Hiçbir zaman torun sevemeyecektik, evet. ikimiz de bunun gayet farkındaydık, evet..
Yaşlı gözlerimiz yine birbirine kitlendi, siyah gözleri gözyaşları ile birlikte daha bir büyüdü. Dünyanın en güzel kızı, dünyanın en güzel kel kızı bana evet dedi, evet. O an sarıldım bir daha hiç bırakmamacasına. O gecenin hiç bitmesini istemeyecek kadar sıkı sarıldık. "Seni ailenden isteyeceğim, yüzük de takacaksın, evleneceğiz de, gelinlik de giyeceksin. Hayatta son günümüz olsa bile, o son günü birbirimize ait olarak geçireceğiz" dedim. -
58.
+3Sabah olunca bizimkileri arayıp gelmelerini, yüzükleri ayarlamalarını söyleyecektim. Hastane odasında kız isteme olayını gerçekleştirecektik. O gece her şeyi kararlaştirdık. Hastanede nişanlanacaktık. Daha sonra nikah tarihi alıp resmen evlenecektik. Odasına bıraktım yarın buluşmak üzere ayrıldım. Çıkarken bana son kez sarıldı ve yanağımdan öptü. "iyi ki seni tanımışım, iyi ki varsın" dedi. "iyi ki ben seni tanımışım, seni tanımak için bu hastaneye düşmek kaderimde varmış" dedim.
Sabah uyanınca ilk iş bizimkileri aradım. Durumdan bahsettim. Oğlum sen ne saçmalıyorsun dediler. Ölüp gidicem şu hayatattan son günlerimde mutlu olmak benim hakkım değil mi dedim. Bir şey diyemediler, kabul ettiler. Konuştuktan sonra hemen sevdiceğimin yanına gitmek için odadan çıktım. Odasına gidince yoğun bakıma alındığını öğrendim. Hemen yoğun bakım tarafına koştum. Gözü yaşlı annesi oradaydı. Haberi vardı evlilik teklifimden, bana attığı bakıştan gözlerindeki çaresizlik okunuyordu. Akşama kadar kapısında bekledim. Bizimkiler yüzük almış, çiçek çikolata getirmişler. Onlar da benle birlikte çaresizce beklediler.
Akşam olduğunda doktor yoğun bakımdan çıktı. Hayat durdu. Doktor konuşmaya başladı, umudum tükendi. Doktorun her bir kelimesinde benim ömründen bir yıl eksildi. Bizimkilerin getirdiği çiçek doktorun sözleriyle adeta soldu. Cebimdeki yüzükler kimsesiz kaldı. Kızın annesi anneme sarılıp ağlamaya başladı. Doktor hastayı kaybettik dedi.
O öldü mü? Hayır. hayır. O ölmedi...
Ölmedi. Ben nefes aldıkça yaşamaya devam ediyor. -
-
1.
+1Ulan gece gece...
-
1.
-
59.
+1Biliyon mu kardeşim sen harbiden adamsın. Sonu böyle olmamalıydı be,ben bile evlendiğinizi hayal etmiştim.: (
-
60.
+1Bu gece de senin icin yakıcam anlaşılan panpa..
-
61.
+1Ana hikayeyi bugun okuyup buraya gectim. Oyle bi daldimki resmen icindeymis gibiydim. Keske boyle bitmeseymis
-
62.
0ReEzrdd
-
63.
0vay dıbına koyayim ya evlendiniz çocuklarınız oldu sandım amk
-
64.
0Canım yandı aq yaktim senun için