ben kendim bizzat ben

oturup düşünmüşler iki esire avşar ın cenazesini ve atına takas etmişler. kafa kafaya vermişler. düşman çok imiş, düşmanın topu ,ölümkusan mitralyözü var imiş.at sürüp içlere çekilmişler. anavarza kalesine kadar çekilmişler.

anavarza kalesi çukurovanın alamutu. atlarını nallarını sağlamlaştırmışlar. siper alıp düşmanı gözetlemek nöbet turmak için her 6 saatte biri pusuya yatmış.

yazmaya devam et la.

yazsana oç.

fransızlar gelmeden süngülerin gümüş rengi parıltıları ovanın ortasında belirmiş. bizim 27 süvari çevre köylerden gelen gençlerle bir olup siper almışlar. ceyhan ırmağının üstündeki asma köprüden düşman askerleri geçerken düşman hattının önünde tüfekli gençler yer tutmuş. atlılar düşman hattının doğusundan baskın verip düşman askerlerini şoka uğratmak ve ikiye bölmek için at sürmüşler. küprüden geçen düşman askerleri toplarını ve mitralyözleri kuramadan genç köylüler kurşun selini başlatmış.ilk şoku atlatıp siper alan düşman askerlerini doğudan gelen süvariler ikiye bölmüş.

büyük dedem cim ahmet vurun gardaşlarım demiş. vurmuşlar kanlar oluk oluk akmış. atlı süvarilerin bir çoğu düşmüş.ama yılmamışlar ölüm kusan fransızlara geçit vermemişler. canları pahasına yaşayamadıkları hayaller pahasına geri adım atmamışlar.

köprüyü geçen 57 fransız piyadesini öldürüp 6 sını esir almışlar.27 süvariden 18 i siperdeki gençlerden 5 i şehit olmuş.

fransıza ayak bastırmamışlar yayla yoluna.

böyle atlatır babam kışın soba sohbetlerinde. kimi çukurovada olur, kimi erzurumda kimi aydın ilinde.

her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır derler ya ben bu sözün doğru olduğuna bir kez şahit oldum. benim ebem tellel kadın öyle erkeğini destekleyen elinden her iş gelen kadındır. beni doğurtan kadın.

tellem ebem her iş elinden gelen hükümet gibi kadın derler ya ha işteöyle bir kadın. bilekleri kalın ayakları büyüktür.50 kiloyu bana mısın demeden kaldıraır. adı telleldir. bildiğiniz teltel. saçları kızıl ve kıvırcık olduğundan böyle deriz biz ebeme. gerçek ismini çoğu bilmez. kocası ak gözel ile bu sırt sırta verip yoktan koca bir aile yaptılar. allah nesil verdi bunlara onlar dişlerini tırnakları takıp namerte el açmadan hepsini büyütüp adam ettiler.tam dokuz çocuk bilmem kaç torun büyüttüler.

teltel ebem il bilen töre bilen bir kadındır.her işten anlar yün eğirir, halı dokur, kilim dokur, at nallar, demir döver, çocuk doğurtu,r kırık sarar, peynir yapar, yogurt yapar, tarla sürer ne lazımsa yapar. hastaya bakar söğüt yaprağından ağrı kesici yapar, koyun kırpar elinden her iş gelir mübarek kadının.

şimdi nerdeyse 90 ına vardı hala iş yapar. odun kırar ağaç keser.ben böyle becerikli kadın görmedim.

şimdiki kızlara bakıyorum hiç bi gibimden anlamıyorlar. yemek yapmayı bilmezler, temizlik yapmayı bilmezler.bir de burunları hava sanki altın kaplama dıbına soktuklarım.

umuduğu kaybettiğim zamanlarda bir sigara yakar ve mutlu olduğum zamanlara giderim beynimde. geri döndüğüm zaman umutsuzluğum bitmiş olur.

barış çubuğu demiş kızıl derililer. dost olduklarını belirtmek için beyaz adamlara da ikram etmişler. topraklarını el koyan, kurşuna dizen adamın cezası olmuş işte barış çubuğu. beyaz adam bağımlısı olmuş nesiller boyu.

Burda kaldım

ne acıdır ki bizim muassır medeniyetler dediğimiz bu kan emiciler. nerde bir acı var nerde bir zulüm var bu kan emiciler hep orada. petrol mu hemen yanı başındalar, altın mı hemen yanı başlarında ,genç zeki beyin mi hemen yanı başlarında bitiyorlar.

hoşgeldin panpan. okumadayım.

ne zaman biz böyle olduk.ne zamandır başkalarının kederi üzerine mutluluk inşaa etmeye başladık.

ben ne zamandır bu acıyı yüreğimde taşıyorum. yoksa bu acıyla mı doğdum sonradan mı oldum bilemiyorum.bir portakal çiceğinin kokusu ciğerlerime girdiğinde mutlu olan ben nasıl oldu da bu hale geldim.

okul dediler gittik, sınav dediler geçtik, bekle dediler bekledik. öyleyse bu acı bu mutsusuzluk neden.

"çayım var sigaram var herşeyim tamam." peki ne ekgib. neden tat vermiyor sigara. neyimiz ekgib.

@194 eyw panpa

"ben bende değilim meçhul hallerdeyim"

ekgib olan şey emek ve samimiyet. sigara tat vermez hazır al marketten tabii tat vermez.tat versin diye yapmıyorlar zaten. amaç paranı alıp seni bağımlısı yapmak. içine ne yaraktan kimyasallar koyuyorlar bağımlılık yapsın diye.

oysa sarma cigara öyle mi.sar bir sarma bakalım tat alamayacak mısın? içinde emeğin var doğal tütün ve samimiyet olur sarma cigara sohbetlerinde.

memet emminin cigara sohbetlerinden içinde vatan hasreti olanlar aklıma geliyor. anlatıyor memet emmi kafkasyada geçiyor zaman ve ben ordayım.bir bahar günü serin bir yel esiyor karadenizden ve ben o anının içinde geziyorum.

"bizi sürdü rus dölü topraklarımızdan "diye başlıyor anlatmaya. sırtında bir pardesü elinde sarma cigara duvara yaslamış kendini bir nefes çekiyor, ardından derin bir iç çekiyor ve anlatmaya başlıyor.ben kır sakallarına, kırışmış alnına ve çukurova güneşinde yanmış ellerine bakarken kafkasyanın dağları içine doğru yol alıyorum.

bir bahar günü. süngülü rus askerleri önüne katmış bir halkı topraklarından sürüyor.bir kervan ip gibi dizilmiş bir vadide. atlar katırlar yüklü. üzerlerine ateş kokusu sinmiş yaşlı genç çocuk kadın erkek akıyor vadiden. istakamet osmanlı sınırı. yeşil gözlü bu halk toprağından sürülürken gökyüzü ağlamaya başlıyor. ince bir bahar yağmuru suratlara çarpmaya başlıyor. serin yağmur taneleri kervanı durduruyor. çadırlar kurulup kara kazanlar ateşin üzerine konuyor. yemekte lapa çorbası var.son bilmem kaç gündür olduğu gibi.

türk iline bir varsalar bu yoksunluk bu yoksulluk bitecek.

geliyorlar türk iline. ecdat bunları ayrı ayrı memleketlere sürüyorlar. ailer ayrılmak zorunda kalıyor. kanlı gözler yaş damlatıyor toprağa. vakit ayrılık vakti çocuklar ağlaşıyor, yaşlı hastalar yalvarıyor ayırmayın bizi diye.

yapacak bir şey yok. büyük insan kalabalığı buraya sığmaz. trabzon ilinden dağıtılıyorlar dört bir yana.

işte bu kafilenin içinden memet emmi nin dedesinin kaderi bizim topraklara düşmüş.

çukurova kafkaslara benzemez. cehennem sıcağı, sivrisinekler kan emici. yatsan uyunmuyor. nefes alsan nemli hava ciğer deliyor. sıtma oluyor aylarca yatakta titriyor yaz sıcağında.

inadına ölmüyor. inadına yaşıyor.onu sürenlere topraklarına ayak koyunlara inat nefes alıyor.

ve hikaye ordan devam ediyor. uzaktan bir köyden sala okunuyor ve muhabbet başka bir zamanda devam etmek üzere yarım kalıyor.

vakit kahvaltı vakti akşam üzeri devam ederim.

"güz gülleri gibiyim hiç bahar yaşamadım."

bir ömrün özeti bir cümlede.hep bu şarkıyı dinlerdi çerkez memet emmi. sanki aradığı mana anlam bu şarkının içinde gibiymiş de biraz daha kulak kesilip dikkatli dinlese o manayı bulacak.

gözleri uzağa dalınca ben anlıyorum bulamadı o manayı.eli şalvarın cebine gidiyor ve gümüş rengi tabakayı çıkarıyor ağır ağır bir cigara sarıyor.

zamanın akışı memet emmiye eşlik edip ağırdan akmaya başlıyor.